

Küresel tedarik zincirinin (global supply chain) dinamik ve karmaşık olduğu bir sır olmasa da, son birkaç yılda görülen aksaklıklar, şirketlerin daha sağlam ve daha esnek bir tedarik zinciri yönetimi oluşturma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
Küresel salgından jeopolitik kaygılara ve ekonomik değişimlere kadar zorlu iş ortamı, birçok işletmeyi potansiyel kırılganlıkları azaltmak için tedarik zincirlerini yeniden değerlendirmeye ve çeşitlendirmeye itmektedir.
Thomson Reuters Asya ve Gelişmekte Olan Piyasalar Küresel Ticaret Önerisi Lideri Zoe Martinez bu konuda, “modern tedarik zincirlerinin küresel, bütünleşik doğası, dünyanın hiçbir bölgesinin bu kesintilerden etkilenmediği anlamına geliyor” diyor ve benzer şekilde, dünyada çok az sayıda şirketin tedarik zincirlerini etkileyen bir yerden kaynaklanan bir eksiklik yaşamadığını da ekliyor ki; bundan kesinlikle kaçış yoktur.
1. Belirsizlik yoluyla tedarik zinciri sorunlarının yönetilmesi
Bununla birlikte şirketlerin, yaptırımların ve tedarik zinciri sorunlarının ticari operasyonları üzerindeki etkisini hafifletebilecekleri birçok yol vardır. Giderek daha kırılgan ve öngörülemez hale gelen bir dünyada şirketlerin tedarik zincirlerini yönetmelerine yardımcı olacak birçok teknolojik araç da mevcuttur.
Martinez bu minvalde “Şirketlerin şu anda karşılaştığı en zorlu zorluklardan biri, bireylere yönelik yaptırımların yanı sıra, reddedilen tarafların taranması ve İhracat Gümrükleme Numaraları ve Harmonize Sistem Numaraları (export clearance numbers and harmonized systems numbers) için yapılan güncellemelerin yanı sıra, ülkeye özgü tüm yaptırımlara ve düzenleyici değişikliklere ayak uydurmaktır,” diyor.
Bu değişikliklerin hızı ve kapsamı baş döndürücü ve işlerin yakın zamanda yavaşlaması da pek mümkün görünmemektedir. Küresel ticaret profesyonelleri, sınır ötesi tedarik zincirlerinin varlığı nedeniyle çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (environmental, social & governance) stratejilerinin uygulanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yerel ve küresel iş ortaklarını taramak gibi uygulamalar, şirketlerin itibarını korumak ve kuruluşları reddedilen işletme düzenlemelerini ihlal etmekten korumak için çok önemlidir.
2. Tedarik zinciri riskini azaltmak için en iyi uygulamalar
Bu kadar istikrarsız bir dünyada şirketler tedarik zincirlerini nasıl koruyabilir ve aksama riskini nasıl en aza indirebilir?
Uluslararası ticaret lojistiği ve uyumla ilgilenen şirketler için birkaç önemli en iyi uygulama burada bulunabilir:
- Tedarik zincirindeki zayıf noktaların belirlenmesi (identify supply chain vulnerabilities): ONESOURCE Küresel Ticaret Kıdemli Ürün Müdürü Fernando Tochini Aliaga, “Tedarik zincirleri hassas olan şirketler, zincirdeki zayıf halkaları tespit etmeli ve üretimi merkezileştirmek veya diğer bölgelerde alternatif tedarikçiler bulmak için tedarikçilerle birlikte çalışmalıdır” tavsiyesinde bulunuyor. Tedarik zincirini merkezi olmayan hale getirmenin ve çeşitlendirmenin daha fazla esneklik ve dayanıklılık sağladığını ve yaptırımlar, ambargolar ve diğer beklenmedik uyum riskleri ani bir dönüş gerektirdiğinde şirketlere seçenekler sunduğunu söylüyor.
- Küresel ticaret düzenlemeleri ve uyum gereksinimleri konusunda güncel kalınması (stay current with global trade regulations and compliance requirements): Şirketlerin kendileri için geçerli olan tüm ticari düzenlemeler konusunda güncel kalmaları ve işlerini etkileyebilecek en son yaptırımlar veya diğer resmi eylemlerden haberdar olmaları çok önemlidir. Bu sadece akıllı bir liderlik değil, aynı zamanda maliyetli cezalardan, ticari ayrıcalıkların kaybından ve bir markanın itibarının zarar görmesinden kaçınmanın en emin yoludur. Çok büyük bir görev olmasına rağmen, tüm yaptırım duyurularını, reddedilen taraf tarama listelerini ve ikinci ve üçüncü kademe tedarikçileri etkileyenler de dâhil olmak üzere tedarik zincirini etkileyebilecek her türlü yeni ambargo veya lisans yükümlülüklerini izlemek çok önemlidir. Örneğin, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (Office of Foreign Assets Control) %50 Kuralı, şirketlerin, reddedilen bir kişiyle veya reddedilen tarafın %50’den fazla mülkiyete sahip olduğu bir şirket veya kuruluşla, kuruluşun kendisi listede olsun veya olmasın, herhangi bir ilişkisi olamayacağını belirtmektedir. Aliaga, yeni bir tedarikçi ile çalışmaya başlamadan önce, reddedilen tarafla herhangi bir ilişkisi olup olmadığının belirlenmesinin önemli olduğunu söylüyor.
- Ekibin tüm tedarik zinciri sorunları, süreçleri ve prosedürleri konusunda eğitilmesi (educate your team on all supply chain issues, processes, and procedures): Tochini Aliaga, “Tedarik zinciri, ithalat veya ihracat süreçlerine dâhil olan herkesin reddedilen taraflar, yaptırımlar ve ambargo kavramlarını anlaması gerekiyor” diye ısrar ediyor. Ayrıca, bu temel kavramlar Standart İşletim Prosedürlerine (Standard Operating Procedures) dâhil edilmeli ve yeni protokoller kapsamlı bir şekilde belgelenmeli ve şirketin eğitimine dâhil edilmelidir.
Otomasyon yoluyla tedarik zinciri uyumunun sağlanması (ensure supply chain compliance through automation): Modern küresel ticaret yönetiminin karmaşıklığı ve kapsamı ile yaptırımların ve düzenlemelerin değişme hızı göz önüne alındığında otomasyon, uyumu sağlamanın en iyi yoludur. Şirketler, tedarik zinciri boyunca küresel ticaret sürecinin tüm yaşam döngüsünü otomatikleştiren yazılımlar kullanmakta ve böylece uyumlu kalmaktadırlar.
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.
