Kadınlara yönelik haksız ve yersiz şiddet ve öldürme olayları güncel hayatımızda büyük bir sorun oluşturmaktadır. Kadının anayasal haklarıyla ceza yasasındaki korunmaları ile ilgili kuralları sıralamak bu kuralların titizlikle uygulanmasını sağlamak önem arz etmektedir.
ANAYASADA KADIN HAKLARI
1- KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ
Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin Yasa önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır. [1]
2- HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ
Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.[2]
3- AİLENİN KORUNMASINDA EŞİTLİK
Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. [3]
4- EĞİTİM ve ÖĞRENİM HAKKI
Eğitim ve öğrenim hakkı yönünden, ilköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.[4]
5- ÇALIŞMA ve SÖZLEŞME HÜRRİYETİ
Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.[5] Bu hak kadınlar için de geçerlidir.
6- ÇALIŞMA HAKKI ve ÖDEVİ
Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. [6] Bu hak kadın için de önemli ve geçerlidir.
7- ÇALIŞMA KOŞULLARI, DİNLENME HAKKI
Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.[7]
8- SEÇME ve SEÇİLME HAKKI
Seçme ve seçilme siyasi faaliyettir. Bu haklar vatandaşların yasada gösterilen koşullara uygun olarak kullanılmaktadır. Seçme, seçilme ve bağımsız olarak ya da bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakları olup bu haklar kadınlar için de geçerli bulunmaktadır. On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.[8]
9- PARTİ KURMA, PARTİYE GİRME, AYRILMA HAKKI
Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir. Bu hak, kadınlar yönünden de geçerlidir ve uygulanmaktadır. [9]
10- HİZMETE GİRME HAKKI
Her Türk, Kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez. Burada, açıklanan hak kadınlar için de geçerlidir.[10] Vatan hizmeti her Türk vatandaşının hakkı ve ödevidir. [11]
11- DİLEKÇE HAKKI
Vatandaşlar yetkili makamlara ve TBMM’ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Bu hak dilekçe vermekle yerine getirilmektedir.[12]Bu hak kadınlar için de geçerli bir haktır.
12- MİLLETVEKİLİ SEÇİLME HAKKI
Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Bu husus kadınlar için de geçerlidir.[13]
13- CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİLME HAKKI
Cumhurbaşkanlığı seçilmesi için 40 yaşını dolduran yüksek öğrenim diplomasına sahip her Türk vatandaşı aday olabilir. Bu hak kadınlar için de geçerli bulunmaktadır. Yani kadınlar da cumhurbaşkanlığı seçilme hakkına sahiptir. [14]
TÜRK CEZA YASASINDA KADINLAR HAKKINDA KURALLAR
1- EŞİTLİK İLKESİ
Türk Ceza yasasının uygulanmasında, kişiler arasında dil, din, milliyet, mezhep, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri vs. yönünden ayrım yapılamaz. Hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz. Bu kural kadınlara karşı işlenen suçlar ile kadınların işledikleri suçlar yönünden de geçerli ve önemlidir. [15]
2- YASASININ BAĞLAYICILIĞI
Ceza yasalarını bilmemek mazeret sayılmamaktadır. Yasayı bilmiyorum savı hüküm ifade etmemektedir. Kadınlara karşı işlenen suçlarda da bu kural uygulanmaktadır.[16]
3- CEZA SORUMLULUĞUNUN ŞAHSİLİĞİ
Ceza sorumluluğu şahsidir. Hiç kimse başkasının eyleminden dolayı sorumlu tutulamaz. Bu kural kadınlar için de geçerlidir. Ayrıca suç (eylem) dolayısıyla öngörülen güvenlik önlemleri niteliğindeki yaptırımlardan kadınlar da yararlanır, onlar için de uygulama söz konusu olur[17]
4- YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ
Eylemin (fiilin) işlendiği sırada, işleyenin yaşı uygulanacak, cezalar yönünden önem arz eder. Bu kurallar kadınlar için de uygulama konusu olur. Eylemi (fiili) işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan kız ya da erkek çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Bunlar hakkında ceza kovuşturması yapılamaz. Ancak, çocuklara özgü güvenlik önlemleri uygulanabilir.
Eylemi (fiili) işleyen, fiili işlediği sırada (12) yaşını doldurmuş olup da (15) yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması ya da davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği eylemin (fiilin) hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde bu kişiler ( kız ya da erkek) hakkında suç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (12) yıldan (15) yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (9) yıldan (11) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu halde her eylem (fiil) için verilecek hapis cezası (7) yıldan fazla olamaz.
Eylemi (fiili) işlediği sırada , (15) yaşını doldurmuş olup da (18) yaşını doldurmamış olan kişiler (kadın ya da erkek) hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (18) yıldan (24) yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (12) yıldan (15) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların 1/3 ü indirilir ve bu halde her eylem (fiil ) için verilecek hapis cezası (12) yıldan fazla olamaz [18]
5- İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR
a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tabi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhşa sevketme.
ile ilgili eylemler (fiiller ) siyasal, felsefi, ırki ya da dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plana doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suçları oluşturmaktadır.
Bu suçlardan kadınlarla ilgili, onlara karşı yapılan ;
a) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
b) Zorla hamile bırakma.
c) Zorla fuhşa sevketme.
eylemleri de cezalandırıldığı gibi, kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet ya da köleleştirme, kadını (kişiyi ) hürriyetinden yoksun bırakma, bilimsel deneylere tabi kılma, kadına cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı gibi işlenen fiiller (eylemler)a de cezalandırılmaktadır. Kasten öldürme halinde eylemi yapana ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğer sayılan eylemler için de, (8) yıldan az olmamak üzere hapis cezası uygulanır.
Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlememektedir.[19]
6- İNSAN TİCARETİ EYLEMİ (FİİLİ)
Kadınları ;
a) Zorla çalıştırmak,
b) Hizmet ettirmek
c) Fuhuş yaptırmak,
ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak yahut kişiler üzerindeki denetim olanaklarından ya da çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren ya da sevk eden veya barındıran kimseye (kadın-erkek) (8) yıldan 12 yıla kadar hapis on bin güne kadar adli para cezası verilir.
Bu suçlarda, mağdur (kadın ya da erkeğin ) rızası geçersizdir.
Burada açıklanan kurallar, bu eylemlere uğrayan kadınlar hakkında da uygulanır. [20]
7- KASTEN ÖLDÜRME
Bir insanı (kadını) kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürmede nitelikli haller ;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,
k) Töre saikiyle,
işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur. Kadınlara yönelik kasten öldürme eylemlerinde bu kural göz önünde tutulmaktadır.[21]
8- KADINI İNTİHARA AZMETTİRME
Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, (2) yıldan (5)a yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm kadını intihara azmettiren ve kadının intiharı için TCY nin 84 üncü maddesinde açıklanan eylemleri (fiilleri) işleyen hakkında da aynen uygulanır.[22]
9- KADINI KASTEN YARALAMA
Kasten bir kadının (başkasının) vücuduna acı veren ya da sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunması halinde bu eylemi yapana (1) yıldan (3) yıla kadar hapis cezası verilir.
Kasten yaralama suçunun ;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.[23]
10- KADINI AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA
Kasten yaralama eylemi (fiili), mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, (yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza), bir kat artırılır. Bu hüküm yaralamaya uğrayan mağdur kadın için de uygulamada göz önünde tutulur.
Bundan başka , kasten yaralama (fiili) eylemi ;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, TCY 86 ncı maddesinde belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, bu cezalar TCY’nin 87 nci maddesinin birinci fıkrasına giren hallerde (5) yıldan, üçüncü fıkrasına giren hallerde (8) yıldan az olamaz.[24]
11- KADINI TAKSİRLE YARALAMA
Taksirle bir insanın (kadının ) vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ancak taksirle yaralama fiili(eylemi), mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
Bundan başka taksirle yaralama eylemi (fiili), mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, belirlenen ceza, bir kat artırılarak hükmolunur.
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Ancak, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmamaktadır.[25]
12- İNSAN ÜZERİNDE DENEY
İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapılması, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası sorumluluğu getirir. Ancak ; insan üzerinde rıza (izne) dayalı olarak yapılan bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için ;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın(iznin) yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,
gerekli bulunmaktadır. Bu hususlar kadın üzerinde yapılacak deneyler için de göz önünde tutulmaktadır.
Kız ve erkek çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için yukarıda açıklananlardan başka,
a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
b) Rıza (izin) açıklama yeteneğine sahip (kız ya da erkek ) çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,
c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması gerekmektedir.
Hasta olan insan (kadın veya erkek) üzerinde rıza(izin) olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, (kadın veya erkek) kişi üzerinde yapılan rızaya(izne) dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu doğurmayacaktır. Burada açıklanan kadının ya da erkeğin rızasının(izninin), denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması zorunlu bulunmaktadır.[26]
13- ORGAN VE DOKU TİCARETİ
Hukuken geçerli rızaya (izne) dayalı olmaksızın, kadından (erkekten) organ alan (5) yıldan (9) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası uygulanır.
Hukuka aykırı olarak, ölüden (kadın ölüsü, erkek ölüsü) organ veya doku alan kimse, (bir) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında da yukarda açıklanan ceza uygulanır.
Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden ya da aşılayan da (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
Hukuken geçerli rızaya (izne ) dayalı olmaksızın kadından ( ya da erkekten) organ alan bu alma sonucunda , organı alınanın ölmesi halinde kasten öldürme suçuna ilişkin kurallara tabi olur.[27]
14- İŞKENCE YAPMA
Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel ya da ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştirmek işkence yapmaktır. Bu suç kadına yönelik yapılması halinde, kamu görevlisi yapmış olursa a (üç) yıldan (oniki) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.a Ancak suçun ;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadın ya da erkek ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
işlenmesi halinde, (sekiz) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası uygulanır.
c) Fiilin(eylemin) cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, (on )yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
d) İşkence suçunun işlenişine katılan (iştirak eden) diğer kişiler de kamu görevlisi gibi ceza alır.
e) Bundan başka suçun (eylemin) ihmali davranışla işlenmesi halinde de verilecek cezada bir indirime gidilmez.
f) Burada açıklanan suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.
Açıkladığımız bu kurallar kadınlara karşı işlenen bu tür suçlarda da söz konusu olup uygulanmaktadır.[28]
Bundan başka işlenen (eylem) fiilden zarar gören yani mağdur olan ;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, yukarıda açıklanan ceza, yarı oranında artırılır.
Ayrıca işkence (eylemleri) fiilleri mağdurun ;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, bu takdirde yukarıda açıklanan ceza, bir kat artırılır.
İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, suçu işleyen müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.
İşkence (fiili) eylemi mağdurun vücudunda kemik kırılmasına neden olmuşsa bu takdirde de işkenceyi yapana (sekiz) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu anlattıklarımız kadına karşı işlenmişse açıklanan cezalar , işkenceyi yapana aynen uygulanacaktır.[29]
15- a EZİYET YAPMA
Bir kimsenin (özellikle kadının) eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren (kişi) hakkında (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Ancak;
a) Çocuğa(kız ve erkek) beden ya da ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye (kadın ya da erkeğe) karşı,
b) Gebe kadına karşı,
c) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı(kadın ya da erkek) İşlenmesi halinde, suçu işleyen hakkında (üç) yıldan (sekiz) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.[30]
16- ÇOCUK DÜŞÜRTME
Rızası (izni) olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, (beş) yıldan (on) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bundan başka; tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya(izne) dayalı olsa bile, gebelik süresi (on) haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis cezasına mahkum olur. Ancak bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza(izin) gösteren kadın hakkında (bir) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Rızaya(izne) dayalı olsa bile, gebelik süresi (on) haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi (yirmi) haftadan fazla olmamak ve kadının rızası(izni) olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmemektedir. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.[31]
17- ÇOCUK DÜŞÜRME
Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, (bir) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Ancak (on) haftadan az olması halinde bu kuralın uygulanması söz konusu olmayacaktır. Zira burada istemeden çocuğunun herhangi bir nedenle düşmesi halinde , isteme koşulu oluşmadığından ceza verilmesi gerekmeyecektir.[32]
18- KISIRLAŞTIRMA
Bir erkek veya kadını rızası(izni) olmaksızın kısırlaştıran kimse, (üç) yıldan (altı) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılması durumunda verilecek ceza 1/3 oranında artırılır.
Bundan başka rızaya(izne) dayalı olsa bile, kısırlaştırma (fiilinin) eyleminin yetkili olmayan bir kişi tarafından yapılması halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.[33]
19- CİNSEL SALDIRI
Cinsel davranışlarla bir kimsenin (kadının ya da erkeğin) vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdur olanın şikayeti üzerine (beş) yıldan (on) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Cinsel saldırının sarkıntılık düzeyinde kalması halinde de, (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası verilir.
Eylemin (fiilin) vücuda organ ya da sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi halinde, (oniki) yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
Bu eylemin (fiilin ) eşe (kadına) karşı işlenmesi halinde soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdur eşin şikayetine bağlı tutulmuştur.
Cinsel saldırı suçunun ;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye (kadına) karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye(kadına,çocuğa) karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki açıklanan cezalar yarı oranında artırılır.
Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde de ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusu olmaktadır.
Bundan başka, eylem (fiil) sonucu mağdur bitkisel hayata girmiş olması yahut ölümü halinde de eylemi yapan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacaktır.[34]
20- REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ
Cebir, tehdit ve hile olmaksızın (onbeş) yaşını doldurmuş çocukla (kız çocuğu, erkek çocuğu) a cinsel ilişkide bulunan kişi şikayet üzerine (iki) yıldan a (beş ) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, (on) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun(kız, erkek) evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın yine (on) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası verilir.[35]
21- CİNSEL TACİZ
Bir kadını, cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, (üç) aydan (iki) yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
Eylemin (fiilin) çocuğa(kız ya da erkek çocuğu) karşı işlenmesi halinde (altı) aydan (üç) yıla kadar hapis cezasına karar verilir.
Suçun;
a) Kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin veya aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi halinde yukarda belirtilen ceza yarı oranında artırılır. Ancak bu (fiil) eylem nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış olursa verilecek ceza bir yıldan az olamayacaktır.[36]
22- KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA
Bir kimseyi(kadını ya da erkeği ) hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, (bir) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası verilir. Ancak bu (fiil ) eylemi işlemek için ya da işlerken (cebir) zorlama, korkutma (tehdit) ve hile (aldatma) kullanırsa, (iki) yıldan (yedi) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Bu suç ;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişiyle birlikte,
c) Kamu görevi nedeniyle, (yerine getirilen)
d) Nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, (kamu görevinin sağladığı)
e) Üstsoy, altsoy veya eşe (kadın, erkek) karşı,
f) Çocuğa(kız,erkek) veya beden ya da ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan (kadın,erkek) kişiye karşı,
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verileceka cezaa bir kat artırılır.
Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde de verileceka cezalara yarı oranında artırılır.
Suçun, mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca (bin) güne kadar adlî paraa cezasıa hükmolunur. [37]
23- EĞİTİM VE ÖĞRETİM HAKKININ ENGELLENMESİ
Zorlama ya da korkutma kullanılarak yahut hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Kişinin(kadın, erkek, çocuk) eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına,
c) Öğrencilerin(kız, erkek) toplu olarak oturdukları binalara girilmesine, kalınmasına engel olunması halinde eylemi (fiili) işleyene (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.[38]
24- SİYASİ HAKLARIN KULLANILMASININ ENGELLENMESİ
Bir kimseye ( kadın, erkek) a karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya ya da olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden ya da siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası verilir.[39]
25- a İNANÇ, DÜŞÜNCE VE KANAAT HÜRRİYETİNİN KULLANILMASINI ENGELLEME
Zorlama ya da korkutma kullanılarak, bir kimse (kadın, erkek) yi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.[40]
26- KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ
Bir kimsenin (kadın, erkek) konutuna, konutunun eklentilerine rızasına(iznine) aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun(kadın, erkek) şikayeti üzerine, (altı) aydan (iki) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, ceza hükümleri uygulanmaz.
Ancak fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. [41]
27- HAKSIZ ARAMA
Hukuka aykırı olarak bir kimsenin (kadın, erkek) üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine (üç) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası verilir. [42]
28- DİLEKÇE HAKKININ ENGELLENMESİ
Kişinin(kadın, erkek) belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, kabul etmeyen (altı) aya kadar hapis cezasına hüküm giyer[43].
29- HUZUR VE SÜKUNU BOZMA
Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye(kadın, erkek) ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun (kadın, erkek)a şikayeti üzerine bu eylemi yapana (üç) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.[44]
30- HAKARET
Bir kimseye (kadın, erkek)a onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte hakarette bulunmaya da sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, (üç) aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza 1/6 oranında artırılır.
Eylemin (fiilin), mağduru(kadın, erkek)a a muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, aynı cezaya hükmolunur.
a-) Hakaret eylemi (fiili) kamu görevlisine(kadın, erkek) karşı görevinden dolayı,
b-) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c-) Kişinin(kadın, erkek) a mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.[45]
31- ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL
Kişilerin(kadın, erkek)a a özel hayatının gizliliğini ihlal eden, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde de verilecek ceza bir kat artırılır. [46]
32- a AİLE DÜZENİNE KARŞI SUÇLAR
Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden(örneğin eş olan kadın) birine karşı kötü muamelede bulunan (iki) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yönetimi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek ya da bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanana (kişiye), (bir) yıla kadar hapis cezası verilir. [47]
33- AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ
Hamile olduğunu bildiği eşini ya da sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk edene (üç) aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen(kişiye)e, (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.[48]
34- FUHŞA TEŞVİK ETMEK
Bir kimseyi (özellikle kadını) fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis ve (üçbin) güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.
Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi(örneğin bir kadını) fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılarak hükmolunur.
Fuhuş veya fuhşa teşvik suçlarının eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde de verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Fuhşa sürüklenen tedaviye veya psikolojik terapiye tabi tutulabilir.[49]
KAYNAKÇA
a·a a a a a a a a T.C. Anayasası
a·a a a a a a a a Türk Ceza Yasası
a·a a a a a a a a Legal Hukuk Dergileri
[1] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md. 10
[2] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.36
[3] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md. 41
[4] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.42
[5] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.48
[6] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.49
[7] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.50
[8] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.67
[9] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.68
[10] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.70
[11] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.72
[12] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.74
[13] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.76
[14] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası md.101
[15] 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu md.3
[16] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.4
[17] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.20
[18] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.31
[19] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.77
[20] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.80
[21] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.82
[22] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.84
[23] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.86
[24] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.87
[25] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.89
[26] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.90
[27] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.94
[28] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.94
[29] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.95
[30] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.96
[31] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md. 99
[32] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md 100
[33] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.101
[34] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.102
[35] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.104
[36] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.105
[37] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.109
[38] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.112
[39] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.114
[40] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.115
[41] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.116
[42] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.120
[43] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.121
[44] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.123
[45] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.125
[46] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.134
[47] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.232
[48] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.233
[49] 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası md.227
5 Eylül 1933’te Aksaray’da doğdu. İlk ve ortaokul tahsilini Aksaray’da, liseyi Gaziantep Lisesinde okudu. 1958’de Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yedek subay olarak askerliğini tamamladıktan sonra 1960 yılında Hakim stajyeri olarak Adalet Camiasına katıldı. 1961’den itibaren sırasıyla Muş, Varto, Bulanık, Kığı hakim ve savcılıklarında bulundu. 1964 yılının sonlarında Derinkuyu hakimliğine atandı. Buradan sonra, Kaman Hukuk Hakimliği görevini (beş) yıl yürütüp, Lüleburgaz Hukuk Hakimliği, İstanbul 7. Sulh Hukuk Hakimliği, Beyoğlu Hukuk Hakimliği son olarak da İstanbul Hukuk Hakimliği görevlerinde bulundu. Kendi isteği ile 19 Mart 1990’da emekli oldu. Evli bir kız bir erkek çocuk sahibi olup, 1967 yılından itibaren hukuk yayınları ile ilgili çalışmalarda bulundu. Sulh Hukuk, Asliye Hukuk, Kat Mülkiyeti, İcra ve İflas Davaları ve Tatbikatı başta olmak üzere (68) adet kitapları yayınlamış bulunmaktadır. Halen de uygulama ile ilgili dergilerde makaleler yazmakta hukuk yayınlarına devam etmektedir.