Uluslararası Kuruluşlar 2: Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements)*

Bu yazı, üzerimdeki hakları ödenemez Anama adanır…

İşbu yazıda, uluslararası işbirliği yoluyla merkez bankalarının parasal ve finansal istikrar arayışlarını desteklemeyi ve merkez bankaları için bir banka gibi hareket etmeyi görev edinen Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements[1], “BIS”) üzerinde durulacaktır.

1. Uluslararası Ödemeler Bankası’nın Tarihi Geçmişi

1.1. Kuruluş ve kriz yılları (1930-1939)

BIS, 20 Ocak 1930 tarihinde Lahey Konferansı’nda (Hague Conference) kabul edilen Young Planı bağlamında oluşturulmuştur. Aynı tarihte bir yanda Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Birleşik Krallık hükümetleri, diğer yanda İsviçre hükümeti arasında BIS’in İsviçre’de kurulmasına ilişkin bir sözleşme imzalanmıştır.

Young Planı, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Versay Antlaşması (Treaty of Versailles) ile Almanya’ya (ve daha az ölçüde diğer Orta Avrupa ülkelerine) dayatılan tazminat ödemeleri sorununu (question of reparation payments) kesin olarak çözmeyi amaçlıyordu. BIS, daha önce Tazminat Genel Temsilcisi (Agent General for Reparations) tarafından gerçekleştirilen işlevleri devralmak ve tazminat olarak ödenecek yıllık gelirlerin tahsilatını, yönetimini ve dağıtımını yönetmek üzere kurulmuştur. Banka’nın adı da bu orijinal rolünden türetilmiştir.

Buna ek olarak, BIS, 1924 ve 1930’daki Alman hükümetlerinin uluslararası kredileri [tazminatların finansmanına yardımcı olmak için verilen Dawes ve Young kredileri adı verilen (Loans Dawes and Young Loans)] için mütevelli heyetine temsilci olarak atanmıştır. Young Planı’nın uygulanmasında, BIS, Young Loan gelirlerinin yeniden yatırıma yatırdığı kısmını Alman tahvillerine yatırmıştır.

Son olarak, BIS, merkez bankası işbirliğini daha genel olarak teşvik etmekle görevlendirilmiştir.

1930’larda yaşanan Büyük Buhranın (Great Depression of the 1930s) bir sonucu olarak, tazminat sorunu da hızla azalmıştır. 1931 yazındaki Alman mali ve bankacılık krizi, önce tazminat ödemelerinde bir yıllık bir borç ertelemesine (Temmuz 1931 Hoover Moratoryumu; Hoover Moratorium of July 1931) ve ardından bunların tamamen iptaline (Temmuz 1932 Lozan Anlaşması; Lausanne Agreement of July 1932) yol açmıştır.

Tazminat sorununun ortadan kalkmasıyla BIS, faaliyetlerini merkez bankaları arasındaki teknik işbirliğine [(rezerv yönetimi, döviz işlemleri, uluslararası posta ödemeleri, altın mevduatı ve takas olanakları dahil) (reserve management, foreign exchange transactions, international postal payments, gold deposit and swap facilities)] ve merkezin düzenli toplantıları için bir forum sağlamaya odaklamıştır.

Bu toplantılardan, ana üye merkez bankalarının Guvernörlerini bir araya getiren hafta sonları olağan Kurul toplantısı en önemlileriydi (1930’larda BIS Kurulu, Fransa, Alman Reichsbank, İtalya Bankası, Hollanda Bankası, İsveç Riksbank, İsviçre Ulusal Bankası ve İngiltere Bankası ve ayrıca Japonya Bankası temsilcileri).

BIS, en başından beri, ilk Ekonomik Danışmanı İsveçli Per Jacobsson’un (1894-1963) dinamik rehberliği altında merkez bankacılığı ve finans alanında kendi araştırmalarını geliştirmiş ve finans ve bankacılık istatistiklerini toplamaya başlamıştır. BIS araştırması, kısa sürede kendi alanında lider bir yayın haline gelen Banka’nın Faaliyet Raporuna girmiştir.

1.2. İkinci Dünya Savaşı sırasında BIS (1939-1948)

1930’ların sonlarında, artan siyasi ve askeri gerilimler nedeniyle etkili uluslararası işbirliği (effective international cooperation) daha zor hale gelmiş; bu dönemde, BIS, çoğunlukla Avrupa merkez bankaları adına, Avrupa’dan New York’un güvenliğine altın nakliyesinde etkili olmuştur (Haziran 1938 ile Haziran 1940 arasında 140 tondan fazla altın taşınmıştır).

Eylül 1939’da bir yanda Almanya, öte yanda Fransa ve Birleşik Krallık arasında savaş ilanıyla, savaşan bu ülkelerin temsilcilerinin BIS toplantılarına katılması artık mümkün değildi. Yine de Kurul üyeleri, savaştan sonra mali ve parasal yeniden yapılanmaya (financial and monetary reconstruction) yardımcı olmak için BIS’in canlı tutulması gerektiğine ikna oldular. Yönetim Kurulunun son savaş öncesi toplantısı Haziran 1939’da Basel’de gerçekleşmiş; bundan sonra, diğer Kurul toplantıları savaş süresince askıya alınmıştır.

BIS, savaşan taraflardan birinin zararına diğerinin aleyhine olabilecek bankacılık işlemlerini hariç tutan bir tarafsızlık beyanını kabul etmiş, ancak tarafsızlıkla tutarlı olduğu sürece merkez bankalarına yardımcı olmak ve Banka’nın kendi yükümlülüklerini yerine getirmek için bankacılık hizmetlerini sürdürmeye karar vermiştir. Banka’nın istikrarsız konumu (Bank’s precarious position) [Yönetim Kurulunda birbirleriyle savaş halinde olan ülkelerin ve tarafsız ülkelerin merkez bankası temsilcilerinin bulunması ve birçok üyesiyle doğrudan iletişimin kesilmesi hadisesi] bir dizi zor kararın alınmasına yol açmıştır. Bunların en tartışmalı olanı ise, Mart 1939’da, savaştan önceye aitti. BIS, Londra’daki İngiltere Merkez Bankası’ndaki bir BIS hesabında tutulan altın rezervlerinin bir kısmını bir Alman Reichsbank hesabına transfer etmek için Çekoslovak Ulusal Bankası’ndan alınan emri yerine getirmeye karar vermesidir. Transfer emri, Alman birliklerinin Prag’ı işgal etmesinden günler sonra verilmiştir.

1940’tan itibaren, BIS bankacılık işlemlerinin hacmi hızla azalmıştır. Ancak savaş boyunca BIS, 1930-1931 yılları arasında Alman tahvillerine yaptığı yatırımlar için Alman Reichsbank’tan faiz ödemeleri almaya devam etmiştir. Bu faiz ödemelerinin büyük bir kısmı altın olarak yapılmıştır.

Savaştan sonraki soruşturmalar (investigations after the war), Reichsbank’ın işgal altındaki bölgelerdeki merkez bankalarından çalınan büyük tutarlarda altını, İsviçre Ulusal Bankası ve BIS dahil olmak üzere bir dizi kuruma savaş zamanı ödemeleri yapmak için kullandığını ortaya çıkarmıştır. Bu altın, kökenini gizlemek için Prusya darphanesinde yeniden eritilmiştir. Bu şekilde, savaş sırasında BIS, Reichsbank’tan, savaştan sonra ele geçirilen Alman kayıtlarından ortaya çıkan ve aslında Belçika ve Hollanda merkez bankalarından yağmalanan 3,7 ton altın almıştır. BIS, Parasal Altının İadesi için Müttefik Üçlü Komisyonu (Allied Tripartite Commission for the Restitution of Monetary Gold) tarafından yönetilen savaş sonrası soruşturmalarla tam işbirliği yapmış ve 1948 yılında Komisyona 3,7 ton altın iade etmiştir.

Temmuz 1944’te, savaş sonrası uluslararası para sistemini tartışmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Bretton Woods’ta bir Birleşmiş Milletler konferansı toplanmıştır. Bretton Woods Konferansı, yeni oluşturulan Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (World Bank and International Monetary Fund) faaliyete geçtiğinde BIS’in hiçbir yararlı rolü olmayacağını düşündüğü için BIS’in “mümkün olan en kısa zamanda” (at the earliest possible moment) kaldırılması çağrısında bulunan bir kararı kabul etmiştir. Avrupalı merkez bankacıları farklı bir görüşe sahiptiler ve BIS’i sürdürmek için başarılı bir şekilde lobi yapmışlardı. 1948’in başlarında, BIS tasfiye kararı bir kenara bırakıldı ve bundan böyle BIS’in öncelikle Avrupa’nın parasal ve mali konularına (European monetary and financial matters) odaklanacağı anlaşıldı.

1.3. Avrupa parasal işbirliği için bir forum olarak BIS (1947-1993)

Düzenli BIS Kurul toplantıları Aralık 1946’da yeniden başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, ticaret ve döviz kısıtlamaları kademeli olarak kaldırılmadan (different national currencies before trade and foreign exchange restrictions) önce Avrupa’nın önceliği farklı ulusal para birimlerinde istikrar sağlamaktı.

Benelüks ülkeleri (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg), Fransa ve İtalya Kasım 1947’de İlk Çok Taraflı Parasal Tazminat Anlaşmasını (Multilateral Monetary Compensation) imzaladıklarında, bu planın teknik temsilcisi olarak hareket etmek üzere BIS’e başvurdular. Eylül 1950’de 18 Avrupa ülkesi bir Avrupa Ödemeler Birliği (European Payments Union; “EPU”) kurdular ve BIS’i temsilci olarak atadılar.

EPU’nun amacı, Bretton Woods anlaşmalarına uygun olarak Avrupa para birimlerinin serbest çevrilgenliğini (Konvertibilite) yeniden sağlamaktı. Bunu başarmak için her ülke, diğer katılımcı ülkelerin her biriyle ikili ticaret açıklarını veya fazlalarını aylık olarak BIS’e bildirdi. BIS daha sonra her ülkenin bir bütün olarak EPU karşısında toplam açığını veya fazlasını hesaplamıştır. Başlangıçta, bu açıkların ve fazlaların hemen kapatılması gerekmemiş, bunun yerine büyük ölçüde EPU karşısında borç ve alacaklara (debits and credits vis-à-vis the EPU) dönüştürülmüştür. Bu şekilde, Avrupa içi çok taraflı ticaret (intra-European multilateral trade), katılımcı ülkelerin döviz pozisyonları ve rezervleri üzerinde aşırı baskı oluşturmadan restore edilebilir. Zamanla, EPU tarafından verilen borç ve kredi oranı kademeli olarak azalmış; 1958’in sonunda ise, EPU’nun hedefine ulaşılmıştır.

1960’larda BIS, Avrupa parasal işbirliğinde tamamen yeni bir bölüme dahil olmuştur. Avrupa Ekonomik Topluluğunu (AET; European Economic Community, “EEC”) oluşturan 1958 tarihli Roma Antlaşması, AET üye ülkeleri arasında para politikalarının daha yakın koordinasyonu için çağrıda bulunmuş; bunu 1964 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu Üye Devletlerinin Merkez Bankalarının Guvernörler Komitesi’ni [Committee of the Governors of the Central Banks of the Member States of the European Economic Community (“Guvernörler Komitesi”; Committee of Governors)] oluşturmaya yönelik bir AET Konseyi kararı izlemiştir. AET Komisyonu bu komiteyi Brüksel’de görmek istese de, Guvernörler BIS Yönetim Kurulu toplantıları için zaten düzenli olarak orada toplandıkları için Basel’deki BIS’de toplanması gerektiğine karar vermişlerdir.

1964’ten 1993’ün sonunda feshedilmesine kadar, Guvernörler Komitesi, Sekreteryasını da sağlayan BIS’de toplanmıştır. Avrupa Parasal İşbirliği Fonu (1973; European Monetary Cooperation Fund) ve Avrupa Para Sistemi (1979; European Monetary System), gerekli teknik desteği sağlayan BIS ile Basel’den işletilmiştir. 1988-1989 arasında, Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors’un başkanlığındaki Ekonomik ve Parasal Birlik Çalışmaları Komitesi (Committee for the Study of Economic and Monetary Union), Basel’de toplanmış ve Avrupa Konseyi’nin 1992 Maastricht Antlaşması (1992 Treaty of Maastricht) ile onaylanan tam Avrupa parasal birliğine geçme kararının teknik temellerini atmıştır.

1993 yılı sonunda parasal birliğin ilk aşamasının uygulanmasıyla, Guvernörler Komitesi’nin yerini Avrupa Para Enstitüsü (European Monetary Institute; “EMI”) almış ve daha sonra Basel’den Frankfurt’a taşınmıştır. 1997’de ise EMI, Avrupa Merkez Bankası olmuştur.

1.4. BIS’nin küreselleşmesi (1961 yılı sonrası)

Avrupa Ödemeler Birliği’nin (European Payments Union) 1958’de Avrupa’da döviz konvertibilitesini geri getirmedeki başarısı (success of the European Payments Union in restoring currency convertibility), Bretton Woods’un sabit döviz kurlarında (ABD doları ve altına dayalı) serbestçe çevrilgen para birimleri sisteminin nihayet batı dünyasında işler hale geldiği anlamına geliyordu. Bu sistemin, IMF’nin küresel destekleyici ve koordine edici bir rol oynaması ile büyük ölçüde kendi kendini ayarladığı varsayıldı. Bununla birlikte, Bretton Woods sisteminin sorunsuz çalışmasını sağlamak için çok sayıda uluslararası işbirliği gerekliydi.

BIS, çoğunlukla Onlu Grup (Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Hollanda, İsveç ve ABD’den oluşan G10/Gelişmiş 10) ve Birleşik Krallık ve ABD ile İsviçre’nin ortak üye olarak merkez bankalarının bu zorluğa tepkisini koordine etmede önemli bir rol oynamıştır. 1961’den itibaren, G10 merkez bankaları tarafından alınan girişimler, özel altın piyasasına müdahale etmek için ortak bir Altın Havuzu (Gold Pool) oluşturulmasını (1961-1968), merkez bankalarının para takası ağının oluşturulmasını ve tekrarlanan ortak para birimi destek düzenlemelerini (creation of a central banks’ currency swaps network, and repeated joint currency support arrangements) içeriyordu. Bu önlemler, benzeri görülmemiş bir ekonomik büyüme döneminde (“altın altmışlı yıllar”; the golden sixties) Bretton Woods sisteminin ömrünü uzatmaya yardımcı olmuş, ancak nihai ölümünü engelleyememiştir.

1970’ler yalnızca dalgalı döviz kurları ve yüksek enflasyonla değil, aynı zamanda uluslararası finans piyasalarının ve sınır ötesi para akışlarının hızlı büyümesiyle (rapid growth of international financial markets and of cross-border money flows) de karakterize edilmiş; sonuç olarak, finansal istikrar sorunları bir kez daha gündeme gelmiştir.

1974 senesinde Almanya’da Bankhaus Herstatt’ın ve ABD’de Franklin National Bank’ın çöküşü, bankaların uluslararası faaliyetlerinin etkin bankacılık denetiminin eksikliğini (lack of efficient banking supervision of banks’ international activities) vurgulamış ve G10 merkez bankası Başkanlarını Basel Bankacılık Denetim Komitesi’ni kurmaya sevk etmiştir. 1982 Latin Amerika borç krizi (Latin American debt crisis of 1982) ise, yetersiz sermayeye sahip bankaların egemen riske aşırı maruz kalma tehlikesini vurgulamıştır.

1988’de Basel Komitesi, uluslararası düzeyde aktif bankalar için küresel olarak kabul edilen bir standart haline gelen bir kredi riski ölçüm çerçevesi sunan Basel Sermaye Anlaşması’nı (Basel Capital Accord) yayınlamıştır. Bu “Sermaye Mutabakatı” (Capital Accord) o zamandan beri Basel II (2004) ve Basel III (2017) çerçevelerinde daha da rafine edilmiştir. Bu tür standartlar, uluslararası düzeyde aktif bankaların maruz kaldığı çeşitli risklerin daha iyi ve daha şeffaf bir şekilde ölçülmesini, bir kriz durumunda bulaşma olasılığını sınırlandırmayı ve genel olarak küresel finansal sistemi güçlendirmeyi (strengthening the global financial system) amaçlamaktadır.

Basel Komitesi’nin yanı sıra, parasal ve finansal istikrarın geliştirilmesine yardımcı olan diğer BIS tabanlı komiteler şunlardır:

  • Piyasalar Komitesi (1964’ten beri; Markets Committee),
  • Küresel Finansal Sistem Komitesi [1971’den beri (Committee on the Global Financial System; CGFS)] ve
  • Ödeme ve Piyasa Altyapıları Komitesi (Committee on Payment and Market Infrastructures, CPMI; 1990’dan beri).

Ekonomik, parasal ve finansal araştırmalarıyla BIS, Basel merkezli komitelerin ve daha genel olarak merkez bankası topluluğunun çalışmalarını desteklemeye devam etmiştir. BIS ayrıca merkez bankaları arasında istatistiksel bilgi paylaşımı ve küresel bankacılık, menkul kıymetler, döviz ve türev piyasaları hakkında istatistikler yayınlamak için bir merkez haline gelmiştir. 1999 yılında, Finansal İstikrar Enstitüsü (Financial Stability Institute, FSI), denetim topluluğu tarafından üstlenilen çalışmaların yaygınlaştırılmasını teşvik etmek ve dünya çapındaki finans sektörü denetçilerine uygulamalı eğitim sağlamak için kurulmuştur.

BIS’in, artan sayıda merkez bankası adına üstlendiği bankacılık işlerinin genişlemesine de yansıyan, 1960’lardan bu yana giderek artan küresel rolü göz önüne alındığında, 1990’ların başında, Banka’nın erişim ve yönetim modelinin gelişmesi gerektiği açık hale gelmiştir. 1994’ten itibaren, BIS ve Yönetim Kurulu üyeliği, sistemik olarak önemli tüm yükselen piyasa ekonomilerini kapsamak amacıyla aşamalı olarak genişletilmiştir. BIS’in kuruluşundan kalan özel hissedarlık, 2001 yılında sonlandırılmış ve BIS hisseleri münhasıran merkez bankalarına ayrılmıştır (30 Haziran 2018 tarihinde dünya çapında 60 merkez bankası BIS’in hissedarıdır).

Küresel parasal ve finansal istikrarı güçlendirmeye olan bağlılığının (commitment to fostering global monetary and financial stability) bir ifadesi olarak BIS, Hong Kong ÖİB’de (1998) Asya ve Pasifik için ve Mexico City’de (2002) Amerika için temsilcilikler açmıştır.

1.5. Yeni finansal mimaride BIS (1997 sonrası)

1997’deki Asya krizi ve 1998’deki Rusya krizi, küresel finansal mimarinin yeniden düşünülmesine (rethinking of the global financial architecture) yol açmıştır. Şubat 1999’da, G7 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları, ulusal mali makamların çalışmalarını ve uluslararası standart belirleme çalışmalarını uluslararası düzeyde koordine etmek ve finansal istikrarın yararına etkili düzenleyici, denetleyici ve diğer finansal sektör politikalarının uygulanmasını geliştirmek ve teşvik etmek için 2009 yılında Mali İstikrar Kurulu (FSB) haline gelen Mali İstikrar Forumu’nu (G7 Finance Ministers and Central Bank Governors created the Financial Stability Forum; FSF) oluşturdular. BIS Genel Müdürü Andrew Crockett, kişisel olarak (1999-2003) FSF’nin ilk Başkanı olarak atanmıştı ve FSF’nin sekreterliği Basel’deki BIS’de bulunuyordu.

2007-2008 döneminde küresel finans ve bankacılık krizinin patlak vermesi (outbreak of the global financial and banking crisis), uluslararası finansal sistemin yönetişim yapısının dönüşümünü hızlandırmıştır. Sonuçta, uzun süredir uluslararası finansal politika yapımında (international financial policymaking; BIS dahil) ana örgütsel gruplaşma olan G10’un yerini, büyük gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinden oluşan G20 grubu almıştır. Aynı zamanda BIS, IMF, OECD ve diğer kuruluşlar tarafından yürütülen çalışmalar, özellikle FSB’nin çabaları sayesinde daha bütünleşmiş hale gelmiştir. 1990’lardan bu yana, BIS’de toplanan komiteler ve ev sahipliği yaptığı sekreteryaların tümü, küresel temsilini sürdürmek için üyeliklerini genişletme ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliğini güçlendirme sürecinden (process of widening their membership and strengthening their cooperation with other international bodies and organisations) geçmiştir.

2007-2008 döneminde başlayan krizin BIS araştırmaları ve Basel merkezli komiteler ve sekreterliklerin çalışmaları üzerinde büyük etkisi olmuştur. Bundan önce bile, BIS ekonomistleri, küresel finansal sistemdeki tehlikeli dengesizlik oluşumu hakkında uyarılar yayınlamıştır. Kriz, özellikle finansal istikrara yönelik makro ihtiyati bir yaklaşım (macroprudential approach) ihtiyacı olmak üzere, finansal istikrar konularına yönelmiştir. Basel merkezli komitelerin (BCBS, CGFS, CPMI ve Piyasalar Komitesi) çalışmaları, bu zorlukların üstesinden gelme ihtiyacına göre şekillenmiş ve buna göre genişlemiştir.

Diğer bir odak noktası, daha zamanında ve daha alakalı mali istatistikler sağlamak olmuştur. BIS bankacılık istatistikleri, uzun süredir önemli güvenlik açıklarını değerlendirmek için benzersiz bir araç sağlamıştır. Sürekli iyileştirme çabalarının bir parçası olarak, ulusal denetim makamlarına küresel sistemik olarak önemli bankaların kredi risklerine ilişkin gelişmiş veriler sağlamak için 2012 yılında BIS nezdinde bir veri merkezi kurulmuştur.

Bu girişimler aracılığıyla BIS, küresel merkez bankası topluluğuna hizmet etmek, merkez bankaları arasındaki işbirliğini geliştirmek ve parasal ve finansal istikrarı teşvik etmek olan tarihsel ve mevcut görevine (historical and present mission) sadık kalmayı amaçlamaktadır.

2. BIS Organizasyonu

BIS’de, ikisi iki ana faaliyeti (ekonomik analiz ve bankacılık) kapsayan, biri yeni teknoloji üzerinde merkez bankası işbirliğini destekleyen ve diğeri genel dahili destek sağlayan dört ana bölüm bulunmaktadır.

  • Para ve Ekonomi Departmanı (Monetary and Economic Department)
  • Bankacılık Departmanı (Banking Department)
  • BIS İnovasyon Merkezi (BIS Innovation Hub)
  • Genel Sekreterlik (General Secretariat)

Bu bölümler Hukuk Servisi ile İletişim, Risk Yönetimi, İç Denetim ve Uyum birimleri tarafından desteklenmektedir. Dört ana bölümle birlikte çalışan, dünya çapında merkez bankaları ve finans sektörü düzenleyici ve denetleyici otoriteleri tarafından küresel düzenleyici standartların ve sağlam denetim uygulamalarının uygulanmasını destekleyen bir de BIS Finansal İstikrar Enstitüsü vardır. Şu anda 60’tan fazla ülkeden yaklaşık 600 personeli bulunmakta olup, bunların çoğu İsviçre’nin Basel kentindeki genel merkezinde çalışmaktadır. Ayrıca dünya çapında bir İnovasyon Merkezi ağı ile iki bölge ofisi bulunmaktadır:

  • Asya ve Pasifik Temsilciliği, Hong Kong ÖİB (special administrative region; özel idari bölge)
  • Amerika Kıtası Temsilciliği, Mexico City

3. BIS Yönetimi

BIS Yönetimi, Banka’nın yürütülmesinden Yönetim Kuruluna karşı sorumlu olan Genel Müdürün genel yönetimi altındadır. Banka Tüzüğü uyarınca Genel Müdüre Genel Müdür Yardımcısı yardımcı olur.

Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısına danışmanlık yapan kilit komiteler;

  • İcra Komitesi,
  • Finans Komitesi ve
  • Uyum ve Operasyonel Risk Komitesidir.

İlk iki komiteye Genel Müdür, üçüncü komiteye ise Genel Müdür Yardımcısı başkanlık etmekte olup, tamamı Banka Yönetiminin diğer üst düzey üyelerini içermektedir.

  1. İcra Komitesi (Executive Committee), Genel Müdüre öncelikle Banka’nın stratejik planlaması ve kaynak tahsisi ile bankacılık faaliyetlerine ilişkin geniş finansal hedefler ve operasyonel risk yönetimine ilişkin kararlarda tavsiyelerde bulunur.
  2. Finans Komitesi (Finance Committee), Genel Müdüre, ekonomik sermayenin risk kategorilerine tahsisi de dahil olmak üzere bankacılık işiyle ilgili finansal yönetim ve politika konularında tavsiyelerde bulunur.
  3. Uyum ve Operasyonel Risk Komitesi (Compliance and Operational Risk Committee), Genel Müdür Yardımcısına danışma komitesi görevi görmekte ve Banka genelinde uyum konuları ile operasyonel risk yönetiminin koordinasyonunu sağlamaktadır. Komite ayrıca, maddi uygunluk ve operasyonel risk konularında İcra Komitesine tavsiyelerde bulunur.

4. BIS Üyesi Merkez Bankaları

Bankanın sermayesi sadece merkez bankaları tarafından tutulmaktadır. Altmış üç merkez bankası ve para otoritesi şu anda BIS üyesidir ve Genel Kurullarda oy kullanma ve temsil haklarına sahiptirler:

5. BIS Hakkında Finansal Bilgiler

Finansal tablolar, Banka Tüzüğü ve muhasebe politikalarına uygun olarak hazırlanır. BIS her yıl 31 Mart tarihi itibariyle uluslararası muhasebe çerçevelerine uygun olarak denetlenmiş yıllık finansal tablolar (audited annual financial statements) yayınlar. Diğer finansal, sermaye yeterliliği ve risk yönetimi açıklamaları ile birlikte Banka’nın bilançosu (balance sheet) ve kar ve zarar hesabının (profit and loss account) kapsamlı bir incelemesini ve analizini içeren Faaliyet Raporu ile her yıl 30 Eylül itibariyle denetlenmemiş altı aylık mali tablolar da yayınlanır. BIS bilanço toplamı, 31 Mart 2021 itibarıyla 356,2 milyar SDR’dir (Özel Çekme Hakkı; Special Drawing Rights).

Banka’nın yükümlülüklerinin en büyük kısmını başta merkez bankalarından olmak üzere döviz mevduatı oluşturmaktadır. 31 Mart 2021 itibarıyla mevduat (repo sözleşmeleri hariç) 306,9 milyar SDR’dir.

BIS tarafından tutulan varlıkların çoğu, devlet ve yarı devlet menkul kıymetleri ile uluslararası nitelikteki ticari bankalarla yapılan yatırımlardan (ters repo anlaşmaları dahil) oluşur.

31 Mart 2021 itibarıyla toplam varlıkların %36’sını Devlet tahvili ve Hazine bonoları dahil menkul kıymetler, %14’ünü nakit ve nakit benzeri bakiyeler (esas olarak merkez bankalarında), %22’sini ters repo anlaşmaları (öncelikle teminat olarak devlet tahvilleri), %13’ü krediler, avanslar ve diğer varlıklardan, %12’sini ise altın ve altın kredileri (altın bakiyesi, Banka’nın kendi yatırım cüzdanındaki 102 tonu da içerir) oluşturmaktadır.

* Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.

[1] Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements) için lütfen bkz < https://www.bis.org/ >

Ayrıca şu kaynaklara da bakılabilir:

  • Bank for International Settlements, < https://en.wikipedia.org/wiki/Bank_for_International_Settlements >
  • Bank for International Settlements (BIS), < https://www.investopedia.com/terms/b/bis.asp >
  • Bank for International Settlements, < https://www.britannica.com/topic/Bank-for-International-Settlements >

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.