Avukatlık Stajına İlişkin Yeni Düzenlemelere Eleştirel Bakış

Haziran ayında “Avukatlık Kanunu ile Türk Borçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapanlar ile Sigortalı Olarak Çalışanların Avukatlık Stajı Hakkında Yönetmelik” ile avukatlık stajını ilgilendiren değişiklik ve düzenlemelere gidildiği görülmektedir. Şöyle ki; 8/6/2022 tarihli 7409 sayılı Kanunla Avukatlık Kanunu’nun 16. maddesine “Avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması avukatlık stajının yapılmasına engel değildir. Adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görevleri sırasında avukatlık stajı yapabilir.” şeklinde fıkra eklenmiştir.

Ardından 22/6/2022 tarih ve 31874 sayılı Resmi Gazete’de “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapanlar ile Sigortalı Olarak Çalışanların Avukatlık Stajı Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır.

1) Stajyer meslektaşlarımızın Avukatlık mesleğine ilişkin stajlarını yaparken sosyal ve ekonomik güvence altına alınmaları gerektiği kuşkusuzdur. Ancak sözkonusu değişiklikler ile bu yapılmamış; Avukatlık stajının anlam ve önemini yitirtecek, avukatlık mesleğinin gelişimini engelleyecek hükümlere yer verilmiştir.

Hakim ve savcı stajyerleri devlet güvencesi ile sigortalı çalışan meslek grubu iken, avukat stajyerlerine avukatlık stajına ilişkin aynı nitelikte ekonomik ve sosyal güvence sağlanmamıştır.

Düzenleme, stajyerlerin lehine gibi görülse de, değildir. Stajyer avukatlar zorunlu staj döneminde mesleği öğrenebilecekleri bir çalışma ortamına değil, aksine asgari ücretle çalışabilecekleri diğer işlere yönlendirilmektedir. Fiilen başka işte çalışılarak avukatlık stajı nasıl yapılacaktır?

2) Yapılan bu değişiklikler, kamuda çalışanlara avukatlık stajı yapabilme imkanı getirmektedir. Farklı işte çalışırken staj yapmak ve fiilen işinde çalışan kamu görevlisine staj yaptırmak, stajın gerektiği şekilde yapılamaması sonucunu doğuracaktır. Mevcut stajyer avukatların ekonomik ve sosyal sorunları çözülmezken, hukuk fakülteleri plansız olarak mezun vermeye devam ederken, stajın daha nitelikli hale gelmesi beklenirken aksi yönde adımlar atılmıştır.

3) Düzenleme ile daha iyi meslek mensubu yetiştirmek yerine kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları avukatlık mesleğine kolayca almak gayesi güdüldüğü açıktır. Kamu kurumlarında çalışan meslektaşlara, Çoklu Barolar oluşturulurken üye yapmak gayesi ile baskılar yapıldığı bilinmektedir. Çoklu Baroların üye sayısı sıkıntısı dikkate alındığında; bu şekildeki bir düzenlemenin kamu kurumlarında çalışan avukat sayısının artırılarak, 2 nolu baroların üye sayısını artırmayı da hedeflediğini düşündürmektedir.

4) Yapılan değişiklik Avukatlık Kanunu’nun Avukatlıkla Birleşemeyen İşler (AK m.11) ve Avukatlıkla Birleşebilen İşler (AK m. 12) ve “Avukatlığa Kabulde Engeller” başlıklı (AK m.5/d) maddeleri ile de çelişmektedir. Avukatlık mesleği ile birleşemeyen bir işle uğraşmak avukatlığa kabulde engeldir. Aylık, ücret, gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görev, sigorta prodüktörlüğü, tacirlik ve esnaflık veya mesleğin onuru ile bağdaşması mümkün olmayan her türlü iş avukatlıkla birleşemez. Özel nitelikteki bu kanun karşısında sadece hukuk mesleğine ilişkin olarak stajda ücret alınmalıdır. Hakim ve savcı stajyerleri gibi stajın en az ilk 6 ayında stajyerlerin ücret almaları eşitlik gereğidir.

5) Yönetmelikte yer alan “Kamu kurum ve kuruluşları, stajyerlerin yarı zamanlı, dönüşümlü, vardiyalı, nöbet usulü, uzaktan veya esnek çalışma gibi imkanlardan yararlanmalarını sağlar.” (Yön. m.5/3) şeklindeki hüküm, verimsiz geçecek bir staj döneminin tarifidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının çoğunun ve Adliyelerin mesai saatleri içinde çalıştıkları düşünüldüğünde getirilen zorlama bir hükümdür, ya kamu kurumundaki işlerin aksatılması ya stajın yapılmaması anlamına gelir.

“Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Staj Yönetmeliği’nin’ bu Yönetmeliğe aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” (Yön.m.8) şeklindeki düzenleme, staj yapanlar arasında eşitsizlik yaratmaktır. TBB’nin Staj Yönetmeliği’ne aykırı uygulamalarını, belli bir kesim için öngörmek Anayasa’nın 10. maddesindeki “eşitlik” ilkesine aykırıdır. Bu düzenleme ile belli bir kesime, hem de kamu kurumunda ekonomik güvencesi olan kesime imtiyazlı staj hakkı tanınmaktadır. Bu düzenleme ayrıca “Staj kesintisiz yapılır” kuralına da aykırıdır. (Yön. m.13,18)

Çıkarılan Yönetmelik, Avukatlık stajının daha iyi yapılması ve mesleğin gelişimini sağlamak bir yana Avukatlık mesleği için önemli olan stajın verimli şekilde geçirilmesine engel düzenlemedir. Naylon stajın yolunu açmaktadır. Hakim ve savcının stajyerinin ayrık tutulması, yargılamada yargının kurucu unsurlarından olan savunma kurumunun önemsizleştirilmeye çalışıldığının göstergesidir.

Stajda avukatlık mesleğini yapacak olanların güncel bilgilerle donatılması ve mesleğe daha sonra başlaması amaçlanmalıdır. Bu nedenle avukatlık mesleğini yapma kararlığı olduğu anda stajının da yapılması staj yapan açısından da faydalı olandır.

Sonuç olarak; Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapanlar ile Sigortalı Olarak Çalışanların Avukatlık Stajı Hakkında Yönetmelik stajyer avukatların ekonomik sorunlarına bir çözüm getirmeye çok uzaktır. Hakimlik, savcılık yeni kanun ile daha da nitelikli hale getirilmeye çalışılırken, aynı çabanın avukatlık mesleği için de gösterilmediği açıktır. Hakim ve Savcı stajyerlerine tanınan ekonomik ve sosyal güvenceler avukat stajyerlerine de sağlanmalıdır. Çoklu barodan sonra getirilen bu yeni düzenlemeler avukatlık mesleğini ve savunmayı zayıflatmaya yönelik anlayışın uzantısıdır.

Av. Filiz Saraç
1 Mayıs 1968 doğumludur.
1988 tarihinde Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
Kamu Hukuku dalında Yüksek Lisans yaptı. ”Ceza Hukukunda Bina Çökmeleri” konulu tez yazdı.
İstanbul Barosu’nda 3 dönem yöneticilik yapmış olup, İstanbul Barosunda sırası ile Yönetim Kurulu Üyeliği, Genel Sekreterlik ve Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 2017-2021 yılları arası TBB Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
6 yıl Üniversite’de “Avukatlık Hukuku ve Meslek Kuralları” ve “Uygulamalı Hukuk” derslerinde misafir Öğretim Görevlisi olarak görev aldı. TBB Eğitim Danışma Kurulu Üyeliği ve İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyeliği yaptı.
“Ceza Hukukunda Bina Çökmeleri", “Deprem Hukuku” (ortak yazarlı), "Stajyer Avukatın Hak ve Yükümlülükleri" (ortak yazarlı) adlı kitapları bulunmaktadır. 2015 yılında AİHM nezdinde depremlere ilişkin ilgili hak ihlali verilen kararın başvurucu vekilidir. Bu karar sağlıklı çevrede yaşam hakkı ile ilgili kriter kararlardan kabul edilmiştir.
2010 yılında halka temel hukuk eğitim amacını güden “Hukuk Okur Yazarlığı Projesi”ni oluşturmuş, Genel Koordinatörü olarak meslektaşları ile 10 yıl halka gönüllü eğitimler vermiştir.
2020 yılında 1924 yılında kurulan ve 80 şubesi bulunan Türk Kadınlar Birliği tarafından “Toplumda Hukukun Üstünlüğü ve Hak Arama Bilincine Katkıları” nedeniyle “Yılın Hukukçusu Ödülü” verilmiştir.
Kamu Yararını Savunma Derneği Kurucusu ve Onursal Başkanıdır. ÇYDD Maltepe Şubesi Onur Kurulu üyesidir.