Teknoloji, uluslararası ve yerel para ve ödeme sistemlerini hızla yeniden şekillendirmektedir. Bu konudaki dikkate değer gelişmeler arasında;
- 2009 yılında Bitcoin’in piyasaya sürülmesi,
- Facebook’un 2019’da Libra/Diem kripto para birimini çıkarması ve
- Çin’in dijital Yuan’ı geliştirmesi
yer almaktadır. Bununla birlikte, teknolojinin Amerikan dolarının egemen olduğu mevcut uluslararası para ve ödeme sistemini alt üst etme potansiyeli, Rusya’nın 2022 yılı Şubat ayında Ukrayna’yı istila etmesinden ve ardından Batı’nın Rusya’ya benzeri görülmemiş yaptırımlar dayatmasından bu yana daha da keskin bir odak haline gelmiştir.
Bu yaptırımlar, büyük uluslararası ödeme sistemleri (SWIFT gibi) dahil olmak üzere, Amerikan doları veya avro cinsinden ödeme yapma ve yaptırım uygulanan taraflar ile iş yapma konusundaki kısıtlamaları içermektedir.
Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer ülkeler de Rusya Merkez Bankası ile olan işlemleri kısıtlamışlar ve Rusya’nın askeri gücünü ve ekonomisini felce uğratmak amacıyla yaklaşık 300 milyar ABD doları döviz rezervini dondurmuşlardır. Buna ilişkin yeni bir makalede[1], Rus merkez bankasına karşı bu son derece olağandışı hareketlerin, mevcut uluslararası dijital para, ödemeler ve finansal sistem (international digital monetary, payments and financial system) aracılığıyla ‘finansın adeta silah olarak kullanılması’ (weaponization of finance) anlamına geldiği savunulmaktadır. Bu durum, söz konusu stratejinin işe yarayıp yaramayacağı ve diğer ülkeleri ABD dolarından uzaklaştırıp uzaklaştırmayacağı da dahil olmak üzere küresel finans ve jeopolitiğin geleceği için merkezi bir dizi soruyu gündeme getirmektedir.
Anılan makale, bu soruları, teknolojinin uluslararası para ve ödeme sistemini nasıl yeniden şekillendirdiğinin jeopolitik ve stratejik boyutlarını analiz ederek ele almaktadır. Bitcoin ve onun binlerce türevi, mali suç etkileri dışında güvenle göz ardı edilebilirken, Facebook’un Libra’yı (ilk küresel sabitkoin; first global stablecoin) çıkarması, buna küresel çapta acil ve güçlü bir düzenleyici yanıt niteliğindedir. Para tarihi ve teknolojinin rolü açısından, Libra’nın kamuya duyurulması, gerçekten var olup olmadığına bakılmaksızın önemli bir tarihtir ve şu anda pek olası görünmemektedir. Özel bir teknoloji firmasının geleneksel egemenlik alanına (para yaratma; creation of money) geçme önerisi, her zaman hem güçlü bir düzenleyici tepkiyi hem de rakip merkez bankası dijital paralarının (central bank digital currencies; CBDCs) piyasaya sürülmesini tetikleyecekti. Çin, dünya çapında bir CBDC projeleri zincirini kışkırtan bir girişim olan Dijital Yuan (eCNY) ile bu konudaki ilk adımı atmıştır. Buna karşılık, Covid-19 salgını da, özellikle elektronik ödemelerde dijitalleşmeyi yeni zirvelere (digitalization to new heights, particularly in electronic payments) taşımıştır.
Bu ortamda, şimdiye kadar mevcut uluslararası para ve ödeme sistemini silah olarak kullanmaya odaklanmış olan ABD ve Avrupa liderliğinde, Rusya’nın Ukrayna’yı istilasına (Russia’s invasion of Ukraine) verilen yanıt, hem Batı liderliğindeki bu sistemlerin gücünü hem de bunu onlara karşı kullanmanın potansiyel risklerini gün yüzüne çıkarmıştır. Dolar egemenliğinin sona ermesi için birçok çağrı yapılmış olsa da, bu son olaylar zinciri, ABD ve AB’nin hem dostu hem de düşmanı olan ekonomilere, kendilerini mevcut mimari duruma bağımlılık risklerinden yalıtmak için alternatif sistemler inşa etmeleri için güçlü bir motivasyon sağlamıştır. Bir Rus yetkilinin de dediği gibi, ‘Bugün parayı dolar olarak tutan hiç kimse, ABD’nin paralarını çalmayacağından artık emin olamaz’.
Buna yönelik net bir yol, mezkûr makalede tartışılan merkez bankası dijital paralarının (CBDC) geliştirilmesidir. Çin’in eCNY’si başlangıçta çoğunlukla yerel bir odakla geliştirilmiş olsa da, nihai olarak Çin’in dışına çıkmasının çoğu büyük ekonominin ve diğer birçok ekonominin kendi CBDC’lerini çıkarmaları için bir katalizör olacağı öngörülmektedir. Uluslar, teknoloji aracılığıyla parasal, finansal ve ekonomik egemenliklerini korumaya ve güçlendirmeye çalıştıkça, bu gerekli hale gelecektir.
Rakip ödeme sistemleri aracılığıyla kullanılabilen rakip büyük para birimi olarak CBDC’lerin büyük bir para ikamesi riski (major risk of currency substitution) oluşturabileceği öngörülmektedir. Böyle bir model, doların uluslararası rolünü azaltacak ve mevcut eğilimi güçlendirecektir, ancak büyük para sistemleri arasında çapraz para birimi ödemeleri için yeni ağ bağlantılı çerçeveler, aslında uluslararası parasal hegemonyanın geleneksel sonucundan (traditional outcome of international monetary hegemony) farklı olarak az sayıda para biriminin kullanılmasını kolaylaştırabilir.
Bu makalede, artık para ve ödemeler için küresel bir teknolojik çerçeve oluşturmak mümkün olsa da, bu nedenle çok kutuplu bir dünyanın (multipolar system) jeopolitiğinin (etkinleştiren teknolojilerin evrimiyle birleştiğinde), herhangi bir tek para biriminin egemenliğinde olmayan yeni bir uluslararası para sisteminin doğuşuyla sonuçlanacağı önerilmekte ve bunun yerine, daha az sayıda büyük güç/büyük ekonomi (major power/major economy) merkez bankası dijital parasının ve büyük ölçüde ayrı para birimi alanlarının yükselişine tanık olunacağı öngörülmektedir.
Teknolojinin katalizörleri Libra, Dijital Yuan ve Covid-19; Rusya Ukrayna’yı istila etmeden önce dünya çapında para ve ödeme sisteminde büyük değişikliklere neden oluyordu. Bununla birlikte, yeni teknolojilerin ve giderek gerginleşen jeopolitiğin birleşimi, mevcut ödeme altyapısı için gerçek bir tehdit oluşturmakta, ödeme sistemlerinin çarpıcı bir biçimde gelişmesi için büyük bir ivme sağlamakta ve büyük olasılıkla bugün sahip olunduğundan daha parçalı ve daha az verimli olacak çok kutuplu bir sisteme doğru gidilmektedir. Bu gelişmeler aynı zamanda ABD için uluslararası ticaret ve finansta ABD dolarının egemenliğine yönelik gerçek ve mevcut bir tehlikeyi ve bunun sonucunda mevcut sistemden ABD’ye akan sayısız faydanın kaybını temsil etmektedir.
Anılan makalede, uluslararası para ve ödeme düzenlemelerini evrensel bir kamusal mal olarak yeniden tasarlamak mümkün olmasa bile, dijital para, ödemeler ve finansal sistemlerin silah olarak kullanılmasını sınırlayan ülkeler (nations limiting the weaponization of the digital monetary, payments and financial systems) arasında bir ‘Cenevre Protokolü’ (Geneva Protocol) yapılmasının vaktinin geldiği sonucuna varılmakta ve mevcut sistemin parçalanmasının oldukça verimsiz olacağı ve sonunda muhtemelen herkesi daha da yoksullaştıracağı savunulmaktadır.
* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
[1] Bu makalenin (toplam ‘62’ sayfadır) künyesi şöyledir: Ross P. Buckley (University of New South Wales (UNSW) – Faculty of Law), Douglas W. Arner (The University of Hong Kong – Faculty of Law), Anton N. Didenko (University of New South Wales (UNSW) – Faculty of Law) and Dirk A. Zetzsche (Universite du Luxembourg – Faculty of Law, Economics and Finance; Heinrich Heine University Dusseldorf – Center for Business & Corporate Law (CBC); European Banking Institute), Ukraine, Sanctions and Central Bank Digital Currencies: The Weaponization of Digital Finance and the End of Global Monetary Hegemony? University of New South Wales Faculty of Law Legal Studies Research Paper Series No:22-19, 30 Jun 2022, < https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4133531# > erişim tarihi 01 Temmuz 2022
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.