Melekler ve Şeytanlar: İlk Kripto Girişimcileri*

“Ciğerlerime dolan duman ey o ölümün yoğun anı

Kar sularının eriyen sesiyim, beni yokluğumdan tanı”

Cengiz Hakkı Zariç

Geçen yıl, Sam Bankman-Fried’in FTX/Alameda aracılığıyla yaptığı büyük dolandırıcılık, Do Kwon’un başarısız algoritmik sabitcoin deneyi (Terra Luna) ve Celsius ve Three Arrows Capital da dahil olmak üzere aynı yörüngedeki birçok yardımcı çürük elma ile kripto için iyi bir yıl değildi. Yeni bir makale, iyi aktörlerin daha hafif dokunuşlu Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (Commodity Futures Trading Commission; CFTC) kuralları altında çalışmasına izin verirken; kripto alanındaki bireylerin eylemlerine bakan ve kötü oyuncuları önceden belirleyip belirlenemeyeceği ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (Securities and Exchange Commission; SEC) çıkardıkları token’leri (tokens) düzenlemesini sağlayıp sağlanamayacağını belirlemek için bunları Howey testine bağlayan ilk makaledir. Makale, mahkemelerin ve SEC’in Howey testini gelecekteki şeytanlar ileriye dönük zarar vermeden önce melekleri ve şeytanları (angels and devils) önceden belirlemek için uygulaması gerektiğini yeniden yorumluyor.

Kripto girişimcilerinin eylemleri neden önemlidir? En eski kripto girişimcileri -Satoshi Nakamoto (Bitcoin) ve Vitalik Buterin (Ethereum)- uzun süredir geleneksel girişimleri finanse eden melek yatırımcılara benziyor. Bu melek yatırımcılar, yeni kurulan şirketlere finansal sermaye yatırarak ve aynı zamanda paranın ötesine geçen katma değerli hizmetlere katkıda bulunarak “kar amacı güden hayırseverlik” (for-profit philanthropy) ile uğraşırlar. Nakamoto ve Buterin, kripto girişimcileri olarak bile geleneksel melek yatırımcıların birçok özelliğini sergilediler. Başkalarının üzerine inşa edebileceği bir şey yaratmak için önemli miktarda zaman ve para harcadılar -blok zincir ağları. Finansal ve beşeri sermayenin (financial and human capital) göreli katkıları farklılık gösterse de (melek yatırımcılar daha çok finansal sermaye, kripto girişimciler daha çok beşeri sermaye), amaçtaki benzerlikleri bu farklılıkları aşar ve faydalı bir analojiye izin verir. Ortak payda, bunun saf kardan çok teknoloji ve ilerleyen inovasyonla ilgili olmasıdır.

Bir omzuna melek oturursa, diğer omzuna şeytan oturur. Gelişen blok zinciri inovasyonuna ve kripto alanına anlamlı bir şekilde katkıda bulunan her kripto meleği için, tersini yapan bir şeytan vardır. Bunlar, bir bütün olarak sistemde dolandırıcılık yapan sahtekarlardır. Kripto şeytanları, en başından beri blok zincir kisvesi altında geleneksel Ponzi dolandırıcılığı (traditional Ponzi schemes) yürüterek bu şekilde başlamış olabilir. Örneğin, Bulgaristan’ın OneCoin’i hiçbir zaman çalışan bir blok zincirine sahip olmadı ve Tupperware ile aynı yöntem (çok düzeyli pazarlama) kullanılarak satıldı. FTX ve Terra Luna daha karmaşık vakalardır ve şeytan olarak başlamayan, ancak yol boyunca onlara dönüşen (“günahkar melekler”; fallen angels) kripto yaratıcılarını içerebilir. Bankman-Fried ve FTX hakkında daha fazla şey açığa çıktıkça, belki de tüm bu operasyonun baştan şeytani olduğu ortaya çıkacaktır.

Bir yatırım sözleşmesi bulmak ve SEC’e düzenleme yetkisi vermek için temel dayanak noktası olan Howey testinin dört ayağı vardır ve bu Makale, meleklerin ve özellikle de şeytanların bu alanda sahip olduğu aşırı önem ışığında bu çatallardan ikisinin yeniden yorumlanması gerektiğini iddia etmektedir. İlk olarak, mahkemeler ve SEC şimdi Howey testini, bir kripto alıcısının satın alımından “getiri bekleyip beklemediğini” (expected a return) sorgulamak için yorumlamaktadır. Bunun yerine test, alıcının bir getiri beklemeye yönlendirilip yönlendirilmediğini sormalıdır. Başka bir deyişle, kripto yaratıcısı teknolojiyi pazarlamak yerine potansiyel zenginliklere odaklanan yatırımcılara token’lerini mi pazarladı yoksa hiç pazarlamadı mı? Bu gerçekten şeytanların yaptığı şeydir -potansiyel zenginlikleri teşvik eder ve duyururlar, oysa melekler blok zincirinin mümkün kıldığı teknolojik gelişmelere odaklanırlar.

İkincisi, bir yatırımcının getiri beklentisinin başkalarının çabalarına bağlı olup olmadığını sorarken -bugüne kadarki dijital varlık vakalarındaki en önemli sorgulama- kriptonun temel ademi merkeziyet iddiası sorgulanmaktadır. Blokzinciri ağı, Bitcoin blokzinciri gibi merkezi bir aktör olmadan çalışacak şekilde mi kurulmuştu, yoksa merkezi bir varlık tarafından kontrol edilen ve manipüle edilen yerel bir token var mıydı? Yerel FTX token’i FTT, en başından beri Bankman-Fried tarafından merkezileştirildi, kontrol edildi ve bu nedenledir ki bir menkul kıymettir. Binance’in BNB’si daha gizemli ama yasal açıdan potansiyel olarak aynıdır. Ayrıca, bu çok önemli Howey çatalı için, “başkalarının çabaları” (efforts of others) sorgusunu tatmin edici olarak lansman öncesi veya sonrası İlk Coin [Halka] Arzlarını (Initial Coin Offerings) sorulup sorulmadığına dair açık bir soru bulunmaktadır. Yani, başlangıçtan itibaren blok zinciri ve token oluşturma çabalarından mı, yoksa blok zinciri çalışır durumdayken ve token alınıp satılırken devam eden çabalardan mı bahsediliyor? Meleklere ve şeytanlara odaklanırsak, cevabı biliyoruz: Melekler, lansmandan sonra özerk bir şekilde çalışacak şekilde tasarlanmış merkezi olmayan ağlar kurarken, şeytanlar kurulumdan sonra bile kontrolü elinde tutar ve ağın başarısının anahtarı olmaya devam ederler. Meleklere ve şeytanlara odaklanmak, Howey ile tanışmak için başkalarının önemli çabalarının ne zaman gerçekleşmesi gerektiği konusunda bizi doğru cevaba götürür: kurulum ve uygulamadan sonra.

Yeniden yorumlanan Howey testi kapsamında -mahkemeler ve SEC’in şu anda yasada başka bir değişiklik yapmadan yapması mümkün- hızlı zengin olma planları olarak tanıtılmayan ve gerçekten merkezi olmayan bir blok zincirine hizmet eden dijital varlıklar, CFTC tarafından düzenlenen mallar olmalıdır. Öte yandan, finansal potansiyeli nedeniyle lanse edilen ve merkezi bir tarafın kontrolü altında tutulan bir şeytanın token’i bir menkul kıymet olacaktır ve bu nedenle SEC kayda alma prosedürlerine ve uyumsuzluk nedeniyle icra davalarına tabi olacaktır. Melekleri ve şeytanları hesaba katmak için Howey testinin bu yeniden yorumlanması, SEC’in yatırımcıları dolandırıcılıktan korumasına izin verirken, gerçekten merkezi olmayan dijital varlıkların CFTC tarafından daha hafif dokunuşlu yönetilmesine izin vererek uygun dengeyi sağlayacaktır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.