Sözleşme ihlallerinden (breach of contract) kaynaklanan uyuşmazlıklar kaçınılmazdır ve sözleşme unsurlarının ve hukuki seçeneklerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir.
Sözleşmeler, kamusal ve özel hayatın hemen her sektöründe günlük iş ilişkilerinin temel bir parçası olduğu gibi, bunların benimsenmesinden doğan anlaşmazlıkların karara bağlanması da önemlidir. İyi yönetim ve hazırlık, bu anlaşmazlıkların çoğunun dava seviyesine gelmeden önce önlenmesine yardımcı olabilirken, sözleşme hukukunda çatışma kaçınılmazdır.
Bir taraf özgürce girdiği bir sözleşmenin yükümlülüğünü yerine getirmezse, bu bir sözleşme ihlali olarak adlandırılır. Hukuki terimlerle, bir sözleşme ihlali, “bir tarafın yasal olarak uygulanabilir bir sözleşmenin vaat edilen şartlarından herhangi birini yasal bir mazereti olmadan ihlal etmesi” olarak tanımlanır.
Sözleşme ihlali suçlamasını izleyen dava türü, genellikle, ilk etapta ne tür bir sözleşmenin yapıldığına ve hangi vaatlerin bozulduğu iddia edildiğine bağlıdır. Aşağıda, bu anlaşmazlıkların ve sonraki davaların bazı temel hususları ele alınmaktadır.
- Sözleşme İhlali Gerçekleşmesi
Sözleşme ihlali, bir tarafın sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yasal bir mazereti olmadan yerine getirmemesi durumunda ortaya çıkar. Bu sözleşme ihlali eylemi, bir tarafın sözleşme ihlali için uygun mahkemede dava açmaya yasal olarak yetkili olduğu dava nedeni olarak adlandırılır. Bu başarısızlık, malları veya hizmetleri vaat edildiği gibi teslim etmemek, işi kararlaştırılan zaman dilimi içinde tamamlamamak, kusurlu veya standart altı mallar teslim etmek veya sunulan mal veya hizmetler için ödeme yapmamak gibi çeşitli biçimler alabilir.
Sözleşme ihlalinin gerçekleşmesi için, ilk etapta bir sözleşmenin var olması gerekir. Bu da şu soruyu akla getirir: “Sözleşme nedir?” Sözleşme, iki veya daha fazla taraf arasındaki resmi, yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmadır. Bu anlaşma, “yasayla uygulanabilir karşılıklı yükümlülükler” yaratır.
- Sözleşme İhlalinden Kaçınma Yolları
Bir sözleşmenin ihlali çeşitli nedenlerle meydana gelebilir. İhlal riskini azaltmanın beş temel yolu şunlardır:
2.1. Belirsizliği azaltmak (reduce ambiguity)
Sözleşme şartlarındaki belirsizlik, ihlallerin en yaygın nedenlerinden biridir. Bunu önlemek için, sözleşme sonlandırılmadan önce iyice incelenmeli ve şartların ve hükümlerin net ve yoruma açık olmadığından emin olunmalıdır.
2.2. Sözleşme yönetimi ve dokümantasyonu (contract management and documentation)
Ödemeler, teslimatlar veya kilometre taşları için kaçırılan son tarihler genellikle ihlallere yol açar. Zaman çizelgelerine uyulmaması, eksik yükümlülükler ve zayıf izleme sistemleri gibi faktörler bu sorunlara katkıda bulunur. Sözleşme yönetimi araçlarını kullanmak ve kapsamlı dokümantasyon tutmak bu tür risklerden kaçınmaya yardımcı olabilir.
2.3. Üçüncü taraflara olan bağımlılığı azaltmak (reduce reliance on third parties)
Üçüncü bir taraf son tarihlere veya kalite standartlarına uymazsa bir ihlal meydana gelebilir. Bu riski en aza indirmek için, üçüncü taraflara olan bağımlılığı azaltılmalı ve mümkün olan her yerde son tarihleri üçüncü taraflara bildirilmelidir.
2.4. Yargı yetkisine ilişkin yasaları ve tarafların uygunluğunu kontrol etmek (check jurisdictional laws and party eligibility)
Sözleşmenin yargı bölgesinin yasalarına ve tüm tarafların yasal olarak bir anlaşmaya girmeye uygun olduğundan emin olunmalıdır.
2.5. Mücbir sebep hükmü (force majeure clause)
Doğal afetler, savaşlar veya pandemiler gibi öngörülemeyen olayları hesaba katmak için bir mücbir sebep maddesi eklenmelidir. Bu tür olayların neleri oluşturduğu açıkça tanımlanmalı ve sonraki adımlar ana hatlarıyla belirtilmelidir. “Popich v. Fidelity & Deposit Co.” davasında, müteahhit bir kasırgadan sonra sözleşmeyi tamamlamak için işçi bulamadı. Louisiana Temyiz Mahkemesi ise, Betsy Kasırgası’nın bir ev inşa etme sözleşmesini etkilediğine karar verdi. Ancak, zorluk uzak olduğu için sözleşmeyi yerine getirmeme durumunu mazur gösterecek düzeyde değildi ve neyin dâhil edilmesi gerektiği konusunda azami dikkati gösterdi.
- Sözleşme İhlallerinin Türleri
Birkaç yaygın sözleşme ihlali türü vardır. Bu ihlaller aşağıdaki gibi beş ana sınıfa ayrılabilir:
3.1. Küçük ihlal (minör)
Peck Law Group, küçük sözleşme ihlalini, aynı zamanda maddi olmayan veya kısmi ihlali olarak da adlandırılır, sözleşmeyi ihlal etmeyen kuruluşun yalnızca ihlalden kaynaklanan gerçek zararlara hak kazandığında ortaya çıkar, diye açıklıyor. Örneğin, bir sözleşmede bir satıcının ikram edilen bir doğum günü partisi için meşrubatları yeşil plastik bardaklarda servis etmesi gerektiği belirtilebilir. Satıcı sarı bardaklarla gelirse, sözleşmenin şartları teknik olarak ihlal edilmiş olur, ancak bu muhtemelen parti ev sahibinin ikram faturasını ödemekten muafiyet sağlamaz. En fazla, küçük ihlalden kaynaklanan gerçek masraflar neyse onları ödemek zorunda kalırlar, bu durumda hiç olmayabilir.
3.2. Önemli ihlal (material)
Önemli bir ihlal, bir sözleşmenin vaatlerinin daha önemli bir ihlalidir. Yasal anlamda, önemli, “genellikle bir sorunu belirlemeye yetecek kadar mühim olan bilgiler” anlamına gelir. Önemli bir sözleşme ihlali davasında, bir mahkeme bir tarafın yükümlülüğünü yerine getirmemesinin o kadar ciddi olduğuna karar verebilir ki, ağırlaştırılmış taraf daha sağlam bir çözüme hak kazanır. Bunlar ekonomik zararlar, ihtiyati tedbir veya performans için mahkeme kararı şeklinde olabilir.
3.3. Öngörülü ihlal (anticipatory)
Bu ihlal biçimi, sözleşme gereği bir tarafın yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği kaçınılmaz olduğunda ortaya çıkar. Bu durumlarda, ihlal etmeyen taraf derhal tazminat davası açmaya çalışabilir ve bu tarafın ihlalin hakikaten gerçekleşmesini beklemesine gerek yoktur.
3.4. Gerçek ihlal (actual)
Öngörülen ihlalin aksine, bu durum yukarıda belirtilen olaydan önce değil, belirli bir performansın beklenmesinden sonra gerçekleşir.
3.5. Karşılıklı ihlal (mutual)
Bu sözleşme ihlali, her iki tarafın da bir sözleşme anlaşmasının şartlarını ihlal etmeyi seçmesiyle gerçekleşir. Bu, bir anlaşmayı çevreleyen koşullarda önemli bir değişiklikten sonra meydana gelebilir. Bir örnek, her iki tarafın da yükümlülüklerini yerine getirmemesi, alıcının bedeli ödememesi ve satıcının malları teslim etmemesi durumudur. “KVC Waffles Ltd. v. New Carbon Company, LLC” davasında[1], Maryland Bölge Mahkemesi “karşılıklı temerrüt” teorisini kabul etmiş ve “bir sözleşme eyleminde bir taraf, yalnızca diğer tarafın ihlaline kadar sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmişse zararları tazmin edebilir” ifadesini yinelemiştir. Karşılıklı ihlal, sözleşme taraflarının sözleşmeyi ihlal etmede veya sözleşmeyi reddetmede önemli bir ekonomik fayda olduğuna inanmaları durumunda da tetiklenebilir. Örneğin, giysi yapmak için pamuk satma anlaşmasında, sözleşmeye girildikten sonra pamuğun fiyatı artarken kumaşın fiyatı düşer. Burada, alıcının daha düşük bir marjla giysi yapmak için pamuk satın alması için daha az teşvik vardır ve satıcının mevcut sözleşmeyi feshedip pamuğu başka bir yerde daha yüksek bir oranda satması için daha fazla teşvik mevcuttur.
- İhlalin Kanıtı [proof of breach]
Bir sözleşme ihlali iddiasını değerlendiren bir yargıç birçok faktörü göz önünde bulundurmalıdır. Bir yargıç, sözleşmeyi ihlal eden tarafa dava açan tarafın sözleşmesel yükümlülüklerinin bir kısmını yerine getirip getirmediğini göz önünde bulundurabilir.
Belki de en temelde, bir yargıcın ilk etapta geçerli, yasal olarak bağlayıcı bir sözleşmenin var olup olmadığına karar vermesi gerekir. Bunu yapmak için, o yargıcın bir sözleşmenin her bir temel öğesinin mevcut olup olmadığına karar vermesi gerekir. Bu nedenle, sözleşmelerin birkaç belirgin ve önemli varoluşsal yönü vardır: icap/teklif, kabul, farkındalık, karşılık, kapasite ve yasallık (offer, acceptance, awareness, consideration, capacity, and legality).
- İcap/Teklif: Bir tarafın bir şeyi yapmayı vaat etmesi veya tam tersine belirli bir eylemi yapmaktan kaçınmayı vaat etmesidir.
- Kabul: Bir anlaşmanın sağlamlaştırıldığı belirsiz olmayan doğa olup bu sözlü olarak veya performans veya eylem yoluyla yapılabilir.
- Farkındalık: Her iki taraf da sözleşme anlaşmasının varlığını kabul eder.
- Karşılık: Yukarıda belirtilen eylem veya eylemsizlik karşılığında değerli bir şey teklif edildiğinde; tarafları sözleşmeye girmeye teşvik eden değerdir.
- Kapasite: Bireyler, bir sözleşme anlaşmasına girmenin ne anlama geldiğini makul ölçüde anlayabilme yeteneğine sahip olmalıdır; örneğin, yasadışı uyuşturucular yüzünden tehlikeye giren bireylerin sözleşme hukukunu anlama veya kavrama kapasitesinden yoksun olduğu görülebilir.
- Yasallık: Geçerli sözleşmeler, yargı bölgesinin mevcut yasalarına uygun olmalıdır.
Benzer şekilde, karşıt görüşteki danışmanlar muhtemelen gerçekleşmiş olabilecek gerçek hasarlar veya kayıplar, gerçekleşmiş olabilecek anlaşma değişiklikleri ve anlaşmanın herhangi bir ihlalinin gerçekleşip gerçekleşmediği ile ilgili sorular üzerinde boğuşacaktır. Ayrıca, sözleşmenin ihlalini haklı çıkarmak için yasal olarak geçerli bir mazeret atamaya çalışabilirler.
Taraflar veya yetkili temsilcileri tarafından yazılı olarak düzenlenen ve imzalanan bir sözleşmede, sözlü akde göre hem sözleşmenin varlığının hem de sözleşmeye aykırılık halinin ispatı daha kolaydır.
- Yasal Çözüm ve Tazminat [legal remedies and damages]
Sözleşme ihlalinin gerçekleştiği gösterilirse, yani sözleşmeyi ihlal etmeyen taraf diğer tarafın sözleşmenin yüklediği yükümlülüklerin gereklerini yerine getirmediğini kanıtlamayı başarırsa, mahkemenin haksızlığa uğrayan tarafa adil bir şekilde tazmin edilmesini sağlaması gerekir. Bu tazminat birçok şekilde olabilir. “Sözleşme hukukunun genel amacı, zarar gören tarafı sözleşme ihlali olmasaydı olacağı ekonomik konuma getirmektir. Sonuç olarak, sözleşme ihlali için mevcut olan varsayılan çözüm parasal tazminattır.”
Genel olarak, sözleşme ihlali davalarındaki zararlar sözleşmede listelenenlerle sınırlıdır ve bu nedenle mahkemeler genellikle bir haksız fiil davasında olduğu gibi cezai tazminat vermezler. Bu isteksizlik, bazen bir sözleşmeyi ihlal etmenin ve ardından gerekli zararları ödemenin toplumsal açıdan ekonomik olarak faydalı olduğunu iddia eden “etkin ihlal” olarak bilinen bir yasal teoriden kaynaklanmaktadır. Buna ilave olarak, dolandırıcılık veya yanlış beyan unsuru mevcut olmadığı sürece, bir sözleşmeyi ihlal etmek bir suç işlemek anlamına gelmeyecektir.
Bazen, bir mahkeme, sözleşmeyi ihlal eden tarafın sözleşme yükümlülüğünü elinden gelenin en iyisini yaparak yerine getirmeye çalışmasının beklendiği “belirli bir performans” kararı verebilir. Bu genellikle gayrimenkul gibi benzersiz varlıklar için öngörülür.
- Mahkemenin Verebileceği Tazminat Miktarı
Mahkeme, sözleşme ihlali davasının açıldığı tarafın suçlu olduğuna karar verdiğinde, sözleşmeyi ihlal etmeyen tarafa tazminat ödeyebilir. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, tazminat cezalandırıcı veya ceza şeklinde olamaz.
İhlal etmeyen tarafa ödenen tazminat miktarı, yaşanan kayba ve kişiyi sözleşmeden önceki konumuna getirmek için gereken miktara göre hesaplanır. İhlal etmeyen tarafın durumunu geri kazandırmak için bu tür tazminatlar telafi edici tazminat olarak bilinir.
Örneğin, mal tedariki için bir sözleşme varsa ve satıcı malları alıcıya teslim etmezse, alıcıyı aynı malları başka bir yerden daha yüksek bir oranda satın almaya zorlarsa. Mahkemenin, alıcının satın aldığı malların fiyatı için satıcı tarafından ödenecek farkı ödüllendirmesi makul olacaktır. Bu tür zararlar doğrudan zararlar olarak da bilinir.
- Sözleşme İhlaline Dair Örnekler
Bu davaların kapsamı, ev geliştirme projeleriyle ilgili nominal zararlardan, büyük teknoloji ve diğer ekonomik devlerin dahil olduğu durumlarda yüz milyonlarca dolara kadar uzanabilir. Bir sözleşmenin ihlal edilebileceği birçok yol vardır.
Bu tür bir örnek, bir şirketin daha önce kararlaştırılmış bir işletme birleşmesini gerçekleştirmede başarısız olmasıdır. Bu, New York Güney Bölgesi’ndeki bir federal yargıcın, ‘Partner Re’ ile planlanan birleşmesini gerçekleştirememesi üzerine ‘RPM Mortgage’ aleyhine karar vermesiyle gerçekleşmiştir. RPM, kapanış işlemlerine katılmayarak “yükümlülüklerini bilerek ihlal ettiği” tespit edildikten sonra yaklaşık 11 milyon dolar ödemeye mahkûm edilmiştir[2].
Sözleşme ihlali nedeniyle ödenebilecek tazminatlara bir diğer örnek ise “Sun Microsystems, Inc. v. Microsoft Corp.” davasıdır[3]. Davacı, Microsoft tarafından Java Kodunun ifşa edilmesi nedeniyle sözleşme ihlaline denk gelen 35 milyon dolarlık önceden kararlaştırılmış tazminatı talep etmiştir. Dava daha sonra Microsoft tarafından ‘Sun Microsystems’a ödenen 20 milyon dolardan fazla bir miktarla sonuçlanmıştır. Bu dava, gizliliğin ve diğer tarafın fikri mülkiyetinin korunmasının önemini vurgular.
Bu davaların ne kadar büyük boyutlara ulaşabileceğine dair bir örnek, ‘Veolia Water Technologies’in Colorado-Denver Bölge Mahkemesi tarafından dolandırıcılık ve sözleşme ihlali yaptığının tespit edilmesinin ardından ‘Antero Midstream’in[4] bir bağlı/yan kuruluşuna verilen 242 milyon dolarlık tazminattır.
[1] <https://casetext.com/case/kvc-waffles-ltd-v-new-carbon-co>
[2] <https://www.insurancebusinessmag.com/us/news/breaking-news/partner-re-awarded-10-9-million-in-damages-for-failed-merger-407516.aspx>
[3] <https://casetext.com/case/sun-microsystems-3?>
[4] <https://seekingalpha.com/news/3921878-antero-midstream-unit-wins-in-court-awarded-242m-in-damages>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.