2020’lerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (Sustainable Development Goals[1]) ulaşma yolunda önemli ilerleme kaydedileceği on yıl olması gerekiyordu. Bunun yerine, 2020’ler son 30 yılın en zayıf yarım on yıllık küresel büyümesini sağlamıştır[2]. Zayıf yatırım büyümesi bu hayal kırıklığı yaratan sonucun başlıca nedenidir.
Gelişmekte olan ekonomilerde kişi başına yatırım büyümesi 2010 yılında yüzde 9,8 iken, 2019’da yüzde 2,6’ya düşmüş ve ardından 2020 yılında küresel salgın sırasında çökmüştür. Salgından sonra kısa süreli bir toparlanma yaşanmış olup yatırımın bu yıl sadece yüzde 3,5 oranında büyümesi beklenmektedir. Bu oran, 2009 küresel durgunluğundan bile düşüktür. Bu yetersiz büyüme oranlarıyla, kalkınma hedeflerine ulaşmak için gereken önemli ek yatırımları karşılamak mümkün olmayacaktır. Bu yatırımın yıllık olarak gayrisafi yurtiçi hâsılanın birkaç yüzde puanına denk geldiği ve en savunmasız ekonomilerde en büyük ihtiyaçların karşılanması gerektiği tahmin edilmektedir[3].
Ancak yatırım büyümesini hızlandırmak son derece mümkündür. 1950’den 2022’ye kadar 93 ekonomide yaklaşık 200 yatırım ivmesi (investment accelerations) meydana gelmiştir. Bu dönemlerde, kişi başına düşen yatırım büyümesi en az altı yıl boyunca ortalama asgari yüzde 4 olmuştur. Tipik bir gelişmekte olan ekonomi son yetmiş yılda neredeyse iki ivme yaşamış ve tüm gelişmekte olan ekonomilerin yarısı 2000’lerin ilk on yılında bir ivmeye başlamıştır. Ancak, 2010’larda yatırım büyümesinin yavaşlamasıyla birlikte, bu pay 2010’larda yüzde 23’e düşmüştür.
Yatırımlardaki hızlanma sıklıkla dönüştürücü büyüme dönemleriydi[4]. Tipik bir hızlanmada, yatırım büyümesi üç kat artarak, hızlanma olmayan yıllarda yılda yaklaşık yüzde 3’ten hızlanma yıllarında yılda yüzde 10’un biraz üzerine çıkmıştır. Çıktı büyümesi, hızlanma olmayan yıllara göre 2 puan daha yüksek olup üretkenlik büyüme oranı dört katına çıkmıştır. Kişi başına düşen çıktı büyümesi yatırımlardaki hızlanma sırasında iki katından fazla arttığı için, gelişmekte olan ekonomiler yaşam standartlarında güçlü iyileşmeler ve buna eşlik eden önemli bir yoksulluk azalması yaşamışlardır.
Kore Cumhuriyeti ve Uruguay yatırım hızlanmaları sırasında yüksek gelirli ülkeler haline gelmişlerdir. 1980’lerin sonu ve 1990’ların başında bu iki ülke kamu maliyesini birleştirmiştir. Kore dengeli bir bütçe kuralı benimsemiştir. Uruguay borç hafifletmesinden faydalanmış ve harcamaları dizginlemek için büyük bir mali ayarlama yapmıştır. Her iki ülke de merkez bankalarına bağımsızlık vermiş ve ticaret rejimlerini serbestleştirmiştir. Kore ayrıca çok çeşitli rekabet reformları yoluyla iş ortamını iyileştirmiştir. Sonuç olarak Kore 1985 yılından 1996’ya, Uruguay ise 1991 yılından 1998’e kadar yatırım hızlanması yaşamıştır.
Şaşırtıcı bir şekilde, bunu tekrar yaptılar. 1997 Asya finans krizinin ardından Kore daha fazla mali konsolidasyona girmiş, döviz kuru esnekliğini artırmış, bir enflasyon hedefi benimsemiş ve sermaye piyasalarını serbestleştirmiştir ki; bu da 1999’dan 2007’ye kadar ikinci bir hızlanma dönemine yol açmıştır. 2000’lerin başında Uruguay kamu bilançosu yönetimini iyileştirmiş, ayrıca bir enflasyon hedefi benimsemiş, bankacılık reformları uygulamış ve iş ortamını iyileştirmiştir. Uruguay daha sonra 2004 yılından 2014 yılına kadar başka bir hızlanma yaşamıştır. Her iki ülke de bu hızlanmaların yarattığı fırsatlardan yararlanmıştır: Kore 2001’den beri Uruguay ise 2012’den beri yüksek gelirli bir ülkedir.
Kore ve Uruguay pek de benzersiz değildir. Diğer birçok gelişmekte olan ülke yatırım hızlanmalarını birden fazla kez tetikleyebilmiş ve benzer büyüme fırsatlarını değerlendirebilmiştir: Düşük gelirli statüden orta gelirli statüye geçişlerin yüzde 60’ından fazlası ve orta gelirli statüden yüksek gelirli statüye geçişlerin yüzde 80’inden fazlası yatırımlardaki hızlanmalar esnasında veya hemen sonrasında gerçekleşmiştir.
İyi haber şu ki, bu tür hızlanmaları tetikleyecek politika reçeteleri iyi bilinmektedir. Yatırım hızlanmaları genellikle mali ve parasal çerçeveleri güçlendiren kapsamlı bir politika önlemleri paketiyle, sınır ötesi ticareti ve finansal akışları genişleten yapısal politikalarla birlikte tetikleniyordu.
Bu politikalar sayesinde enflasyon düşmüş, mali dengeler iyileşmiş, kredi büyümesi güçlenmiş ve hızlanmalar sırasında ihracat ve doğrudan yabancı yatırım girişleri artmıştır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, politika paketleri iyi işleyen kurumlarla birleştirildiğinde yatırımlardaki hızlanmaları tetiklemede özellikle etkiliydi. Politika müdahalelerinin yükselen küresel büyüme dönemleriyle çakışması yardımcı olmuştur. Uluslararası toplum da bazı durumlarda ağır borçlu ülkelere borç affı sağlayarak ve resmi kalkınma yardımı yoluyla rol oynamıştır.
2020’ler, küresel toplumun umduğu dönüştürücü on yıl olma yolunda ilerlememektedir[5]. Ancak daha iyi kalkınma sonuçları hala dünyanın kavrayışı dâhilindedir. Sürdürülebilir yatırım hızlanmalarını başlatmak için gerekli politikaları uygulamaya koymak genellikle devasa bir çaba gerektirir; ancak etkileri genellikle büyülüdür ve çaba sarf etmeye değerdir. Gelişmekte olan ekonomiler doğru reform politikalarını benimser ve hızlanmaları tekrar ateşlemeyi başarırsa, bu on yılda yatırım büyümesindeki yavaşlamanın gidişatını tersine çevirmek mümkün olacaktır.
Küresel topluluk gelişmekte olan ülkelere finansal araçlar ve destek[6], kredi garantileri sunarak ve ayrıca yabancı sermayeyi çekmek için iyi işleyen piyasalar için düzenleyici ve kurumsal çerçevelerin tasarımı konusunda teknik yardım sağlayarak yardımcı olabilir. Bu ulusal ve küresel politika müdahaleleri ayrıca bu ekonomilerin iklim ve daha geniş kalkınma zorluklarının üstesinden gelmek için tekrar yola girme olasılığını artıracaktır[7].
[1] <https://sdgs.un.org/goals>
[2] <https://openknowledge.worldbank.org/server/api/core/bitstreams/6feb9566-e973-4706-a4e1-b3b82a1a758d/content>
[3] <https://www.worldbank.org/en/news/press-release/2024/04/14/the-great-reversal-prospects-risks-and-policies-in-international-development-association-countries>
[4] <https://openknowledge.worldbank.org/server/api/core/bitstreams/7fe97e0a-52c5-4655-9207-c176eb9fb66a/content>
[5] <https://www.worldbank.org/en/research/publication/long-term-growth-prospects>
[6] <https://ida.worldbank.org/en/home>
[7] <https://www.worldbank.org/en/research/publication/prospects-risks-and-policies-in-IDA-countries>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.