Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi (International Anti-Corruption Court) önerileri henüz yolsuzluk mağdurları için adalet sağlama yollarını içermemekte ve bu eksikliği gidermek için bir Yolsuzlukla Mücadele Fonu kurulması gerekmektedir.
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi kurma fikri son birkaç yıldır giderek daha fazla ilgi görmektedir. 2022 yılında Hollanda, Kanada ve Ekvador, bir Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi kurulması çağrısında bulunan bir muhtıra imzalamış; geçtiğimiz yıl, uluslararası yargıçlar, savcılar ve alandaki diğer uzmanlardan oluşan Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi Antlaşma Komitesi (IACC Treaty Committee), bu tür bir mahkeme kurmak için bir antlaşma taslağı hazırlamaya başlamıştır[1].
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi yolsuzluğa karşı güçlü bir caydırıcı görevi görebilirken, mevcut öneriler henüz yolsuzluktan en çok etkilenenlere, yani yolsuz devletlerin sakinlerine adaletin ulaştırılmasına yardımcı olacak yolları içermemektedir. Failler (perpetrators) mahkûm edilse bile, yolsuzluk nedeniyle kaybedilen fonlar çoğu zaman asla geri alınmamaktadır[2]. Büyük yolsuzluk, kamu mallarının geliştirilmesi ve korunması için ayrılmış hükümet varlıklarının kaybı yoluyla bir devletin sakinlerine zarar verir. Bu durum uluslararası toplumu endişelendirmektedir çünkü bu varlıklar çoğu zaman Dünya Bankası (World Bank) gibi çok taraflı kalkınma bankalarından alınan krediler ve hibeler (loans and grants) yoluyla elde edilmektedir[3]. Bu nedenle, varlık kurtarma işleminin verimsizliğini aşmak ve yolsuzluğun bir devletin nüfusu üzerindeki zararlı etkilerini azaltmak için bir Yolsuzlukla Mücadele Fonu (Anti-Corruption Fund) kurulması gerekmektedir.
1. Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi nasıl çalışacak?
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’nin büyük yolsuzluk vakalarında, yani bir ülkenin yetkililerinin kişisel çıkar için kamu gücünü kötüye kullanmasında yargı yetkisine sahip olması öngörülmektedir. Yargı yetkisi, yolsuzluğun Devlet Taraflarının toprakları (States Parties’ territories) ile bağlantılı olduğu vakaları, örneğin varlıkların bankacılık sistemleri aracılığıyla transfer edildiği ve Devlet Taraflarının vatandaşlarını içeren vakaları kapsayacaktır. Önemlisi, uluslararası bir mahkeme olarak, anılan Mahkeme’nin yargı yetkisine giren ve aksi takdirde yabancı yargı bölgelerinde kovuşturmadan muafiyet elde edecek olan üst düzey hükümet yetkililerini de yargılayabilecektir.
2. Yolsuzlukla Mücadele Fonu nasıl çalışacak?
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi ve çok taraflı kalkınma bankaları ile birlikte çalışan Yolsuzlukla Mücadele Fonu, bir sigorta fonuna benzer şekilde faaliyet gösterecektir. Çok taraflı kalkınma bankaları, Yolsuzlukla Mücadele Fonu’na tahsis ettikleri hibe ve kredilerin küçük bir yüzdesini kesecek olup; kesin tutar, Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’nin verimliliği ve gördüğü yolsuzluk davalarının sıklığı ve ölçeği ışığında değerlendirilmelidir. Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi, hangi davalarda ve ne kadar tazminat ödeyeceğine karar verme konusunda takdir yetkisini elinde tutarken; Yolsuzlukla Mücadele Fonu, mahkeme tarafından emredilen tazminatları dağıtmaktan ve etkilenen devletlerde yolsuzlukla mücadele reformlarının uygulanmasını izlemekten sorumlu olacaktır.
Yolsuzlukla Mücadele Fonu’nun çalışması, Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi tarafından mahkûm edilen suçluların mağdurlarına tazminat ve destek sağlayan Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’nin Mağdurlar İçin Güvence Fonu’na (Trust Fund for Victims) benzer olarak düşünülebilir. Mağdurlar İçin Güvence Fonu, 100 binden fazla doğrudan yararlanıcıya fiziksel, psikolojik ve maddi destek şeklinde yardımcı olmuştur, ancak aynı zamanda görevini yerine getirememesi nedeniyle ağır bir şekilde eleştirilmiştir[4]. Bu geçmiş deneyimlerden ders çıkaran bir Yolsuzlukla Mücadele Fonu, Mağdurlar İçin Güvence Fonu ile aynı tuzaklardan kaçınabilirken, sigorta benzeri yapısı, etkilenenleri tazmin etmek için gönüllü katkılara veya mahkûm suçluların finansal kapasitesine bağımlı olmadığı anlamına gelir. Bu nedenle, Yolsuzlukla Mücadele Fonu, Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’nin meşruiyetini ve kamu algısını artırırken ve kalkınma bankalarının görevlerini yerine getirmelerine yardımcı olurken, somut adaleti sağlamada etkili ve sürdürülebilir olabilir.
3. Yolsuzlukla Mücadele Fonu’nun kötüye kullanılmasının önlenmesi [preventing misuse of the Anti-Corruption Fund]
Söz konusu Fon’un potansiyel suiistimali konusunda iki önemli endişe bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, herhangi bir sigorta türünün dezavantajlarından biri, ‘ahlaki tehlike’ (moral hazard) olarak da bilinen risk toleranslı davranış potansiyelidir. Yolsuzluk yapan yetkililer, kayıpları Yolsuzlukla Mücadele Fonu tarafından telafi edileceğinden kredileri ve hibeleri zimmete geçirebileceklerine inanırlarsa, bunu yapma olasılıkları daha yüksek olabilir (ya da en azından bununla mücadele için teşvik edilmeyebilirler). Ancak, söz konusu Fon’a erişim, bekleyen davalarla sınırlı olacağından, bir mahkûmiyetin taşıyacağı hapis cezası riski nedeniyle ahlaki tehlike olasılığı düşük olacaktır.
Bu, yolsuzluk yapan, güçlü yetkililerin, kendileri mahkûmiyet riski olmadan Yolsuzlukla Mücadele Fonu’na erişmek için başkalarını kendi suçlarını işlemekle yanlış bir şekilde suçlamaya teşvik edilip edilmeyeceğine dair ikinci bir endişeye yol açmaktadır. Makul şüphenin ötesinde kanıta ihtiyaç duyulması ve uluslararası mahkeme süreçlerinin yüksek kalitesi göz önüne alındığında, bu tür bir yapı etkili bir şekilde uygulanamaz hale gelmektedir. Dahası, Yolsuzlukla Mücadele Fonu’na erişim, yolsuzlukla mücadele reformlarının uygulanmasında kanıtlanabilir çabalar gerektirdiğinden, mezkûr Fon’u kötüye kullanma olasılığı düşük ve nihayetinde ters etki yaratan bir yoldur.
4. Etkili bir çözüm [effective remedy] olmadan adalet olmaz
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’ni çevreleyen son gelişmeler, dokunulmazlıkla mücadele ve yolsuz liderlerin hesap verebilirliğini güçlendirmeye odaklanmıştır. Ancak, yolsuzluğun nihai kurbanları olan devletin sakinleri için henüz çareler keşfetmemişlerdir. Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’nin Mağdurlar İçin Güvence Fonu, mahkemelerin ve ülkelerin yolsuzluk ile ilgili suçların zararlı etkilerini ele almak için nasıl birlikte çalışabileceğinin somut bir örneğidir. Ancak, mağdurlar için etkili bir çare olmadan adalet sağlanamaz. Benzer ancak geliştirilmiş yapısıyla Yolsuzlukla Mücadele Fonu, büyük yolsuzluğun kurbanları için etkili bir çare sağlayacak ve dolayısıyla adaletin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
[1] <https://www.ftadviser.com/regulation/2023/09/28/work-on-draft-treaty-for-specialised-global-corruption-court-commences/?page=2>
[2] <https://uncaccoalition.org/learn-more/asset-recovery/#:~:text=What%20is%20asset%20recovery%3F,or%20to%20their%20rightful%20owners.>
[3] <https://www.worldbank.org/en/topic/governance/brief/combating-corruption>
[4] <https://www.justiceinfo.net/en/46199-icc-trust-fund-black-hole.html>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.