IMF: Finansal Koşullar Sıkılaştıkça Banka Dışı Finans Sektörünün Güvenlik Açıkları Su Yüzüne Çıkıyor*

Banka dışı finans kuruluşları (non-banking financial institutions; NBFIs) finans sektöründe kilit oyuncular olarak ortaya çıktı ve yüksek enflasyonla mücadele etmek amacıyla politika sıkılaştırıldığı için küresel finansal istikrar onların dayanıklılığına bağlı olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’daki bazı bankalardaki son gerilimler, yıllarca süren düşük faiz oranları, sıkıştırılmış oynaklık ve bol likidite üzerine inşa edilmiş artan finansal kırılganlıkların güçlü bir hatırlatıcısı durumundadır.

Bu tür riskler, küresel olarak para politikasının devam eden sıkılaşması nedeniyle önümüzdeki aylarda yoğunlaşabilir ve bu da, bankaların ötesinde bir dizi kurumdan oluşan finans sektörünün bu geniş alanını anlamayı ve korumayı özellikle önemli hale getirir. Emeklilik fonları, sigorta şirketleri ve hedge fonları dahil olmak üzere banka dışı finansal aracı kuruluşlar (nonbank financial intermediaries) da finansal hizmet ve kredi sağlayarak ve böylece ekonomik büyümeyi destekleyerek küresel finansal sistemde önemli bir rol oynamaktadır.

Banka dışı finansal kuruluş[1] sektörünün büyümesi, küresel finans krizinin ardından hızlandı ve şu anda küresel finansal varlıkların yaklaşık %50’sini oluşturuyor. Bu itibarla, banka dışı sektörün sorunsuz işlemesi finansal istikrar açısından hayati önem taşımaktadır.

Ancak, banka dışı finansal kuruluş güvenlik açıkları son on yılda artmış gibi görünüyor. En son Uluslararası Para Fonu Global Finansal İstikrar Raporu’nun [International Monetary Fund (IMF) Global Financial Stability Report] analitik bir bölümünde[2] de gösterildiği gibi, banka dışı finansal kuruluş stresi, örneğin yatırımlarını finanse etmek veya getirileri artırmak için borç para almak veya türev ürünler gibi finansal enstrümanlar kullanmak gibi artan kaldıraçla birlikte ortaya çıkma eğilimindedir.

Bir kurumun tahvil veya hisse senedi gibi varlıkların tasfiyesi yoluyla veya yatırımcıların itfa taleplerini karşılamak için kredi limitlerinin kullanılması yoluyla yeterli nakit yaratamadığı durumlarda likidite uyumsuzlukları da stres yaratmaktadır.

Son olarak, banka dışı finansal kuruluşlar arasındaki ve geleneksel bankalar ile olan yüksek düzeylerdeki birbirine bağlılık da finansal stresi artırmada önemli bir kanal haline gelebilir. Geçen yılki Birleşik Krallık emeklilik fonu ve borç güdümlü yatırım stratejileri[3] bölümü, kaldıraç, likidite riski ve birbirine bağlılığın tehlikeli etkileşiminin altını çiziyor. Ülkenin finansal görünümüne ilişkin endişeler Birleşik Krallık Devlet tahvili getirilerinde keskin bir artışa yol açmış ve bu da, bu tür bir teminat karşılığında borçlanan tanımlanmış fayda emeklilik fonu yatırımlarında büyük kayıplara yol açarak marj ve teminat çağrılarına neden olmuştur. Emeklilik fonları da, bu çağrıları karşılamak için Devlet tahvillerini satmaya zorlandı ve getirileri daha da yükseldi.

Bir adım geri atıp banka dışı finansal kuruluşların kendilerini içinde buldukları mevcut ortama bakmakta fayda vardır. On yılların en hızlı enflasyonu ve merkez bankası yetkilerinin çoğunun merkezinde yer alan fiyat istikrarı ile finansal istikrar amacıyla merkez bankası likiditesini enjekte etmek, enflasyonla mücadeleyi karmaşık hale getirebilir. Düşük enflasyon ortamında, merkez bankaları piyasanın işleyişini eski haline getirmek için faiz oranlarını düşürmek veya varlık satın almak gibi politikaları gevşeterek finansal strese yanıt verebilir.

Bununla birlikte, yüksek enflasyonun ortasında, finansal sistemin sağlığını tehdit edebilecek stres dönemlerinde merkez bankaları için finansal istikrarı desteklemek ve fiyat istikrarını sağlamak arasında zorlu dengeler ortaya çıkabilir.

Politika yapıcıların, finansal istikrarı olumsuz yönde etkileyebilecek banka dışı finansal kuruluş sektöründeki kargaşayla başa çıkmak için uygun araçlara ihtiyacı bulunmaktadır. Sağlam bir gözetim, düzenleme ve denetim (robust surveillance, regulation, and supervision) temel ön koşullardır. Politika yapıcılar ayrıca, şirketlerin borçlanmaları veya türev ürünleri kullanmaları ile ne kadar risk aldıkları da dahil olmak üzere, önemli verilerin düzenleyici raporlamasındaki boşlukları daraltmalı veya ortadan kaldırmalıdır.

Banka dışı finansal kuruluşların riskleri daha iyi yönetmesini sağlamak için politikalara da ihtiyaç vardır ve bu, zamanında ve ayrıntılı kamuya açık veriler ve kurumsal yönetişim yükümlülükleri yoluyla gerçekleştirilebilir. Özel sektör risk yönetimindeki bu gelişmeler, daha iyi kaynaklara sahip ve daha sıkı denetimin yanı sıra, sermaye ve likidite koşulları da dahil olmak üzere uygun ihtiyati standartlarla desteklenmelidir.

Bu, çok fazla risk alma teşvikini ve fırsatını ortadan kaldırarak, banka dışı finansal kuruluşların iş kararlarını aşırı risk almaktan uzaklaştırmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, sistemik stres olayları sırasında likidite desteği sağlamak için merkez bankası müdahalesine olan ihtiyacı ve sıklığını da muhtemelen azaltacaktır.

Merkez bankası müdahalesine ihtiyaç duyulursa, üç geniş destek türünü dikkate alabilirler:

  • İsteğe bağlı piyasa çapında müdahale (discretionary market-wide intervention) geçici olmalı ve finansal istikrar için risk oluşturan banka dışı finansal kuruluş segmentlerini hedef almalıdır. Burada zamanlama da kritiktir; veriye dayalı ölçütlerin olası bir müdahaleyi tetiklediği, politika yapıcıların ise nihayetinde müdahale etme takdirini elinde tuttuğu bir çerçeve yürürlükte olmalıdır.
  • Sistemik olarak önemli bir banka dışı kurum stres altına girdiğinde, son başvuru mercii müdahalesi (lender-of-last-resort intervention) mevcut olmalıdır. Bu tür borç verme, merkez bankasının takdirine bağlı olarak, daha yüksek bir faiz oranında, tamamen teminatlandırılmış ve daha fazla denetim gözetimi eşliğinde olmalıdır. Banka dışı finansal kuruluşunun likiditesini eski haline getirmek ve piyasa finansmanına geri dönmek için net bir zaman çizelgesi oluşturulmalıdır.
  • Finans sistemindeki yayılmaları azaltmak için belirli banka dışı finansal kuruluşlarına daimi borç verme olanaklarına erişim (access to standing lending facilities) verilebilir, ancak bu tür erişim çıtası ahlaki tehlikeden kaçınmak için çok yüksek olmalıdır. Farklı banka dışı finansal kuruluş türleri için uygun düzenleyici ve denetleyici rejimler olmadan erişim verilmemelidir.

Likidite desteğinin para politikası ile ters yönde çalıştığı şeklinde algılanmaması için açık iletişim kritik öneme sahiptir. Örneğin, enflasyonu tekrar hedefe getirmek için niceliksel sıkılaştırmaya devam ederken finansal istikrarı yeniden tesis etmek için varlık satın almak niyeti gölgeleyebilir ve iletişimi karmaşıklaştırabilir. Merkez bankası likidite desteği duyuruları, finansal istikrar hedeflerini, program parametrelerini ve zamanlamayı net bir biçimde açıklamalıdır.

Aynı zamanda, yerel politika yapıcılar arasındaki işbirliği ve ulusal otoriteler arasındaki uluslararası koordinasyon esastır. Bu, risklerin daha iyi tanımlanmasına ve krizlerin yönetilmesine yardımcı olur. Spesifik olarak, uluslararası olarak koordine edilen reformlar, sınır ötesi yayılma, düzenleyici arbitraj ve pazar parçalanması risklerini azaltabilir.

Banka dışı finansal kuruluş sektörünün küresel olarak büyüyen boyutu ve aracılık kapasitesi göz önüne alındığında, merkez bankası likiditesine erişim için doğru araç kutusunun yanı sıra, kullanım ihtiyacını sınırlayan uygun korkulukların geliştirilmesi bir önceliktir. Finansal sektör kırılganlıklarının, para politikasının sürekli sıkılaştırılmasının ortasında büyümeye hazır olabileceği göz önüne alındığında, bunu yapma ihtiyacı çok daha fazladır.

[1] Banka dışı finansal aracılık (NBFI) ekosistemi, çok çeşitli finansal faaliyetler, kuruluşlar ve altyapılardan oluşur. Yatırım fonları, sigorta şirketleri, emeklilik fonları ve diğer finansal aracıları içeren banka dışı finansal kuruluşlar, farklı iş modellerine, bilançolara ve kurumsal yönetişim yapılarına sahiptir ve yetki alanları içinde ve genelinde farklı düzenleyici çerçevelere tabidir. Bu kurumlar, reel ekonominin finansmanında ve hane halkı ile şirketlerin tasarruflarının yönetilmesinde giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Bunlar, banka finansmanına değerli bir alternatiftir ve gerçek ekonomik faaliyetlerin desteklenmesine yardımcı olur. Bununla birlikte, banka dışı finansman, vade/likidite dönüşümü içeriyorsa veya kaldıraç oluşumuna yol açıyorsa, sistemik bir risk kaynağı haline gelebilir. Banka dışı kuruluşların kredi sağlamadaki çeşitliliği ve artan katılımı, sınır ötesi de dahil olmak üzere daha fazla ara bağlantıya yol açmıştır, bu da sektördeki stresin finansal sistemin diğer bölümlerine ve daha geniş ekonomiye daha geniş bir şekilde iletilebileceği anlamına gelmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. “Non-Bank Financial Intermediation”, Financial Stability Board, < https://www.fsb.org/work-of-the-fsb/financial-innovation-and-structural-change/non-bank-financial-intermediation/ >

[2] Uluslararası Para Fonu Global Finansal İstikrar Raporu “Bölüm 2: Banka Dışı Finansal Aracı Kuruluşlar: Daha Sıkı Finansal Koşulların Ortasındaki Güvenlik Açıkları” bölümü için bkz. < https://www.imf.org/en/Publications/GFSR/Issues/2023/04/11/global-financial-stability-report-april-2023?cid=bl-com-spring2023flagships-GFSREA2023001#Chapter-2:-Nonbank-Financial-Intermediaries:-Vulnerabilities-amid-Tighter-Financial-Conditions >

[3] “Borç güdümlü yatırım stratejisi” (liability-driven investment strategy; LDI), gelecekteki borçları finanse etmek için gereken nakit akışlarına dayalı bir şirket veya bireyin bir yatırım stratejisidir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.