Kurumsal Yönetişim

Kurumsal yönetişim [corporate governance], bir şirketin yönetildiği ve kontrol edildiği kuralları, uygulamaları ve süreçleri ifade eder. Şirketin hedeflerine ulaştığı, hissedarların, yönetimin, çalışanların, müşterilerin ve daha geniş kamuoyunun çıkarlarıyla uyumlu mekanizmayı yaratır.

Yönetim kurulu, organizasyonu yönetmek ve kontrol etmekten sorumludur. Ancak yönetim, yönetim kurulunun talimatlarını uygulayan kurumsal yönetişimin daha pratik işini yürütür. Kurumsal yönetişime artan vurgu, yasal uyum ve düzenleyici karmaşıklıklar konusunda tavsiyelerde bulunarak etkili risk yönetimi ve stratejik karar almayı garanti altına alan hukuk profesyonellerinin rolünü vurgulamıştır.

  1. Kurumsal Yönetişimin Temel İlkeleri

Kurumsal yönetişim, şirketin yasal ve etik uyumunu sağlamayı, paydaşların çıkarlarını gözetmeyi ve karar alma süreçlerine yardımcı olan ilkeler marifetiyle yönlendirilen bir çerçevede çalışır.

Kurumsal yönetişimin yaygın olarak kabul gören temel ilkeleri [key principles of corporate governance] şunlardır:

1.1. Şeffaflık [transparency]

Yönetim kurulunun şirkette olup biten her şeyi belgelemesi ve raporlaması beklenir. Şeffaflık, finansal tabloları ve kurumsal varlığın çıkar çatışmaları, şirkete yönelik riskler ve diğer ilgili yönler gibi tüm ilgili konuları içerir.

1.2. Hesap verebilirlik [accountability]

Kurumsal hesap verebilirlik, düzenleyici uyumun ötesine uzanır. Yönetimin ve yönetim kurulunun kararlarının ve eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmesini gerektirir. Yönetim kurulu hissedarlara karşı sorumludur, üst düzey yönetim ise stratejik ve operasyonel uygulamadan yönetim kuruluna karşı sorumludur.

1.3. Sorumluluk [responsibility]

Bu ilke, kurumsal yönetişimde yöneticilerin ve üst düzey yöneticilerin hissedarlara karşı görevlerini kapsar. Şirketin ve paydaşlarının çıkarlarını en iyi şekilde sağlamak için iyi niyetle ve gerekli özeni göstererek hareket etmeleri zorunludur. Hesap verebilirlik ilkesi sorumluluk ilkesiyle el ele gider. Yöneticiler stratejik ve finansal kararlar alırlar, eylemlerinden dolayı paydaşlara karşı sorumludurlar.

1.4. Adalet [fairness]

Bu ilke, hissedarlara ve diğer paydaşlara eşit muamele edilmesini, azınlık hissedarlara dezavantaj sağlanmamasının temin edilmesini ve şirket bilgilerine eşit erişimin sağlanmasını öngörür.

1.5. Farkındalık [awareness]

Hayatta kalabilmek için olmazsa olmaz stratejilerden biri de piyasa dinamiklerinin tam olarak farkında olmaktır. Yönetim kurulu her zaman çevrenin farkındadır ve zorluklarını yönetir. Bu ilkenin gerçek püf noktası, yönetim kurulunun hangi risklerin ve zorlukların önlenebileceğini veya azaltılabileceğini belirlemesi ve bunların azaltılmasına hazırlıklı olmasıdır.

  1. Yönetim Kurulu

Bir şirketin yönetim kurulu [board of directors], kuruluşun işlevlerini ve yönetimini birlikte denetleyen seçilmiş veya atanmış üyelerden oluşan bir organdır.

Şirketin hissedarlarının en iyi çıkarları doğrultusunda çalışmak için emanet görevleri vardır. Özen yükümlülüğü, yöneticilerin karar alırken titizlik, ihtiyat ve yetkinlikle hareket etmelerini gerektirir.

Bir şirketteki yönetici sayısı 3 ila 15 veya daha fazla arasında değişir. Büyüklük genellikle şirketin esas/ana sözleşmesinde belirtilir ve şirkette tutulabilecek yönetici sayısı aralığı belirtilir. Yönetici sayısındaki herhangi bir değişiklik, şirketin esas sözleşmede zikredilen belgelerinin ilgili yasal hükümlere uygun şekilde değiştirilmesini gerektirir.

Kurumsal yönetim komitesi, yönetim kurulu için cinsiyet, yaş, ırksal veya etnik çeşitlilik aramayı değerlendirmelidir.

“Delaware Cty. Employees Ret. Fund v. Sanchez, 124 A.3d 1017 (Del. 2015)” davasında[1], Delaware Yüksek Mahkemesi, Müdür Alan Jackson ile Başkan AR Sanchez, Jr. arasındaki ilişkiyi analiz etmiş ve Mahkeme, müdürün ilgili tarafla yarım yüzyıldan fazla süredir yakın bir dostluğu olduğunu ve birincil istihdamının, kardeşininkiyle birlikte, Sanchez’in önemli ölçüde etkilediği bir şirkette olduğunu belirtmiştir. Mahkeme, böyle bir ilişkinin, yöneticinin şirketin çıkarları doğrultusunda hareket etme yeteneği konusunda makul şüphe yaratabileceğine hükmederek, yönetici bağımsızlığının önemini vurgulamıştır.

Ayrıca, yöneticilerin çoğunluğu şirket yönetiminin etkisinden bağımsız olmalıdır. Borsa kotasyon koşulları gibi düzenleyici çerçeveler, üst düzey yönetici ve üst düzey yönetici olmayan idareciler arasında bir denge sağlamak için çoğu yönetim kurulu üyesinin bağımsız olmasını zorunlu kılar. Bu, çıkar çatışmalarını azaltmaya yardımcı olur ve nesnel yönetimi teşvik eder.

  1. Aday Gösterme ve Kurumsal Yönetim Komitesi

Aday Gösterme ve Kurumsal Yönetim Komitesi [Nominating and Corporate Governance Committee] çeşitli kurallar altında farklı isimlerle anılır. Örneğin:

  • ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (Securities and Exchange Commission-SEC) buna Aday Gösterme Komitesi adını verir.
  • New York Borsası (NYSE) buna Aday Gösterme/Kurumsal Yönetim Komitesi adını verir.
  • Nasdaq, Adaylık Komitesi terimini kullanır.
  • Bunlar Kurumsal Yönetim Komitesi olarak da bilinir.

Komitenin büyüklüğüne bağlı olarak, herhangi bir sayıda üyesi olabilir. Genellikle, bu komitede en az üç üye bulunur. Bu üyelerin kesinlikle bağımsız olmaları gerekmez, ancak en iyi kurumsal yönetişim uygulaması uyarınca bağımsız olmaları önerilir.

Ancak Nasdaq, şirketin en az bir bağımsız olmayan üyeyi dâhil etmesine izin verir. Komitenin aşağıdakileri başarmak için yılda dört veya daha fazla toplantı yapması gerekebilir:

  • Yönetici adaylarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi.
  • Kurumsal yönetişim uygulamalarının geliştirilmesi, önerilmesi ve denetlenmesi.
  • Yönetim kurulu veya herhangi bir komite değerlendirmesine yardımcı olunması.
  1. Hissedar Hakları ve Hissedar Katılımı [shareholder rights and engagement]

Hissedarlar (genel kurula katılım) oy hakları aracılığıyla şirketin kararlarını etkiler. Bir hissedarın sahip olduğu oy sayısı, sahip olduğu hisse sayısına karşılık gelir. Şirketler, şeffaflığı sağlamak ve yatırımcı güvenini sürdürmek için katı kamuyu aydınlatma yükümlülüklerine sahiptir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Menkul Kıymetler hukuku[2] [Securities Law] uyarınca, SEC şirketlerin hissedarlara finansal tablolar, yönetici tazminat detayları ve şirketi etkileyen tüm önemli riskleri Form 10-K yıllık raporları, Form 10-Q üç aylık raporları ve Form 8-K cari raporları gibi çeşitli bildirimler aracılığıyla sağlamasını zorunlu kılar.

Hissedarlar, yöneticileri seçme hakkına sahiptir ve hissedarların etki yaratmak için kullandıkları yöntemlerden bazıları şunlardır:

Vekâlet erişimi [proxy access]; uygun hissedarların, belirli koşullar altında şirketin vekâlet kartında ve şirketin yıllık genel kurul toplantısı için vekâlet beyanında hissedarlar tarafından önerilen yönetici adaylarını dâhil etmelerine olanak tanır. Vekâlet erişimi, hissedarın şirketin dolaşımdaki hisselerinin en az yüzde 3’ünü elinde tutmasını ve bunları en az üç yıl elinde tutmasını gerektirir. Buna göre, hissedarlar şirketin yönetim kurulu üyelerinin yalnızca yüzde 20’sine kadarını aday gösterebilir.

Eyaletlerin şirketlere dönük yasaları [corporate laws of states] ise, en fazla olumlu oyu alan yönetici adayının, bu oyların kullanılan oyların çoğunluğunu oluşturup oluşturmadığına bakılmaksızın seçileceğini belirtir ki; buna çoğunluk oyu denir.

Bu durum, hissedarlar tarafından itirazla karşılanmıştır; çünkü seçilmesine karşı oyların lehte oylardan fazla olması veya hatta birkaç lehte oy alması durumunda bile yönetim kuruluna seçilebilmektedir.

Şirketler artık bu sorunu aşağıdaki yollardan birini benimseyerek çözmeye çalışmaktadırlar:

  • Çoğunluk oyu ilkesini korurlar ancak lehte oylardan daha fazla saklı oy alan yöneticinin yönetim kurulundan istifa etmesini gerektiren bir politika benimserler veya
  • Çoğunluk oyu kavramını benimserler ki; bu, çoğunluk oyu alan yönetim kurulu adayının seçilmesi ve çoğunluktan az oy alanların yönetim kurulundan istifa etmesi anlamına gelir.
  1. Yönetici Tazminatı

Yönetici tazminatı [executive compensation], özellikle üst düzey yöneticiler olmak üzere yöneticiler için toplam ücrettir. Buna maaş, ikramiye, hisse senedi opsiyonu ve diğer teşvikler gibi parasal ve parasal olmayan faydalar dâhildir.

Şirket yönetiminin bir parçası olarak, şirketin yönetici tazminatını hissedarların çıkarlarıyla uyumlu olacak şekilde yapılandırması gerekir. Yönetici ücret paketleri, genellikle şirketin yöneticilerini içeren tazminat komitesi tarafından etkilenir. Bir tazminat komitesi, ücret seviyelerini ve yapılarını belirlemekten, teşvik planlarını incelemekten ve onaylamaktan vb. sorumludur.

Tazminat komitesinin kararları şirketi içeriden etkiler ve hissedar algısını ve güvenini etkiler. Şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlamak için birçok şirket, hissedarların yönetici tazminat uygulamalarına onay veya onaylamamalarını ifade etmelerine olanak tanıyan bir “Maaş/Ücret Hakkında Söz Söyleme” [Say-on-Pay vote] oyu düzenler.

Bu oylama bağlayıcı olmasa da, hissedarlardan gelen önemli bir olumsuz yanıt, memnuniyetsizliğin sinyalini verebilir ve şirketin olumlu yatırımcı ilişkilerini sürdürmek için tazminat politikalarını yeniden gözden geçirmesine yol açabilir.

  1. Yasal Uyum ve Etik [compliance and ethics]

Kurumsal bir varlık, kurumsal yönetişim standartlarına göre yasal, düzenleyici veya etik beklentilere ve en iyi uygulamalara uyumu denetleyen uyum departmanının bir parçası olarak bir uyum komitesi kurabilir. Bu komite, kurumsal yönetişim standartlarının her aşamada korunmasını ve uyumla ilgili risklerin etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. Çalışanların misilleme korkusu olmadan etik olmayan davranışları bildirmelerine olanak tanıyan ihbarcı politikalarını içerir.

  1. Risk Yönetimi

2008 finans krizinin ardından şirketler risk yönetimine daha fazla önem vermeye başlamıştır. Yetersiz risk yönetimi [risk management] uygulamaları krize katkıda bulunmuş ve yönetim kurulları genellikle risk yönetimi süreçlerini düzgün bir şekilde denetlememekten sorumlu tutulmuştur. Sonuç olarak, kurumsal yönetişim uygulamaları risk yönetimini ayrılmaz bir bileşen olarak içerecek şekilde gelişmiştir.

Yönetim kurulu, risk yönetimi süreçlerinin etkili ve şirketin çıkarlarıyla uyumlu olmasını sağlamaktan sorumludur. Yönetim kurulları, risk denetimi için aşağıdakiler de dâhil olmak üzere çeşitli yapılar benimseyebilir:

  • Bağımsız denetim komitesi gözetimi [audit committee oversight]: NYSE’de kote edilen şirketlerin denetim komitesi, genellikle daha geniş risk denetim sorumlulukları atarken finansal risk politikalarını inceler.
  • Risk yönetimi komitesi [risk management committee]: Yönetim kurulu, yalnızca risk politikalarını değerlendirmeye ve izlemeye odaklanan özel bir risk yönetimi komitesi kurabilir.
  • Merkezi olmayan yaklaşım [decentralized approach]: Risk gözetim sorumlulukları, uzmanlık alanlarına göre mevcut yönetim kurulu komiteleri arasında dağıtılır ve böylece uzmanlaşmış risk yönetimi teşvik edilir.
  • Tam yönetim kurulu gözetimi [full board oversight]: Bazı şirketler, kapsamlı hesap verebilirlik ve kolektif karar almayı garanti altına almak için risk yönetiminin tüm yönetim kurulu tarafından denetlenmesini tercih etmektedir.
  • Hibrit yaklaşım [hybrid approach]: Bu yapıların bir kombinasyonu faydalı olabilir. Örneğin, özel bir risk komitesi risk yönetimini denetleyebilir ve denetim komitesine rapor verebilir, NYSE koşullarını yerine getirebilir ve tüm yönetim kuruluna önerilerde bulunabilir.

Riskler finansal, operasyonel, yasal ve itibar alanlarından kaynaklanabilir. Etkili risk yönetimi, şirketlerin ve yönetim kurullarının tüm iş faaliyetlerinde potansiyel riskleri değerlendirmesine olanak tanır ve sağlam karar alma ve yönetişimi destekler.

Risk yönetiminin bir yolu da kurumsal risk yönetimidir. Bu, tüm organizasyon genelinde riskleri belirlemek ve yönetmek için iş birimleri arasında iletişim ve koordinasyon gerektiren bütünsel bir yaklaşımdır.

[1] <https://www.potteranderson.com/insights/cases/Delaware_County_Employees_Retirement_Fund_v_Sanchez_10-2-15>.

[2] <https://legal.thomsonreuters.com/blog/securities-law/>.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.