Dünya Bankası’nın tarım fiyatları endeksi, içeceklerdeki rekor kıran fiyat artışlarıyla ivme kazanmış; ancak bu artış, gıda fiyatlarındaki düşüşle kısmen dengelenmiştir. İleriye bakıldığında, tarım fiyatlarının 2025 yılında yüzde 4 düşmesi ve ardından 2026 yılında sabitlenmesi öngörülmektedir. Ancak bu görünüm, aşırı hava olayları, girdi maliyeti dalgalanmaları, ticaret kısıtlamaları, iklim değişikliği ve gelişen biyoyakıt zorunlulukları gibi uzun vadeli zorluklar gibi önemli risklere tabidir.
Sıcak hava dalgaları mahsul verimini etkilemektedir [Heat waves affect crop yields]. Avrupa Uzay Ajansı’na göre, küresel ortalama sıcaklıkların sanayi öncesi seviyeleri 1,5 santigrat dereceden fazla aşmasıyla, mevcut yıl muhtemelen kaydedilen tarihin en sıcak yılı olarak rekor kıracaktır. Sıcak hava dalgalarının mahsul verimi üzerinde yaygın etkileri olmuş ve Çin’de mısır, pirinç, soya fasulyesi ve buğday; Avrupa Birliği ve Karadeniz Bölgesinde kolza tohumu ve ayçiçeği tohumu; Brezilya’da şeker kamışı ve Endonezya’da palmiye yağı üzerinde önemli etkileri olmuştur. Sıcak hava dalgalarının sıklığı, yoğunluğu ve süresi arttıkça, tarımsal fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı ve küresel gıda güvenliği için büyük zorluklar oluşturmaları muhtemeldir.
Azalan girdi maliyetleri geçici bir rahatlama sağlıyor [Declining input costs offer temporary relief]. Enerji ve gübre fiyatlarının 2025’te sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 2 oranında düşmesi öngörülmektedir. Bu düşüşler, petrol ve kömür fiyatlarının rahatlamasını yansıtmakta ve tarım üreticilerinin 2022 ve 2023 mahsul sezonlarında karşılaştığı maliyet baskılarının bir kısmını hafifletmektedir. Özellikle gübre fiyatlarının tarım fiyatlarına oranını ölçen gübre satın alınabilirlik endeksi pandemi öncesi seviyelere geri dönmüştür. Ancak riskler devam ediyor: Orta Doğu’daki artan çatışmalar veya Rus doğalgaz ihracatındaki düşüşler bu eğilimi tersine çevirebilir ve petrol ve doğalgaz fiyatlarını yükseltebilir. Bu tür gelişmeler muhtemelen gübre maliyetlerini artıracak ve potansiyel olarak gıda emtia fiyatlarını tekrar yukarı çekecektir.
Ticaret kısıtlamaları ve küresel tedarik kesintileri [Trade restrictions and global supply disruptions]. Tarifeler ve ihracat yasakları da dâhil olmak üzere ticaret önlemleri son yıllarda küresel tarım pazarlarını giderek daha fazla bozmuştur. Örneğin, 2018 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Çin’e yaptığı soya fasulyesi ihracatı neredeyse dörtte üç oranında düşmüş (31,7 milyon tondan 8,2 milyon tona); Çin’in ABD soya fasulyesi ihracatındaki payı yüzde 57’den yüzde 18’e gerilemiştir. Ayrıca, dünya nüfusunun yarısının 2024’te seçim yapılacak ülkelerde yaşamasıyla, yeni hükümetlerin politika değişiklikleri ticaret akışlarını daha da etkileyebilir. Dahası, artan korumacılık veya yenilenen ticaret gerginlikleri tahıl fiyatlarını, küresel envanterleri ve ticaret ortaklıklarını etkileyebilir.
İklim değişikliği, tropikal ürünler için giderek artan bir tehdittir [Climate change is a growing threat to tropical commodities]. Sıcak hava dalgalarının ötesinde, iklim değişikliği, kahve ve kakao gibi tropikal ürünleri orantısız bir şekilde etkileyen seller, kasırgalar ve orman yangınları gibi aşırı hava modellerini yönlendirmeye devam etmektedir. Bu ürünler benzersiz zayıflıklarla karşı karşıyadır:
Uzun yatırım döngüleri (long investment cycles): Ağaç ürünlerinin ürün vermesi yıllar alır ve bu durum esnekliği sınırlar.
Coğrafi yoğunluk (geographic concentration): Bu ürünler genellikle belirli bölgelerde yetiştirilir ve bu da onları yerel iklim bozulmalarına karşı daha duyarlı hale getirir.
Sınırlı ikame edilebilirlik (limited substitutability): Yıllık bitkilerden farklı olarak, ağaç bitkileri yıldan yıla kolayca çeşit veya alternatif değiştiremezler.
Dünya Bankası’nın kahve, kakao ve çayı içeren İçecek Fiyat Endeksi, Kasım 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 70 artarken, Gıda Fiyat Endeksi aynı dönemde yüzde 6 düşmüştür. Tropikal emtialar, özellikle iklim risklerine maruz kalmaya devam etmekte ve bu da etkili dayanıklılık politikalarına ve yatırım stratejilerine olan ihtiyacı vurgulamaktadır.
Artan biyoyakıt zorunlulukları [Rising biofuel mandates]. Biyoyakıt üretiminin, azalan enerji fiyatları ve ılımlı ekonomik büyümeyle desteklenerek 2025 yılında istikrara kavuşması beklenmekte; ancak, gelişen biyoyakıt politikaları, soya fasulyesi yağı, palmiye yağı, şeker ve mısır gibi hammaddelere olan talebi artırmaktadır. Çok sayıda ülke biyoyakıt zorunluluklarını artırıyor veya artırmayı planlıyor. Örneğin:
Arjantin ve Brezilya biyodizel harmanlama yetkilerini artırmayı planlıyor.
Avrupa Birliği, iç üretimi artırmak amacıyla Çin’den ithal biyodizel ürünlerine anti-damping vergisi koymuştur.
Endonezya, 2025 yılı başına kadar biyodizel karışımını yüzde 35’ten yüzde 40’a çıkarmayı planlamaktadır.
Gelişmekte olan pazarların daha yüksek katkı maddelerini tercih etmesiyle artan taleple birlikte biyoyakıt talebi beklentileri aşabilir ve bu durum tahıl, bitkisel yağ ve şeker gibi hammaddelerin fiyatlarını artırabilir.
Tarımsal fiyatlar dengeleniyor, ancak belirsizlikler devam ediyor [Agricultural prices are levelling off, but uncertainties remain]. Dünya Bankası’nın tarımsal fiyat endeksi 2024 yılında önemli dalgalanmalar yaşarken, 2025 yılında fiyatlarda öngörülen düşüş ve 2026’da istikrarla gelecek belirsizliğini korumaktadır. Tarım sektörü, aşırı hava olayları, dalgalanan girdi maliyetleri, ticaret kısıtlamaları ve iklim değişikliğinin devam eden etkileri ve gelişen biyoyakıt politikaları dâhil olmak üzere çok sayıda zorlukla karşı karşıyadır. Bu karmaşık dinamiklerde yol alırken, politika yapıcıların, sektör liderlerinin ve diğer küresel oyuncuların dayanıklılığı artırabilecek ve daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir tarım pazarı sağlayabilecek stratejilere odaklanmaları hayati önem taşımaktadır.
[1] Dünya Bankası’nın “Commodity Markets Outlook: October 2024” (Emtia Piyasalarının Görünümü) raporuna erişim: <https://openknowledge.worldbank.org/server/api/core/bitstreams/bbda9ad3-4f12-4626-ad4b-94a4d20fbd52/content> erişim tarihi 22 Ocak 2025.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.