Yapay Zekânın Finansta Düzenlenmesi: Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası Finansal Teknolojinin Geleceğini Nasıl Şekillendiriyor?

Giriş

Yapay zekâ, sektörleri benzeri görülmemiş bir hızla yeniden şekillendirmekte, ancak finans gibi kritik sektörlere hızlı entegrasyonu derin düzenleyici sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Buna karşılık, Avrupa Birliği’nin (AB) Yapay Zekâ Yasası[1] (Artificial Intelligence Act), finans sektöründe düzenlenmiş, şeffaf ve hesap verebilir yapay zekâ kullanımına zemin hazırlayan öncü bir düzenleyici çerçeve sunmaktadır.

Son bir makalede, Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası’nın bankacılık ve finans sektörlerinde yapay zekâ dağıtımını yöneten düzenleyici çerçeve üzerindeki etkileri eleştirel bir şekilde incelenmektedir. Analizde, Yapay Zekâ Yasası marifetiyle belirlenen ve yapay zekâ uygulamalarını riske göre kategorize eden ve özellikle kredibilite değerlendirmeleri gibi kritik alanlardaki yüksek riskli uygulamalar için farklılaştırılmış uyum standartları gerektiren düzenleyici yapı araştırılmaktadır. Ayrıca, makale yapay zekâ yönetişimine ilişkin anlama kapasiteleri sağlamakta ve düzenleyici kurumlar arasındaki olası parçalanmayı çevreleyen karmaşıklıkları belirlemektedir ki; bu da daha yakın koordinasyon gerektirebilir.

Makaledeki temel tez, Yapay Zekâ Yasası’nın, finansal istikrarı korurken teknolojik gelişmeleri engellememek için gerekli olan inovasyonu teşvik etme ve güçlü düzenleyici denetimi uygulama arasında dengeli bir yaklaşım sunduğudur.

Makalede ayrıca bu çerçevenin, özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere diğer yargı bölgelerindeki benzer düzenleyici gelişmelere nasıl bilgi sağlayabileceği değerlendirilmekte ve farklı hukuki ve teknolojik ortamlarda benzer yapıların benimsenmesinin hem avantajları hem de potansiyel tuzakları araştırılmaktadır.

Sonuç olarak, anılan araştırmada Yapay Zekâ Yasası’nın düzenleyici söylemi yönlendirme, inovasyonu kamu güvenliğiyle dengeleyen titiz bir model geliştirme potansiyelinin altı çizilmektedir. Ayrıca, finans sektörü içinde yapay zekâ geleceğini yönetmede uyarlanabilir düzenleyici önlemlerin kritik rolü vurgulanarak Avrupa Birliği etik yapay zekâ yönetişimi için potansiyel bir küresel standart belirleyici olarak konumlandırılmaktadır.

  1. Yapay Zekâ Yasasının Finans Sektöründe (ve Finans Sektörü İçin) Önemi

Yapay zekânın finans sektörüne entegrasyonu, benzeri görülmemiş zorlukların yanı sıra muazzam fırsatlar da sunar. Uygulamalar müşteri profillemesinden dolandırıcılık tespitine kadar uzanır, ancak bunların her biri kritik etik ve düzenleyici sorunların yanı sıra yapay zekâ araçlarının kötüye kullanılmasına yönelik potansiyel güvenlik açıkları da ortaya çıkarır. Bu nedenle düzenleyici kurumlar, yapay zekânın finansal istikrara ve tüketici güvenine hizmet etmesini sağlamak için inovasyonu güvenlik önlemleriyle dengelemekle görevlendirilir.

  1. Yeni Bir Düzenleme Planı

Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından Mart 2024’te kabul edilen[2] ve Avrupa Konseyi tarafından Mayıs 2024’te onaylanan[3] Yapay Zekâ Yasası, Avrupa Birliği’nin kontrollü ancak gelişmiş bir Yapay Zekâ ekosistemi yaratma konusundaki kararlılığını ortaya koymaktadır.

Özünde, temel hakları korumayı, insan merkezli yaklaşımlara öncelik vermeyi ve yapay zekâda etik uygulamaları teşvik etmeyi, yapay zekâ sistemlerini risk seviyelerine göre kategorize etmeyi ve hem sağlayıcılar (geliştiriciler) hem de kullanıcılar (dağıtıcılar) için çeşitli yükümlülükler oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu yasa; ayrıca finans, sağlık ve kamu yönetimi gibi hayati sektörleri etkileyen yüksek riskli sistemlerde sıkı yükümlülükler uygulayarak; sağlayıcıların ve kullanıcıların yapay zekâ teknolojilerinin sorumlu ve hesap verebilir kullanımını sağlamak için risk yönetimi, veri yönetimi, teknik dokümantasyon, kayıt tutma, insan denetimi, doğruluk, sağlamlık, siber güvenlik ve kalite yönetimi konularında titiz standartlara uymasını gerektirmektedir. Diğerlerinin yanı sıra, yüksek riskli yapay zekâ modelleri eğitim veri kaynaklarını ifşa etmeli ve denetim amaçları için dokümantasyonu muhafaza etmeli, böylece hesap verebilirliği artırmalıdır. Özellikle, Yapay Zekâ Yasası sosyal puanlama ve manipülatif yapay zekâ gibi etik açıdan kabul edilemez yapay zekâ uygulamalarını yasaklamaktadır.

  1. Finansal Düzenlemede Yapay Zekâ: Mevcut Durum ve Yapay Zekâ Yasasının Finansal Kurumlar Üzerindeki Etkileri

Finansın yapay zekâ ile dönüşümü, 1950’lerde Alan Turing ve John McCarthy gibi öncülere kadar uzanmakta ve artık makine öğrenimi ve derin öğrenme ile tanımlanan bir alana yol açmaktadır. Bu evrim, algoritmaların artan karar alma özerkliğini sergilerken tahminler ve sınıflandırmalar için verileri işlemesini sağlamaktadır. Müşteri hizmetlerinden dolandırıcılık tespitine kadar finans alanındaki yapay zekâ uygulamaları, politika yapıcılar ve düzenleyici otoritelerden yakın inceleme gerektiren çıkarımlar ve riskler ortaya çıkarmaktadır. Yapay zekânın karmaşıklığı, piyasa katılımcıları için benzersiz zorluklar sunduğundan, siber güvenliği potansiyel güvenlik açıklarıyla dengelemek çok önemlidir. Literatür, robo-danışmanlar, kolektif yatırım yönetimi ve algoritmik alım satım dâhil olmak üzere her biri farklı düzenleyici çerçeveler, zorluklar ve yanıtlarla karşı karşıya olan temel araştırma alanlarını belirlemiştir[4]. Bu, finans alanında sorumlu yapay zekâ dağıtımını sağlamak için düzenleyici yaklaşımlarda devam eden değerlendirme ve uyarlamanın gerekliliğini vurgular.

Günümüzde, düzenleyici uyum önemli operasyonel değişiklikler gerektirir. Uyum ve şeffaflık, finansal kuruluşların yapay zekâ sistem işlevlerini belgelemesini, riskleri yönetmesini ve kötüye kullanımı önlemek için sonuçları izlemesini gerektirir. Buna ek olarak, kredibilite değerlendirmelerinde kullanılan yapay zekâ sistemleri ayrımcılık riskleri taşıdığından, veri yönetimi ve tüketici koruması son derece önemlidir. Bu nedenle, finansal kuruluşlar yapay zekâ teknolojilerinin eşit ve tarafsız uygulanmasını sağlamalıdır. Son olarak, uyum talepleri daha küçük finansal oyunculara daha fazla baskı yapabilir ve düzenleyici yükümlülükleri karşılamakta zorlanırken potansiyel olarak piyasa konsolidasyonuna yol açabilir.

  1. Uluslararası Etki ve ABD Perspektifi

Yapay Zekâ Yasası’nın düzenleyici yaklaşımı küresel ilgi uyandırmış, Avrupa Birliği’ni yapay zekâ düzenlemesinde potansiyel bir standart belirleyici[5] (a potential standard setter) olarak konumlandırmış ve dünya çapında güvenli ve sorumlu yapay zekâ kullanımı için bir plan oluşturmuştur. Yapay zekâ düzenlemesinin geleneksel olarak daha az kapsamlı olduğu ABD için, Avrupa Birliği çerçevesi değerli bir referans noktası sunmaktadır. Bilhassa 2024 yılı seçimlerinin ardından ABD politika önceliklerinde değişimler ortaya çıktıkça, yapay zekâ yönetişimi hakkında daha sağlam bir konuşma beklenmektedir. Bu, küresel standartlarla uyum sağlama, Elon Musk gibi sektör liderleri tarafından dile getirilen tekelci endişeleri ele alma veya yeniliği teşvik eden bir düzenleme karşıtı yaklaşım benimseme arzusundan kaynaklanabilir. Yine de, Avrupa Birliği yaklaşımı karmaşık bir denge sunuyor:

  • Avantajları: Avrupa Birliği’ninkine benzer düzenlemelerin uygulanması, özellikle yüksek riskli başvurular için adaleti, şeffaflığı ve hesap verebilirliği teşvik edecektir.
  • Uyum potansiyeli [potential for harmonization]: ABD, küresel standartlara uyum sağlayarak yapay zekânın dağıtımında sınır ötesi iş birliğini kolaylaştırabilir ve birleşik düzenlemeye katkıda bulunabilir.
  • Aşırı düzenlemenin taşıdığı riskler [risks of over-regulation]: Çok katı bir düzenleyici ortam, inovasyonu engelleyebilir, pazara girişi yavaşlatabilir ve uyum maliyetlerini artırabilir. Yapay zekânın hızla gelişen doğası göz önüne alındığında, aşırı katı önlemler teknoloji gelişmelerine uyum sağlamada esnekliği engelleyebilir.

Dengeli bir yaklaşım, esnekliği korurken Avrupa Birliği’nin ilkelerinden yararlanabilir ve ABD’nin kamu güveni ve emniyetinden ödün vermeden rekabetçi kalmasını sağlayabilir.

Sonuç

Mezkûr makalede, Yapay Zekâ Yasası’nın finansal istikrarı korurken sorumlu yapay zekâ inovasyonunu teşvik eden çığır açıcı bir düzenleme sunan dönüştürücü bir mevzuat parçası olduğu savunulmaktadır. Rekabetçi ve uyumlu kalmak için, finansal kuruluşlar ve yapay zekâ geliştiricileri yükümlülüklerini anlamak ve uygulamak için aktif olarak yer almalıdır: bu standartlarla proaktif uyum sadece tüketici çıkarlarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda inovasyonu teşvik edecek ve küresel pazarda güveni artıracaktır. Bu düzenlemeye ayak uydurmak, Avrupa Birliği dışındaki ülkeler için önemlidir, çünkü kendi gelecekteki düzenleyici çerçeveleri için bir model görevi görebilir. Bu mevzuatı benimsemek sadece rekabeti artırmakla kalmayacak, aynı zamanda yapay zekâda daha sorumlu ve yenilikçi bir geleceğe giden yolu açacaktır.

[1] <https://data.consilium.europa.eu/doc/document/PE-24-2024-INIT/en/pdf>

[2] <https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20240308IPR19015/artificial-intelligence-act-meps-adopt-landmark-law>

[3] <https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2024/05/21/artificial-intelligence-ai-act-council-gives-final-green-light-to-the-first-worldwide-rules-on-ai/>

[4]<https://www.esma.europa.eu/sites/default/files/library/ESMA50-164-6247-AI_in_securities_markets.pdf>

[5] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4713225>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.