Uluslararası Vergi İşbirliği Marifetiyle Devlet Borçlarının Yönetimi

Giriş

Tarihsel olarak, devlet borçları (sovereign debt), hükümetler, şirketler ve bireyler için önemli yankıları olan karmaşık ve çeşitli bir konudur[1]. Devletler, kamu harcamalarını ve altyapı, sosyal refah programları ve askeri yatırımları desteklemek için tahvil veya diğer araçlar şeklinde borçlanabilirler. Borç, ekonomik genişleme ve ilerlemeyi finanse etmek için yararlı bir araç olabilir, ancak aynı zamanda yüksek seviyelerde temerrüt veya borç yeniden yapılandırması olasılığı gibi önemli tehlikeler de taşır.

Devlet borcunun seviyelerini etkileyebilecek önemli bir faktör uluslararası vergi hukukudur. Dünya Bankası’nın önerdiği[2] gibi, []uzun vadede, vergi politikası ve yönetimi, iyi tasarlanmış kamu harcama politikası ve yönetimiyle birlikte, borcun sürdürülebilirliği için elzemdir. Daha yüksek vergi gelirleri esas olarak vergi kapasitesine yapılan uzun vadeli yatırımlardan ve bir ekonomideki yapısal değişikliklerden kaynaklanır.’ Sınır ötesi gelirin vergilendirilmesi ve transfer fiyatlandırması düzenlemelerinin uygulanması yoluyla, uluslararası vergi yasaları ve anlaşmaları ülkelerin vergi gelirlerini toplama ve borç ödeme kapasitesini etkileyebilir. Bu yazıda, uluslararası vergi politikalarının ve anlaşmalarının devlet borcu üzerindeki etkisi incelenecektir. Buna ek olarak, uluslararası vergi kurallarını ve bunların devlet borçlarıyla bağlantısını çevreleyen etik ve politik çatışmalar kısaca incelenecek ve tartışmalı uluslararası vergi politikaları oluşturan hükümetlere dair bazı örnekler sunulacaktır.

1. Uluslararası Verginin Devlet Borçları Üzerindeki Etkisi

Sınır ötesi gelirin vergilendirilmesi, uluslararası vergi kurallarının ve anlaşmalarının devlet borç seviyelerini etkileyebileceği bir yoldur. Şirketler veya kişiler çok sayıda yargı alanında para istihsal ettiğinde, uluslararası vergi yasaları ve anlaşmaları bu gelirin nasıl ve kim tarafından vergilendirileceğini yönetebilir. Örneğin, merkezi A devletinde bulunan bir şirket, B devletindeki bir bağlı kuruluştan gelir elde ederse, uluslararası vergi kuralları ve anlaşmaları bu gelirin ne kadarının A devletinde ve ne kadarının B devletinde vergilendirileceğine karar verebilir.

Sınır ötesi gelirin vergilendirilmesi, hükümetlerin toplayabileceği vergi gelirlerinin tutarını etkilediğinden ulusal borç seviyelerini önemli ölçüde etkileyebilir. Bir hükümet ulusötesi gelir üzerinden vergileri başarıyla toplayabilirse, borç azaltımı için daha fazla ödenmemiş fona sahip olabilir. Alternatif olarak, bir hükümetin sınır ötesi gelir üzerinden vergileri başarıyla toplayamadığını varsayalım. Bu durumda, borcunu ödemek için yeterli para istihsal etmekte zorlanabilir ve bu da temerrüt veya borç yeniden yapılandırması riskini artırabilir.

Transfer fiyatlandırması düzenlemelerinin uygulanması, uluslararası vergi yasalarının ve anlaşmalarının devlet borç seviyelerini etkileyebileceği bir başka yoldur. Transfer fiyatlandırması, firmaların aynı organizasyonun çeşitli bölümleri veya bağlı kuruluşları arasında takas edilen ürün ve hizmetler için talep ettiği oranları ifade eder. Transfer fiyatlandırması, vergi kaçınmasını ve vergi kaçırmayı önlemek ve şirketlerin adil vergi paylarını ödemelerini garanti altına almak için uluslararası vergi yasaları ve anlaşmaları ile yönetilebilir.

Transfer fiyatlandırması düzenlemeleri etkin bir şekilde uygulanırsa, hükümetler daha fazla vergi geliri toplayabilir ve bu da borçlarını azaltmalarına olanak tanır. Tersine, transfer fiyatlandırması düzenlemeleri yeterince uygulanmazsa, şirketler vergi ödemekten kaçınabilir ve bu da hükümetlerin vergi tahsilatlarını azaltabilir ve borç seviyelerini artırabilir.

2. Uluslararası Vergi ve Devlet Borçlanmasını Çevreleyen Etik ve Politik Tartışmalar

Önemli etik ve politik anlaşmazlıklar, uluslararası vergi düzenlemeleri ve bunların devlet borcuyla ilişkisi etrafında yoğunlaşmaktadır. Çeşitli uluslararası vergi sistemlerinin adaleti ve bunların eşit ve makul bir şekilde yapılandırılıp yapılandırılmadığı hayati önem taşımaktadır. Bazıları, düşük vergi oranlarının yatırım çekmek ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için etkili olabileceğini, çünkü şirket giderlerini azaltabileceğini ve bir devleti daha rekabetçi hale getirebileceğini iddia etmektedir. Ancak, düşük vergi oranları, bir hükümetin borcunu ödeme ve kamu hizmetleri sağlama kapasitesini engelleyebilecek şekilde vergi tahsilatlarının azalmasına neden olabilir. Bu, özellikle orantısız bir şekilde daha yüksek gelirli kişileri ve şirketleri kayırıyorsa, bu tür rejimlerin adaleti konusunda sorunlara yol açabilir.

Uluslararası vergi kurallarının adaleti ele alanların yanı sıra siyasi kontrol veya manipülasyon için bir silah olarak kullanılmasıyla ilgili siyasi anlaşmazlıklar da vardır. Örneğin, uluslararası vergi kurallarının ve anlaşmalarının hükümetleri belirli politikalar benimsemeye veya belirli normlara veya beklentilere uymayan devletleri cezalandırmaya zorlayabileceği ileri sürülmüştür. Bu tartışmalar, uluslararası vergi kurallarının basit politika hedefleri için mi yoksa daha uğursuz veya bencil amaçlar için mi kullanıldığı konusunda sorunlar ortaya çıkarabilir.

Uluslararası vergi kuralları ile devlet borçları arasındaki bağlantıya ilişkin olarak, uluslararası vergi yasalarının borç seviyelerini nasıl kontrol edebileceği ve temerrüt veya borç yeniden yapılandırması tehlikesini nasıl azaltabileceği konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Bazıları[3], pratik uluslararası vergi iş birliğinin ülkelerin daha önemli vergi gelirleri toplamasına yardımcı olabileceğini ve bunun da borçlarını ödemelerine ve temerrüt tehlikesini azaltmalarına yardımcı olabileceğini iddia etmektedir. Diğerleri ise[4], uluslararası vergi kurallarının ve anlaşmalarının belirli hükümetleri veya kuruluşları haksız yere cezalandırabileceğini veya potansiyel avantajların haklı çıkarmayabileceği maliyetli uyum masrafları getirebileceğini iddia etmektedir. Ayrıca, özellikle kamuoyunda müzakere edilmez veya uygulanmazlarsa, uluslararası vergi kurallarının siyasi kontrol veya manipülasyon için kullanılma potansiyeli konusunda endişeler olabilir.

Uluslararası vergi kuralları ve bunların devlet borcu ile bağlantısına ilişkin etik ve politik kaygılara yönelik basit yanıtlar veya çözümler yoktur; bunlar karmaşık ve çeşitlidir. Bu kaygıları incelerken çeşitli bakış açılarını incelemek ve adil, şeffaf ve sorumlu prosedürleri hedeflemek gerekir.

3. Bazı Örnekler

Uluslararası vergi yasalarının ve anlaşmalarının devlet borç seviyelerini nasıl etkileyebileceği konusunda daha somut bir anlayış için, sorunlu uluslararası vergi politikaları kurmuş hükümetlerin bazı örneklerini incelemek faydalı olabilir. İşte bu tür birkaç örnek:

  • Devlet A: Bu durumda, Devlet A, uluslararası yatırımı çekmek ve ekonomik genişlemeyi teşvik etmek için düşük bir vergi oranı belirlemiştir. Örneğin, Bahamalar’da düşük vergi ortamı, 2021 yılında gerçek gayrisafi yurtiçi hâsıla büyümesinin yüzde 14’e yaklaşmasıyla[5] turizm kaynaklı bir ekonomik toparlanmaya katkıda bulunmuştur. Bu büyüme, bir önceki yıla göre önemli bir iyileşme olup ekonomiye bir teşvik olduğunu göstermektedir. Ancak, ekonomik genişlemeye rağmen Bahamalar, bir önceki yıla kıyasla[6] gelir projeksiyonlarında 900 milyon dolarlık bir düşüşe tanık olmuştur. Bahamalar’ın durumu, Standard & Poor’s’tan istikrarlı bir görünümle B+ ve Moody’s’den istikrarlı bir görünümle B1 seviyesindedir[7]. Bu, düşük vergi oranlarının ekonomik genişlemeyi teşvik edip uluslararası yatırımı çekebilmesine rağmen, bunların mutlaka artan vergi tahsilatlarına veya iyileştirilmiş kredi notlarına yol açmadığını göstermektedir.
  • Devlet B: Vergiden kaçınma ve kaçırmayı engellemek için Devlet B bu senaryoda çeşitli transfer fiyatlandırması kısıtlamaları benimsemiştir. Yasalar vergi tahsilatlarını etkili bir şekilde artırırken, aynı zamanda firmalar için yüksek uyum maliyetlerine de yol açmış ve bazıları bunun olası avantajlar tarafından haklı çıkarılmadığını düşünmüştür. Starbucks gibi bazı çokuluslu şirketler[8] transfer fiyatlandırması uygulamaları nedeniyle incelemeye ve eleştiriye maruz kalmışlardır. Ayrıca, düzenlemelerin orantısız bir şekilde belirli işletmeleri veya kişileri etkilediği için siyasi bir kontrol veya manipülasyon olarak kullanıldığına dair endişeler vardı.
  • Devlet C: Bu durumda, Devlet C, diğer hükümetleri belirli politikaları veya davranışları benimsemeye zorlamak için tartışmalı bir vergi politikası geliştirmiştir. Örneğin, Google ve Facebook gibi büyük teknoloji şirketlerine[9] dijital hizmet vergisi koymuştur. Program hedeflerine etkili bir şekilde ulaşırken, aynı zamanda önemli bir tepki ve eleştiriye yol açmış ve bazıları bunun siyasi baskı veya manipülasyon aracı olarak kullanıldığını savunmuştur.

Bunlar sadece birkaç örnektir; her bir olayın ayrıntıları ve sonuçları, kendi özel koşullarına göre farklılık gösterecektir. Devlet borçlarının yönetiminde uluslararası vergi yasalarının rolünü değerlendirirken, çeşitli yöntemlerin olası avantajlarını ve dezavantajlarını ve bu endişeleri çevreleyen etik ve politik anlaşmazlıkları analiz etmek esastır.

Sonuç

Sonuç olarak, uluslararası vergi yasalarının devlet borcunu yönetmedeki işlevi, bir dizi etik, politik ve ekonomik faktör de dâhil olmak üzere karmaşık ve çeşitlidir. Sınır ötesi gelirin vergilendirilmesi ve transfer fiyatlandırması düzenlemelerinin uygulanması yoluyla, uluslararası vergi yasaları ve anlaşmaları ülkelerin vergi gelirlerini toplama ve borç ödeme kapasitesini etkileyebilir. Düşük vergi oranları yatırım çekmek ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için değerli bir araç olsa da, aynı zamanda vergi gelirlerinin azalmasına ve gelir eşitsizliğinin artmasına da neden olabilir. Ayrıca, uluslararası vergi kuralları ve anlaşmaları, özellikle dürüstçe müzakere edilmez veya yönetilmezse, önemli etik ve politik endişelerin konusu olabilir.

Netice itibarıyla, uluslararası vergi ve devlet borcu ilişkisine yönelik ideal çözüm, bir devletin ekonomik ve mali hedefleri, politik ve sosyal çevresi ve benzersiz zorluklar ve olasılıklar gibi çeşitli unsurlara bağlı olacaktır. Bu endişeleri incelerken, çeşitli uluslararası vergi sistemlerinin olası avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendirmek ve adil, şeffaf ve sorumlu çözümler hedeflemek elzemdir.

[1] <https://www.imf.org/en/Publications/WP/Issues/2022/06/17/Sovereign-Debt-519809>

[2] <https://www.worldbank.org/en/publication/wdr2022/brief/chapter-5-managing-sovereign-debt>

[3] <https://www.un.org/development/desa/dpad/wp-content/uploads/sites/45/publication/CDP-bp-2018-41.pdf>

[4] <https://commons.allard.ubc.ca/fac_pubs/682/>

[5] <https://www.trade.gov/country-commercial-guides/bahamas-market-overview>

[6] <https://www.bahamasbudget.gov.bs/2020/budget-glance/revenue/>

[7] <https://tradingeconomics.com/bahamas/rating>

[8] <https://news.bloombergtax.com/transfer-pricing/insight-transfer-pricing-controversy-takeaways-of-the-starbucks-state-aid-case>

[9] <https://news.sky.com/story/uk-announces-2-digital-services-tax-on-facebook-google-and-amazon-11955381>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.