Borç Talebi ve Dava Sınırlaması [Kanada Aile/Miras Hukuku Bağlamında Bir Değerlendirme]

Giriş

“TO Estate v. DO, 2024 ONCA 603” davasında, Ontario/Kanada Temyiz Mahkemesi (Temyiz Mahkemesi); bir kocanın karısına yaptığı belirli avansların hediye (gifts) değil borç/kredi (loans) olduğunu ve davada geri ödeme şartlarının bulunmaması halinde avansların borç/kredi talebi (demand loans) olarak değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiş; sonuç olarak, ödeme yapılmaması davası ile ilgili zamanaşımı süresi, talepte bulunulana kadar işlemeye başlamamıştır.

1. Sorun

Evliliklerinin sona ermesinin ardından, D.O. (eş) ve T.O. (koca) arasında çeşitli sorunları çözmek için dava açılmıştır. Bu makalenin amaçları doğrultusunda ilgili sorun, belirli finansal avansların (financial advances) borç mu yoksa hediye mi olduğu ve borç ise geri ödeme talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığıydı. Koca, duruşmadan sonra öldü ve mirası [Miras (estate)], kurumsal davalı olan “The Ridgeway Education Rec Centre Ltd. o/a Little Bright Starts Learning Centre (Ridgeway)”in, dolaylı olarak eşin sahibi olduğu ve bir kreş işleten bir şirket olmasına rağmen, 2013 yılında Ridgeway’e avans olarak verdiği para ile ilgili olarak kocasına 341 bin Kanada doları tutarında borcu olduğu yönündeki karara itiraz etmiş; ancak geri ödeme davasının, geçerli zamanaşımı süresinin sona ermesinden sonra açıldığı gerekçesiyle reddedilmesi gerektiği yönündeki kararına itiraz etmiştir.

Temyiz Mahkemesi, bu Miras’ın temyizini, yargıcın Ridgeway’in borçlu olduğu tutarı bir talep yükümlülüğü olarak değerlendirmemesi nedeniyle hata yaptığı gerekçesiyle kabul etmiştir. Bu yükümlülük için zamanaşımı süresi, performans talebi yapılıncaya kadar işlemeye başlamamıştır.

2. Soruna İlişkin Gerçekler

2012’de, davaya taraf olmayan kocaya ait bir şirket, Ridgeway’e kreş işletmesine yardımcı olmak için 40 bin 346 Kanada doları tutarında (2012 avansı) ve 2013 yılında koca, Ridgeway’e üç taksitte toplam 341 bin Kanada doları tutarında avans vermiştir (2013 avansı). Avansların hiçbiri geri ödenmemiştir.

Koca, 18 Temmuz 2019 tarihinde yalnızca eşini davalı olarak göstererek ve her iki avansın da geri ödenmesini talep ederek bir başvuru başlatmıştır. Daha sonra, Aralık 2020’de kocanın avukatı, eşine ve onun sahibi olduğu şirkete (201), Ridgeway’in tek hissedarı olan şirkete geri ödeme talep eden bir mektup göndermiştir. Başvuru 28 Ocak 2021 tarihinde, Ridgeway ve ‘201’i davalı olarak eklemek için değiştirilmiştir (Değiştirilen Başvuru). Eş, bu mektuba avansların hediye olduğunu ve alternatif olarak, talebin 2002 tarihli Zamanaşımı Yasası, SO 2002, c.24, Sch. B [Limitations Act (Zamanaşımı Yasası)] uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi ile engellendiğini iddia ederek yanıt vermiştir.

3. Duruşma Kararı [trial judgment]

Yargılamada koca, karısına karşı 2013 yılındaki avansların geri ödenmesi talebinden vazgeçmiş ve sadece Ridgeway ve ‘201’den geri ödeme talep etmiştir.

Tarafların ve üçüncü taraf tanıkların ifadelerine dayanarak, duruşma hâkimi 2013 avansının hediye değil borç olduğu sonucuna varmış ve bu tespit temyizde itiraz edilmemiştir. Ancak, duruşma hâkimi, Ocak 2021’de yapılan başvurunun, borçların 2013 yılında veya en geç evliliğin sona erdiği 2018 yılında oluşmasından iki yıldan fazla zaman sonra olması ve kocanın geri ödeme almak için bir dava açılması gerektiğini bilmesi gerektiği gerekçesiyle kocanın iddiasını zamanaşımına uğramış olarak reddetmiştir.

4. Temyiz [appeal]

Temyizde, Miras, duruşma hâkiminin Zamanaşımı Yasası’nın doğru hükmünü, yani “Bir talep yükümlülüğüne ilişkin olarak yaralanma, kayıp veya zararın meydana geldiği gün, ifa talebinde bulunulduktan sonra yükümlülüğün yerine getirilmediği ilk gündür.” (the day on which injury, loss or damage occurs in relation to a demand obligation is the first day on which there is a failure to perform the obligation, once a demand for the performance is made) hükmünü içeren 5(3) no.lu maddesini uygulamadığını ileri sürmüştür.

Duruşma hâkimi, 2013 avansının geri ödeme şartlarına ilişkin açık bir tespitte bulunmamıştır. Böyle bir tespitin olmaması nedeniyle Temyiz Mahkemesi, “duruşma hâkiminin vermesi gereken geri ödeme şartları hakkında karar verebileceğini” (make the decision about the terms of repayment that the trial judge ought to have made) belirtmiştir. Bu bağlamda, delil kaydının 2013 avansının talep üzerine alınan bir borç niteliğinde olduğunu belirlemek için yeterli olduğuna karar vermiştir. Koca, avansların talep üzerine alınan borç olduğuna dair kanıt sunmuştu. Karısı, farklı geri ödeme şartları olduğuna dair kanıt sunmamış, bunun yerine 2013 avansının hediye olduğuna dair ifade vermiş; bu kanıt duruşma hâkimi tarafından reddedilmiştir. Duruşma hâkimi, Ridgeway’in finansal tablolarında karısı tarafından geri ödenebilir borçlara yapılan atfın kocanın yaptığı avansları yansıttığını kabul etmiş ve avansların kredi olduğu görüşünü desteklemiştir. Daha da önemlisi, finansal tablolarda kredilerden “talep üzerine ödenecek” (due on demand) şeklinde bahsediliyordu.

Her hâlükârda, deliller geri ödeme şartları hakkında fikir birliğine varıldığını göstermese bile, yasal sonuç yine de 2013 avansının, taraflar talep üzerine ödenebilir olarak anlaşmış gibi ele alınması gerektiği olacaktır. Hukuken, bir borcun/kredinin geri ödenmesi için bir zaman belirlenmediği ve başka bir şart belirtilmediği takdirde, kredi talep üzerine geri ödenebilir.

Geri ödeme talebinin tek kanıtı, Temmuz 2019’daki orijinal başvuru (sadece eşe karşı verilmiş olsa da), Aralık 2020’de kocanın avukatı tarafından gönderilen geri ödeme talep eden mektup (eş ve ‘201’e yapılmış olsa da) veya Değiştirilmiş Başvurunun kendisiydi (eşten, ‘201’den ve Ridgeway’den ödeme talep ediyordu). Tüm bu talepler, Değiştirilmiş Başvurunun 2021 yılında yapılmasından itibaren iki yıl içinde yapılmıştır.

Sonuç olarak, 2013 avansının doğası hakkında uygun sonuç, bunların talep borcu olduğuydu. Bu, yargıcın Değiştirilmiş Başvurunun, Ridgeway’in 2013 avansının geri ödenmesi talebinin keşfedilmesinden iki yıldan fazla bir süre sonra verildiğini tespit etmesinde hata yaptığı anlamına geliyordu.

Bu nedenle temyiz kabul edilmiş ve alt mahkeme kararı, Ridgeway’in Miras’a 341 bin Kanada doları tutarında bir meblağ ödemesi gerektiğini hükme bağlamak üzere değiştirilmiştir.

Sonuç

Bir borcun/kredinin uygun şekilde nitelendirilmesi, temerrüt halinde zamanaşımı süresinin ne zaman işlemeye başlayacağını belirlemede anahtar rol oynar. Bu nedenle, borç verenin bakış açısından, bir borç/kredi sözleşmesini talep yükümlülüğü açısından hazırlamakta fayda vardır. Bununla birlikte, zamanaşımı süresinin ne zaman işlemeye başlayacağına dair kesinlik sağlamak için geri ödemenin ne zaman yapılacağına dair net şartlara sahip olmak önemlidir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.