“İyiliğe iyilik her kişinin harcı, kötülüğe iyilik er kişinin harcı.”
Türk Atasözü
1. Ticari alacak sigortası: kavram ve çalışma şekli
Ticari alacak sigortası (trade credit insurance-TCI), bir işletmeyi ticari müşterilerinin, ticari ortağın faaliyet gösterdiği ülkelerdeki iflas, ödeme aczi veya siyasi karışıklık gibi nedenlerle ürün veya hizmet için ödeme yapamamasına karşı koruma yöntemidir.
Bazen alacak sigortası, borçlu sigortası veya ihracat kredisi sigortası (accounts receivable insurance, debtor insurance, or export credit insurance) olarak da adlandırılan TCI, bu nedenle işletmelerin sermayelerini korumalarına ve nakit akışlarını dengelemelerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, bu yöntem müşterilerinin alacaklarının geri ödeneceğinden emin olan bankalardan daha iyi finansman koşulları sağlamalarına da yardımcı olabilmektedir.
Birçok ticari alıcı, büyük tutarlarda mal veya hizmet satın almak için kredi talep eder, ancak bu müşterilere borç vermek, bir tedarikçiyi geri ödenmeme riskine sokar. Örneğin, müşteri iflas başvurusunda bulunursa, alacaklı genellikle borcunun yalnızca bir kısmını alır veya hiç alamaz. Bu, özellikle alacaklının krediyi destekleyen teminata sahip olmadığı teminatsız borçlar için geçerlidir.
TCI, sigortalılara ödenmemiş borçlarını geçerli teminat limitlerine kadar tazmin ederek bu riski azaltır. TCI’nin avantajlarından biri, şirketlerin yeni veya mevcut müşterilere, müşterinin finansal durumundan bağımsız olarak geri ödeneceklerini bilerek daha güvenli bir şekilde kredi açabilmeleridir. Bu nedenle sigorta, şirketlerin gereksiz risk üstlenmeden işlerini büyütmelerine yardımcı olabilir.
TCI’nin önde gelen küresel sağlayıcıları arasında AIG, Zurich Insurance Group, Chubb, Coface, Allianz Trade ve Atradius gibi taşıyıcılar bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) resmi ihracat kredi kuruluşu olan İhracat-İthalat Bankası (ABD EXIM), yabancı hesap alacaklarını iflas ve siyasi riske karşı koruyan kredi sigortası da sağlamaktadır. ABD EXIM aracılığıyla sigortalı olan işletmeler, alıcının ödeme yapmaması durumunda fatura tutarının %85 ila %95’ini alırlar.
Herhangi bir sigorta ürününde olduğu gibi, maliyet, poliçe sahibinin sigortacıya sunduğu tahmini riski yansıtır. Bir işletmenin riskini değerlendirirken sigortacılar, müşterinin yaptığı işlemlerin hacmi, alıcılarının kredibilitesi, faaliyet gösterdiği sektör ve alıcıların kabul ettiği geri ödeme koşulları gibi çeşitli ölçütlere bakarlar. Özel sigorta komisyonculuğu yapan Meridian Finance Group’a göre, tipik olarak, teminat maliyeti sigortalı satış hacminin %1’inden daha azdır.
İşletmeler genellikle sigorta kapsamını bütçelerine ve risk profillerine uyacak şekilde ölçeklendirebilirler. Örneğin, belirli bir müşteriyi (özellikle büyük veya özellikle riskli bir hesapsa) veya belirli sayıda müşteriyi kapsama seçeneğine sahip olabilirler. Bazı poliçeler (policies) ayrıca, yalnızca birincil poliçe bir hak talebinin tamamını karşılayamadığında devreye giren ikincil teminat sağlar.
Bir müşterinin kapsanan ticari ortaklarının mali gücüne dayalı olarak, sigorta sağlayıcıları tipik olarak her birine belirli bir kredi limiti saptar. Alıcının mal veya hizmet için ödeme yapmaması durumunda, sigortacı yalnızca bu tazminat tavanına kadar olan zararları karşılayacaktır. Bazı taşıyıcılar, TCI kapsamına ticari ambargolar veya diğer hükümetlerle ilgili olaylar nedeniyle ödeme yapılmamasını dahil etse de, diğer sigortacılar, politik risk sigortası olarak bilinen ayrı bir ürün sunarlar. Bu tür bir koruma, çok uluslu şirketler ve büyük konaklama zincirleri dahil olmak üzere, geleneksel olarak istikrarsız bölgelerde faaliyet gösteren firmalar için özellikle önemli olabilmektedir.
2. Ticari alacak sigortası: avantajları
Bazı şirketler için, alıcılara cömert kredi koşulları sunma yeteneği, daha büyük alıcıları çekebilir veya yeni coğrafi pazarlara olası genişleme kapısını açabilir. TCI, genellikle, temerrüt riski önemli ölçüde azaltıldığından, işletmeleri kredi verme konusunda daha rahat hale getirir. Büyük rakiplerin çoğunun halihazırda TCI taşıdığı sektörlerde, bir kayıp azaltma stratejisine sahip olmak, sadece rekabetçi kalabilmek için bir gereklilik olabilir.
Alıcılara daha yüksek kredi limitleri sunmak, şirketlerin ölçek ekonomileri oluşturmasına da yardımcı olur. Müşteriler daha büyük miktarlarda satın alabildikleri için, bir şirket kendisini kendi tedarikçilerinden daha büyük miktarlarda satın alırken bulabilir ve bu da daha iyi fiyatlandırma için pazarlık yapma yeteneği yaratır.
3. Ticari alacak sigortası: başka alternatifler
Kayıp alacaklarından endişe duyan şirketler için TCI masadaki tek seçenek değildir. Diğer üç olası strateji şunlardır:
3.1. Kişisel sigorta yaptırma
Alternatiflerden birisi, kendi kendini sigortalamaktır (self-insurance); bu, işletmenin, ödenmemiş hesaplardan kaynaklanan kayıpları karşılamak için özel olarak tasarlanmış kendi rezerv fonunu oluşturduğu anlamına gelir. Bu stratejinin dezavantajı, bir şirketin bu parayı işi büyütmek için kullanmak yerine zararı önlemek için önemli miktarda sermaye ayırması gerekebilmesidir.
3.2. Üçüncü taraf faktoru (faktoring)
Şirketlerin bir diğer alternatifi de, alacak hesaplarını faktor olarak bilinen ve daha sonra alacakları kendisi tahsil etmeye çalışan üçüncü bir tarafa satmaktır (third-party factors). Ancak, bir faktor tipik olarak bu alacaklara ilişkin hakkı önemli bir iskonto ile satın alır (genellikle faturalanan tutarın %70 ila %90’ıdır). Faktor borcun tamamını tahsil etmeyi başarırsa alacaklı daha büyük bir yüzde alabilir, ancak yine de faktorun hizmetleri için önemli bir ücret ödemesi gerekir.
3.3. Alıcıdan akreditif alma
Son olarak yurt dışında iş yapan firmalar alıcıdan akreditif alabilirler (buyer’s letter of credit). Esasen, bu, alıcı şirketin bankasından satıcıya belirli bir tarihe kadar ödemenin tamamının ödeneceğinin garantisidir. Bunun dezavantajlarından biri, bunların yalnızca alıcı tarafından alınabilmesi ve ödenebilmesidir, bu da banka garantisi için işlem ücreti tutarını ödeme konusunda isteksiz olabilir. Ayrıca, akreditif sadece tek bir alıcıyı ilgilendirdiği için diğer alacaklarını koruma yükümlülüğü tedarikçiye aittir.
4. Ticari alacak sigortası: tarihi arka plan ve pazardaki büyüme
Ticari alacak sigortasının (ve hatta daha dolaylı olarak kredi türevlerinin) tarihsel öncülleri, en azından Johns Hopkins’in değerli olduğuna karar verdiği kişi ve firmaların borç senetlerini senet hamilinin bir fiyat karşılığında iskonto etmesinin, yani başka bir firmaya veya bankaya satmasının onayladığı 1860’lara kadar uzanmaktadır. Bu, özellikle kredi kartlarından önce dünyada ticareti teşvik eden ticari senetlerin satılabilirliğini artırmaya yardımcı olmuştur. Hopkins, kredi riski değerlendirmelerini, senedin keşidecisine ve işini nasıl yürüttüğüne dair ilk elden bilgilerin rehberliğinde sezgilerine dayanarak, tamamen kafasında tasarlamıştır. Bu bakımdan, onun bu kağıtları onaylaması, bugünün kredi raporlamasına olan güveninden oldukça farklıydı; Hopkins, “Herhangi bir rapor istemiyorum. Kendi yargıma güveniyorum ve bu yargı beni yanıltmıyor” dedi. Hopkins’in ana faaliyeti olan yatırım yapmakla pek çok ortak yanı vardı, esasen başarılı olacağını düşündüğü işletmelere ve işadamlarına bahis oynamanın başka bir şekliydi. Senetleri bir ücret karşılığında onaylama uygulaması, Hopkins’in ABD’deki faaliyetinden önce Londra’da biliniyordu, ancak ABD’de neredeyse bilinmiyordu. Resmileştirilmiş ticari alacak sigortası on dokuzuncu yüzyılın sonunda doğdu, ancak çoğunlukla Batı Avrupa’da Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasında geliştirildi. Birçok ülkede bunun için birkaç şirket kuruldu; bazıları da ihracatın siyasi risklerini devletleri adına yönetti. 1991’de İngiltere’nin İhracat Kredileri Garanti Departmanı’nın kısa vadeli tarafının özelleştirilmesinin ardından, ticari kredi sigortası pazarında bir yoğunlaşma meydana geldi.
Allied Market Research tarafından hazırlanan 2021 yılı raporuna göre, TCI’nin benimsenmesi, 2020 yılındaki ekonomik gerileme sırasında hızlanmış ve bu, potansiyel pazar bozulması ve alacak gelirleri kaybının bir hatırlatıcısı olarak hizmet etmiştir. Araştırma firmasının tahminlerine göre, TCI için küresel pazar 2019’da 9,39 milyar ABD dolarına ulaştı ve 2027 yılına kadar 18,14 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir. Bu da, yıllık %8,6’lık bir bileşik büyüme oranını temsil etmektedir.
5. Sonuç Yerine
Ticari alacak sigortası (TCI), müşterileri iflas veya istikrarsızlaştırıcı siyasi koşullar nedeniyle ödeme yapamadığında şirketlere geri ödeme yapan bir mekanizmadır. Sigortacılar genellikle poliçelerini, poliçe kapsamındaki müşterilerin büyüklüğüne ve sayısına, kredibilitelerine ve faaliyet gösterdikleri sektöre özgü riske göre fiyatlandırırlar. Şirketler, tüm alıcılarını, belirli bir alıcı grubunu ve hatta yalnızca belirli bir ticaret ortağını tazmin etmeyi seçebilirler. Kredi riskini azaltmak isteyen işletmeler, özellikle daha az alıcıya sahip küçük firmalar için daha pahalı olabilse de, kendi kendilerini de sigortalayab
* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
Ticari alacak sigortası için aşağıdaki çalışmalara bakılabilir:
- Allied Market Research, < https://www.alliedmarketresearch.com/trade-credit-insurance-market-A08305#:~:text=The%20global%20trade%20credit%20insurance,8.6%25%20from%202020%20to%202027. > Erişim Tarihi 25 Eylül 2022
- Daniel Kurt, Trade Credit Insurance (TCI), Investopedia, August 16, 2022, < https://www.investopedia.com/trade-credit-insurance-5190219 > Erişim Tarihi 25 Eylül 2022 (ana kaynak)
- Estimating the value of trade credit insurance to the World, International Credit Insurance & Surety Association, 6 Jun 2022, < https://icisa.org/news/estimating-the-value-of-trade-credit-insurance-to-the-world/ > Erişim Tarihi 25 Eylül 2022
- Trade credit insurance, Wikipedia, < https://en.wikipedia.org/wiki/Trade_credit_insurance > Erişim Tarihi 25 Eylül 2022
- What is Trade Credit Insurance? Trade Finance Global, < https://www.tradefinanceglobal.com/risk-insurance/trade-credit-insurance/ > Erişim Tarihi 25 Eylül 2022
Ticari alacak sigortasının Türkiye uygulaması için de aşağıdaki çalışmalara bakılabilir:
- Yavuz Akbulak, KOBİ’lere Yönelik Ticari Alacak Sigortası Tarifesinin 27 Mayıs 2022 İtibarıyla Son Durumu, Legal Blog, 27 Mayıs 2022
- Yavuz Akbulak, KOBİ’lere Yönelik Ticari Alacak Sigortası Tarifesinde Son Durum, 24 Kasım 2021, Legal Blog,
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.