Uluslararası Hukukun “Birleşmiş Milletler’in Likidite Krizi” [BM Üyesi Devletlerin ‘Finansal Katkı’ Borçları] İle Ne İlgisi Var?

Birleşmiş Milletler (BM; United Nations) en kötü likidite krizlerinden biriyle karşı karşıyadır. BM, geçtiğimiz Aralık ayından bu yana iki kez Cenevre genel merkezi de dâhil olmak üzere bazı ofislerini geçici olarak kapatmış[1] ve Genel Sekreter bu yılın başlarında Üye Devletlere bir çağrıda bulunmuştur[2]. Beşinci Komite[3], Örgütün düzgün çalışması için kaynakların etkin bir şekilde kullanılması konusunda önemli bir zorlukla karşı karşıyadır. 09 Mayıs 2024 tarihi itibarıyla yalnızca 108 Üye Devlet tam ödeme yapmış[4] olup, Eylül 2023 sonu itibarıyla ödenmemiş borçların toplamı 1,35 milyar ABD[5] dolarına ulaşmıştır (Genel Sekreter Raporu, paragraf 5[6]). Çoğu zaman tartışılmayan rakamların arkasında yatan şey hukukidir. Bu yazıda kısaca bu hukuki sorunlara değinilmekte ve ödeme yapmanın sadece siyasi bir taahhüt değil, aynı zamanda devletlerin ciddiye almaları gereken hukuki bir yükümlülük olduğu da hatırlatılmaktadır. Aksi takdirde devletler, özellikle de yetkilerinin ciddi şekilde etkilenmesi durumunda bir dizi hukuki sonuçla karşı karşıya kalabilir.

Yasal Bir Yükümlülük Olarak Finansal Katkı

En önemlisi, Tüzük/Şart (Charter), BM Üyelerinin, Genel Kurul tarafından paylaştırılacak olan Madde 17(2) uyarınca finansal yükümlülük altında olduklarını açıkça belirtmektedir. Her ne kadar değerlendirme bir Genel Kurul kararına uygun olsa da, Genel Kurul’un [(General Assembly) ki, BM Genel Kurulu “tavsiyelerde bulunabilir” (bkz. örneğin Madde 10) veya “önlemler önerebilir” (Madde 14)] yetki ve yeterliliğine ilişkin Tüzüğün IV. Bölümünde yer alan çeşitli maddelerin aksine, hükümde “yapılacaktır” terimi kullanıldığı için finansal yükümlülüklerin yasal yükümlülükler olduğu konusunda genel olarak mutabakata varılmıştır[7]. Belirli Giderler konusunda Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiye niteliğindeki görüşü[8], bir Üye Devletin düzenli bir değerlendirme ölçeğine göre ödeme yapmasının yasal bir zorunluluk olup olmadığı sorusunu açıkça incelemediğinden; bu yükümlülük, anılan Mahkemenin, Madde 17(2)’nin “bu tür Devletlere, değerlendirilen hisselerini ödeme konusunda bağlayıcı yasal yükümlülükler getirdiğini” ifade eden 1583 (XV) sayılı kararın[9] giriş kısmına sorgusuz sualsiz atıfta bulunmasından da anlaşılmaktadır. Bu görüş aynı zamanda birçok yargıcın bireysel görüşlerinde de yer almaktadır (bkz. örneğin, Yargıç Spreader, s.183; Yargıç Morelli, s.219).

Bir Üye Devlet BM bütçesi ile aynı fikirde olmadığında ve olumsuz oy kullanmaya karar verdiğinde bir sorun ortaya çıkabilir. Bu durumda yasal olarak ödeme yapma zorunluluğu doğar mı? Bu sorunun kısa cevabı evet ama hükümlere ve uygulamaya daha yakından bakmak gerekir. Aslında, bütçe ile ilgili bir karar taslağı reddedilebilir çünkü Tüzüğün 18(2) no.lu maddesinde Genel Kurul’un bütçeyi onaylama kararının mevcut ve oy kullanan üyelerin üçte iki çoğunluğunu gerektirdiğini, çünkü bu kararın “önemli bir sorun” olarak kabul edildiğini belirtmektedir. Uygulamada, idari ve bütçe ile ilgili sorunları denetleyen Beşinci Komitede yıllık bütçe onaylanırken birçok karar taslağı reddedilmektedir. Örneğin 2024 yılı program bütçesi incelenirken, birçok delegasyon İnsan Hakları Konseyi’nin aldığı kararların uygulanması için gerekli kaynakların tahsis edilmemesi yönünde bir girişimde[10] bulunmuştur. Bu taslak sonuçta 73’e karşı 17 oyla reddedilmiş ve 50’den fazla devlet çekimser kalmıştır.

Bununla birlikte, BM Şartı’nın/Tüzüğünün 17. maddesinin lafzi yorumlanmasına ve Örgütün çağdaş uygulamalarına dayanarak, Üye Devletlerine finansal yükümlülükler getiren bir Genel Kurul kararının yalnızca onu onaylayan devletler için bağlayıcı olduğu görüşünü kabul etmek zordur. Madde 17, Üye Devletlerin finansal katkı yapma yükümlülüğünün solo bir Üye Devletten değil, Genel Kurul’un organizasyonel kapasitesinden kaynaklandığını açıkça ifade etmektedir; zira Tüzük/Şart, Genel Kurul’un “bütçeyi değerlendireceğini ve onaylayacağını” ve harcamaların “Genel Kurul tarafından paylaştırıldığı şekilde Üyeler tarafından karşılanacağını” belirlemiştir. Ayrıca, program bütçesine (BM barışı koruma operasyonlarının finansmanı dâhil) ve Finansal Katkılar Komitesi tarafından yürütülen düzenli ölçek değerlendirmesine ilişkin kararların oylama yapılmaksızın kabul edileceği ilgili Genel Kurul kararlarında belirlenmiş ve tanınmıştır[11]. Kararların oylama sonrasında kabul edildiği durumlar olduğu da doğru olmakla birlikte, bu kararlar Üye Devletin genel ödeme yapma yükümlülüğünden ziyade bütçenin nasıl kullanılacağıyla ilgiliydi. Elbette “oylama olmadan kabul” (adopted without vote[12]), oybirliğiyle, itirazsız kabul edilen bir karar anlamına gelmeyebilir. Ancak bunun tersine, Devlet kendi pozisyonunu yeterince açıklasa bile, Üye Devletin açıkça olumsuz oy vermediği sürece buradaki yükümlülükleri kabul etme niyetinde olmadığı söylenemez. Usul kurallarına uygun olarak bir karar kabul edildiğinde, geçerli bir şekilde kabul edildiği varsayılır (bkz. Namibya, paragraf 20; Dünya Sağlık Örgütü Nükleer Silahların Kullanımı, paragraf 29; Wall, paragraf 35) ve Üye Devletlerin Genel Kurul tarafından onaylanan finansal yükümlülükleri yerine getirmeleri beklenir.

Olası Hukuki Sonuçlar ve Gerçekçi Kaygılar

Dikkate alınabilecek bariz sonuçlardan biri BM Şartı’nda bulunabilir. Madde 19 ayrıca, bir Üye Devletin, finansal katkılarını ödemediği takdirde Genel Kurul’da oy hakkına sahip olamayacağını açıklamaktadır. Ancak bunun iki özelliği daha vardır. Bunlardan birincisi, “gecikmiş borcunun, iki tam yıl boyunca kendisine ödenmesi gereken katkı payı tutarına eşit veya daha fazla” olması, diğeri ise böyle bir temerrüdün “üyenin kontrolü dışındaki” koşullardan kaynaklanmaması gerektiğidir. Ekonomik büyüklükler, hükümet gelirleri ve harcamaları, döviz kaynakları, ülke borçları, yurtiçi veya uluslararası finansal yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki zorluklar ve gerekli ödemelerin yapılmamasının Üye Devletlerin kontrolü dışındaki koşullara atfedilebileceği iddiasını destekleyebilecek diğer bilgiler dâhil Üyenin kontrolü dışında bir durum teşkil eden şeyin ne olduğuna, sağlanan bilgilerin bütünsel olarak incelenmesi sonrasında karar verilecektir (A/RES/54/237C[13], paragraf 3). Aslında Üye Devletlerin oylarını kaybetmesi alışılmadık bir durum değildir. Son zamanlarda, aralarında Afganistan, Komorlar, Ekvador, Sao Tome ve Principe, Somali ve Venezuela’nın da bulunduğu altı Üye Devletin oy hakları askıya alınmıştır. Bu devletlerden üçüne, ödeme yapılmamasının kendi kontrolleri dışında olduğu gerekçesiyle 78/2 sayılı kararla[14] Genel Kurul’un yetmiş sekizinci oturumunun sonuna kadar oy kullanma izni verilmiştir. Ancak bu çözüm, ekonomik açıdan zor durumdaki Organizasyonu beslemek için yeterli değildir.

Bu konuda şu ana kadar ele alınmayan bir diğer olası senaryo ise, ödemedeki gecikmeler nedeniyle BM’nin çalışmaları ciddi şekilde etkilendiğinde, Örgütün, BM’ye verdiği zarardan sorumlu olan Üye Devletlere karşı tazminat talebinde bulunmasıdır. Uluslararası Adalet Divanı, Yaralanma Tazminatları tavsiye niteliğindeki görüşünde, BM’nin, “Tüzük’te açıkça belirtilmese de, görevlerinin yerine getirilmesi bakımından zorunlu olduğu için gerekli çıkarımlarla kendisine verilen yetkilere sahip olduğunun kabul edilmesi gerektiğini” mükemmel bir şekilde kabul etmiştir[15] (s.182). Mahkemeye göre bu, Örgütün, doğrudan Örgüte veya onun yetkililerine verilen zararlar ile ilgili olarak talepte bulunabilmesine zemin hazırlıyordu (s.187). Örgüt ile Üye Devletlerarasında talep anlaşmazlığına yol açan finansal yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin, Örgütün işlevlerini yerine getirmek için gerekli görülüp görülemeyeceği tartışılabilir. Aslına bakılırsa hiçbir şey, Üye Devletlerin Birleşmiş Milletler’in finansmanına iyi niyetle katkıda bulunmaya yönelik finansal yükümlülüklerini yerine getirmelerini beklemekten “görevlerinin yerine getirilmesi açısından gerekli” değildir [Madde 2(2)].

BM Genel Sekreteri tarafından da vurgulandığı gibi, hem katkılarını ödemeyi geciktiren inatçı devletler hem de Sekreterlik tarafından yönetim ve kaynakların etkin bir şekilde yeniden tahsis edilmesi için yollar bulmak üzere ortak bir eylemde bulunulmadığı takdirde, Örgüt Ağustos ayına kadar iflas etme riski ile karşı karşıyadır. En önemlisi, BM Üye Devletlerinin finansal katkı sağlamak ve Örgütün yeterli kaynaklarla düzgün çalışmasını sağlamak konusunda yasal yükümlülüğe sahip olduğu da bir gerçektir. Kuşkusuz bazı engeller basit hukuki muhakeme ile aşılamaz. Örgüt varoluşsal bir krizden geçmekte ve derinleşen siyasi çekişmeler birçok kişinin örgütün ileriye dönük yolunu sorgulamasına olanak tanımaktadır. Yine de Üye Devletler, dünyanın BM ile birlikte, BM olmadan daha iyi olduğu konusunda genel olarak hemfikir görünmektedir. Bu her zaman verimli sonuçlar getirmese de siyasi diyaloglar için değerli bir forum sağlamaktadır.

[1] <https://www.ipsnews.net/2024/04/un-geneva-partially-shut-second-time-due-cash-flow-crisis/#google_vignette>

[2] <https://www.un.org/pga/wp-content/uploads/sites/108/2024/01/SG-Letter-on-Liquidity-Crisis.pdf>

[3] <https://press.un.org/en/2024/gaab4459.doc.htm>

[4] <https://www.un.org/en/ga/contributions/honourroll.shtml>

[5] ABD: [Amerika Birleşik Devletleri]

[6] <https://digitallibrary.un.org/record/4024065?ln=en&v=pdf>

[7] <https://academic.oup.com/ejil/article/16/5/879/496072?login=false>

[8] <https://www.icj-cij.org/sites/default/files/case-related/49/049-19620720-ADV-01-00-EN.pdf>

[9] <https://digitallibrary.un.org/record/205958?ln=en&v=pdf>

[10] <https://digitallibrary.un.org/record/4030733?ln=en&v=pdf>

[11] <https://digitallibrary.un.org/record/126385?ln=en&v=pdf>

[12] <https://ask.un.org/faq/260981>

[13] <https://digitallibrary.un.org/record/409550?ln=en&v=pdf>

[14] <https://digitallibrary.un.org/record/4025277?ln=en&v=pdf>

[15] <https://www.icj-cij.org/sites/default/files/case-related/4/004-19490411-ADV-01-00-EN.pdf>

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.