Küresel asgari vergiye ilişkin son anlaşma ve dünya çapında vergi kurallarında yapılan diğer değişiklikler, vergi rekabetinin geleceğinin sorgulanmasına yol açmıştır. Vergi rekabeti değişiyor olsa da ortadan kalkmıyor; dolayısıyla ‘Tax Foundation’ (Vergi Vakfı) unvanlı kuruluşun Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi’nin (International Tax Competitiveness Index) hâlâ sunabileceği dersler vardır.
Aslında vergi rekabetinde yeni bir aşamaya girerken söz konusu Endeks daha da anlamlı hale gelebilir. Mezkûr Endeksin tarafsız, bozucu olmayan vergi politikalarına ve iş ve işletme yatırımlarına yönelik desteğe ilişkin rehberliği, küresel asgari vergi bağlamında bile hâlâ faydalı olacaktır. Kurumlar vergisi oranları veya bazı vergi tercihleri konusunda rekabete daha az yer olsa da, ülkeler genel vergi sistemi tasarımı konusunda hâlâ rekabet edebilirler. Ülkeler işletme yatırımlarını ve işgörenleri çekmenin yollarını aramaya devam ederken, küresel asgari vergi oyunun oynanma şeklini değiştirebilir ancak oyunun kendisini sonlandıramaz.
Yeni vergi anlaşmasının ne yaptığıyla başlayalım. Birincisi, bazı büyük çokuluslu şirketlerin vergi ödediği yer, üretim yerlerinden müşterilerinin yetki alanına kayıyor. Ancak “Birinci Sütun” (Pillar One) olarak da bilinen bu kısım üzerinde tam olarak mutabakata varılamamıştır ve uygulanmayabilir. İkincisi, şirketlerin yurt dışı kazançlarına uygulanacak asgari vergiye ilişkin bir şablon ortaya koyuyor. Onlarca ülke, “İkinci Sütun” (Pillar Two) olarak da bilinen bu asgari vergiyi 2024 ve sonraki yıllarda uygulamaya hazırdır.
Vergi rekabeti ve Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi açısından her iki parça da önemlidir.
Akademisyenler, uzun yıllar boyunca (son zamanlarda da dâhil olmak üzere), şirketlerin satışlarını nerede yaptıklarına dayalı küresel bir vergi sisteminin, bireysel hükümetlerin kârlı yatırımları çekmek için vergi oranlarını düşürme yönündeki teşviklerini muhtemelen azaltacağını öne sürdüler. Bir ülkenin vergi tabanına[1] sahip olması için (yatırım yerine) yalnızca tüketicilerin ihtiyacı varsa, o zaman ülkelerin gelen doğrudan yabancı yatırımı desteklemek için kurumlar vergisi oranlarını düşürme olasılığı azalır. Aslında, tamamen tüketimin gerçekleştiği yere dayalı bir vergi sistemi, yeni yatırımları da vergilendirmez.
Ancak Birinci Sütun, vergiye tabi kârların satışların yapıldığı yere dayalı olarak saf bir şekilde dağıtılması değildir. Bunun yerine, yeniden tahsis yalnızca en büyük ve en kârlı 100 şirketin kârlarının bir alt kümesi için geçerli olacaktır. Bu nedenle, vergi anlaşmasının bu kısmının, işletme genişlemelerini desteklemek için şirketler üzerindeki vergileri azaltmak isteyebilecek hükümetler üzerinde muhtemelen yalnızca sınırlı etkileri olacaktır.
Uluslararası Vergi Rekabetçiliği Endeksi ile ilgili olarak, küresel anlaşmanın bu kısmı dijital hizmet vergilerinin kaldırılmasına yol açabilir. Eğer bu vergiler eninde sonunda ortadan kalkarsa, bu onları benimseyen ülkelerin puanlarını artırabilir.
Küresel asgari vergi aynı zamanda vergi rekabetine karşı çalışma potansiyeline sahiptir ve anılan Endeks üzerinde etki yaratabilir. Yüzde 15’lik asgari efektif vergi oranı, dünya çapında sadece bir avuç yasal vergi oranının üzerindedir, ancak bu, konuyla alakalı bir karşılaştırma değildir. Pek çok ülkede araştırma ve geliştirme ve fikri mülkiyetten elde edilen kârlar için özel vergi ayrıcalıkları vardır veya yeni işletme yatırımları için uzun vergi muafiyetleri sağlarlar. Bu politikalar düzenli olarak ticari karlar üzerinde düşük etkili vergi oranlarına yol açmaktadır.
Yüzde 15’lik küresel asgari efektif vergi oranı, ülkeleri çok düşük efektif vergi oranlarına yol açan vergi politikalarını yeniden gözden geçirmeye teşvik edebilir veya ülkelerin aynı anda birden fazla vergi sistemi (biri yerli şirketler veya küçük çokuluslu şirketler için, diğeri büyük şirketler için ayrı bir sistem) işletmesine yol açabilir.
Kurallar geliştikçe politika yapıcılar vergi teşviki türleri arasında ayrım yapmaya başladılar. Efektif vergi oranlarında indirim sağlayan vergi kredileri, doğrudan sübvansiyonlara veya iade edilebilir veya başka bir vergi mükellefine devredilebilir vergi kredilerine göre daha az olumlu muamele görür.
Avrupa Birliği’nin küresel asgari vergiye ilişkin bir direktifi kabul ettiği 2022 yılında Amerika Birleşik Devletleri, çeşitli çevre dostu yatırımlar için cömert vergi sübvansiyonları içeren Enflasyon Azaltma Yasasını kabul etti. Küresel asgari vergi her ikisine de yer bırakıyor.
Amerika Birleşik Devletleri de 2022’de asgari vergiyi uygulamaya koydu ancak bu asgari vergi, küresel asgari vergi kurallarıyla uyumlu değildir.
Vergi rekabetinin bir sonraki turu, asgari vergi kurallarının ne kadar sıkı (ya da gevşek) olduğunu ve kuralların karmaşıklığının, hükümetlere iş yatırımlarını desteklemek için maliye politikasını nasıl kullanacakları konusunda yaratıcı olma fırsatları yarattığını gösterecektir.
Ülkeler işletme yatırımları ve işgörenler için rekabet etmeye devam edecektir. Küresel asgari vergi, hedeflenen değişiklikler yoluyla iş alımlarına ve yatırımlara saygı göstermektedir. Ülkeler, bu kesintilere yanıt olarak gerçek yatırımı (sermaye maliyetinin geri kazanılmasına ilişkin kurallar gibi) veya işçilerin vergilendirilmesini (işgücü üzerindeki vergi yükü gibi) etkileyen politikalarını değiştirebilir. Sermaye yatırımı ve işgörenler üzerindeki vergi yükünün azaltılması büyüme yanlısıdır ve hükümetler reformların mali maliyetlerini telafi etmek için diğer vergi kurallarını nasıl ayarlayacaklarına karar verebilirler.
Ülkeler, yalnızca fikri mülkiyet varlıklarını veya yüksek değerli faaliyetleri çekmeye çalışmak yerine, değişen iklim ile ilgili endişelere yanıt vermek için gerekli olacak yatırımlar da dâhil olmak üzere, daha sermaye yoğun endüstrilere yönelik yurt içi yatırımları teşvik etmenin önemini görebilirler. Ülkeler ayrıca bu yeni uzaktan çalışma çağında giderek daha fazla hareket halinde olan işçiler için daha çekici olmayı da seçebilir.
Dünya Bankası ve OECD [World Bank and Organisation for Economic Co-operation and Development (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü)] yakın zamanda küresel asgari verginin ülkelerin vergi teşviklerinin tasarımını nasıl değiştirebileceğini analiz eden makaleler yayınladılar. Önerileri aynı zamanda reel yatırımlardan ve işçi ücretlerinden faydalanılması yönündedir.
Eğer vergi rekabetinin bir sonraki turu böyle görünüyorsa, Uluslararası Vergi Rekabetçiliği Endeksi bunu yakalamak için orada olacaktır.
Vergi rekabetinin kuralları değişiyor ancak bu, rekabetin bittiği anlamına gelmiyor. Farklı ülkelerin nasıl tepki vereceğini görmek zaman alacak ancak söz konusu Endeksin ana derslerinden biri, ülkelerin hükümet programlarını finanse etmek için yeterli geliri artırırken ilkeli vergi politikalarına sahip olabileceğidir. Uluslararası Vergi Rekabetçiliği Endeksi, politika yapıcıların kurallarını geniş anlamda iş ve yatırımı desteklemek yerine dar, tercihli ve çarpık bir şekilde uyarladıklarını göstermeye devam edecektir.
[1] Vergi tabanı, bir vergi idaresi tarafından vergiye tabi olan gelir, mülk, varlık, tüketim, işlem veya diğer ekonomik faaliyetlerin toplam tutarıdır. Dar bir vergi tabanı tarafsız değildir ve verimsizdir. Geniş bir vergi tabanı ise, vergi idaresi maliyetlerini azaltır ve daha düşük oranlarla daha fazla gelir elde edilmesine olanak tanır.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.