FTX’in çöküşü ve bir yaz kripto başarısızlıklarından (Terra Luna, Celsius, Three Arrows) sonra, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (Securities and Exchange Commission-SEC) hızlı hareket etmek ve daha fazla dijital varlığa “menkul kıymet” (securities) muamelesi yapmak isteyecektir. Ama hangileri? Yeni bir makalede[1], neyin “yatırım sözleşmesi” (investment contract) ve dolayısıyla bir menkul kıymet olduğunu belirlemek için Howey testi yeniden yorumlanarak cevap verilmeye çalışılıyor.
Satoshi Nakamoto (Bitcoin) ve Vitalik Buterin (Ethereum) gibi ilk kripto girişimcileri, uzun süredir geleneksel girişimleri finanse eden melek yatırımcılara benziyorlar. Onlar, yeni girişimlere finansal sermaye yatırırken aynı zamanda katma değerli hizmetlere katkıda bulunan “kar amacı güden hayırseverlik” (for-profit philanthropy) ile meşguller. Ne yazık ki, son on yıldaki hem piyasa hem de yasal değişikliklerin bir sonucu olarak, melek yatırımcılar artık kar amacı güden hayırseverlerden çok, para güdümlü risk sermayedarlarına benziyorlar.
Bununla birlikte, kar amaçlı hayırseverlik kriptoda yeniden ortaya çıktı. Melek yatırımcılar (angel investors) gibi, Nakamoto, Buterin ve diğerleri, insanların üzerine inşa edebileceği bir şey yaratmak için önemli miktarda zaman ve para harcadılar: blok zinciri ağları. Mezkûr makale, bir kripto girişimcisinin “melek” (angel) olarak sınıflandırılmasının (karlara ek olarak blockchain teknolojisinin kripto ekosistemine katkılarına dayalı olarak) o girişimci tarafından yaratılan dijital varlıkların Howey testi kapsamında menkul kıymet olup olmadığını bildirdiğini iddia ediyor.
Bir omuza melek otururken, diğer omuza şeytan oturabilir. Blockchain inovasyonuna ve genel olarak kriptoya katkıda bulunan her kripto meleği için, sisteme zarar veren ve temel ademi merkeziyet ilkesini ihlal eden bir dolandırıcı vardır.
Kripto şeytanları, blok zinciri kisvesi altında geleneksel Ponzi planlarını (traditional Ponzi schemes) yürüten dolandırıcılar (scammers) olarak başlamış olabilir. Örneğin, Bulgaristan’ın OneCoin’i hiçbir zaman çalışan bir blok zincirine sahip olmadı ve Tupperware ile aynı yöntem (çok düzeyli pazarlama) kullanılarak satıldı. FTX ve Terra Luna daha karmaşık davalardır ve melek olarak başlayan, ancak yol boyunca şeytan olan kripto yaratıcılarını içerebilir. Bu “başarısız melekler” (fallen angels), benzersiz sınıflandırma sorunları ortaya çıkarmaktadırlar.
Son olarak anılan makale, mahkemelerin ve SEC’in buna nasıl yanıt vermeleri gerektiğine dönüyor. Howey testi, bir girişimcinin melek veya şeytan niteliğindeki davranışına odaklanmak için yeniden yorumlanabilir. Bunu yapmak, sorgulamayı iki temel şekilde değiştirir.
Birincisi, Howey testi yatırımcıların kripto yatırımlarından bir getiri bekleyip beklemediklerini sormak yerine, şimdi bu getirileri beklemek için bir şeytan tarafından yönlendirilip yönlendirilmediklerini sormalıdır. Başka bir deyişle, kripto yaratıcısı, token’ini teknoloji yerine potansiyel zenginliklere odaklanarak mı pazarladı? İkincisi, bir yatırımcının getiri beklentisinin başkalarının çabalarına bağlı olup olmadığını sorarken (bu, şimdiye kadar bir dijital varlığın bir menkul kıymet olup olmadığını belirlemede kilit sorudur), ilgili zamanın ilk coin para arzından (initial coin offering-ICO) önce mi yoksa sonra mı olduğunun belirlenmesi gerekir. Yani blockchain protokolünü başlangıçta mı, yoksa kurulduktan sonra mı geliştirmekten bahsediliyor? Meleklere ve şeytanlara odaklanırsak, cevap biliniyor: Şeytanlar kontrolü elinde tutarken ve bu ağın başarısını belirlemeye devam ederken, Melekler lansmandan sonra (belki de gerçekten merkezi olmayan hale gelmek için bir ödemesiz süre ile) özerk bir şekilde çalışacak şekilde tasarlanmış merkezi olmayan ağlar kurar. Meleklere ve şeytanlara odaklanmak, Howey testi ile tanışmak için başkalarının önemli çabalarının ne zaman gerçekleşmesi gerektiği konusunda bizi doğru cevaba götürür.
Nihai hesaplaşma: Yeniden yorumlandığı şekliyle Howey testi altında, bir melek token’i ABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (Commodity Futures Trading Commission-CFTC) tarafından düzenlenen ve SEC tarafından kayda alınmadan satılması yasal olan bir emtia olmalıdır. Öte yandan, bir şeytanın token’i bir menkul kıymet olacaktır ve bu nedenle SEC kaydına ve uyumsuzluk nedeniyle icra işlemlerine tabi olacaktır. Bu da, SEC’in yatırımcıları dolandırıcılıktan korumasına izin verirken, meşru dijital varlıkların daha hafif CFTC emtia yönetmeliği kapsamında satılmasına izin vermek arasında uygun dengeyi sağlayacaktır.
* Bu derlemede yer alan görüşler Makale Yazarı Darian M. Ibrahim’e ait olup derleyenin çalıştığı kurumu bağlamaz, derleyenin çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Derlemedeki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler derleyene aittir.
[1] Derlemeye konu söz konusu makale için bkz. Darian M. Ibrahim (William & Mary Law School), Angels and Devils: The Early Crypto Entrepreneurs, SSRN, November 15, 2022, < https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4277787 > erişim tarihi 08 Aralık 2022
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.