Bilindiği üzere 5651 sayılı kanun İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele etmeyi amaçlamaktadır.
En yaygın kitle iletişim aracı haline gelen internet; radyo, televizyon ve gazeteden daha çok tercih edilmekte; kişilerin ilgi alanları ve tercihleri algoritmalar tarafından yönlendirilmek suretiyle kişiye özel hale getirilmektedir.
Sosyal medya ve buna dayalı boy gösteren sosyal ağlar, kişilerin ilgili alanlarına ve tercihlerini yönetmelerinde daha pratik olduğu için, sosyal medya siteleri; sosyal ağlar üzerinde iş yapmakta olan ticari oluşumların sosyal ağ kullanıcılarını yönlendirilmesinde bir araç haline gelmiş olup yeni medya ve reklamcılık sosyal ağların harekat alanına dönüşmüştür.
İlgi alanı spor olan kişiye tıklaması için spor reklamları sunulurken, kitap kurtlarına kitap siteleri, tatilcilere tatil siteleri servis edilmektedir.
Sosyal ağların kullanım amaç ve kapsamlarının genişlemesi ile kişiler; tercihlerine cevap veren sayfa, grup ve hayranı oldukları kişileri takip etmek suretiyle hem daha çok haber akışına dahil olmakta hem de kişisel görüş ve tercihlerine ilişkin görüş ve yorumlarına ilişkin açıklamalar yapmak suretiyle irade açıklamasında bulunur hale gelmişlerdir.
İrade açıklamalarından kaynaklı eylemler kimi zaman suç teşkil ettiği için suça konu eylemlerin önlenmesine ilişkin ihtiyaç, ceza hukuku anlamında yaptırımların gündeme gelmesine sebep olmuştur.
İrade açıklamasına yönelik en yaygın karşımıza çıkan suç hakaret suçudur.
Bu suç genel olarak Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Suça konu eylemin basılı yayın organında işlenmesi halinde Basın Kanunu, Radyo ve Televizyon kanalında işlenmesi halinde RTÜK devreye gider.
5651 sayılı kanun sırf İnternet ortamındaki yayınların düzenlenmesini ile bu yayınlar yoluyla işlenen suçlar ile ilgilidir. Örneğin bir basılı gazetedeki yani basılı yayındaki hakaret suçu Basın Kanunu ve Basın İlkeleri çerçevesinde denetlenmekteyken aynı gazetenin internet sitesinde çıkan çıkan hakaret ihtiva eden yayın 5651 sayılı kanun çerçevesinde değerlendirilmektedir.
5651 sayılı kanunda yapılması amaçlanan değişikliğin bazı amaçları vardır:
1. İnternette yayın yapan gazeteye girilen içeriğin kaynağı gazetecilerdir. Gazeteciler yaptıkları haber ya da yayınlarda gazetecilik ve basın ilkelerine dayalı hareket ederler. Yaptıkları yayınlar yazı işleri müdürleri ve/veya sorumlu müdürler tarafından denetlenir. Yayınlar bir nev’i filtrelenir, gerekirse içerikleri değiştirilir ya da kaldırılabilir. Ancak sosyal medyada yayını yapan her hangi bir bireydir. Bu birey her hangi bir ilkeye bağlı olmaksızın rastgele yayın, yorum ya da paylaşımlarda bulunur. Yapmış olduğu eylem genel olarak her hangi bir denetime tabi değildir. Sosyal medya sitelerindeki yayınlardan mağdur olanlar genel olarak bu mağduriyete konu yayının nasıl engelleneceğini ve zararlarının nasıl giderileceğini bilememektedirler.
Sosyal medya sitelerindeki yayınlarla ilgili içeriklerin kaldırılması ya da bu İnternet sitelerine erişimin engellenmesine yönelik bilgileri de içerecek olan “İnternet Ortamındaki İstenmeyen İçeriklerin Kaldırılması” konulu kitap hazırlığım ile bu konuya yönelik olarak Modern Hukuk Akademisi’nde vermiş olduğum hukuk eğitimi faaliyetlerim de bu ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkmıştır.
2. Günümüzde sosyal medya siteleri; işletme sahiplerinin ticari amaçlı reklam ve tanıtımlarının bir aracı olmaktan öte bir propaganda aracı haline dönüşmüştür. Şahıs ya da sermaye şirketleri dışında bireylerin kendileri, kendi sosyal medya hesaplarında ya da üyesi oldukları sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin hesaplarında ya da başka grup, sayfa ya da sanal/gerçek kişilerin hesaplarındaki kendilerinin kullanmalarına izin verilen alanlarda ki özellikle bu hesapların yorum kısımlarında görüş ve düşüncelerine ifade etmektedir. Bu tür yorum ve ifadeler anayasalarda da korunma altında alınmış olan ifade özgürlüğünden yola çıkarak yapılmakta ise de bilindiği üzere her bir özgürlüğün bir sınırı bulunmakta genellikle bu özgürlüğün sınırı da bir başka kişinin özgürlüğünün sınırı ile denk gelmektedir. Sınır aşımları kimi zaman bir suç teşkil etmekte ve zarara sebebiyet vermektedir. Zararın tazmini konusu bir Borçlar Hukuku meselesi olup yazımız bu konu dışındadır. İnternet ortamında işlenilen bu suçlara konu eylemin meydana gelmiş olduğu İnternet siteleri ve özellikle sosyal medya siteleri ile geniş kitlelere ulaşıldığı için ayrı bir kanun ihtiyacı ortaya çıkmış, mevcut 5651 sayılı kanun ihtiyaçları karşılayamamaya başlayınca değişikler gündeme gelmiştir.
3. Sosyal medya siteleri ve bu sitelerde yapılan yayın, yorum ve paylaşımlar, 5651 sayılı kanundaki değişiklerin, özellikle sosyal medya sitelerini merkeze almasına sebep olmuştur. Sosyal medya sitelerini tüm dünyada geniş kitlelere hitap etmesine rağmen bu sitelerin yayının ulaştığı ülkelerde irtibata geçilecek bir temsilcilerinin olmaması, devletlerin ülkelerindeki kişi ya da ya da kuruluşların bu sitelerdeki yayın, paylaşım ya da yorumlardan mağdur olmaları halinde istenmeyen içeriğin kaldırılması ya da eylem hakkında takibat yapılması halinde özellikle soruşturma makamlarının karşılarında muhatap bulma ihtiyacı değişiklerin sosyal medya siteleri boyutunda temel gerekçesini oluşturmaktadır.
Sosyal medyadaki eylemlerden mağdur olanların mağduriyetinin ceza hukuku ve özel hukuk bakış açısıyla ayrı ayrı olarak giderilmesi ihtiyacı bu zaruretten doğmuştur.
Kanunlaşması muhtemel kanun teklifi üzerindeki bazı hususları madde madde beyan etmekte fayda vardır.
Madde -1
Sosyal ağ sağlayıcısı: Sosyal medya siteleri 5651 sayılı kanunda tanım bulacak olan sosyal ağ sağlayıcısı ibaresi ile tanımlanacaktır.
Madde – 2
Kanunun Bilgilendirme Yükümlülüğü başlıklı 3. maddesine eklenen yeni fıkra ile bu kanuna göre verilecek olan idari para cezalarının tebligat usulü düzenlenmiş ve tebligatın elektronik vasıtalarla yapılması halinde 5. günde yapılmış sayılmasına dair düzenlemeye yer verilmiştir.
Madde – 3
Kanunun 5. maddesinin 6. fıkrasında yer alan yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmama ve kanundaki yükümlülükleri yerine getirmeyenlere yönelik düzenlenecek olan idari para cezası 1 milyon liradan 10 milyon liraya şeklinde yükseltilmiştir. Önceki ceza 10 bin liradan 100 bin liraya şeklindeydi.
Madde – 4
Kanunun 8. maddesinde yer alan “erişimin engellenmesi” ibaresine yönelik genel bir düzenleme yapılmış bu ibare “içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Madde -5
Kanunun 9. maddesinde geçen “erişimin engellenmesi” ibareleri yine “içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi” şeklinde değiştirilmiş ayrıca sorumlu kişi ibaresi ” içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları” şeklinde değiştirilmiştir.
Erişim Sağlayıcıları Birliği hakkında düzenlemeye yer veren 9. maddesinin 8. fıkrası yeni hali ile Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcılara gönderilen kararların en geç 4 saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir şeklinde bir hükme yer verilmiştir.
10.fıkrada yapılan değişiklik şu şekildedir; “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hakim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir.” Bu düzenleme ile birlikte arama motorlarının devreye sokulması durumu söz konusu olmuştur.
Madde -6
Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına BTK, Erişim Sağlayıcıları Birliği ve idari makamlarca gönderilen bildirim ve taleplerinin gereğinin yerine getirilmesi için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemesi ile bu kişilerle iletişim bilgilerinin adı geçen sosyal ağ sağlayıcıların internet sitesinde kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek bir yerde bulunması yükümlülüğü getirilmiştir. Gerçek kişi temsilcinin Türk vatandaşı olması zorunludur.
Gerçek ya da tüzel kişi temsilcinin yükümlülükleri 30 gün içinde yerine getirmemesi halinde BTK Başkanı tarafından 10 milyon lira idari para cezası verilir.
Adı geçen yükümlülük 30 gün içinde yerine getirilmezse bu sefer 30 milyon lira idari para cezası verilir. 2. idari para cezasının tebliğinden itibaren yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde söz konusu sosyal içerik sağlayıcısına Türkiye’de muhkim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin yeni reklam vermesi yasaklanır.
Reklam yasağının verilmesi sonrasında yükümlülük yine yerine getirilmezse bu sefer BTK Başkanı’nın müracaatı ile Sulh Ceza Hakimi’nin kararı ile söz konusu sosyal içerik sağlayıcısına erişimi yavaşlatmak amacıyla İnternet trafiği bant genişliği %50 oranında yavaşlatılır.
Hakim kararının uygulanmasının ve trafiğin kısmen engellenmesine rağmen yükümlülük yine yerine getirilmezse bu sefer trafiğin engellenmesinden sonra İnternet trafiği bant genişliğinin %90 oranına kadar daraltılması için BTK Başkanına Sulh Ceza Hakimi’ne başvuru hakkı tanınmıştır.
Kararları karşı Başkanın itiraz hakkı vardır. Hakim kararları Erişim Sağlayıcıları Birliğine bildirimi için derhal Kuruma gönderilir. Kurumdan gönderilen hakim kararı en geç 4 saat içinde kararı yerine getirilir.
Yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde idari para cezası 1/4 oranında tahsil edilip reklam yasağı kaldırılır. Bant genişliğine yapılan müdahalenin kaldırılması için erişim sağlayıcıları BTK tarafından bildirim yapılır.
Görüldüğü üzere 6. maddedeki değişiklik 5651 sayılı kanundaki en can alıcı değişikliklerdir. Bu madde ile yukarıdaki değişiklikler dışında kişilerin sosyal ağ sağlayıcıların yapılacak başvurular yönünden değişiklikler getirilmiştir.
Başvuru sahiplerinin başvurularından itibaren en geç 48 saatinde olumlu ya da olumsuz bir cevap verme yükümlülüğü sosyal ağ sağlayıcılara getirilmiştir.
Sosyal ağ sağlayıcıları kendilerine yapılan başvurularda bağlantılı olarak BTK’na periyodik olarak rapor vereceklerdir. Bu rapor kişisel verilerden arındırılmak kaydıyla ayrıca İnternet sitelerinde de yayınlanacaktır.
Sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’deki kullanıcıların verilerinin Türkiye’de barındırılması yönündeki tedbirlerin alınması yükümlüğü getirilmiştir.
8 ve 8/A maddesi yönünden idari para cezaları 1 milyon Türk lirası, 8 ve 9 maddeler kapsamındaki adli para cezaları 50.000 gün olarak verilir. Tekrar halinde ceza bir kat attırılarak uygulanır.
Sosyal ağdaki ihlal bildirime rağmen 24 saat içinde içeriği çıkarmayan veya erişimi engellemeyen sosyal ağ sağlayıcı, doğan zararın tazmin edilmesinden sorumlu olacaktır. Sorumluluğun işletilmesi için dava şartı aranmaz.
Sosyal ağ sağlayıcıların yükümlülükleri, içerik veya yer sağlayıcısı olmasından doğan sorumluluk ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.
Geçici maddeler ile yeni getirilen hükümlere ilişkin geçiş sürecindeki hukuki statü hakkında düzenlemek yapılmıştır. Örneğin Sosyal ağ sağlayıcılarının alt yapı çalışmalarını tamamlaması için kendileri 3 süre verilmiş ayrıca BTK’na ilk verecekleri rapor tarihi 2021 Ocak ayı olarak belirlenmiştir.
Kanundaki değişiklikler yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
Sonuç olarak; bu kanun teklifi ile 1 milyon ve üzerinde Türkiye’den erişime sahip olan sosyal ağ sağlayıcılara getirilen yükümlülük ile kanun gerekçesinden de anlaşılacağı üzere sosyal ağlar üzerinde yapılan paylaşımların kontrol ve denetim altına alınması amaçlanmıştır. Kişisel Verilerin Korunması Hukuku yönündeki benzer değişikliklerle özel hayatın gizliğini ihlal yönündeki sakıncıların da giderilmesi amaçlanmaktadır. Kontrolsüz bir güç olarak değerlendirilen sosyal medyanın kontrol ve denetim altına alınması ve ülke sınırları içinde meydana gelen ihlallerle alakalı muhatap olunacak bir temsilci atanmasının temini amaçlanmış bulunmaktadır.
ORCID: 0000-0001-5887-0656
2004 yılında Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Avukatlık stajını 2005 yılında tamamladı. 2006 yılında askerlik görevini tamamlayarak İzmit/Kocaeli'nde avukatlık bürosunu açtı. 2011'de kaydını İstanbul Barosu’na aldırmış olup halen Kadıköy İstanbul'da İstanbul Barosuna bağlı olarak avukatlık yapmaktadır.
Modern Hukuk Akademisi eğitmenliği ve akademik koordinasyon danışmanlığını yürütmüş olup Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda Ceza ve Ceza Usul Hukuku eğitimi vermiştir. Anadolu Yakası Rumeli Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Kamu Yararını Savunma Derneği Önceki Başkanıdır.
İstanbul Barosu Deprem Hukuku Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi ve İstanbul Barosu Meslek Sorunları Komisyonu üyesi olan Deşat, İngilizce, Almanca ve Arnavutça bilmektedir.