Uygulamada, işçilere masrafları işverence karşılanmak üzere verilen eğitim karşılığında, belli bir süre işyerinde çalışması iş sözleşmelerinde kararlaştırılmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği dışında işverence işçiye verilen eğitim, işçinin işyerinde mal ve hizmet üretimine katkı sağlaması açısından işveren yararına olmakla birlikte, verilen eğitim sayesinde işçi de daha nitelikli hale gelmekte ve iş gücü piyasasında daha kolay iş bulabilmektedir. Elbette ki, işçinin verilen eğitim karşılığında işverene belli bir süre iş görmesi işverene olan sadakat borcu kapsamında değerlendirilmelidir. Ancak verilen eğitimin karşılığında işçinin çalışmakla yükümlü olduğu çalışma süresinin de eğitimin türü ve masrafları ile dengeli olması gerekir.
İşçiye verilen eğitimin karşılığında işverence yapılan masraflar o işçiye özgü olmalı ve yazılı delille ispatlanmalıdır. İşverenin toplu olarak verdiği eğitimler sebebiyle yapmış olduğu giderlerin işçi başına düşen tutarı, aynı dönemde eğitim alan işçi sayısına bölünmek suretiyle belirlenmeli ve işçiye verilen eğitim ile ilgili olduğu belirlenmeyen giderlerden işçi sorumlu tutulmamalıdır.
İşyerinin devri halinde de işçinin eğitim gideri karşılığında belirli bir süre çalışma yükümü devam eder. Bu konuda yükümlülüğün ihlali halinde devralan işverenin de eğitim giderlerini talep hakkı bulunmaktadır. Diğer yandan işçinin geçici iş ilişkisi kapsamında çalıştırıldığı süre de eğitim karşılığı yükümlü olduğu çalışma süresinden sayılır. Ayrıca, işverence işçi adına yapılan eğitim giderlerinin tamamı yerine, işçinin çalıştığı ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirim yapıldıktan sonra kalan miktarın işçiden tahsil edilmesi gerekir[1].
Bununla birlikte, Yargıtay tarafından, işçiye yapılacak eğitim giderlerinin iş sözleşmesi dışında bir sözleşmeyle bağımsız olarak kararlaştırılması ve işçi tarafından da imzalanması halinde, iş sözleşmesi işverence sona erdirilse dahi, işçinin eğitim giderlerini ödemesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Yargıtay’a göre, “Somut uyuşmazlıkta, davalı- birleşen dava davacısı işveren, 05.10.2015 tarihinde davacı- birleşen dava davalısı işçi aleyhine … 17. İcra Müdürlüğünün 2015/14390 esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatmıştır. İcra takibine konu alacağın, 02.03.2011 tarihli II. Pilot Adayı Eğitim Sözleşmesi ile 14.01.2014 tarihi ek sözleşmeden kaynaklı pilotluk eğitimi masrafları ile bordroda tahakkuk ettirilen kesintiler olduğu anlaşılmaktadır. Davacı- birleşen dava davalısı işçi ise iş sözleşmesinin işverence bildirimli olarak feshedildiğini, bu nedenle aralarındaki eğitim sözleşmesi hükümleri uyarınca işverenin eğitim masrafı talep edemeyeceğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, pilotun aldığı eğitim karşılığında on yıllık mecburi hizmete tabi olacağı ve eğitim giderlerinin de beş yıllık sürede aylık ücretlerinden eşit miktarlarda kesinti yapılarak ödeneceğinin belirlendiği, bununla birlikte söz konusu mecburi hizmet yılı ya da eğitim giderlerinin ödenmesi için öngörülen beş yıllık süre dolmadan iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın işveren tarafından sona erdirildiği, davalı pilotun açtığı işe iade davasında feshin geçersizliğine karar veren yargı kararından sonra da tekrar çalışmak için işe başlatılma talebinde bulunmasına rağmen işverence işe alınmadığı, sonuç olarak eğitimden sonra daimi pilotun iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar davacı işverenlik nezdinde çalıştığı ve bu dönemde ücretlerinden davalı tarafın da kabulünde olduğu eğitim giderlerine karşılık kesinti yapıldığı ve iş sözleşmesinin haklı bir sebep de olmaksızın davacı işverenlikçe sona erdirilmesi nedeniyle bakiye kalan eğitim giderlerinin talep edilebilme imkanı bulunmadığı gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı işverenin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek işveren vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Ne var ki taraflar arasında imzalanan 02.03.2011 tarihli eğitim sözleşmesinin 9. maddesinde; II.pilot adayı olarak işe başlayan personelin göreceği tip eğitiminden sonra II. pilot olarak istihdam edileceği ve kendisine yapılan eğitime ilişkin her türlü giderin aylık ücretinden eşit miktarda olmak üzere kesilerek 5 yıl (60 ay)’lık periyotta geri alınacağının; 14.01.2014 tarihli ek sözleşmede ise ilave eğitim giderinin 02.03.2011 tarihli sözleşmede belirlenen usul ve esaslara göre işçiden tahsil edileceğinin hükme bağlandığı, bu hükümler uyarınca tarafların birleşen dava konusu eğitim masraflarını iş sözleşmesinden bağımsız olarak düzenledikleri, işverence verilen eğitime dair masrafların, eğitim sözleşmesinde belirlenen 10 yıllık mecburi hizmet süresi tamamlandığı takdirde işçiden alınmayacağına ilişkin bir düzenlenme olmadığı gibi aksine eğitim sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca işçinin söz konusu eğitimin masraflarına ilişkin borcunu aylık taksitler halinde ödemeyi kabul ettiği ve borcu işverene 60 ayda ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, icra takibi tarihi itibari ile işçinin eğitim masrafından doğan ve 60 aylık ödeme periyoduna göre vadesi gelen alacak hesaplanarak sonucuna göre birleşen dava hakkında bir karar verilmelidir. Ayrıca, takip talebine konu alacağa dair hesaplamada, eğitim giderinden işçiye ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatının mahsup edildiği de dikkate alınarak hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Her ne kadar işverence başlatılan icra takibinde işçinin son bordrosunda kesinti olarak yer alan 5.685,56 TL’nin de işçiden tahsili istenmiş ise de, söz konusu kesintiler işçiden talep edilemeyeceğinden bu miktar yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilmelidir”[2].
Sonuç olarak, eğitim giderlerinin iş sözleşmesi dışında bir sözleşmeyle bağımsız olarak kararlaştırıldığı ve işçi tarafından da imzalandığı takdirde, iş sözleşmesi işverence sona erdirilse dahi, işçinin eğitim giderlerini ödemesi gerekir.
[1] Y9HD.29.11.2011 T., E.2011/50107, K.2011/50232 Legalbank.
[2] Y9HD.01.04.2021 T., E.2021/77, K.2021/7348 Legalbank.
1962 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesinde doğdu. İlk ve Ortaokulu Sivas’ta, Liseyi Tokat’ta bitirdi. 1986 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Özel Hukuk Anabilim Dalında Tezli Yüksek Lisans yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda uzun yıllar sırasıyla Bölge Müdür Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra bu görevinden 2016 yılı mayıs ayında emekli oldu.
İnciroğlu Danışmanlık, Denetim ve Eğitim Hizmetleri şirketinin kurucusu olan İNCİROĞLU, özel sektöre yönelik iş hukuku, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve yabancı çalışma hukuku alanlarında danışmanlık, denetim ve eğitim hizmetleri vermektedir.
Muhtelif dergi ve gazetelerde iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği hukuku ve sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku ile ilgili makaleleri, çeşitli üniversitelerde, kongre ve konferanslarda sunduğu bildirileri ve yayımlanmış yedi adet kitabı bulunan İNCİROĞLU, evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayımlanan Kitapları
Sorulu-Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 4. Baskı, İstanbul 2019, Legal Yayıncılık.
Güncel Yargıtay Kararları Işığında Açıklamalı Yeni İş Kanunu, İstanbul 2006, Legal Yayıncılık.
İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşverenin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları, 2. Baskı, İstanbul 2008 Legal Yayıncılık.
Çalışma Hayatında Esnek Çalışma Uygulamaları, 2. Baskı, İstanbul 2020, Legal Yayıncılık.
Sorulu-Cevaplı İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı Uygulaması, İstanbul 2014 Legal Yayıncılık.
Kamu İşvereninin İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından Sorumluluğu, 2. Baskı, Ankara 2016 Adalet Yayınevi
500 Soruda İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı, Güncellenmiş 3. Baskı, Ankara 2019 Seçkin Yayınları