‘Yapay Zekâ Destekli Yönetim Kurulları’ İçin Yeni Bir Kurumsal Yönetişim Paradigması Gereklidir

Şaşırtıcı bir şekilde, Abu Dabi’deki ‘International Holding Company’ (Uluslararası Holding Şirketi) yönetim kuruluna bir yapay zekâ (artificial intelligence) üyesinin eklenmesine ilişkin geçen ay yapılan duyuru[1], küresel ilgiyi harekete geçirmiş gibi görünmüyor. Yerel bir Emirlik yapay zekâ şirketi olan G42 ile Microsoft tarafından ortaklaşa geliştirilen, Orta Doğu’daki ilk yapay zekâ yönetim kurulu üyesi (first artificial intelligence board member) olan ‘Aiden Insight’, dünya çapındaki şirket yönetim kurulları ve düzenleyici otoriteleri için oyunun kurallarını değiştirecek bir konumda bulunuyor.

Aslına bakılırsa, bir yapay zekâ yönetim kurulu üyesinin bir şirketin yönetim kuruluna atanması ilk kez değildir. Tam olarak on yıl önce, Hong Kong’daki ‘Deep Knowledge Ventures’ firması, ‘Vital’i yönetim kurulunun altıncı yapay zekâ üyesi olarak atamıştı[2] ki; bu, yapay zekâyı bir kolaylaştırıcı mekanizma olarak değil, karar verici olarak yönetim kuruluna getirme yönündeki ilk girişimdi. Bu deney zamanının ilerisinde görünüyor ve geçen aya kadar tekrarlanmamıştı. Ancak son on yılda tablo değişmiştir.

Özellikle son üç yılda yapay zekânın kurumsal strateji geliştirme ve uygulamasını destekleme rolüne olan ilgi, S&P 500 şirketlerinin %36’sının (yüzde 36) geçen çeyrek kazanç açıklamalarında yapay zekâdan bahsetmesine[3] neden olacak kadar artmıştır. Ancak bu şirketlerin yalnızca %13’ünün yönetim kurulunda yapay zekâ uzmanlığı bulunmaktadır[4]. Başta bilgi teknolojisi firmaları olmak üzere bu şirketlerde bile yapay zekâ uzmanlığı bir yönetim kurulu üyesinde bulunuyor ancak yönetim kurulunun kendisinde bir yapay zekâ temsilcisi bulunmuyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde kote edilen en büyük şirket olan ve uluslararası piyasalarda kapsamlı bir satın alma çılgınlığıyla büyümeye hazır olan ‘International Holding Company’, bu konuda bir kırılmayı temsil etmektedir. Gelişmekte olan bir piyasada yalnızca yapay zekâ yönetim kurulu üyesini görevlendiren ilk şirket değil, aynı zamanda bunu yapan ilk egemen şirkettir. Bu nedenle ‘Aiden Insight’, yapay zekâ aracılığıyla kurumsal yönetişim ve strateji arasında yeni bir bağ oluşturacak bir gelgit dalgasının başlangıcını işaret etmektedir.

Yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin atanması, özellikle karmaşık düzenleyici ortamlarda faaliyet gösteren veya çeşitlendirilmiş yatırım stratejileri uygulayan firmaların yönetim kurullarını harekete geçirme potansiyeline sahiptir. Hissedarlar ve paydaşlar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin düzenleyici etkilerinin dikkate alınması gerekir. Şimdiye kadar OECD[5] ve Avrupa Birliği gibi uluslararası standart belirleyiciler yapay zekâya tüketicinin korunması, güvenilirlik ve sınır ötesi işbirliği prizmalarından bakmışlardır.

Bu düşünce, yapay zekânın yalnızca insan yöneticileri veya yapay zekâ gözetim sorumluluğuyla görevlendirilen yönetim kurulu komitelerini destekleyen bir araç olarak hizmet ettiği veya yapay zekâya özgü riskleri ele almak için bir etik kurulu veya benzerini kurmuş şirketler için uygundur. Ancak bu yaklaşım, yapay zekânın daha ziyade karar alma sürecini yönlendirdiği durumlara özellikle uygun değildir.

Şimdiye kadar, menkul kıymetler, bankacılık veya diğer kurumsal düzenleyici otoriteler tarafından, özellikle yapay zekânın karar alma sürecinde aktif bir katılımcı olduğu bu ikinci durumda, yönetim kurulunda yapay zekâ ve kurumsal yönetişimin bağlantı noktasını dikkate almak için çok az çaba sarf edilmiştir. Bunun nedeni büyük ölçüde mevcut az sayıdaki yapay zekâ yönetim kurulu üyesinin gri bölgede faaliyet göstermesidir: ne tam oy veren yönetim kurulu üyesidirler ne de stratejiyi etkinleştiren yapay zekâdırlar.

Hem “Aiden Insight” hem de “Vital”, yasal olarak vekâlet görevine bağlı olmayan, oy kullanma hakkına sahip bulunmayan üyeler (non-voting members not legally bound by fiduciary duty) olarak tanıtılmıştır. Vital vakasında, Hong Kong şirketler hukuku uyarınca buna izin verilmiyordu. Aynı zamanda büyük miktarda veriyi değerlendirme yeteneği nedeniyle ‘Vital’e kritik bir rol verilmiştir. O dönemde ‘Deep Knowledge Ventures’in Genel Müdürünün “yönetim kurulu olarak ‘Vital’in onayı olmadan olumlu yatırım kararları vermeyeceğimiz konusunda anlaştık” dediği aktarılmıştı.

Kurumsal yönetişim açısından, veto benzeri bu güç, Birleşik Krallık’ta, piyasa koşullarında yapılmayan ilişkili taraf işlemleri gibi belirli kararları veto etme ayrıcalığına sahip olan lider bağımsız yöneticilerin gücüne benzemektedir. Bu veto hakkı teknik bir konu gibi görünse de, Londra Menkul Kıymetler Borsası’nın (London Stock Exchange) Saudi Aramco’nun[6] kote edilmesini kolaylaştırmak amacıyla bu zorunluluğu kaldırma fikri yatırımcıların ciddi tepkisine yol açmıştır.

Yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin görev ve sorumlulukları dikkate alınırken, rollerinin yalnızca yapay zekâ etik değerleri perspektifinden değil, aynı zamanda şirketler hukuku merceğinden de tasarlanması gerekir. Şu anda, Amerika Birleşik Devletleri veya Avustralya gibi ülkelerdeki ulusal mevzuat, yönetim kurulu sorumluluklarının “gerçek kişi” (natural person) dışında herhangi biri tarafından yerine getirilmesi olasılığını öngörmemektedir.

Diğer ülkelerde ise, gerçek kişi olmayan yasal temsilcilerin yönetim kurullarında yer almasına fiilen izin verilmekte; bu da -en azından prensipte- yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin yasal sorumluluklarının ayrıntılı olarak ele alınması olanağını açmaktadır. Aynı zamanda, bu tür bir sorumluluk, muhtemelen geliştiricilerine ait olan ve yönetim kurulu sorumluluk sigortası konseptini (concept of board liability insurance) etkili bir şekilde alt üst eden bir sorumluluk sorununu da gündeme getirmektedir.

Yapay zekânın kurumsal yönetim kurullarında giderek artan bir rol oynayacağına dair artan beklentiye karşın, devam eden kurumsal yönetişim tartışmalarında çok sayıda başka soru hâlâ daha cevapsız kalmaktadır. Neredeyse on yıl önce yapılan bir Dünya Ekonomik Forumu araştırmasında (World Economic Forum survey[7]), ankete katılanların neredeyse yarısının, 2025 yılına kadar yapay zekâ yöneticilerinin yönetim kurullarına atanacağına inandıkları ortaya çıkarılmıştır. Bu gerçekleşmiş, ancak daha önce inanıldığı kadar sık olmamıştır.

Sonuç olarak, küresel ve ulusal kurumsal yönetişim standartlarını belirleyenler şimdiye kadar yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin etkilerini ele almaya zorlanmamıştır. Ne OECD kurumsal yönetişim ilkeleri ne de ulusal standartlar, yönetim kurullarının teknoloji risklerini dikkate alması beklentisi dışında yapay zekânın rolünü ele almamaktadır. Piyasa düzenleyici otoritelerinin sürprize yakalanmamaları için (çünkü emsalleri kripto para birimi veya araba paylaşımı yenilikleriyle karşı karşıyaydı) yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin potansiyel rolünün şimdi dikkate alınması gerekmektedir.

Bu değerlendirme, yalnızca yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin yasal sorumluluklarına değil, aynı zamanda çalışmalarının şirketlerin değer yaratmasına yardımcı olabilecek yönlerine de odaklanmalıdır. Örneğin yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulu risk veya teknoloji komitelerine katılmaları gerekebilir. İkincisi, çoğu düzenleyici tarafından hâlâ zorunlu tutulmamakta olup; sonuç olarak, başlı başına bir kurumsal yönetişim riski olan bilgi teknolojisi şirketlerinde bile nadiren mevcuttur.

Aiden veya Vital gibi yapay zekâ yönetim kurulu üyelerinin rolünün, yalnızca itimada dayalı bir görev anlamında değil, aynı zamanda bunların içine yerleştirilecekleri bir kurumsal yönetişim çerçevesinin oluşturulmasına izin verecek daha geniş bir felsefi perspektiften de açıkça tanımlanması gerekecektir. Yapay zekâ direktörlerinin yönetim kurulu çeşitliliğine potansiyel katkısından yönetim kurulu komitelerindeki rollerine kadar değişen ilgili sorular ancak şimdi yüzeye çıkmaya başlamaktadır. Abu Dabi’den gelen son duyuru, kaybedilecek zamanın olmadığını vurgulamaktadır.

Aynı zamanda, yapay zekânın kullanımının ve risklerinin kurumsal olarak kamuya açıklanması ile ilgili ortaya çıkan kanıtlar, şirketlerin bu bilgiyi paylaşma konusunda muhtemelen isteksiz olacağını vurgulamakta olup; çoğu kişi bunu bir rekabet avantajı kaynağı olarak değerlendirebilir. Şirketin 2024 vekâleten oy kullanma materyallerinde (proxy materials) şirketin yapay zekâ kullanımının ve yönetim kurulunun gözetiminin açıklanmasını talep eden Disney hissedarları ile şirketin yönetimi arasındaki çekişme, yakında vizyona girecek daha geniş bir kurumsal dramanın da habercisidir.

[1] <https://www.mediaoffice.abudhabi/en/economy/artificial-intelligence-board-observer-appointed-by-international-holding-board-of-directors/>

[2] <https://www.businessinsider.com/vital-named-to-board-2014-5>

[3] <https://markets.businessinsider.com/news/stocks/ai-stocks-sp500-4q-tech-earnings-artificial-intelligence-goldman-sachs-2024-2>

[4] <https://www.iss-corporate.com/library/ai-and-board-of-directors-oversight-ai-governance-appears-on-corporate-radar/>

[5] OECD: [Organisation for Economic Co-operation and Development; Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü]

[6] <https://www.project-syndicate.org/commentary/saudi-aramco-ipo-corporate-governance-by-alissa-amico-2017-04>

[7] <https://www3.weforum.org/docs/WEF_GAC15_Technological_Tipping_Points_report_2015.pdf>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.