- Giriş
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi[1] (Esas No: 2/3383) [“Teklif”] 11 Şubat 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulmuş ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda Rapora[2] bağlanarak TBMM Genel Kuruluna sunulmuştur.
Öncelikle, anılan Teklif ile 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun adı “Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu çalışmada, Türk finans hukuku bakımından henüz yeni bir kurum olan “Tasarruf Finansman” modeli ile ilgili olarak getirilmesi planlanan düzenlemeler üzerinde durulacaktır.
- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin ‘Genel Gerekçesi’
Ülkemizde istikrarlı ve uzun dönemli bir büyüme performansı yakalanabilmesi için yurt içi tasarruflar kilit rol oynamaktadır. Genel olarak bakıldığında, kamu ve özel sektör tasarruflarını da içeren ülkemiz toplam tasarruf düzeyi, gelişmekte ve hatta gelişmiş birçok ülkenin üzerindedir. Ancak hane halkı tasarruf oranlarımız görece düşük seviyede seyretmeye devam etmektedir. Bu durum nedeniyle özellikle bireyler için tasarrufları arttırıcı tedbir ve uygulamalar daha da önemli hale gelmiştir. Hane halkı tasarruflarının arttırılması için öncelikle kişilerin kendilerini finansal açıdan güvence altında hissedecekleri uygun tasarruf ürünlerinin bulunması gerekmektedir.
Uluslararası örnekler incelendiğinde sözleşmeye dayalı tasarruf (contractual saving[3]) olarak adlandırılan ve tasarruf sahibinin belirli bir dönem birikim yaptıktan sonra önceden belirlenmiş bir menfaate ulaştığı yatırım araçlarının çok uzun zamandır tasarruf oranlarını arttırmak için yaygın şekilde uygulandığı görülmektedir. Sözleşmeye dayalı tasarruf sistemleri arasında en yaygın olanları ulusal finansman fonları, hayat sigortaları, kamu destekli sosyal emeklilik sigorta sistemleri ve özel emeklilik fonlarıdır. Söz konusu tasarruf sistemleri, bireysel birikimlerle oluşan tasarruf havuzları ile uzun vadeli yükümlülük edinirken, yatırım amaçlı kullanılabilecek istikrarlı nakit akışları elde etmekte ve sahip oldukları fon fazlası ile kamu kesimine ve reel sektöre uygun finansman kaynağı sunabilmektedirler. Ayrıca söz konusu tasarruf sistemleri ulusal tasarruf seviyesinin arttırılması, büyümenin desteklenmesi ve uzun vadede faiz oranlarının ve genel fiyat düzeyinin dengelenmesi yoluyla finansal istikrara katkı sağlamaktadır.
Dünyada yaygın olarak kullanılan diğer bir sözleşmeye dayalı tasarruf sistemi birikim dönemi sonrası katılımcıların belirli konularda finansman hakkı elde ettiği modeldir. Dönüşümlü kredi tasarruf birlikleri (Rotating Saving and Credit Associations – RoSCA[4]), konut tasarruf planları (Housing Saving Plans) veya yapı tasarrufu birlikleri (Bausparen, Epargne Logement, Building Societies, Savings and Loans Associations[5]) bu tür sistemlere örnek gösterilebilir. Almanya başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde uygulanan yapı tasarrufu sistemi; genç hane halklarının daha fazla tasarruf etmesini özendirme, dar gelirli kesimlerin konut finansmanına ulaşmasına yardımcı olma ve yüksek ve istikrarlı tasarruf oranlarına kavuşulmasına katkı sağlama bakımından yakalamış olduğu başarı ile öne çıkmaktadır.
Ülkemizde vatandaşların konut ve taşıt başta olmak üzere çeşitli varlıkları edinmeleri için finansman hizmeti sunan özel firmaların[6] belirli bir süredir faaliyet gösterdikleri ve günümüzde önemli bir müşteri kitlesine sahip oldukları bilinmektedir. Söz konusu firmaların ilan ve reklamlarında, uyguladıkları çeşitli yöntemler ile kişileri faizsiz şekilde ev ve taşıt sahibi yaptıkları duyurulmaktadır. Bu firmaların faaliyetleri incelendiğinde dönüşümlü kredi tasarruf birliklerine veya kurumsal olmayan yapı tasarrufu kuruluşlarına çok benzer şekilde faaliyet yürüttükleri görülmektedir.
Bu firmalar esas itibarıyla, bireylerin bireysel olarak veya grup halinde tasarruf edecekleri ve sonunda bir finansman elde edecekleri organizasyon yapıları tesis etmektedirler. Özünde bir finansal aracılık faaliyeti yürüten söz konusu firmaların uygun şekilde denetim ve gözetime tabi tutulmasıyla bu alanın güvenli ve sürdürülebilirliğinin sağlanarak finansal sektörümüzün büyümesine ve piyasalarımızın derinleşmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede, Kanun Teklifi ile “Tasarruf Finansman” olarak adlandırılan yöntemin düzenlenmesi ve denetim altına alınması amaçlanmaktadır. Tasarruf Finansman Sistemi en genel anlamıyla; firma ve müşteri arasında önceden kararlaştırılmış olan ya da müşteri grupları içinde çekiliş yapma gibi yöntemlerle belirlenen vadeye kadar müşterinin birikim yapması karşılığında müşterilere konut veya taşıt edinebilmeleri amacıyla finansman kullandırılması faaliyeti şeklinde tanımlanabilir. Sistemi finans sektöründeki diğer uygulamalardan farklı kılan temel unsur, finansman kullanımının tasarruf etme şartına bağlı olmasıdır.
Sistemin diğer temel unsurları, firmanın belirli bir varlığı satmasından ziyade varlığın satın alınması amacıyla müşteriye finansman kullandırılmasının söz konusu olması ve bireysel veya grup halinde tasarruf imkanı sunması, sözleşmenin her bir müşteri bazında tasarruf etme ve finansman sağlama olmak üzere iki ayrı dönemi kapsaması, bireysel tasarrufta kişilerin firmaya önceden kararlaştırılmış belirli bir vadeye kadar para yatırması, grup halinde tasarrufta ise çekiliş sonuçlarına bağlı olarak bireylerin tasarruf edecekleri dönemin değişiklik göstermesi, grup üyelerinin birbirini finanse etmeleri için gereken süre tamamlanana kadar çekilişte henüz çıkmayan müşterilere diğer gruplardan sağlanan kaynaklarla finansman ödemesi yapılması, firma tarafından sağlanan finansal hizmetin karşılığı olarak, müşterilerden finansman büyüklüğüne göre değişen oransal bir ücret tahsil edilmesi, finanse edilen varlıkların, karşılığında rehin veya ipotek teminatı alınabilen taşıt ve konut olmasıdır.
- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin Getirilmesi Öngörülen Sistem Bakımından ‘İçeriği’
2/3383 esas numaralı Kanun Teklifiyle;
- Tasarruf finansman sistemini icra eden firmaların finansal aracılık faaliyetinde bulundukları değerlendirildiğinden, sisteme kaynak aktaran müşterilerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) denetimi ve gözetimi altına alınmaları ve bu çerçevede ayrı bir lisans türünün ihdas edilmesi,
- Lisans sahibi kişi veya kurumlar dışında faaliyette bulunan kişi veya kurumların sistemi izinsiz ve lisanssız şekilde icra etmelerinin yasaklanması ve yaptırıma bağlanması,
- Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sistemde faaliyet gösteren firmalara, mevzuata intibak sağlamaları amacıyla süre verilmesi,
- Lisans şartları, izin verilen faaliyetler, şirketlerin organizasyon yapıları, öz kaynak ve likiditelere ilişkin kısıtlamalar, müşterilerin ve toplanan fonların korunması, karşılık ve ihtiyat fonu ayırma, muhasebe ve raporlama ile denetim otoritesinin yetkilerine ilişkin düzenlemeler yapılması,
- Müşterilerden toplanan kaynakların firmanın dahil olduğu grup içindeki diğer faaliyetlerde kullanılmasını önlemek amacıyla münhasıran belirli likit finansal varlıklara yatırılması zorunluluğunun getirilmesi,
- Mevcut firmaların iç sistemleri başta olmak üzere uygun organizasyon ve yönetsel yapılarının tesis edilmesi,
- Tasarruf finansman şirketlerinin faizsiz esaslara göre çalışması ve buna ilişkin kurumsal uygulamaların tesis edilmesi,
- Tasarruf finansman müşterilerinin sözleşme fesih ve sözleşmeden cayma haklarını kullanmaları durumunda birikimlerinin iade edilmesini engelleyen kişilere ve zimmet suçu işleyen tasarruf finansman şirketi yönetici ve mensuplarına yönelik adli ceza hükümlerinin düzenlenmesi,
- Tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla sistem kapsamında faaliyette bulunan firmaların iradi tasfiye haricinde BDDK tarafından yapılan denetimler sonucunda yükümlülüklerini sürdüremeyecek şekilde mali durumlarının bozulduğunun tespiti ile düzeltici, iyileştirici veya kısıtlayıcı önlemlerden sonuç alınamaması halinde en az üç üyeden oluşan ve BDDK ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından bildirilecek üyelerden oluşan bir tasfiye kurulu tarafından tasfiyelerinin yapılması,
- Mali durumlarının bozulması nedeniyle BDDK kararıyla tasfiyesine karar verilen şirketler hakkında tasfiye sürecinin tasfiye komisyonunun gözetiminde etkin şekilde gerçekleştirilebilmesi ve bu sayede tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin mümkün olan en üst seviyede korunabilmesi amacıyla şirket yöneticilerinin sorumluluğunu da içerecek şekilde 5411 sayılı Bankacılık Kanununda TMSF tarafından tasfiyeye tabi tutulan bankalar hakkında getirilen belirli hükümlerin, tasarruf finansman şirketleri hakkında da uygulanması,
öngörülmektedir.
- ‘Tasarruf Finansman’ Düzenlemesinin Esasları
4.1. Teklifin 7’nci maddesiyle 6361 sayılı Kanuna 39’uncu maddesinden sonra gelmek üzere bölüm başlığı [“Tasarruf Finansman”] ile birlikte aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Tasarruf finansman sözleşmesi
MADDE 39/A- (1) Tasarruf finansman sözleşmesi, belirli bir tasarruf tutarı ve dönemine bağlı olarak önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut veya taşıt edinimi için müşteriye finansman kullanma hakkı veren, şirkete ise müşteriye ait birikmiş tasarruf tutarını yönetme, geri ödeme ve finansman kullandırma yükümlülüğü ile organizasyon ücreti alma hakkı veren, faizsiz finansman esaslarına göre düzenlenen sözleşmedir.
(2) Tasarruf finansman sözleşmesi, yazılı veya uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle mesafeli olarak ya da mesafeli olsun olmasın Kurulun yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkan verecek yöntemler yoluyla kurulacak şekilde düzenlenir.
(3) Müşteri, sözleşme imzalanmasını takip eden on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tasarruf finansman sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir. Müşterinin söz konusu cayma hakkını kullanması halinde şirket, organizasyon ücreti dahil, müşteriden aldığı tutarın tamamını cayma kararının bildirilmesinden itibaren on dört gün içinde iade etmekle yükümlüdür.
(4) Müşteri, tasarruf finansman sözleşmesinin tasarruf dönemi bitimine kadar sözleşmede fesih hakkına sahiptir. Şirket, müşterinin sözleşmede fesih hakkını kullanması halinde organizasyon ücreti bedeli dışında kalan toplam birikim tutarını, Kurulca belirlenecek süre içerisinde müşteriye iade etmekle yükümlüdür. Müşterinin talebi ile tahsisat ileriki bir tarihe ertelenebilir, erteleme halinde müşterinin sözleşmedeki hak ve yükümlülükleri saklı kalır. Tasarruf finansman sözleşmeleri, müşterinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumu haricinde, şirket tarafından tek taraflı olarak feshedilemez.
(5) Tasarruf finansman sözleşmelerinde asgari olarak tutarlara, vadeye, organizasyon ücretine, gelir, maliyet ve masraflara, konut veya taşıt edinimine yönelik tasarruf etme ve finansman kullandırma dönem ve koşullarına, iade süre ve şartlarına, temerrüde, cayma hakkının kullanımına, sözleşmenin sona ermesine, feshine, mirasçılara intikaline, üçüncü taraflara devrine, tarafların hak ve yükümlülüklerine ilişkin hükümler yer alır. Şirketler tasarruf finansman sözleşmeleri kapsamında taahhüt ettikleri yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır. Finansman kar payı oranı tasarruf finansman sözleşmesi kapsamında belirlenir ve müşteri aleyhine değiştirilemez. Sözleşmenin imzalanması sonrası konut ve taşıt edinimi arasında müşterinin ve şirketin değişiklik hakkı bulunmaz. Sözleşme kapsamında müşterinin bilgilendirilmesine ve tasarruf dönemine ilişkin olarak bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir.”
6361 sayılı Kanuna eklenen 39/A maddesi ile tasarruf finansman sözleşmesinin çerçevesi ortaya konulmaktadır. Tasarruf finansman sözleşmesinin esası, belirli bir birikim süreci sonunda belirli bir konuda finansman elde etmeye hak kazanılmasına dayanmaktadır. Bu bakımdan, sözleşme birbiriyle bütünleşik bir “tasarruf” ve bir “finansman” taahhüdünü içermektedir. Sözleşme, müşterinin taahhüt ettiği tasarruf tutarını sözleşme yaptığı şirket nezdinde biriktirmesi ve sözleşmede yer alan süre, yasal sınırlamalar ve ödeme gücünün devam etmesine ilişkin koşulların sağlanması şartıyla müşteriye belirli bir konu ve tutarda finansman elde etme hakkı vermektedir. Dünyadaki benzer uygulamalarda da olduğu gibi, sözleşmedeki finansman müşteriye bir seçenek olarak sunulmakta ve istenilirse müşteri tarafından kullanılmayabilmektedir. Bu yalnızca müşteri tarafından kullanılan tek taraflı bir hak olup, müşteri isterse sözleşmede öngörülen tahsisat zamanında finansman kullanabilmekte, eğer şartları uygun görmezse bu hakkı kullanmayı daha ileriki bir zamana öteleyebilmekte veya hiç finansman kullanmadan da sözleşmeyi sona erdirebilmektedir. Söz konusu hakkın tanınması, sözleşmedeki finansman kullanma imkanının müşteriye uygun olmayan zaman veya koşullarda bir yükümlülüğe dönüşmemesi bakımından önem taşımaktadır.
Dünyada örneği çok görülmemekle birlikte ülkemizde yaygın şekilde uygulanan tasarruf ve finansman için grup oluşturulması uygulaması sözleşmenin yukarıda açıklanan genel çerçevesini değiştirmemektedir. Zira grup uygulaması, tarafların birbirine finansman sağlamasından ziyade, belirli bir gruptaki müşterilerin tahsisat zamanlarının belirlenmesi için kullanılmaktadır. Fiiliyatta, farklı gruplardan birbirine kaynak aktarımının sürekli olarak gerçekleştiği bilinmekte olup, finansal açıdan bu uygulama olmadan faaliyetin sürdürülebilmesi mümkün değildir. Grup halinde tasarruf ve finansman uygulamasında en önemli husus, çekiliş veya benzer yöntemlerle tespit edilen sıra uyarınca farklı zamanlarda tahsisat elde eden müşterilerin hak ve menfaat bakımından birbirleriyle eşit olması, özellikle tahsisat ödemelerini geç alan müşterilerin mali açıdan kayba uğramamasının sağlanmasıdır.
Organizasyon ücreti, tasarruf finansman şirketlerinin müşterilere sundukları hizmetler karşılığında aldıkları bedeldir. Şirketler müşterilerine temel olarak iki hizmet sunmaktadırlar. Bunlardan birincisi tasarruf finansman sistemine katılmak isteyen kişileri bulmak, bir araya getirmek, tasarruf ve finansman dönemlerini düzenlemek ve sözleşme imzalamak şeklindeki organizasyon faaliyetidir. Diğer hizmet ise şirket nezdinde biriken tasarrufların yönetimidir.
Dünyadaki ve ülkemizdeki diğer sözleşmeli tasarruf ürünleri gibi tasarruf finansman sözleşmesinde de erken ayrılma durumunda müşteri açısından belirli oranda mali kayıp olması söz konusudur. Ancak söz konusu kaybın adil ve makul düzeyde olması gerekmektedir. Bu kapsamda madde kapsamında şirketlerin sözleşme yapma şekilleri ve müşterilerin sözleşmeden vazgeçme hakları düzenlenmektedir. Buna göre tasarruf finansman faaliyetinde müşterilerin iki tür vazgeçme hakkı bulunmaktadır. Birincisi sözleşme imzalanmasını takip eden on dört gün içerisinde kullanılabilen ve müşterinin organizasyon ücreti de dahil olmak üzere, ödediği her türlü tutarı cayma kararının ilgili şirkete bildiriminden itibaren en geç on dört gün içerisinde geri alabildiği cayma hakkıdır. Diğer vazgeçme hakkı ise, ilk on beş günlük süreden sonra başlayıp finansman sağlanana kadar devam eden sözleşmede fesih hakkıdır. Sözleşmede fesih halinde şirket müşteriye organizasyon ücretini geri ödememe hakkına sahiptir fakat müşterinin tüm birikimlerini yani tasarruflarını ve bunların birikmiş nemalarını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek süre içerisinde ödemek zorundadır. Diğer taraftan, finansman sağlandıktan sonra müşterinin sözleşmeyi fesih hakkı bulunmamakta, sözleşmeyi sona erdirmek isteyen bir müşterinin kendisine sağlanan finansmandan kaynaklanan toplam borç bakiyesini geri ödemesi gerekmektedir.
39/A maddesinin son fıkrasında sözleşmede yer alması gereken asgari unsurlar tek tek sayılmakta ve müşterilerin korunmasına yönelik sözleşmeye aykırı davranan tasarruf finansman şirketleri hakkında idari yaptırım uygulanması amacıyla yasal yükümlülükleri belirlenmektedir. Fıkra kapsamında ayrıca sözleşme kapsamında müşterinin bilgilendirilmesine ve maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından çıkartılacak alt düzenlemeyle ortaya konulacağı ifade edilmektedir.
4.2. Teklifin 8’inci maddesiyle 6361 sayılı Kanuna 39’uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Tasarruf finansman faaliyeti
MADDE 39/B- (1) Tasarruf finansman şirketleri her bir müşteri grubu ve müşteri bazında bağımsız bir tasarruf ve finansman planı düzenler. Grup halinde tasarruf uygulamasında müşterilerin teslimat tarihleri, grup için öngörülen toplam vade esas alınarak belirlenir.
(2) Tasarruf finansman şirketleri, tasarruf fon havuzu hesaplarını diğer hesaplarından ayırmak zorundadır. Tasarruf fon havuzu varlıkları, şirketlerin tasarruf finansman sözleşmelerinden kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesi dışında başka bir amaçla kullanılamaz, hapis hakkına, alacağın devir ve temlikine ve takasa konu edilemez, rehnedilemez, teminat gösterilemez, müşterilerin tasarruf finansman sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları müstesna, kamu alacaklarının tahsili amacı da dahil olmak üzere haczedilemez, üzerine ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz konulamaz veya iflas masasına dahil edilemez.
(3) Tasarruf finansman şirketleri faizsiz finansman esaslarına göre faaliyet gösterir.
(4) Tasarruflardan oluşan fonların değerlendirileceği faizsiz yatırım araçlarının belirlenmesi ve faizsiz finansman esaslarına uygun tasarruf ve finansman yöntemleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir.”
6361 sayılı Kanuna eklenen 39/B maddesi ile hem tasarruf finansman faaliyetinin işleyişi hem de müşteri hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin genel çerçeve ortaya konulmaktadır. Şirketler, müşterileri veya müşteri gruplarının her biri için ayrı bir plan hazırlayarak tasarruf finansman faaliyetinin işleyişini ve likiditesini yönetmek zorundadır. Bunun yanında, müşteri birikimlerinden oluşan fon havuzlarının, şirketlerin kendi operasyonel faaliyetlerinden ayrılması ve söz konusu tasarrufların özel olarak korunması zorunluluğu madde kapsamında hüküm altına alınmaktadır. Bu şekilde, müşterilerin hak ve menfaatlerinin etkin bir şekilde korunması amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan, ülkemiz uygulamasında söz konusu sistemin yalnızca faizsiz finans ilke ve esaslarına uygun şekilde gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda hem tasarruf finansman sözleşmeleri kapsamındaki işlemler hem de tasarruf finansman şirketlerinin diğer faaliyetleri faizsiz ilke ve esaslara uygun şekilde gerçekleştirilmek zorundadır. Ayrıca, şirket nezdinde birikim yapan müşterilerin tasarruflarından oluşan fonların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca belirlenecek faizsiz yatırım araçlarında değerlendirilmesi de zorunlu tutulmaktadır.
4.3. Teklifin 10’uncu maddesiyle 6361 sayılı Kanunun 44’üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine “maddesinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “birinci,” ibaresi ve fıkraya aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“k) 9 uncu maddenin beşinci fıkrasına, 39/A maddesinin üçüncü veya dördüncü fıkralarına aykırı işlem yapılması halinde, altmış iki bin beş yüz Türk lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan işlem tutarının beş katına kadar,
- l) 39/A maddesinin ikinci veya beşinci fıkralarına, 39/B maddesinin birinci, ikinci veya üçüncü fıkralarına aykırı işlem yapılması halinde, yirmi beş bin Türk lirasından elli bin Türk lirasına kadar,”
Madde ile tasarruf finansman sözleşmesi ve tasarruf finansman faaliyetine ilişkin hükümlere aykırılık durumunda ilgililere verilecek idari para cezasının belirlenmesi amaçlanmaktadır.
4.4. Teklifin 11’inci maddesiyle 6361 sayılı Kanunun 46’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve finansman” ibaresi “, finansman ve tasarruf finansman” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine” ibaresi “Kurumun ilgili Cumhuriyet Başsavcılığını muhatap talebi üzerine” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“(4) Bu aykırılıkların internet ortamında gerçekleşmesi halinde Kurum tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilir. Karar uygulanmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir.
(5) İzinsiz tasarruf finansman faaliyetinde bulunan şirketler hakkında Kurul, 50/A maddesinin birinci fıkrası kapsamında tasfiye kararı verebilir. Hakkında tasfiye kararı verilen şirketlerle ilgili olarak aynı maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları uygulanır.”
Madde ile tasarruf finansman şirketlerinin, izinsiz faaliyette bulunan kişiler hakkında belirlenen adli ceza hükümleri kapsamına eklenmesi amaçlanmaktadır. Madde ile ayrıca, izinsiz faaliyetin internet aracılığıyla işlenmesi halinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi ve izinsiz tasarruf finansman faaliyetinde bulunan şirketler hakkında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından tasfiye kararı verilebilmesi yönünde düzenleme yapılmaktadır.
4.5. Teklifin 12’nci maddesiyle, 6361 sayılı Kanuna 49’uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Tasarrufların çekilmesini engellemek
MADDE 49/A- (1) 39/A maddesinin üçüncü veya dördüncü fıkralarına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş yüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Madde ile tasarruf finansman müşterilerinin sözleşmede fesih ve sözleşmeden cayma haklarını kullanmaları durumunda birikimlerinin iade edilmesini engelleyen kişilere yönelik adli ceza hükümlerinin düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
4.6. Teklifin 13’üncü maddesiyle, 6361 sayılı Kanuna 49’uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Zimmet
MADDE 49/B- (1) Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren tasarruf finansman şirketi yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları, altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacakları gibi tasarruf finansman şirketinin uğradığı zararı tazmine mahkûm edilirler.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde faile oniki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası verilir. Ancak, adlî para cezasının miktarı tasarruf finansman şirketinin uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece resen ödettirilmesine hükmolunur.
(3) Faaliyet izni kaldırılan bir tasarruf finansman şirketinin; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, tasarruf finansman şirketinin emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, her ne suretle olursa olsun tasarruf finansman şirketini zarara uğratmaları zimmet olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının miktarı tasarruf finansman şirketinin uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir.
(4) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
(5) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak, senet veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.
(6) Zimmet suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.”
Madde ile zimmet suçu işleyen tasarruf finansman şirketi yönetici ve mensuplarına yönelik adli ceza hükümlerinin düzenlenmesi amaçlanmaktadır
4.7. Teklifin 15’nci maddesiyle, 6361 sayılı Kanuna 50’nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Tasarruf finansman şirketinin faaliyet izninin kaldırılması ve tasfiyesi
MADDE 50/A- (1) Likidite düzeyinin sürdürülememesi veya sürdürülemeyeceğinin anlaşılması, likidite hesaplamasının güvenilir şekilde gerçekleştirilememesi veya kasıtlı olarak likiditenin yanlış hesaplanması veya 15 inci madde kapsamında Kurumca alınması istenen tedbirlerin verilen süre içerisinde alınmaması ya da bu tedbirler kısmen veya tamamen alınmış olmasına rağmen malî bünyenin güçlendirilmesine imkan bulunmadığının veya bu tedbirler alınmış olsa dahi malî bünyenin güçlendirilemeyeceğinin tespit edilmesi halinde Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla şirketin faaliyet iznini kaldırmaya ve tasfiyesine karar vermeye yetkilidir. Bu madde kapsamında tasfiyesine karar verilen şirketlerde müşterilerin sözleşmelerde yer alan finansman kullanma hakları uygulanmaz. Tasfiye kararı Resmî Gazetede yayımlanır. Yayım tarihi, ilgililer bakımından tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
(2) Kurul tarafından tasfiyesine karar verilen şirketler, Kurul tarafından atanacak en az üç kişilik tasfiye komisyonu tarafından genel hükümlere göre tasfiye edilir. Tasfiye komisyonu üyeleri, Kurum ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından bildirilecek üyelerden oluşur. Tasfiye komisyonu üyeleri ile bu kişiler tarafından temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenlerin aldıkları kararlar, yerine getirdikleri görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz. Tasfiye komisyonu üyelerinin ücret dahil diğer hak ve yükümlülükleri Kurul tarafından belirlenir.
(3) Tasfiyesine karar verilen şirket tarafından alınan tescile tabi tüm kararlar, tasfiye komisyonunun talebi üzerine noter onayı şartı aranmaksızın ticaret sicil müdürlüklerince harca ve hizmet bedeline tabi olmaksızın tescil ve ilan edilir. Şirketin genel kurulunun yetkileri, 6102 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın tasfiye komisyonu tarafından kullanılır. Bu şirketle ilgili olarak tasfiye komisyonu tarafından açılan dava, istinaf, temyiz ve takip gibi yargı süreçleri harçtan muaftır. Şirketin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere görevlendirilen tasfiye komisyonu, adlî işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahiptir.
(4) Faaliyet izni kaldırılarak tasfiyesine karar verilen şirketler hakkında 5411 sayılı Kanunun 109 uncu, 110 uncu, 133 üncü, 134 üncü, 137 nci, 138 inci, 140 ıncı, 141 inci ve 142 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır, bu maddelerde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu için öngörülen yetki ve görevler, ikinci fıkra kapsamında düzenlenen tasfiye komisyonu tarafından yerine getirilir.”
Madde ile diğer şirketlerden farklı olarak tasarruf finansman şirketlerine münhasır bir tasfiye sürecinin işletilebilmesi amacıyla 6361 sayılı Kanuna ilave bir madde eklenmektedir. Zira tasarruf finansman şirketleri bireylerden topladıkları tasarruflara dayalı olarak faaliyet gösteren finansal kuruluşlardır. Bu özellik, söz konusu kuruluşların mali yapılarının çok yakından izlenmesini ve müşterilerin hak ve menfaatlerine zarar getirecek eylemlerin önlenmesini zorunlu kılmaktadır. Şirketlerin likiditelerini yönetememesi, varlık yükümlülük dengelerinin bozulması veya risk yönetim sistemlerini etkin bir şekilde kuramamaları tasarruf finansman sisteminin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesine engel olabilecektir.
Bu çerçevede madde ile 6361 sayılı Kanuna eklenen 50/A maddesi kapsamında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu denetimleri sonucunda bir şirketin önemli finansal riskler taşıdığı veya faaliyetlerini güvenle sürdüremeyeceği veya 6361 sayılı Kanuna, ilgili düzenleme veya kararlara aykırı hareket ettiğinin tespit edilmesi halinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna gerekli tedbirleri alma yetkisi verilmektedir. Kurula, alınacak tedbirlere uyulmaması veya uyulsa bile tedbirlerin istenilen faydayı sağlayamayacağının tespiti halinde ilgili şirketin faaliyet iznini iptal etme ve tasfiyeye tabi tutma yetkisi de tanınmaktadır.
Bu şekilde tasfiyesine karar verilen şirketlerin ise, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından bildirilecek ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından atanacak üyelerden oluşan bir komisyon vasıtasıyla tasfiye olması düzenlenmektedir. Tasfiye komisyonu üyeleri ile komisyon adına çalışanlara bu görevleriyle kısıtlı olmak kaydıyla hukuki koruma sağlanmaktadır.
Tasarruf finansman şirketlerinin topladıkları fonlar, mevduat sigortası kapsamına girmemekte, şirketler de söz konusu tutarlar için prim ödememektedir. Bu nedenle şirketler nezdinde biriken tasarruflara ilişkin herhangi bir devlet garantisi öngörülmemektedir. Diğer taraftan, çoğunlukla dar ve orta gelirli hane halklarının tasarruflarının bulunduğu söz konusu şirketlerdeki birikimlerinin güvence altına alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bakımdan, faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde sürdüremeyeceği belirlenen şirketlerin tasfiyesinin yetkili bir komisyon tarafından gerçekleştirilmesi müşterilerin tasarrufların korunması bakımından büyük önem taşımaktadır.
Madde kapsamında öngörülen tasfiye sürecinin tasfiye komisyonunun gözetiminde etkin şekilde gerçekleştirilebilmesi ve bu sayede tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin mümkün olan en üst seviyede korunabilmesi amacıyla ayrıca, 5411 sayılı Kanunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tasfiyeye tabi tutulan bankalar hakkında uygulanan belirli hükümlerin, tasarruf finansman şirketleri hakkında da uygulanması öngörülmektedir.
4.8. Teklifin 17’nci maddesiyle, 6361 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Tasarruf finansman şirketlerinin intibak süreci
GEÇİCİ MADDE 7- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte tasarruf finansman faaliyeti yürütenler, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma başvuruda bulunmak, başvuru sırasında durumlarını en geç altı ay içinde Kanun hükümlerine uygun hale getireceklerine veya müşteri hak ve menfaatlerini zarara uğratmadan tasfiye olacaklarına dair bir plan sunmak ve planın uygun görülmesi halinde gereken işlemleri planda belirlenen süreler içerisinde yerine getirmek zorundadır.
(2) Bu maddede belirtilen süre içerisinde Kuruma başvuruda bulunmaksızın tasarruf finansman faaliyetinde bulunmaya devam edenler hakkında 46 ncı madde hükümleri uygulanır.
(3) Bu maddenin birinci fıkrasında yer alan altı aylık süre, Kanun hükümlerine uyum sağlanmasına ilişkin ilave bir plan sunulması ve söz konusu planın Kurulca uygun görülmesi halinde altı ayı geçmemek üzere uzatılabilir. Ayrıca Kurul, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi dışındaki mevzuat hükümlerine uyum için intibak süresini altışar ayı geçmemek üzere iki defa daha uzatmaya yetkilidir.
(4) Kuruma başvuruda bulunanlardan, bağımsız denetimden geçmiş mali tablolarına göre varlıklarının yükümlülüklerini karşılayamayacağı tespit edilenler ile durumlarını öngörülen süre içerisinde bu Kanun hükümlerine uygun hale getirmeyenler veya sunduğu plan Kurul tarafından yeterli görülmeyenler hakkında Kurul, 50/A maddesinin birinci fıkrası kapsamında tasfiyesine karar verebilir. Tasfiyesine karar verilen şirketler hakkında aynı maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri uygulanır.
(5) Durumlarını bu Kanun hükümlerine uygun hale getirerek intibak eden tasarruf finansman şirketlerinin bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlük tarihi öncesinde akdettikleri tasarruf finansman faaliyeti kapsamındaki sözleşmeler bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre tadil olduktan sonra uygulanmaya devam olunur. Ancak bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlük tarihinden önce düzenlenen sözleşmelerin finansman konusu değiştirilemez. Bu maddeyi ihdas eden Kanununun yürürlük tarihinden önce düzenlenen sözleşmeler kapsamında tahsil edilmiş birikim tutarları hakkında da 39/B maddesinin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır ve bu sözleşmeler hakkında Kurum 15 inci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca tahsisat tarihlerini ötelemeye yetkilidir.”
Maddeyle, halihazırda bir lisansa tabi olmadan tasarruf finansman faaliyeti sürdüren şirketler için intibak süreci düzenlenmektedir.
Bu kapsamda, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte herhangi bir lisansa tabi olmaksızın tasarruf finansman faaliyeti yürüten şirketlerin bir ay içinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna, tasarruf finansman faaliyetinde bulunduklarını beyan eden ve intibak etmek istediklerini belirten bir dilekçeyle başvuruda bulunmaları, başvuru sırasında da ödenmiş sermayeleri, finansal durumları ve kurumsal yapıları başta olmak üzere, durumlarını mevzuat hükümlerine nasıl uyumlu hale getireceklerini makul ve uygulanabilir bir plan dahilinde açıklamaları gerekmektedir. Sunulan planın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yeterli bulunması halinde ise planda sunulan süreler içerisinde gereken adımların atılması gerekmektedir. Burada tasarruf finansman sisteminin güvenliği ve müşterilerin hak ve menfaatleri için önem arz eden ödenmiş sermayenin getirilmesi veya hesapların ayrılması gibi eylemlerin altı aylık süre beklenmeden en kısa zamanda gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir. Bilgi sistemi tesisi veya iç sistemlerin kurulması gibi işlemlerin tamamlanması için daha uzun süreler öngörülebilecektir.
Bu çerçevede, Kanun hükümlerine intibak için ilave süre gerekmesi halinde, ilave bir plan sunulması ve söz konusu planın Kurum tarafından makul ve uygulanabilir görülmesi halinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararıyla şirket bazında ilave bir altı aylık süre belirlenebilmesi ve ayrıca, asgari ödenmiş sermaye tutarı dışındaki mevzuat hükümlerine uyum için intibak süresini altışar ayı geçmemek üzere iki defa daha uzatabilmesi öngörülmektedir.
Diğer taraftan, tasarruf finansman faaliyeti yürüten şirketlerden bir aylık süre içerisinde Kuruma başvuruda bulunmayanlar hakkında 6361 sayılı Kanunun 46’ncı maddesi uyarınca izinsiz faaliyette bulunma hükümleri uygulanacağı düzenlenmektedir. Ayrıca, plan sunup sunmadıklarına bakılmaksızın varlıkları yükümlülüklerini karşılayamayacağı tespit edilenler ile durumlarını öngörülen süre içerisinde Kanun hükümlerine uygun hale getirmeyenler veya sunduğu plan Kurul tarafından yeterli görülmeyenler hakkında 50/A maddesi uyarınca tasfiye kararı alınacağı hüküm altına alınmaktadır. Bu şekilde müşterilerin hak ve menfaatleri zarar görmeden mevcut şirketlerin Kanuna ve ilgili mevzuata uyum sağlaması, uyum sağlayamayacak olanların ise sistemin istikrarına zarar veremeden tasfiye edilmesi amaçlanmaktadır.
4.9. Teklifin 19’uncu maddesiyle, 22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26’ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki tasarruf finansman şirketleri tarafından müşterilere sağlanan veya sağlanacak finansmana karşılık teminat gösterilen taşınmazların ipotek işlemleri, tarafların istemi halinde, imzalanan tasarruf finansman sözleşmesine istinaden tapu müdürlüklerinde tapuya tescil olunur.”
2644 sayılı Kanunun 26’ncı maddesine eklenen fıkra ile 6361 sayılı Kanun kapsamındaki tasarruf finansman şirketlerinin müşterilerine sağladıkları finansmanlar karşılığında teminat olarak gösterilecek ipotek işlemlerinin tapuya tescil edilebilmesine imkan sağlanması öngörülmektedir.
- Sonuç
Yukarıda ayrıntıları yer alan “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile tasarruf finansman sistemi ve tasarruf finansman şirketlerinin faaliyetlerinin yasal altyapıya kavuşturulması ve düzenlemenin sektörün büyümesine katkı sağlaması öngörülmektedir.
KAYNAKÇA
Mevzuat
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, Kanun Numarası: 6361, Kabul Tarihi: 21.11.2012, RG 13.12.2012/28496
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (Esas No: 2/3383) < https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-3383.pdf > erişim tarihi 23 Şubat 2021
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (Sıra Sayısı: 251) < https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss251.pdf > erişim tarihi 23 Şubat 2021
* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıda yer alan tüm hatalar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
[1] Söz konusu “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” için bkz. < https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-3383.pdf > erişim tarihi 23 Şubat 2021
[2] Mezkûr “Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu” (Sıra Sayısı: 251) için bkz. < https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss251.pdf > erişim tarihi 23 Şubat 2021
[3] ‘Contractual saving’ konusunda bkz. < https://www.elibrary.imf.org/view/IMF022/12442-9781616353100/12442-9781616353100/12442-9781616353100_A007.xml?redirect=true > erişim tarihi 23 Şubat 2021
[4] ‘Rotating Saving and Credit Associations’ konusunda bkz. < https://en.wikipedia.org/wiki/Rotating_savings_and_credit_association > erişim tarihi 23 Şubat 2021
[5] ‘Savings and Loans Associations’ konusunda bkz. < https://en.wikipedia.org/wiki/Savings_and_loan_association > erişim tarihi 23 Şubat 2021
[6] Bu konuda kurulmuş firma sayısına ilişkin olarak basında yer alan bir haber için bkz. < https://www.dunya.com/sektorler/faizsiz-konut-ve-otoda-yeni-donem-haberi-611515 > erişim tarihi 23 Şubat 2021
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.