“Erişmek istediği hedefi olmayanlar, çalışmaktan zevk almazlar.”
Pierre Paul Émile Roux (Fransız düşünür; 1853-1933)
Brian R. Cheffins ve Bobby V. Reddy isimli Cambridge Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenleri tarafından hazırlanan ve Haziran 2022’de yayımlanan “Thirty Years and Done – Time to Abolish the UK Corporate Governance Code” [1]başlıklı makalede, Sir Adrian Cadbury başkanlığındaki bir komite tarafından geliştirilen 1992 tarihli ‘En İyi Uygulama Kuralları’nın (1992 Code of Best Practice), Birleşik Krallık kurumsal yönetiminde devrim yarattığı; borsada işlem gören şirketlerin nedenini açıkladıkları sürece uymamayı seçebilecekleri yasal olmayan en iyi uygulama hükümlerini getiren bu Kuralların, günümüzün daha kapsamlı Birleşik Krallık Kurumsal Yönetim Kurallarına (UK Corporate Governance Code) dönüştüğü; otuz yıl sonra kod yaklaşımından vazgeçmenin ve ‘uy ya da açıkla’ (comply-or-explain) kuralına son vermenin zamanının geldiği; mevcut Kuralların içeriğinin çoğunun artık konu dışı kaldığı ve kamuyu aydınlatma ve uyum beklentilerinin, şirketler için önemli net maliyetler yaratan seviyelere yükseldiği; ilave olarak, bu düzenlemenin hissedar yaptırımına bağlı ‘uy veya açıkla’ mekanizmasının pek uygun olmadığı ‘paydaş’ sorunlarını (stakeholder issues) ele almak için kullanıldığı, buna uygun olarak anılan Kuralların yürürlükten kaldırılması gerektiği, savunulmaktadır.
Makaleye göre, Birleşik Krallık Kurumsal Yönetim Kuralları, yürürlükten kaldırılmasını haklı kılan çeşitli eksikliklere sahiptir:
- İlk olarak, bu Kurallar maddi açıdan ilgisizdir. Kuralların çoğu, özellikle yönetim kurulu, denetim komiteleri ve yönetici maaşları ile ilgili olarak, başka yerlerde yasal olarak zorunlu kılınan mükerrer gereksinimleri ölçmektedir. Kuralların diğerleri de, yaygın olarak kabul edilen fikirleri onaylayan anlamsız basmakalıp sözlerden oluşmaktadır. Örneğin, ‘tüm yöneticiler dürüst hareket etmelidir’ (“all directors must act with integrity”; İlke B) ve yönetim kurulları ‘kaynakların gerekli yerlerde kullanılmasını sağlamalıdır’ (“should ensure that the necessary resources are in place”; İlke C).
- İkinci olarak, şirketlerin bu Kurallara tabi olmasının maliyeti artmış, bu da şirketlerin, Kuralların teorik olarak sunduğu faydaları aşma olasılıklarını çok daha fazla artırmıştır. Şirketler, yatırımcıları uzun süredir Kurallara uymaya iten “kutu işaretleme/tik atma” (box-ticking) sorunuyla karşı karşıya bırakmıştır. Son zamanlarda, anılan Kuralları denetleyen Mali Raporlama Konseyi (Financial Reporting Council-FRC), Kurallardan sapmaların geçici olması gerektiğine dair haklı uygunsuzluk açıklamaları yapmaktadır. Kural tavsiyelerinin uygun olmadığı şirketler için maliyetler de buna paralel olarak artmış olup; Kuralların kaldırılması, sorunların düzeltilmesine katkı yapacaktır.
- Üçüncü ve son olarak, Birleşik Krallık Kurumsal Yönetim Kuralları giderek artan bir şekilde yanlış yönlendirilmiş bir paydaş odağını benimsemiştir. Bu Kurallar, kurumsal yönetimin bir parçası olarak paydaş değerlendirmelerinde finansmanın esasına bakılmaksızın geçerli olan, doğası gereği tatmin edici olmayan bir paydaş koruma mekanizmasıdır. Anılan Kurallar, hissedarların Kuraldan sapmalarının gerekçelerinin yetersiz olduğunu düşündükleri takdirde müdahale etmeye hazır oldukları bir geri bildirim döngüsüyle de desteklenmektedir. Sadece şu ana kadar hissedarlar, hissedar olmayanların çıkarlarını teşvike yönelmekte ve çoğu yatırımcı anlaşılır bir şekilde riske göre ayarlanmış hissedar getirilerinin maksimize edilmesini ana öncelikleri olarak görmektedir.
Söz konusu Kurallar, potansiyel olarak politika yapıcıların zorlu yönetişim sorunlarıyla cezadan muaf bir şekilde ödeme yapmalarına izin verdiği için sorun daha da artmaktadır. Bahsi geçen makalede tam deregülasyon lehine (in favour of full deregulation) bir durum öne sürülmemekte; bunun yerine, şirketlerin, Finansal Davranış Otoritesinin Kotasyon Kuralları[2] (Financial Conduct Authority’s Listing Rules) uyarınca, hissedarlara özellikle yüksek önceliğe sahip kurumsal yönetim düzenlemelerini açıklamalarının istenmesi tavsiye edilmektedir. Yazarlara göre, şirketler buna bağlı olarak yönetim ile ilgili kamuyu aydınlatma maliyetleri ile karşı karşıya kalacaksa da, mezkûr Kurallara dayalı bir tür ‘kutu işaretleme’yi sona erdirmek (terminating Code-driven box-ticking), şirketlere bireysel olarak uyarlanmış yönetişim düzenlemelerini benimsemek için şu anda sahip olduklarından çok daha fazla alan sağlayacaktır.
Birleşik Krallık Kurumsal Yönetim Kurallarının kaldırılmasının piyasalar genelinde de önemli faydaları olabilir. Birleşik Krallık borsasındaki düşüş ile ilgili endişeler, ilk halka arzları teşvik için tasarlanmış olan Kotasyon Kuralları değişiklikleri kadar şiddetli olmuştur. İzahname kurallarının yeniden kaleme alınması (rewriting of prospectus rules) ve mevcut prim ve standart kotasyon rejiminin tek bir segment sistemine (a single segment system) indirilmesi gibi diğer reformlar da gündemdedir. Aşırı kurumsal yönetişim (over-governance), Birleşik Krallık şirketlerinin halka açık olarak borsada işlem görmemeyi tercih etmelerinin önemli bir nedeni olarak gösterilmiştir. Birleşik Krallık Kurumsal Yönetim Kurallarının kaldırılması (abolition of the UK Corporate Governance Code) buna doğrudan etki edecek ve böylece halka açık şirketlerin otuz yıl öncesinde sahip oldukları statüye geri dönemlerine yardımcı olabilecektir.
* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
[1] Söz konusu makale için lütfen bkz. < https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4132617 > erişim tarihi 21 Haziran 2022
[2] Bu konu minvalinde aşağıdaki çalışmalara da bakılabilir:
- Yavuz AKBULAK, İngiltere’de Küçük Şirketlere İlişkin Yeni Kotasyon Koşulları, Legal Blog, 23 Mart 2022
- Yavuz AKBULAK, “Kotasyon Kurallarındaki Reform, Birleşik Krallık İçin Güçlü Bir Halka Açık Piyasa Sağlayacak mı?” Başlıklı Makalenin Söyledikleri, Legal Blog, 06 Haziran 2022
- Jodi COFFMAN, İngiltere’de Şirket Satın Almalarına İlişkin Yeni Ulusal Güvenlik Yasasını Keşfetmek (çeviren Yavuz AKBULAK), Legal Blog, 11 Nisan 2022
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.