Son günlerde medyada kaleme alınan bazı günlük yazılarda, ülkemizde Covid-19 pandemisine, Rusya-Ukrayna savaşına ve diğer koşullara bağlı olarak halihazırda yaşanmakta olan ekonomik sıkıntılar bağlamında, sıklıkla yaratıcı yıkım kuramından söz edildiği gözlemlenmekte olup; bu yazıda yaratıcı yıkım kavramı ele alınmaktadır. |
Yaratıcı yıkım (creative destruction), uzun süredir devam eden uygulamaların, izleklerin (prosedür), ürünlerin veya hizmetlerin daha yenilikçi, yıkıcı olanlar tarafından bozulması olarak tanımlanabilir. Bu kuram, yeni inovasyonların mevcut kaynaklardan ve enerjiden faydalanabilmesi için eski varsayımların kırılması gerektiği ilkesine dayanır.
Ekonomi, rekabetin piyasa fiyatları üzerinde etkili olduğu arz ve talep ilkelerine yaslanır. 1942 yılında Avusturyalı-Amerikalı bir ekonomist olan Joseph Alois Schumpeter[1] (1883-1950), Karl Marx’ın çalışmalarına dayanarak yaratıcı yıkım kavramını geliştirdi. Schumpeter’in görüşüne göre, kapitalizm, bir dizi yeni fikir ve sürecin mevcut olanlara (statükoya/status quo) meydan okuduğu ve mevcut paradigmaları değiştirdiği sürekli değişen, dinamik ve yenilikçi bir süreçtir. Schumpeter, bunu “kapitalizmin temel gerçeği” (essential fact about capitalism) olarak görmüştür. Schumpeterci yaratıcı yıkım (yeniden yapılanma) sürecinde, makroekonomik performansın ana yönleri, sadece uzun vadeli büyümede değil, aynı zamanda ekonomik dalgalanmalar, yapısal uyum ve faktör piyasalarının işleyişindedir.
Schumpeter’in yaratıcı yıkım bakış açısına göre, kapitalizmin büyük motoru, piyasa dengesine (market equilibrium) dair ortak fikir değil, dengesizliktir. İnovasyonun kaosa yol açtığı fikrinden yola çıkarak bu dengesizliğe yaratıcı yıkım demiştir. Bu kaos, modası geçmiş veya çok yenilikçi olmayan ürünlerin, kapanan şirketlerin, çalışanların ilgisiz hale gelmesinin bir sonucu da olabilir… Bu kuram, görünüşteki olumsuz sonuçların, yeni çözümler (new solutions) ve yaşam kalitesinde iyileştirmeler (improvements in quality of life) getirmek için gerekli olduğuna ve ardından daha da büyük bir ekonomik büyümenin gerekli olduğuna inanır.
Schumpeter’in yaratıcı yıkım teorisinin tarihteki bir örneği, sanayi devriminden petrol kullanımına ve günümüzde yenilenebilirlerin katlanarak büyüdüğü günümüzün son derece teknolojik toplumuna geçiştir. Yenilik dalgaları, önceki modelleri modası geçmiş hale getirir ve herkesi ve her şeyi yenilik yapmaya zorlar, dönüşüm şiddetlidir (drastic).
Yalnızca büyük bir stratejik vizyona sahip şirketler, bir yaratıcı yıkım döneminden kurtulabilirler. Kaçınılmaz olarak kaybedenler olacaktır -genellikle eski teknolojilerle çalışmaya devam eden üreticiler ve işçiler-. Ancak aynı zamanda, pazar dengesizliği (market disequilibrium) yaratacak ve yeni ve karlı fırsatları keşfedecek girişimciler, yenilikçiler ve ilk harekete geçenler gibi kazananlar da olacaktır.
Ve bir yönetim aracı olarak sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, aynı zamanda bir yaratıcı yıkım anının üzerinden geçilir. Pek çok işletme, satın aldıkları ve dönüştürdükleri malzemelerin tedarik zinciri (supply-chain) üzerindeki etkilerini, ürettikleri atıkları ve bunların nasıl bertaraf edildiğini veya hangi enerjiyi kullandıklarını göz ardı ederek hala eski, her zamanki gibi iş paradigmasında çalışırlar.
Birçok şirketin geliştirmekte olduğu geleneksel bir sürekli iyileştirme yolu vardır. Gerçek Kurumsal Sosyal Sorumluluk (Corporate Social Responsibility) stratejileri ve raporları oluşturmak yerine birkaç kozmetik eylemi bir araya getirirler ve çoğunlukla itibar nedenleriyle (reputational reasons) birkaç yeşil politika duyururlar. Bununla birlikte, gerçekte ihtiyaç duyulan şey daha köktenci bir dönüşüm (radical transformation) ve etkili sürdürülebilirlik (effective sustainability) stratejilerinin geliştirilmesidir. Bu, şirketlerin daha esnek olmalarına, iklim değişikliği ile ilgili risklere daha iyi hazırlanmalarına, maliyetleri düşürmelerine ve potansiyel olarak yeni pazarlar keşfetmelerine olanak tanır.
Yaratıcı-yıkıma aşağıdakiler örnek verilebilir:
- Fotoğraf şirketlerinin yerini, büyük ölçüde akıllı telefon şirketlerine bırakması.
- Geleneksel saatlerin yerini giderek daha fazla akıllı saatlerin alması.
- Geleneksel basılı kitapların yerini tabletlerin ve mumların alması.
- Müzik şarkılarının veya albümlerinin dijital alışverişinin yerini müzik akışı hizmetlerinin (Spotify, Apple…) alması.
- DVD’lerin yerini video akışı hizmetlerinin alması, gibi…
Konuyla ilgili analizler ve çalışmalardan elde edilen kanıtlar ve modellere göre, yaratıcı yıkım süreci ekonomik büyüme ve dalgalanmaların ayrılmaz bir parçasıdır ve bu sürecin önündeki engeller ciddi kısa ve uzun vadeli makroekonomik sonuçlara yol açar[2].
* Bu yazıda yer alan görüşler çevirene ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.
[1] Joseph Alois Schumpeter, Capitalism, Socialism, and Democracy, Chapters 7-8.
[2] Bu konuda Ricardo J. Caballero, Creative Destruction, < https://economics.mit.edu/files/1785 >; David Adler, Schumpeter’s Theory of Creative Destruction, < https://www.cmu.edu/epp/irle/irle-blog-pages/schumpeters-theory-of-creative-destruction.html > bakılabilir.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.