Modern Kurumsal Yönetişimin Kökenleri: [İrlanda’dan] Yeni Bulgular

Finans tarihi, araştırmalar, makaleler, kitaplar ve konferanslarla dolu bir alandır. Bunun nedeni açıktır: çalışmalar, geçmişteki hatalara, zaman içindeki kültürel etkilere ve ileriye dönük politika geliştirmeye dair kavrayışlar sunar. Ancak kurumsal yönetişim tarihi henüz emekleme aşamasındadır. Konuyla ilgili ilk konferans, halka açık bir kuruluş olan ‘Dutch East India Company’de (Hollanda Doğu Hindistan Şirketi) hissedar isyanının bilinen ilk örneğinin 400. yıldönümünü anmak üzere Kasım 2009’da Yale School of Management’ta toplanmış ve ortaya iki kitap çıkmıştır:

  • Düzenlemesi Jonathan Koppell tarafından yapılan Origins of Shareholder Advocacy ile
  • Shareholder Rights at 400: Commemorating Isaac Le Maire and the First Recorded Expression of Investor Advocacy.

Ancak o zamandan beri akademik çalışmalar dağınık bir şekilde devam etmiştir. Ta ki yakın zamanda arşivlerde bulunan bir bulguya kadar, modern kurumsal yönetişim hareketinin doğuşuyla ilgili fikir birliğine bile varılamamıştı.

Finansal tarihle övünenler, büyük ihtimalle 1992 yılında kurumsal yönetim kurulları ve yatırımcılar için en iyi uygulamaları açıklama çabasıyla çığır açanın Birleşik Krallık’ın Cadbury Yasası olduğunu iddia edeceklerdir. Ancak gerçek şu ki İrlanda, ulusal bir kurumsal yönetim yasası yayınlayan dünyadaki ilk ülke idi. Bugün çok az kişi bunun farkındadır, ancak İrlanda Yatırım Yöneticileri Derneği (Irish Association of Investment Managers), Sir Adrian Cadbury’nin Britanya’nın eşdeğerini yayınlamasından yaklaşık altı ay önce bu tarihi belgeyi yayınlamıştır.

Geçtiğimiz Aralık ayında, Trinity College Dublin’in Kurumsal Yönetişim Laboratuvarı’nın (Corporate Governance Lab) lansmanında, yazarlar bu gerçeği şaşkın bir izleyici kitlesine dile getirdiler. Etkinlik, kurucu yasanın kendisini ortaya çıkarmak için bir araştırma başlatmıştır. Şaşırtıcı bir şekilde, bu bir meydan okuma olmuştur. Otuz yıl önce dâhil olan kişilerin çoğu girişimi hatırlamıyordu ve hatırlayanlar da anılan yasanın bir kopyasını bulamadı. Elbette, bu yasa, elektronik posta henüz emekleme aşamasındayken ve dünyada toplamda sadece 100 kadar web sitesi varken yayınlanmıştı.

Google güvenilmez bir arkeolog olduğunu kanıtladı: Hangi ülkenin ilk olarak kurumsal yönetişim yasasına sahip olduğu sorusunu doğru bir şekilde cevaplayamadı. Diğer deneye dayalı kaynaklar da pekiyi değildi. Weil, Gotshal & Manges tarafından 2002 yılında Avrupa Komisyonu adına gerçekleştirilen kapsamlı bir kurumsal yönetişim yasaları çalışması bu belgeyi atladı. Chris Pierce’ın “Avrupa Birliği’nde Kurumsal Yönetişim” (Corporate Governance in the European Union) adlı, Avrupa’daki kurumsal yönetişimin ülke ülke ayrıntılı bir analizini sunan 700 sayfalık çığır açıcı kitabı da bu konuda sessiz kalmıştır. Ancak son olarak, Trinity kütüphanesinin derinliklerinden kısa bir basılı belge çıkarıldığında kurumsal yönetişim kazıları ödüllendirilmiştir.

Mayıs 1992 tarihli makalenin başlığı, ‘Halka Açık Şirketlerin Yöneticilerinin Rolü ve Sorumlulukları Hakkında En İyi Uygulama Beyanı’dır (Statement of Best Practice on the Role and Responsibilities of Directors of Public Listed Companies). Kitabın giriş bölümü, “En iyi uygulama bildirimini yayınlarken” diye başlamakta ve İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği, halka açık şirketlerin yöneticilerine ve danışmanlarına, kurumsal hissedarların halka açık şirketler yönetim kurullarının yapısı; yöneticilerin atanması; icracı olmayan direktörler; denetim komiteleri; ücretlendirme komiteleri; bağlı şirketlerin yönetim kurulları ve yönetim satın almaları [the composition of boards of public companies; the appointment of directors; non-executive directors; audit committees; remuneration committees; boards of subsidiary companies; management buy-outs] konularındaki beklentilerine ilişkin bir görüş sunmayı amaçlamaktadır.

Bugün, İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği’nin yazarlarının yasayı yazdığı 1992 yılında bu belirtilen amacın ne kadar çığır açıcı olduğunu takdir etmek zordur. Skandallar patlak vermişti -bir örneği, medya oligarkı Robert Maxwell’in planladığı dolandırıcılıktı- ve bu, halka açık şirketlerdeki yönetim kurulu yönetiminin zayıflığını ortaya koyuyordu. İrlanda’da, Greencore ve Telecom Eireann’ı içeren çıkar çatışmaları ile ilgili şirket skandalları vardı. Ancak İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği, en iyi uygulamalara ilişkin rehberlik geliştirirken üzerinde çalışabileceği hiçbir modele sahip değildi. Dublin merkezinden önerdiği şey, hem İrlanda hem de dünya genelinde dikkate değerdi.

Şirket yönetim kurulu başkanları, söz konusu yasanın iddia ettiği gibi, baş yöneticiden ayrı olmalıdır. Her yönetim kurulunda çoğunluk bağımsızlardan oluşmalıdır. Denetim komitesi tamamen bağımsız olmalıdır. En yüksek maaşlar bağımsız olmayan yöneticiler tarafından belirlenmelidir. Ve şirketler hissedarlara tüm bunlar hakkında kapsamlı açıklamalar sağlamalıdır.

Açık olalım: O zamanlar, birçok yönetim kurulunda birleşik başkan/CEO vardı, çok az bağımsız yönetim kurulu üyesi vardı, denetim gözetimi genellikle yüzeyseldi ve yöneticiler kendi ücret seviyelerini belirlemeye dâhil olabiliyorlardı. Aslında, yönetim kurulları geleneksel erkek kulüplerinden sadece bir adım ötedeydi. Lord Boothby’nin 1962 yılında İngiltere’deki yaygın uygulama hakkında yazdığı gibi, “Hiçbir tür çabaya gerek yok. Şirket tarafından sağlanan bir arabayla ayda bir toplantıya gidiyorsunuz. Hem ciddi hem de bilge görünüyorsunuz ve iki kez ‘Katılıyorum’, bir kez ‘Böyle düşünmüyorum’ diyorsunuz ve her şey yolunda giderse yılda 5 bin 500 pound alıyorsunuz.” İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği bunlarla yetinmişti. Yetkin, hesap verebilir ve dikkatli yönetici denetimine yönelik yeni bir paradigmaya giden bir yol öngörüyordu.

Uluslararası bir bakış açısından, İrlanda yasası, 01 Aralık 1992 tarihinde İngiltere’nin Kurumsal Yönetişimin Finansal Yönleri Komitesi tarafından yayınlanan raporun gölgesinde kalmıştır. Bu rapor En İyi Uygulama Yasası’nı (Cadbury Yasası) içeriyordu. Tam bir yıl sonra, Aralık 1993’te, İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği Cadbury’ye tepki gösteren ve onu yetersiz bulan bir bildiri yayınladı. “İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği Bildirisi ile Cadbury Raporu arasında önemli mutabakat noktaları var,” diye ilk olarak ilan etti, “en dikkat çekeni, icracı olmayan direktörlerin önemine ve icracı olmayan direktörlerden oluşan denetim ve ücretlendirme komitelerinin oluşturulmasına vurgu yapmalarıdır.” Ancak İrlandalı yorumcular daha da ileri giderek “her iki yayın arasında temel farklılıklar” olduğunu belirttiler.

Başlangıç olarak, İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği, Cadbury’yi, başkan ve CEO (en üst seviye yönetici) rollerinin ayrılması gerektiği yönündeki yeni İrlanda en iyi uygulama standardının çok gerisinde kaldığı için eleştirmiştir. Dahası, Dublin, İrlanda’nın yönetim kurullarının, Cadbury’nin sadece en az üç icracı olmayan üye rehberliği yerine, çoğunlukla bağımsız icracı olmayan yöneticilerden oluşmasını istediğini vurgulamıştır.

İrlanda’nın bu iki noktadaki bakış açısı zamanla oldukça öngörülü ve güçlü olduğunu kanıtlamıştır. Aslında, sonraki İngiltere yasaları İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği pozisyonlarını benimsemiştir. Yine de, Londra piyasa standartlarının cazibesi karşı konulamazdı ve İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği Mart 1999’da, Birleşik Krallık’ın Birleşik Yasası olarak bilinen şeyi bütünüyle onaylayan bir belge yayınlamış ve bu, en azından o zaman için, İrlanda’nın kurumsal yönetişimdeki öncü rolünü sona erdirmiştir.

Elbette, ne İrlanda Yatırım Yöneticileri Birliği yasası ne de muadili Cadbury, kurumsal sürdürülebilirlikte çevre ve sosyal risk faktörlerine dikkat gibi artık yaygın olan bakış açılarını ele almamıştır. Ayrıca, bugün birçok ulusal ilkenin yaptığı gibi, yatırımcı yöneticiliğinde en iyi uygulama rehberliğini ele almamışlardır. Ancak, ne kadar yol kat ettiğimizi takip etmek ve hangi yolların ilerlemeye, hangilerinin çıkmaza yol açtığını belirlemek için herhangi bir alanda geçmişe bakarız.

Tarihte ayrıca gelecekteki girişimin tohumlarını da bulabiliriz. Şu anda, İrlanda’nın oyuna geri dönmesi gerekip gerekmediği konusunda, yeni bir ulusal kod oluşturarak veya yapay zekâ gibi sorunları çözmek için küresel yönetişim standardı belirlemeye kendi benzersiz kavrayışlarını ekleyerek devam eden konuşmalar mevcuttur. Bu tür konuşmalar, İrlanda’nın geçmişte hızı belirlediğinin farkında olunduğu bir bağlamda ortaya çıkabilir. Ancak dünya çapındaki akademisyenler ve politika yapıcılar, inovasyonu yönlendiren ancak daha geniş çaplı değişimi çok daha sonraya kadar engelleyen faktörleri daha iyi anlamak için bu uzun süredir gömülü olan hadiseyi araştırabilirler.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.