Türkiye’nin 2020 Yılı İkinci En Büyük 500 Sanayi Kuruluşunun Kısa Analizi*

Bilindi üzere, İstanbul Sanayi Odası (İSO), her yıl Türkiye’nin hem en büyük 500 sanayi kuruluşunu hem de ikinci en büyük 500 sanayi kuruluşunu kamuya açıklamaktadır. Bu yıl da 2020 yılının ikinci en büyük sanayi kuruluşu, 07 Temmuz 2021 tarihinde açıklanmış olup; Türk ekonomisinin önemli göstergelerinden kabul edilen bu verilerin, İSO Başkanı tarafından yapılan basın sunumu da dikkate alınarak yapılan kısa analizi, aşağıda yer almaktadır.

Tablo 1: Temel Göstergeler

Gösterge 2018 (Milyon TL) 2019 (Milyon TL) 2020 (Milyon TL)
Üretimden satışlar 137.497 157.024 191.096
Faaliyet karı 19.009 16.829 28.793
Finansman giderleri 9.999 7.989 9.371
Faiz, amortisman ve vergi öncesi kar (FAVÖK/EBİTDA) 23.220 21.921 34.167
Dönem karı 8.972 10.554 20.070
Ar-Ge harcaması 498,6 721,2 875,0
Ar-Ge harcaması yapan firma sayısı (adet) 218 231 222
Çalışan sayısı (kişi) 228.313 237.586 248.485
Finansman giderleri/Faaliyet karı (%) 52,6 47,5 32,5

2020 yılında İSO İkinci 500’ün özellikle karlılık açısından yüksek bir performans sergilediği görülmektedir. 2019 yılında 16,8 milyar TL olan faaliyet karı, 2020 yılında %71,1’lik artışla 28,8 milyar TL’ye yükselmiştir. Buna paralel olarak faaliyet karı oranı da 2019’da %9,4 iken, 2020’de 3,7 puanlık artışla %13,1’e çıkmıştır. Bir diğer önemli karlılık göstergesi olan FAVÖK (faiz, amortisman ve vergi öncesi kar), 2019 yılındaki düşüşün ardından 2020’de güçlü bir artış göstermiş; İSO İkinci 500’de 2019 yılında 21,9 milyar TL olan FAVÖK, 2020’de %55,9 oranında artarak 34,2 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu da 2020 yılında firmaların ana faaliyet konularına ve FAVÖK karlarına daha çok odaklandığını ortaya koymaktadır. Faaliyet karı ve FAVÖK’teki güçlü artış eğilimi, vergi öncesi kar ve zarar toplamı için de geçerlidir. İSO İkinci 500’de 2019 yılında 10,6 milyar TL olan vergi öncesi kar ve zarar toplamı, 2020 yılında %90,2 oranında artarak 20,1 milyar TL’ye yükselmiştir.

2020 yılında İSO İkinci 500’de diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar 40,4 milyar TL iken, diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar 39,4 milyar TL olmuştur. Bu iki kalem arasındaki fark alındığında, İSO İkinci 500’ün 1 milyar TL’lik üretim faaliyeti dışı gelir elde ettiği ortaya çıkmaktadır. Söz konusu büyüklüğün içerisinde yer alan kambiyo işlemleri, 2019’da olduğu gibi 2020’de de karlılığı düşürücü etki yapmış görünmekte olup; bu olumsuzluğa rağmen, söz konusu etkinin oldukça sınırlı olması, KOBİ niteliğindeki kuruluşların döviz kuru dalgalanmalarını yönetme kapasitesini artırdığını da ortaya koymaktadır.

Bu arada, finansman giderleri, sanayi kuruluşlarının karlılıklarında temel belirleyicilerden biri olmayı 2020 yılında da sürdürmüştür. Ancak yaşanan gelişmeler sonucu yılın büyük bölümünde uygulanan tek haneli kredi faiz oranları, İSO İkinci 500’ün finansman maliyetlerindeki artışı sınırlamıştır. Türk lirasının değer kaybının finansman giderleri üzerindeki olumsuz etkisi de beklentilerin altında gerçekleşmiştir. 2020’de finansman giderleri mutlak büyüklük olarak %17,3 oranında artışla 9,4 milyar TL’ye yükselirken faaliyet karları %71,1 ile çok yüksek bir büyüme sergilemiş ve 28,8 milyar TL’ye çıkmıştır. Böylece 2019’da %47,5 olan finansman giderlerinin faaliyet karına oranı, takip eden yılda %32,5’e inerek son yılların en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir. Kısacası İSO İkinci 500 şirketleri, 2020 yılında elde ettikleri faaliyet karının daha düşük bir bölümünü finansman giderlerine ayırmışlar ve böylece karlarını ve özkaynaklarını artırmak için daha uygun koşullar elde etmişlerdir.

Tablo 2: Bilanço Büyüklükleri

Aktif/Pasif Değerler 2018 (Milyon TL) 2019 (Milyon TL) 2020 (Milyon TL)
Dönen varlıklar 95.350 105.795 142.356
Duran varlıklar 59.669 60.512 71.992
Aktif toplamı 155.020 166.307 214.348
Toplam borçlar 96.771 97.693 130.412
Özkaynaklar 58.249 68.614 83.935
Borç/Aktif toplamı (%) 62,4 58,7 60,8
Özkaynak/Aktif toplamı (%) 37,6 41,3 39,2

İSO İkinci 500’ün ana bilanço kalemleri ve son 3 yılda gösterdiği değişimler incelendiğinde, 2020 yılında İSO İkinci 500’ün bilanço büyümesinin %28,9 olduğu görülmektedir. Bu yüksek oranlı büyümenin kaynağında %33,5 artan toplam borçlar ve %22,3 büyüyen özkaynaklar yer almaktadır. 2020 yılında İSO İkinci 500 kuruluşları karlılıktaki artışın da desteğiyle güçlü bir özkaynak büyümesi sağlarken diğer yandan geçmiş yıllara göre daha hızlı bir borçlanma eğilimi sergilemiştir. Bu durum, borçların özkaynaklara göre çok daha yavaş arttığı geçmiş iki yıla göre daha olumsuz görünse de 2020 yılının özel koşullarının bu gelişmelerde belirleyici rol oynadığı söylenebilir.

İSO İkinci 500 şirketlerinin borç/özkaynak ilişkisine bakıldığında, iki yıllık iyileşmenin ardından 2020’de borç/özkaynak dengesinin yeniden özkaynaklar aleyhine geliştiği görülmektedir. İSO İkinci 500’de özkaynakların payı 2019 yılında %41,3 iken, 2020 yılında %39,2’ye gerilemiş; 2019’da %58,7 olan toplam borçların payı ise 2020 yılında %60,8’e yükselmiştir. Söz konusu tablo, borç-özkaynak dengesindeki bozulmanın sanayiciler için mutlaka çözülmesi gereken kronik bir sorun olmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Tablo 3: Borç Yapısı

Borç Vade Yapısı 2018 (Milyon TL) 2019 (Milyon TL) 2020 (Milyon TL)
Toplam mali borçlar 56.176 55.198 75.118
Kısa vadeli mali borçlar 26.590 25.759 33.576
Uzun vadeli mali borçlar 29.586 29.439 41.541

2020 yılında İSO İkinci 500’de borçlanma ve mali borçlanma önemli ölçüde hızlanmış görünmektedir. Salgın sonrası dönemde uygulanan düşük faizli ve orta vadeli kredi destek paketlerinin borçlanmayı teşvik ettiği anlaşılmaktadır. Söz konusu yılda mali borçlar %36,1 oranında artarken, kısa vadeli mali borçlardaki artış %30,3, uzun vadeli mali borçlardaki artış ise %41,1 ile daha yüksek oranda gerçekleşmiştir. Uzun vadeli borçların kısa vadeli borçlardan daha hızlı artması, borçlanmanın vade kalitesine yönelik olumlu bir dönüşüm olarak görülebilir. Nitekim kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payı 2019 yılında %46,7 iken, 2020 yılında %44,7’ye gerilemiştir. Bu düşüşte, bankacılık sektörü aracılığıyla sağlanan güçlü kredi desteklerinin etkili olduğu tahmin edilmektedir. Söz konusu kredilerin büyük bir bölümünün orta vadeli olması, mali borçların vade yapısındaki iyileşmede rol oynamış gibi görünmektedir.

İSO İkinci 500’ün dönen ve duran varlıkları arasındaki ilişkiye bakıldığında; duran varlıklar aleyhine yaşanan bozulmanın son 3 yıldır artarak devam ettiği görüldü. 2019’dan 2020’ye dönen varlıkların payı %63,6’dan %66,4’e yükselirken, duran varlıkların payı %36,4’ten %33,6’ya gerilemiştir. Bu durum, KOBİ’lerin 2020 yılını da makine ve teçhizat yatırımları açısından durağan geçirdiğini ortaya koymaktadır.

Tablo 4: Kar/Zarar Eden Firma Sayıları

Yıl Dönem Karı/Zararı (adet) Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kar/Zarar (adet)
2018 393 107 485 15
2019 430 70 482 18
2020 443 57 495 5

2020 yılında İSO İkinci 500 içerisinde kar eden kuruluş sayısı 430’dan 443’e yükselirken zarar eden kuruluş sayısı 70’ten 57’ye gerilemiştir. Böylece kar eden kuruluş sayısı 1998-2020 döneminin en yüksek rakamına ulaşmıştır. 2020 yılında ortaya çıkan ekonomik ve finansal koşullar içinde firmalar karlılıklarını artırmaya odaklanırken, düşük faizli kredi olanakları gibi destek unsurları da karlılıkların artmasına katkı sağlamış görünmektedir. FAVÖK açısından bakıldığında ise İSO İkinci 500’ün neredeyse tamamının (495 firma) yılı karla kapatması dikkat çekmektedir.

Diğer taraftan, sanayi sektörü, istihdam ve nitelikli insan kaynakları için en önemli alanlardan biri olmayı sürdürmektedir. 2020 yılı özellikle çalışma hayatı açısından özel bir yıl olmuştur. Salgın nedeniyle çalışanların sağlığı çok daha öncelikli hale gelmiş, sanayi firmaları kesintili olarak faaliyetlerine ara vermek durumunda kalmıştır. Yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen 2020 yılında İSO İkinci 500’ün istihdamı %4,6 artmıştır. 2020 gibi sıkıntılı bir yılda istihdamın artırılması, İSO 500’de olduğu gibi İSO İkinci 500 şirketlerinin de istihdama güçlü bir katkı yaptıklarını ortaya koymaktadır.

İSO İkinci 500’de 2020 yılında Ar-Ge yapan firma sayısı 222 olmuştur. 2019’a göre düşüş söz konusu olsa da bu sayı şimdiye kadar ölçülen ikinci en yüksek seviyesinde gerçekleşmiştir. Sanayi kesiminin rekabetçiliği için Ar-Ge faaliyetleri hayati bir önem taşımakta olup, 2020 yılındaki zorlu koşullara rağmen İSO İkinci 500’ün yarıya yakının Ar-Ge çalışmalarına devam etmesi de önemli bir bulgudur. Yine de artış yönündeki beklentiye rağmen Ar-Ge harcaması yapan kuruluşların sayısının istenen düzeyin altında kaldığı görülmektedir.

Ar-Ge yapan firma sayısındaki azalışa rağmen 2020 yılında İSO İkinci 500’ün Ar-Ge harcamaları 875 milyon TL’ye yükselmiştir. Bu rakam, 2019 yılındaki 721,2 milyon TL’lik harcama tutarına göre %21,3 oranında artışa işaret etmektedir. Böylece Ar-Ge harcamalarının 2020 yılında da görece hızlı ve reel olarak da pozitif bir büyüme gösterdiği söylenebilir. Üstelik İSO 500’deki %4,9’luk artış ile kıyaslandığında da Ar-Ge harcamalarında daha güçlü bir büyüme söz konusudur.

İSO İkinci 500’de yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı artış eğilimini sürdürmektedir. Hatırlanacağı üzere 2019’da yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı 5 adet artmış ve 64’e yükselmişti. 2020 yılında ise yabancı sermaye paylı kuruluş sayısı 5 adet daha artarak 69 olmuştur. Böylece geçmiş yıllarda gözlenen 70 civarındaki sayılara da geri dönülmüştür.

İSO İkinci 500’de halka açık kuruluşların sayısı, 2017’de 35 iken, 2018’de 37’ye yükselmiş, 2019’da ise yeniden 35’e gerileyerek önemli bir değişim göstermemiştir. 2020 yılında ise İSO İkinci 500’de halka açık kuruluşların sayısı 11 azalarak 24’e inmiştir. Halka açık kuruluşların sayısının sınırlı olması, sanayi sektörü ve sermaye piyasaları arasındaki bağın kuvvetlendirilmesi gereğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu durum, sanayi şirketlerinin sermaye piyasalarına açılma ve bu piyasalardan fon sağlama konusunda desteklenmesinin oldukça önemli olduğuna işaret etmektedir.

İSO tarafından açıklanan 500 ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu çalışmasının ne denli yerinde olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. İSO 500 kuruluşları hem Türk ekonomisi hem de ülkemizin geleceği bakımından büyük bir öneme sahiptir. İşte bu önemi artıran bir etken de ekonomide üretim odaklı bir iklime girilmişken, 2018’de başlatılan büyük yatırım teşvik hamlesi kapsamında ilk kez tamamı sanayi odaklı bir teşvik paketinin açıklanmış olmasıdır. Ancak, burada üzerinde durulması ve vurgulanması gereken en temel husus, tartışmasız ülkemiz ekonomisinin rekabet gücünü ve yarınlarını da gözeterek üretim yapısının bir an önce yüksek teknolojili üretime evrilmesi olmalıdır.

* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir. Yazıdaki tüm veriler, İSO’nun “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2020” çalışmasından derlenmiştir. [< https://www.iso500.org.tr/ikinci-500-buyuk-sanayi-kurulusu/2020/ > erişim tarihi 08 Temmuz 2021]

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.