Uzaktan (tele-evde) çalışma uygulamaaları çalışanlar ve işverenlere, özellikle teknolojik imkanların gelişmesiyle birlikte farklı imkanlar sunmaktadır. Ailede ebeveynlerin her ikisinin de çalışması ve bekar anne ya da baba sayısındaki artış, çalışanların aileleriyle ilgili taleplerinde de bir artışa yola açtığından tam zamanlı ya da kısmen uzaktan (tele-evde) çalışma uygulamaları bu taleplerin giderilmesi yöanünde bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca tele çalışanların işlerini nasıl ve nerede yapacaklarına dair bir esneklik bulunması bakımından boş zaman etakinlikleri ayarlayabilme imkanı sunarken, işin yapılaacağı mekana dair kısıtlamaları da kısmen azaltmaktadır[1].
Uzaktan (tele-evde) çalışma evde yapılacaksa bunun için özel bir çalışma alanı oluşturulması gerekmekte, telefon, internet, ısınma, aydınlatama, aylık sabit ev giderleri, ev eşyalarının yıpranma payı giderleri gibi maliayetler tele çalışanın üzerine kalmaktadır. Uzaktan (tele-evde) çalışma, çalışan cepahesinden bakıldığında yukarıdaki imkanları sunarken işverenlere daha fazla avantaj sağlayabilmekte, işverenleri daha az ofis alanı ile araç gereç ve diağer kaynakların kullanımını önemli ölçüde azaltması bakımından maliyet düşürücü bir etki yaaratmaktadır[2].
Uzaktan (tele-evde) çalışma uygulamasında, trafik yoğunluğunda işe gidiş-gelişte yaşanan zorluklar ve kötü hava koşulları ve işe gitmek üzere yapılan hazırlık süresi dahil olmak üzere geçirilen süreler çaalışan üzerinde olumlu etki yaptığı ve işe gidiş geliş sürecinde yaşanan stresi azalttığı yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir. Bununla birlikte bilgi toplumunda ilginç bir tarihsel döngü olarak uzaktan (tele-evde) çalışma kavramıyla işler yeniden evlere taşınmaya başlanmış; ancak bu kez insan, sanayi döneminin fabrika ortamında tanımadıağı kalabalıkları kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda geleneksel ailenin güven veren iklimini de kaybetamiştir[3].
Uzaktan (tele-evde) çalışanların, işyerinde çaalışanlara göre daha az ücretle çalıştırıldıkları ve sosyal yardımlardan yoksun bırakıldıkları (öğle yemeği gibi), sosyal güvenlik açısından eksik prim ile istihdam edildikleri uygulamada sıkça rastlanan sorunlardır. Bununla birlikte uzaktan (tele-evde) çalışma her çalışan için uygun olmayabilir. Çünkü işyerinde daha disiplinli çalışma ortamı varken, evden çalışanların aynı iş disiplinini ve zaman yönetimini sağlamaları mümkün olmayabilir. Ayrıca işyerinin sunduğu sosyal olanaklardan uzak kalmak da çalışanları yalnızlığa itebilmekte, asosyalaleştirebilmekte ve psikolojilerini bozabilmektedir. Çaalışanlar işyeri ortamında bulunmadıklarından kariyer planları ve gelecekleri belirsizleşmektedir ki bu da fırsat eşitsizliği anlamına gelmektedir. İşverenlerin, evden çalışanlara rahat çalıştıkları düşüncesiyle daha fazla iş yükleme eğilimi olabilir. Bu da çalışanları gece ve hafta sonları çalışmak zorunda bırakabilir[4].
Tele çalışanlar arasında takım çalışması zorluluğu, statü kaybı korkuasu, terfi sorunları, psikolojik problemler, sosyal izolasayon, teknolojik kaynakların eksikliği, işkolikliğe eğialim ise diğer dezavantajlar arasında sayılabilir. Ayrıca uzaktan (tele-evde) çalışmanın kadınları ve özürlüleri geleneksel işyerinden uzaklaştırarak ayıarımcılığa yol açtığı ileri sürülmektedir. Özellikle evde uzaktan çalışmanın kadının yükünü artırdığı, gelir düşükalüğü ve sosyal izolasyona yol açtığı, kariyer fırsatlarıanı yok ederek, bugüne kadar elde ettiği kazanımları ortadan kaldırdığı belirtilmektedir. Bilgi teknolojisi kullanarak tele çalışanların okumak, araştırmak ve incelemek için ihtiyaç duyacakları zamanın resmi çalışma saatlerinin dışına taşmasıyla çalışılan ve çalışılmayan zaman ayıarımı da gittikçe belirsizleşmektedir[5].
[1] İNCİROĞLU, Lütfi Çalışma Hayatında Esnek Çalışma Uygulamaları, 2. Baskı, İstanbul 2020, s.203-204.
[2] AKSOY, Beyhan, Bilgi Teknolojileri ve Yeni Çalışma İlişkileri, Ege Akademik Bakış, C.12, S.3, s.401-414
[3] AKSOY, s.404-405
[4] AKSOY, s.404-405
[5] AKSOY, s.404-405
1962 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesinde doğdu. İlk ve Ortaokulu Sivas’ta, Liseyi Tokat’ta bitirdi. 1986 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Özel Hukuk Anabilim Dalında Tezli Yüksek Lisans yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda uzun yıllar sırasıyla Bölge Müdür Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra bu görevinden 2016 yılı mayıs ayında emekli oldu.
İnciroğlu Danışmanlık, Denetim ve Eğitim Hizmetleri şirketinin kurucusu olan İNCİROĞLU, özel sektöre yönelik iş hukuku, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve yabancı çalışma hukuku alanlarında danışmanlık, denetim ve eğitim hizmetleri vermektedir.
Muhtelif dergi ve gazetelerde iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği hukuku ve sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku ile ilgili makaleleri, çeşitli üniversitelerde, kongre ve konferanslarda sunduğu bildirileri ve yayımlanmış yedi adet kitabı bulunan İNCİROĞLU, evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayımlanan Kitapları
Sorulu-Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 4. Baskı, İstanbul 2019, Legal Yayıncılık.
Güncel Yargıtay Kararları Işığında Açıklamalı Yeni İş Kanunu, İstanbul 2006, Legal Yayıncılık.
İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşverenin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları, 2. Baskı, İstanbul 2008 Legal Yayıncılık.
Çalışma Hayatında Esnek Çalışma Uygulamaları, 2. Baskı, İstanbul 2020, Legal Yayıncılık.
Sorulu-Cevaplı İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı Uygulaması, İstanbul 2014 Legal Yayıncılık.
Kamu İşvereninin İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından Sorumluluğu, 2. Baskı, Ankara 2016 Adalet Yayınevi
500 Soruda İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı, Güncellenmiş 3. Baskı, Ankara 2019 Seçkin Yayınları