“Ey güzeller güzeli Rabbim;
dara düşürürsün genişlik verdiğinde şükretmeyeni
genişletirsin dara düştüğünde de şükredeni
takdir senindir
Sen ki imkansızı mümkün kılarsın
darda koyma, gölgede bırakma beni…”
(Dua)
Tüm yutturmacalara rağmen, kripto para birimleri (cryptocurrencies) finansal sistemin küçük bir parçasıdır. Ekim 2021’deki en yüksek değerde kriptonun piyasa değeri yaklaşık 2,7 trilyon ABD dolarıydı. Fiziksel paranın toplam değeri (M0; total value of physical money) o yıl yaklaşık 40 trilyon dolardı, daha geniş para arzı (M3; broader money supply) ise yaklaşık 90 trilyon dolardı. Kripto dünyası büyük ölçüde kendi ekosistemiyle sınırlıdır. Kripto para fiyatları düştüğünde, Mayıs 2022’nin başlarında büyük bir sabitcoin ihraççısı çöktü ve kripto yatırımcıları klasik koşularda fon çekmeye başladığında, geleneksel finansal sisteme pek bir şey olmadı.
Sınırlı kripto dünyası, bankacılık türü bir denetim olmadan neyin yanlış gidebileceği konusunda bir vaka çalışması haline gelmiştir. Şimdi, ekonomi için sistemik risk oluşturacak kadar büyük olmaları ve finansal sistemle iç içe geçmeleri durumunda, sabitcoin’leri (stablecoins) düzenlemeye artan ilgi söz konusudur. Bu, düzenlemeden elde edilen faydaların inovasyonu bastırmanın maliyetine karşı nasıl dengeleneceğine dair asırlık bir soruya yol açar. Standart karar-kuramsal çerçeve, farklı seçeneklerden beklenen faydaları ve maliyetleri değerlendirmek gerektiğini göstermektedir. Seçenekleri korumak için bir prim olduğunu gerçekten bilmediğimizde, uygulamada önceki deneyimler, olasılıkları ve beklentileri bildirir.
Kripto varlıklar hakkında bildiğimiz her şey göz önüne alındığında, bu konudaki bir makalede[1] sıkı finansal düzenleme savunulmaktadır. Makaleye göre, sabitcoin’ler nakit ve kısa vadeli araçlarla desteklenmeli, bağımsız bir heyet tarafından denetlenmeli ve düzenlenmiş bir bankada tutulmalıdır. Ayrıca, sabitcoin’lerin, şu anda birçok kripto uygulamasının yaptığı gibi, sistemik risk veya finansal maskaralık oluşturan güvenli olmayan uygulamaları desteklemek için kullanılmaması da makalede önerilmektedir.
Geçmiş, halka açık blok zinciri kripto para birimlerinin kısa ve uzun süreler boyunca oldukça oynak olduğunu gösteriyor: 2012 ila 2021 arasında yıllık ortalama 16 kat dolar. Ana blok zincirlerinin, kurucularının verdiği bilinçli tasarım kararları nedeniyle istikrarı sağlamak için algoritmik veya insan temelli mekanizmalar yoktur. 13 yıl sonrasında, kriptonun genel amaçlı bir ödeme yöntemi olma vaadi, doğal oynaklık (inherent volatility) göz önüne alındığında hayaliydi, yerine getirilmedi ve kripto yatırımcıları tarafından büyük ölçüde terk edildi. Halka açık blok zincirleri için geniş çapta benimsenen hiçbir ‘katil uygulama’ (killer app) ortaya çıkmadı. Havale ve borç verme gibi uygulamalar var, ancak bunların yaygın olarak kullanıldığına dair bir kanıt yoktur.
Mevcut durum açıkçası rahatsız edicidir. Spekülasyon, kripto para birimleri için baskın kullanım durumudur. Kripto borsaları (crypto exchanges), işlem hacmini artıran oynaklıktan ve fiyatları yukarı çeken spekülasyonlardan para kazanmaktadır. Büyük olanlar, örneğin ‘vizyonu’ ön plana çıkaran ünlülerle dolu reklamlarla ya da ampulün hiçbir şey ifade etmeyeceğine inanmayan adam gibi kaçırma korkusuyla yutturmaca beslemeye yatırım yapmaktadır. Bugün, sabitcoin’lerin gevşek düzenlemelerinin, yerel kripto para birimlerinin doğal volatilitesi ile birleştiğinde, kripto ekosistemindeki koşullardan ve bulaşmadan kaynaklanan klasik sistemik finansal risklere yol açtığına dair sağlam kanıtlar vardır.
Gelecek vizyonu uzak, belirsiz ve kararsızdır. Blok zinciri, web3 (genellikle blok zincirine dayalı merkezi olmayan bir internet olarak tanımlanır) veya finansal mutluluk [nirvana (ki genellikle aracıların olmaması ve finansal eşitliği teşvik etmesi olarak tanımlanır)] için temel olacaktır. Bütün bunlar, kriptonun bir grup milyarder ile oldukça konsantre bir endüstriye dönüşmesine rağmendir. En son vaatler, kripto meraklılarının son 13 yıldır vaat ettiği bir sonraki büyük şey olan geleceğin neden henüz görünür olmadığı sorusunu akla getiriyor.
Kripto için yenilik ve düzenleme arasındaki dengeyi nerede kuracaklarını düşünen düzenleyiciler, Kenya’daki M-PESA veya daha yakın zamanda özellikle Birleşik Krallık’taki FinTech’ler gibi düzenleyicilerin mobil paralar için sahip olduklarına kıyasla fayda, maliyet ve risk beklentilerini oluşturmak için çok farklı bir bilgi seti ile çalışıyorlar. Mobil para planları ve FinTech’ler düzenleyicilere adeta temiz ellerle geldiler. Sorun çıkarabilirler, ancak sahip olduklarına veya yapacaklarına dair herhangi bir kanıt yoktu. Aynı zamanda yeniydiler, bu nedenle düzenleyiciler fiili kullanımdan veri toplarken riski sınırlamak için korkuluklar koymak mümkündü.
Düzenleyiciler, aşırı zahmetli kripto varlık düzenlemelerinin çok değerli yeniliklerin gerçekleştirilmesini engelleyebileceği ihtimalini azaltamaz. Kripto dünyası, akıllı sözleşmeler de dahil olmak üzere sosyal açıdan değerli yeniliklere yol açabilecek, büyük ölçüde finanse edilen büyük bir kuruluştur. Ancak konu sabitcoin’ler olduğunda, düzenleyiciler temkinli davranmalıdır. Değerli inovasyon olasılığı çok belirsiz ve uzakken, ortaya çıkan riskler de çok yüksek ve acildir.
Mevduatın güvenliğini ve sağlamlığını temin etmek için banka düzenlemelerini zorunlu tutmanın ötesine geçmelidirler. Sabitcoin’ler, kendileri önemli finansal riskler oluşturabilecek artan sayıda düzenlenmemiş kripto uygulamasının temelini oluşturmaktadır. Kripto varlık fiyatları düştüğünde, birçok yatırımcı yüksek faiz oranı karşılığında Celsius gibi kripto uygulamalarına yatırdıkları sabit paraları kaybettiler. Kripto uygulamalarının, çok az düzenlemenin olduğu veya düzenleyecek kimsenin olmadığı merkezi olmayan özerk kuruluşlar olarak faaliyet gösterdiği yerlerde veya teoride hiçbir yerde bulunmama yeteneği göz önüne alındığında, bu uygulamaları doğrudan düzenlemek zor olabilir.
Düzenleyiciler, yayılmalarını durdurmak için güvenli olmayan uygulamalarda sabitcoin kullanımını sınırlamalıdır. Sabitcoin’leri yalnızca onaylanmış uygulamalarla kullanım için onaylayabilirler. Düzenleyicilerin kendileri başvuruları onaylayabilir veya diğer saygın düzenleyicilerin onayına güvenebilir. Alternatif olarak, düzenleyiciler, sabitcoin veren kuruluşun, yalnızca güvenli olmayan uygulamaları ayıklamak için bir başvuru inceleme sürecinin ardından sorunun onayladığı uygulamalar için sabitcoin’lerinin kullanılmasını sağlamasını isteyebilirler. Her iki durumda da, sabitcoin ihraççıları, sabitcoin’lerinin güvenli olmayan uygulamalarla kullanılmasını önlemek için gerekli özeni göstermezse, faaliyetlerin olası bir şekilde durdurulması da dahil olmak üzere cezal
** David Evans-Global Economics Group (Çeviren: Yavuz Akbulak-SPK Başuzmanı)
* Bu çeviride yer alan görüşler David Evans’a ait olup çevirenin çalıştığı kurumu bağlamaz, çevirenin çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Çevirideki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
[1] Söz konusu makalenin (toplam ‘8’ sayfadır) künyesi şöyledir: David Evans (Global Economics Group), Don’t Let Crypto Hype Deter Tough Stablecoins Regs, Forthcoming, CPI TechREG Chronicle, SSRN, 9 Aug 2022, < https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4179337 > erişim tarihi 18 Ekim 2022
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.