Tasfiye Sürecinde Olan Bir Limited Şirkette Mirasçısı Olmayan Ortaklardan Birinin Vefatı Uyarınca Tasfiye Sürecini Sonlandırmak İçin İzlenecek Yöntemler

ÖZET

TASFİYE SÜRECİNDE OLAN BİR LİMİTED ŞİRKETTE MİRASÇISI OLMAYAN ORTAKLARDAN BİRİNİN VEFATI UYARINCA TASFİYE SÜRECİNİ SONLANDIRMAK İÇİN İZLENECEK YÖNTEMLER

Anahtar Kelimeler: Tasfiye Süreci, Limited Şirket, Vefat, Müteveffa, Ortak, Mirasçı

SUMMARY

IF ONE OF THE SHAREHOLDERS DIES DURING THE LIQUIDATION PROCESS OF LIMITED COMPANY AND THERE IS NO INHERITOR OF THE DECEASED, THE REQUIRED PROCEDURES TO COMPLETE a THE a LIQUIDATION PROCESS OF LIMITED COMPANY

Keywords: Liquidation Process, Limited Company, Decease, The Deceased, Shareholder, Inheritor.

GİRİŞ

Limited şirkette tasfiye kararı alındıktan sonra ortaklardan birinin vefat etmesi ve yasal mirasçısının olmaması veya yasal mirasçının reddi miras yapması halinde, vefat eden ortağın yasal mirasçısı bulunmadığından tasfiye süreci, tasfiye sonu kararı alınarak tamamlanamamaktadır. Bu halde, tasfiye sürecini tamamlayamayan limited şirketin, ticaret sicilden terkini yapılamamakta, limited şirketin vergi, sosyal sigortalar ve bunun gibi ödeme yükümlülükleri devam etmektedir. Bu durumda da şirketin tasfiyesini isteyen diğer ortak veya ortaklar zarar görmektedir.a  Bu çalışmada, tasfiye sürecinde olan bir limited şirkette, mirasçısı olmayan ortaklardan birinin vefat etmesi halinde, tasfiye sürecini tamamlamak için izlenecek yöntemler izah edilmeye çalışılacaktır.

TASFİYE SÜRECİNDE OLAN BİR LİMİTED ŞİRKETTE MİRASÇISI OLMAYAN ORTAKLARDAN BİRİNİN VEFATI HALİNDE ORTAYA ÇIKAN SORUN

Tasfiye sürecinde olan bir limited şirkette ortaklardan birinin vefat etmesi ve mirasçısı olmaması halinde, müteveffanın hissesinin ne olacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Uygulamada, ticaret sicili, müteveffanın hissesinin akibetini incelemeden, şirketin ticaret sicilden terkinini yapmamaktadır. Türk Medeni Kanunu Madde 501 uyarınca “Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer.” Dolayısı ile şirket ortağı müteveffanın, mirasçısı olmaması halinde, hissesi hazineye kalmaktadır. Bu halde, terekenin tespiti uyarınca müteveffanın hissesinin hazineye kaldığı tespit edildiğinde, tasfiye sonu kararı almak ve şirketin tasfiye sürecini sonlandırmak için hazineye genel kurul toplantı yer ve saat bildirilmesi gerekecektir. Ancak, hazine yetkilisinin toplantıya katılamaması ve/veya limited şirketin tasfiyesine onay vermemesi durumu ortaya çıkabilir. Bu halde, tasfiye sonu kararı alınamadığından, tasfiye süreci tamamlanamamaktadır. Dolayısı ile de limited şirketin sicilden terkini yapılamadığından, limited şirketin, vergi, sosyal sigortalar ve bunun gibi ödeme yükümlülükleri devam etmektedir. Bu durumdan da şirketin tasfiyesini isteyen diğer ortak veya ortaklar zarar görmektedir.

TASFİYE SÜRECİNDE OLAN BİR LİMİTED ŞİRKETTE MİRASÇISI OLMAYAN ORTAKLARDAN BİRİNİN VEFAT ETMESİ HALİNDE TASFİYE SÜRECİNİ SONLANDIRMAK İÇİN İZLENECEK YÖNTEMLER

1.HAZİNE YETKİLİSİNİN ŞİRKET GENEL KURULUNA KATILARAK TASFİYE SONU KARARI ALINMASINA ONAY VERMESİ

Vefat eden şirket ortağının mirasçısı yok ise, terekenin tespiti uyarınca, müteveffanın hissesinin hazineye kaldığı tespit edilecektir. Müteveffanın hissesinin hazineye kaldığı tespit edildikten sonra, tasfiye sonu kararı almak ve şirketin tasfiye sürecini tamamlamak için hazineye genel kurul toplantı yeri ve saatin bildirilmesi gerekecektir. Hazine adına yetkili kişinin, genel kurula katılması sağlanır ve yetkili kişi tasfiye sonu kararını onaylar ise tasfiye süreci tamamlanabilecektir.

2.TASFİYE MEMURUNUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDE DAVA AÇARAK TASFİYE SONU BİLANÇOSUNUN ONAYLANMASINA DAİR KARAR ALMASI

Vefat eden şirket ortağının mirasçısı yok ise, T.T.K. a 539/3 Maddesinde yer alan “Tasfiye halindeki şirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide tasfiye memurları temsil eder.” hükmü de uygulama alanı bulabilecektir. Tasfiye memuru, şirketi temsile yetkili olacağından, tasfiye memuru,a  tasfiye sonu bilançosunun onaylanması için Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açarak tasfiye sonu bilançosunun onaylanmasını talep edebilecektir. T.T.K 539/3a Maddesi gereğince tasfiye halindeki davalar bakımından dava ehliyetinin ( yeteneğinin ) tasfiyea memuruna ait olduğu düzenlenmiştir. (T.C.YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2016/4753 K. 2017/7190 T. 13.12.2017) Talep doğrultusunda, tasfiye sonu bilançosunun, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından onaylanması halinde, limited şirketin sicilden terkini sağlanabilecektir.

  1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDE ŞİRKETİN TASFİYEYİ TAMAMLANDIĞI TESPİT EDİLEREK LİMİTED ŞİRKETİN TİCARET VE VERGİ SİCİL KAYDI TERKİNİ SAĞLANABİLECEKTİR.

Şirketler kar elde etmek amacı ile kurulmaktadır. Bir şirketin, kar elde etme amacı ortadan kalkar ise şirketin faaliyetini sürdürmesinin bir gerekliliği kalmayacaktır. Bu durumdan yola çıkarak, tasfiye süreci tamamlanamayan ve kar elde etme amacı olmayan bir şirketin, ticaret sicildea  yer almasına ve vergisel yükümlülüğünü devam ettirmesine ihtiyaç yoktur. Ancak, kar elde etme amacı olmayan bir şirketin ticaret sicilden terkin edilebilmesi için üçüncü kişileri zarara uğratmaması, şirketin dağıtılacak mal varlığı ile borcunun olmaması gerekmektedir. Eğer vefat eden şirket ortağının mirasçısı yok ise, yukarıda zikredilen hallerin olmaması halinde, diğer şirket ortağı veya ortakları, Asliye Ticaret Mahkemesi’nden şirketin tasfiyeyi tamamladığının tespit edilmesini talep ederek limited şirketin ticaret ve vergi sicil kaydının terkinini sağlayabilecektir. Mahkemece, şirketin borcunun , dağıtılacak mal varlığının ve üçüncü kişilerin zararının olmadığı açıklığa kavuşturulunca şirketin tasfiyeyi tamamladığı tespit edilerek limited şirketin ticaret ve vergi sicil kaydının terkini sağlanabilecektir.

SONUÇ

Limited şirkette tasfiye kararı alındıktan sonra ortaklardan birinin vefat etmesi ve yasal mirasçısının olmaması veya yasal mirasçının reddi miras yapması halinde, vefat eden ortağın yasal mirasçısı bulunmadığından tasfiye süreci tamamlanamadığında, tasfiye sürecini sonlandırmak için üç yol izlenebilecektir. Birincisi, hazine yetkilisinden şirket genel kuruluna katılması talep edilerek, tasfiye sonu kararı alınmasına onay vermesi sağlanabilir. İkincisi, şirket tasfiye memuru, Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açarak, tasfiye sonu bilançosunun onaylanmasına dair karar alabilir. Üçüncü olarak ise, şirket ortağı/ortakları, Asliye Ticaret Mahkemesi’nde şirketin tasfiyeyi tamamlandığının tespit edilmesini talep ederek limited şirketin ticaret ve vergi sicil kaydının terkinini sağlayabilir. Ancak şirketin tasfiyeyi tamamladığı tespit edilirken şirketin borcunun, şirketin dağıtılacak malvarlığının ve üçüncü kişilerin zararının olmaması elzemdir. Zira mahkemece bu durum açıklığa kavuşturulmadığında, yani şirketin borcunun bulunması, şirketin dağıtılacak malvarlığının olması ve üçüncü kişilerin zararı olması halinde, mezkur dava reddedilebilecektir. Kanaatimce, ikinci ve üçüncü yolun izlenmesi daha hızlı ve etkin bir çözüm olacaktır. Zira birinci yol uyarınca hazine yetkilisinin, tasfiye sürecine katılımını sağlamak vakit alabileceği gibi hazine yetkilisinin tasfiye sürecine dahil olmadığı varsayımında, tasfiye süreci duracaktır. Tarafımca karşılaşılan bir hukuki problemde, başlayan ancak ortaklardan birinin vefatı sebebi ile duran tasfiye sürecinin tamamlanması gerekmekte idi. Olay itibari ile her ne kadar şirkete atanmış bir tasfiye memuru olsa da, tasfiye memuruna ulaşılamadığından üçüncü yolu izledim. a 2015 yılında, Anadolu Adalet Sarayı Asliye Ticaret Mahkemesi’nde, tasfiye sürecini sonlandırmayı dileyen şirket ortağı adına tasfiye halindeki şirkete açmış olduğum davada, tasfiye memuruna ulaşılamadığından, taraf teşkilini yapmak adına tasfiye memuruna ilanen tebligat yapıldı.a  Yargılama sürecinde ise, a Yeminli Mali Müşavir niteliğini haiz bir bilirkişi tarafından, şirketin borcunun, üçüncü kişilerin zararının, şirketin dağıtılacak tasfiye payının olmadığı açıklığa kavuşturuldu. Yukarıda zikredilen hususların açıklığa kavuşturulmasına binaen de mahkeme tarafından, tasfiye halindeki şirketin tasfiyesinin tamamlandığına dair tespit yapılarak kalan işlemlerin ikmali için davada temsil ettiğim şirket ortağına yetki verildi. Böylece hukuki problem ortadan kalktı. a Mezkur davanın açılmasından önce, dava açan şirket ortağı ve/veya ortaklarından, şirketin feshi sebebi ile ortaya çıkabilecek bütün borç ve zararın karşılanacağına, şirket cari hesabından herhangi bir alacak yada sermaye payı talebi olmadığına ve alacak haklarından feragat edildiğine dair bir beyanname alınmasının da, davanın kabul edilmesini kolaylaştıracağı kanaatindeyim.

Kaynakça: Türk Ticaret Kanunu, Yargıtay Kararı

Av. Çağdan Erdoğan (LL.M.) Saint- Benoit Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra 2007 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 2007 - 2011 yılları arasında uluslararası ve yerel şekilde avukatlık ile danışmanlık hizmeti sunan hukuk bürolarında çalışmıştır. 2014 yılında çalışma alanları ile ilgili olarak, Galatasaray Üniversitesi’nde Ekonomi Hukuku alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku başta olmak üzere, Borçlar Hukuku , İcra ve İflas Hukuku, İş Hukuku , Vergi Hukuku, Gayrimenkul Hukuku konularında uzmanlaşmıştır. İyi derecede fransızca ve ingilizce bilmekte olup her iki dilde yeminli mütercim tercümanlığı bulunmaktadır. Avukatlık ve danışmanlık faaliyetlerine 2011 yılında kurduğu Erdoğan Hukuk Bürosu çatısı altında devam etmektedir.