Kurumlar ekonomik büyümede önemli bir rol oynar. Yargı sistemleri gibi kurumların etkinliği/verimliliği (efficiency of institutions) ülkeler arasında değişir ve büyüme oranlarındaki ve kişi başına düşen gelirdeki farklılıkları açıklayabilir (Acemoglu vd., 2005). İyi işleyen bir mahkeme sistemi yeni ticari ilişkilerin kurulmasını kolaylaştırır, giriş engellerini düşürür ve yeni pazarların yaratılmasını mümkün kılar, sonuçta gelişimi teşvik eder (Weber, 1905). Buna karşılık, mahkemelerdeki operasyonel yetersizlikler ekonomik büyümeyi baltalar, özel sözleşmelerin uygulanmasını ve mülkiyet haklarının güvenliğini sağlama yeteneklerini zayıflatır.
Yargı etkinliğini ölçmek için en sık kullanılan ölçüt, tipik bir anlaşmazlığı çözmek için gereken zamandır, çünkü kolayca ölçülebilir ve zaman içinde sabittir. Yargı performansındaki önemli değişimler genellikle yasal çerçevelerde değişiklikler, yargının örgütsel yeniden yapılandırılması veya genel dava uygulamalarındaki değişimler gibi sistemsel reformlardan kaynaklanır.
Mahkeme verimliliğinin bir ölçüsü olarak yargısal zamanlamayı kullanarak, küresel mahkeme verimliliğinde 75. yüzdelikten 50. yüzdeliğe çıkan bir ülkenin, diğer her şey eşit olduğunda [yani kişi başına gelir, insan sermayesi, hâkim kültür ve din (income per capita, human capital, prevailing culture and religion) sabit tutulduğunda] kişi başına düşen yıllık gayri safi yurtiçi hâsıla (GSYH) büyümesinde 0,28 puanlık bir artış göreceğini görüyoruz. Yıllık ekonomik büyümede çeyrek puanlık bir artış küçük bir gelişme gibi görünebilir. Daha somut hale getirmek gerekirse, Portekiz (şu anda 75. yüzdeliktedir) çözüm sürelerini Hollanda’nınkiyle (50. yüzdeliktedir) aynı seviyeye getirirse, ulusal gelirini 840 milyon dolar artırabilir (yaklaşık 300 milyar dolarlık mevcut yıllık GSYH’sine ek olarak).
Hâkimler sıklıkla zamanında olmanın verimliliğin iyi bir göstergesi olmadığını savunurlar, çünkü adaletin sağlanmasında verimlilik ve kalite arasında bir denge vardır, yani usul engellerine ve diğer fiziksel kısıtlamalara saygı göstermek kaliteyi sağlamak için gerekli olabilir ancak mahkemelerin işini yavaşlatabilir. Ancak, ampirik kanıtlar yargısal zamanında olma ile bir ülkenin adalet kalitesi arasında bir ilişki olmadığını göstermektedir (Bray vd., 2016; Coviello vd., 2019). Bunun yerine daha sıklıkla, talebin daha fazla olduğu dönemlerde -belki de iş yükü daha fazla olduğunda hakimlerin çalışmalarına daha fazla inceleme yapıldığından (Melcarne vd., 2021)- yargı hizmetlerinin kalitesi daha yüksek olur.
Mahkeme etkinliğini artırmanın faydaları büyümeyle bitmez (Bosio, 2023). Öncelikle, önceki çalışmalar mahkemelerin özellikle yüksek büyüme, düşük insan sermayesi ve karmaşık yasal prosedürlere sahip ülkelerde önemli olduğunu göstermektedir. Daha fazla ürün karmaşıklığı ve daha yüksek kişi başına gelire sahip ekonomilerde, ekonomik işlemler giderek daha fazla sayıda iş ortağını içermekte ve itibarın tek başına fırsatçı davranışları engellediği tekrarlanan işlemlerin yerini almaktadır. Ekonomiler bu tür ‘tek seferlik’ etkileşimlere geçiş yaptıkça, işlem maliyetlerini azaltmak için etkili ‘üçüncü taraf’ yaptırımı elzem hale gelmektedir (North, 1990; Johnson ve diğerleri, 2002). Dahası, karmaşık yasal prosedürlere sahip yargı bölgeleri genellikle düşük toplumsal güveni yansıtmakta ve bu da yargı kurumlarını vazgeçilmez hale getirmekte ancak kullanımı daha külfetli hale getirmektedir (Aghion ve diğerleri, 2010).
İkinci olarak, mahkemeler ekonomik aktörlerin daha önce imzalanmış sözleşmelerden sapma çıkarlarına karşı önemli bir caydırıcı olarak hareket eder (Williamson, 1985). Ve tersine, yasayı uygulamaya adanmış kusurlu bir kurumsal mekanizma, gelecekteki parasal (ve bazen parasal olmayan) cezaların iskontolu değerinin zorunlu olarak düşmesi nedeniyle bu tür sapmaları daha çekici hale getirebilir. Bu tür fırsatçılık, firmaların ortaklarına güvenmek ve ticari işlemlerinde ticari kredi sunmak konusunda isteksiz hale gelmesi nedeniyle, bu kredinin geri ödenme olasılığının azalması nedeniyle ekonomik işlemleri zayıflatır.
Üçüncü olarak, zayıf kolluk kuvvetleri fırsatçı davranışları teşvik eder. Örneğin, borçluların alacaklıların kredileri tahsil etmede karşılaştıkları zorlukları bilerek temerrüde düşme olasılıkları daha yüksek olabilir. Bu, alacaklıların böyle bir davranışı öngörerek kredinin kullanılabilirliğini azaltmasıyla kısır bir döngü yaratır. Firmaların istihdam kararları ve genel piyasa dinamikleri de zayıf yargı performansının beslediği fırsatçılıktan etkilenebilir.
Son olarak, yeni bir makroekonomik literatür (örneğin, Becker ve Ivashina, 2021), finansal kriz zamanlarında mahkemelerin verimliliğinin, ekonomilerin bu tür krizleri aşma hızını belirlediğini göstermektedir. Birlik, finansal açıdan sıkıntılı firmalarla ilgili davaların hızlı bir şekilde çözülmesinden geçmektedir. Bu tür davalar hukukun farklı yönlerini içerir: iflas, sözleşme yeniden müzakeresi, iş ve uluslararası ticaret hukuku.
Sonuç olarak, yargı etkinliğinin güçlendirilmesi yalnızca teknik bir iyileştirme değil, aynı zamanda güvenin tesisi, piyasa dinamiklerinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin kilidinin açılması için bir temel taşıdır. Ülkeler, yargı sistemindeki verimsizlikleri gidererek, artan kredi bulunabilirliği, yenilikçilik ve yatırımdan oluşan bir erdemli döngü yaratabilir ki, bu da nihayetinde refahı artırabilir ve kalkınmanın önündeki engelleri azaltabilir.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.