‘Başlangıç Aşaması Girişimleri’ (Startup) Bakımından Borçlanma Marifetiyle Finansman Bulma*

Laçın şehri, Zabuh ve Sus köyleri: 26 Ağustos 2022 zaferine…

1. Başlangıç Aşaması Girişimlerinde Borçlanma Marifetiyle Finansman Bulma

Başlangıç aşaması girişimlerinin (Startup), işleriyle ilgili olarak dikkate almaları gereken sayısız unsur vardır ki, bunlardan biri finansmandır. Bu işletmelerin ölçeklendirilmesi, kurucuların genellikle kendilerinin karşılayamayacakları bir finansman düzeyi gerektirir. Bu nedenle yeni başlayan girişimciler genellikle dış finansman seçeneklerini değerlendirir. Finansmanda en yaygın olanı öz sermaye finansmanı olsa da, riske giren girişimciler için ikinci en iyi seçenek borçlanmadır.

Girişim borçlanması, adından da anlaşılacağı gibi, hızlı büyüyen girişimlere, erken aşamadaki şirketlere ve operasyonları büyütmek isteyen işletmelere sağlanan bir borç türüdür. Bu borç, bireysel melek yatırımcılardan risk sermayesi fonlarına kadar farklı türden borç verenler tarafından sunulabilir ki, sunulan 3 ana girişim borç türü bulunmaktadır:

1.1. Vadeli Krediler (Term Loan)

Vadeli krediler, borçlulara belirli borçlanma koşulları karşılığında peşin olarak toplu nakit sağlar. Borçlular, borç verenlere sabit veya değişken bir faiz oranı ile belirli bir geri ödeme planı üzerinden sabit bir tutar ödemeyi kabul ederler. Vadeli krediler genellikle küçük işletmeler tarafından ekipman veya yeni bir bina gibi sabit varlıkları satın almak (finanse etmek) için kullanılır. Borçlular, daha fazla esneklik ve daha düşük faiz oranları sundukları için vadeli kredileri tercih ederler. Kısa ve orta vadeli krediler, balon ödemeleri gerektirebilirken, uzun vadeli krediler sabit ödemelerle gelir.

Vadeli krediler, anapara ve tahakkuk eden faiz dahil olmak üzere vade sonunda tamamı ödenecek olan geleneksel banka kredilerine benzer. Faiz ödemesi için bazı kredilerin faizsiz bir dönemi olabilir, bundan sonra kredilerin kredi vadesi boyunca düzenli aralıklarla ödenmesi gerekir. Anapara geri ödemesi için, borçluların düzenli aralıklarla ödeme yapması veya ‘balon’ ödeme yapmaları gerekebilir. Balon ödeme, vade sonunda tek seferde ödenen anapara tutarının tamamını ifade eder. Kredi faiz oranı, borçlu tarafından sunulan varantlar (warrant), kredi geçmişi ve borç alan kurucuların profili ve kredi koşulları gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Varantlar, belirli bir süre içinde belirli bir fiyattan yeni girişimin hisselerini satın alma hakkıdır.

1.2. Rotatif (Döner) Kredi İmkanı (Revolving Credit Facility)

Rotatif kredi tesisi, kredi veren tarafından maksimum para çekme limitinin belirlendiği bir kredi kartı tesisine büyük ölçüde benzemektedir. Aidatlar, azami harcama limiti dahilinde kaldığı sürece, belirli aralıklarla ödünç alınabilir ve geri ödenebilir. Ancak, faiz ödemeleri tahakkuk eder ve ne kadar çekilerse çekilsin, yıllık bir ücret olabilir. Döner kredi ile düzenli sabit ödeme olmadığı için başlangıç girişimcileri yararlanır. Bu kredi, aynı zamanda sıkı nakit akışı olan aylarda işletme giderlerini karşılamanın bir yolu olarak da hizmet eder. Rotatif krediler, kredi tutarının geri ödenip ödenemeyeceğini görmek için kapsamlı bir modelleme ve nakit akış tahmini gerektirmezler, çünkü yalnızca ödenebilecek kadarı çekilir.

Kısaca, döner kredi tesisi, bir banka ile bir işletme arasında düzenlenen bir kredi limitidir. Belirlenmiş bir maksimum tutarla temin edilir ve işletme gerektiğinde fonlara istediği zaman erişebilir. Döner kredi tesisinin diğer isimleri; işletme hattı ve banka hattıdır. Rotatif bir kredi türü, özellikle nakit akışlarında keskin dalgalanmalar ve bazı beklenmedik büyük harcamalar yaşayan herhangi bir işletme için, çoğunlukla işletme amaçları için yararlıdır. Diğer bir deyişle, nakit bakiyeleri bazen düşük olabilen şirketlerin net işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamaları gerekmektedir. Bu nedenle, genellikle hızlı bir şekilde ödenen kısa vadeli bir finansman şekli olarak kabul edilir. Bir şirket bu kredi için başvurduğunda, banka şirketin kredi itibarını belirlemek amacıyla birkaç önemli faktörü göz önünde bulundurur: Gelir tablosu, nakit akış tablosu ve bilanço tablosu.

1.3. Gelire Bağlı Krediler (Revenue Loan)

Gelir kredisi, hem borç hem de özkaynak araçlarının bir karışımıdır. Düzenli aralıklarla faiz ödemesi gerektiren bir kredidir ancak tutarı girişimin cirosuna göre değişiklik gösterir. Gelir düştüğünde, faiz ödemeleri o zaman için daha düşük olur. Gelire bağlı kredi verenler, bu krediler genellikle krediyi daha hızlı geri ödeme olasılığı yüksek olan yüksek büyüme oranına sahip şirketlere verildiğinden garanti isterler. Başlangıç kredisi alan girişimciler genel olarak daha yüksek efektif faiz oranlarına katlanmak zorundadır ve bu faiz ödemeleri faiz değil, telif hakkı (royalty) şeklinde ödendiği için vergi tasarrufu sağlamamaktadır.

Kısaca, gelire dayalı finansman, firmaların yatırılan para karşılığında gelecekteki devam eden gelirlerin bir yüzdesini taahhüt ederek sermaye sağlayabilmelerinin bir yoludur. Orijinal yatırımın belirli bir katı geri ödenene kadar, gelirlerin bir kısmı önceden belirlenmiş bir oranda yatırımcılara ödenir. Gelire dayalı finansman, genellikle hem borç hem de öz sermayeye dayalı finansmandan farklı olarak kabul edilir. Belediye tahvilleri, gelire dayalı borç finansmanının melez bir örneğidir.

Farklı finansman biçimleri ve teknik ayrıntıları farklı olsa da, gelire dayalı finansman, gelir tahvillerinde ortak olan nakit akış yapılarına benzemektedir. Birçok belediye projesinde, genel yükümlülük (general obligation-GO) tahvilleri kullanmak yerine, altyapı gibi belirli projeleri finanse etmek amacıyla gelir tahvilleri çıkarılır. Paralı yollar buna iyi bir örnek olabilir. Bu projeler, proje veya varlık tarafından üretilen garantili gelir ile borç yükümlülüklerini öder. Bu nedenle de adı gelir tahvilidir (revenue bond). Gelire dayalı finansman, çoğunlukla, aksi takdirde daha geleneksel sermaye biçimleri elde edemeyen küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından kullanılır. Gelire dayalı finansman kaynakları bir tür iş ortağı haline geldiğinden, işlem maliyetleri geleneksel bir krediden çok daha fazla olabilir. Birçok risk sermayedarı, Hizmet Olarak Yazılım (SaaS; Software-as-a-Service) alanındaki işletmeler için gelire dayalı finansman yöntemleriyle giderek daha yaratıcı hale gelmektedir.

2. Girişim Borçlanmasının Avantajları ve Dezavantajları

Girişim borçlanmasıyla ilgili dikkate alınması gereken önemli bir husus, öz sermayenin yerine geçmemesi, daha çok onu tamamlamak için kullanılmasıdır. Girişim borcu, sabit varlıklar gibi büyük amaçları finanse etmeyi seçerken iyi bir seçimdir. Girişim borcu, yatırım turları seçenekleri arasında gezinen işletmeler (startup) için de avantajlıdır. Borç, öz sermayenin önemli fon yaratma maliyetlerini yönetmek zorunda kalmadan operasyonel maliyetleri finanse eder. Ayrıca, bugüne kadarki en büyük avantajı, mevcut hissedarların sahipliğini sulandırmamasıdır. Öz sermaye eklemek, girişim kurucularının çıkarlarına en iyi şekilde uymayabilecek iş üzerindeki kontrolden feragat etmek anlamına gelir.

Girişim borcu seçenekleri, yalnızca fon toplama turlarından geçen ve öz sermayesi olan yeni başlayanlar için geçerlidir. Önyükleme yapan girişimler (bootstrapping startups) veya tohum öncesi girişimler (pre-seed ventures) tarafından kullanılamadığı için bu en büyük dezavantajlardan biridir. Bu girişimlere borç verenler, riskleri azaltmak için genellikle yüksek büyüme oranlarına sahip başlangıç şirketlerini finanse ederler. Bu nedenle, büyüyemeyen veya agresif bir büyüme sergilemeyen şirketler, finansman sağlamak için borç riskine girerken dezavantajlıdır. Bu şirketlerin, yavaş büyüme beklentileriyle elverişsiz olduğunu kanıtlayan daha yüksek faiz oranlarında kredi almaları muhtemeldir.

3. Sonuç

Girişim borcu, başlangıç aşaması girişimleri için mevcut bir finansman seçeneğidir ve özellikle agresif büyüme yörüngeleri ile bunun için faydalıdır. Girişim borcu, seçilen borcun türüne bağlı olarak ödemeler açısından esneklik sunar. Bu tür borç finansmanı, acil likidite gereksinimleri, işin daha fazla kontrolünü elinde tutması ve mülkiyetin sulandırılmasını önlemesi durumlarında özkaynaktan daha iyidir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.