Yapay Zekânın Vergi ve Muhasebenin Geleceğinde İhtiyatla Benimsenmesi

Günümüzün vergi ve muhasebe firmaları, yapay zekânın (artificial intelligence) hızla entegre edilmesiyle yönlendirilen dönüştürücü bir çağın eşiğinde durmaktadır. Thomson Reuters firmasının “2024 yılı Profesyonellerin Geleceği Raporu” (Future of Professionals Report), bu sektördeki firmaların, özellikle yapay zekâ ile ilgili olarak, sektörlerinin geleceğini nasıl algıladıklarına dair kapsamlı bir bakış açısı sunmaktadır.

Konuşmalar devam ederken, şirketlerin, vergi ve muhasebe firmalarının ve profesyonellerin yapay zekâ destekli bir ortamda yol alırken karşılaşabilecekleri fırsatları, zorlukları ve etik hususları göz önünde bulundurmaları önemlidir.

Yapay zekâ, vergi ve muhasebede giderek daha önemli bir güç olarak görülmekte ve bu alanlardaki profesyonellerin yüzde 84’ü bunu faydalı bir araç olarak görmektedir. Yapay zekânın benimsenmesinin rutin görevleri otomatikleştirmesi beklenmekte olup bu da her profesyonel için haftada dört saate kadar zaman kazandırabilir. Bu önemli zaman tasarrufu yalnızca kişisel üretkenliğe bir katkı olarak değil, aynı zamanda firmaların daha stratejik ve katma değerli faaliyetlerde bulunmaları için bir fırsat olarak görülmektedir.

Birçok firma, kazanılan zamanı müşteri hizmetlerini önemli ölçüde iyileştirmek için kullanmayı öngörmektedir. Yapay zekânın vergi teknik alanlarında daha net iletişimler hazırlamaya ve müşteri sorularına yanıt sürelerini iyileştirmeye yardımcı olma becerisi özellikle değerli görülmektedir. Bu yeteneğin müşteri etkileşimlerini dönüştürmesi, firmaları ve ekiplerini daha verimli ve etkili hale getirmesi ve böylece genel müşteri deneyimini iyileştirmesi beklenmektedir.

Yapay zekânın entegrasyonu vergi ve muhasebe firmaları arasında dördüncü en yüksek öncelik olarak sıralanmakta; bu da, operasyonel verimliliği ve müşteri hizmetlerini geliştirmek için yapay zekâdan yararlanmaya yönelik güçlü bir ilgiyi yansıtmaktadır. Ancak, yapay zekâyı firmaların çalışmalarının tüm yönlerine tam olarak entegre etmeye yönelik temkinli bir yaklaşım vardır.

Muhasebe profesyonelleri, insan girdisini değiştirmektense yardımcı olması için yapay zekâyı tercih ettiklerini açıkça belirtiyorlar ve insan denetimini de içeren dengeli bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurguluyorlar. Ayrıca, çoğu uzman, yapay zekânın vergi ve muhasebede insan unsurunun yerini almaya mahkûm olmadığı konusunda hemfikirdir.

Vergi ve muhasebe firmaları için yapay zekâ entegrasyonunun en kritik yönlerinden biri etik ve düzenleyici standartlara uymaktır. Yapay zekânın, müşterileri yasal ortamlarda temsil etme veya karmaşık vergi sorunlarında nihai kararlar alma gibi kritik karar alma süreçlerinde profesyonel yargının yerini almaması gerektiği konusunda bir fikir birliği vardır.

Söz konusu Raporda, yapay zekâ sistemleri için sertifikasyon süreçlerinin ve profesyonel kuruluşlar tarafından belirlenen standartların sorumlu kullanımın sağlanmasına yardımcı olabileceği öne sürülmektedir. Dahası, katılımcıların yüzde 96’sı yapay zekânın mahkemede müşterileri temsil etmesine veya karmaşık vergi meselelerinde nihai kararlar almasına izin vermenin çok ileri bir adım olacağına inanmakta ve bu da profesyonellerin geçmeye istekli olmadığı güçlü bir etik sınırı göstermektedir.

Rutin görevler otomatikleştirildikçe, vergi ve muhasebe firmalarını daha karmaşık analiz ve stratejik çalışmalara doğru bir kayma beklemektedir. Ayrıca, vergi yasalarının artan karmaşıklığı ve vergi uzmanlarının stratejik rolünün, şirket içi çalışmalarda ve vergi ve muhasebe firmalarına dış kaynaklı işlerin değerinde bir artışa yol açması beklenmektedir.

Yine, yapay zekâdan elde edilen verimliliklerle, şirket liderleri ve ekipleri arasında kazanılan zamanı profesyonel gelişime, iş-yaşam dengesine ve stratejik girişimlere yatırma konusunda güçlü bir istek bulunmaktadır. Bu, yalnızca iş memnuniyetini ve personelin genel refahını artırmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin rekabet avantajlarını korumalarına veya ilerletmelerine de yardımcı olabilir.

Anılan Raporda, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde vergi sektöründeki vasıflı işgücü eksikliğinin algılanan önemli etkisi vurgulanmaktadır. Bu endişe, hukuk veya risk, dolandırıcılık ve yasal uyum sektörlerinden daha çok vergi sektöründe akuttur. Yapay zekâ teknolojilerini yönetebilen ve bunlardan yararlanabilen ve karmaşık vergiyle ilgili zorlukları ele alabilen vasıflı vergi uzmanlarına olan ihtiyaç artmaktadır.

Bazı uzmanlar, yapay zekâ destekli vergi ve muhasebe araçlarının kullanılmasıyla rutin işlerin kolaylaştırılabilmesi potansiyeli sayesinde, firmaların mevcut iş seviyelerini daha az personel ile koruyabileceğini ve bu personelin zamanlarının daha fazlasını daha yüksek değere sahip faaliyetlere odaklayabileceğini düşünmektedir.

Yapay zekânın potansiyel faydaları yaygın olarak kabul edilirken, teknolojiye aşırı güvenilmesi konusunda da endişeler vardır. Firmalar, temel belgelerin taslağını hazırlamak ve araştırma ve analiz yapmak gibi ayrıntılı anlayış ve kişisel dokunuş gerektiren alanlarda yapay zekânın rolü konusunda temkinlidir. Yapay zekâya aşırı güvenmenin, profesyoneller arasında derin uzmanlık, uzmanlaşma ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişimini azaltma potansiyeline sahip olduğuna dair bazı endişeler bulunmaktadır.

“2024 yılı Profesyonellerin Geleceği Raporu”, kavşakta olan bir mesleğin adeta resmini çizmektedir. Vergi ve muhasebe firmaları, yapay zekânın kendi alanlarında devrim yaratma, verimliliği, doğruluğu ve müşteri hizmetlerini geliştirme potansiyeli konusunda genellikle iyimserdir.

Ancak, yeni teknolojilerin entegrasyonunda insan merkezli bir yaklaşımın sürdürülmesinin önemini vurgulayarak ihtiyatlı kalmaya devam ediyorlar. Meslek gelişmeye devam ettikçe, bu kavrayışlar yapay zekâ ve insan uzmanlığının dengeli ve etik bir şekilde bir arada var olduğu bir geleceği şekillendirmede çok önemli olacaktır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.