Giriş
İflas, esasen alacaklılar arasındaki güç dinamiklerinin yeniden yapılandırma sürecini şekillendirebildiği ve finansal sonuçları etkileyebildiği yüksek riskli bir müzakere oyunudur. Son yıllarda, alacaklı koalisyonları, sıkıntılı firmaların borçlarını yeniden yapılandırma biçimini değiştirerek, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) “Bölüm 11” işlemlerinde[1] oyun değiştiriciler olarak ortaya çıkmıştır. Giderek artan önemlerine rağmen, bu koalisyonlar akademik araştırmalarda büyük ölçüde keşfedilmemiştir. Bu çalışma, söz konusu koalisyonların rollerini sistematik olarak araştıran ve iki kritik soruyu ele alan ilk çalışmadır: (1) iflaslarda alacaklı koalisyon oluşumunu ne yönlendirir ve (2) alacaklı koalisyonları, kurtarma oranları ve iflas çözümündeki gecikmeler gibi temel sonuçları nasıl etkiler?
- Alacaklı Koalisyonlarının Yükselişi
Alacaklı koalisyonları (creditor coalitions), özellikle gönüllü ve esnek bir şekilde oluşturulan geçici komiteler, aksi takdirde parçalanmış bir alacaklı ortamında koordinasyon için temel bir mekanizma haline gelmiştir. Alacaklılar çeşitli ve sıklıkla çatışan taleplere sahip olduğunda, bu koalisyonlar kolektif eylem için bir araç görevi görebilir, üyelerin pazarlık gücünü birleştirmesine, müzakereleri kolaylaştırmasına ve verimsizlikleri azaltmasına olanak tanır.
Bu çalışmada, teorik bir çerçeve kullanılarak, söz konusu koalisyon oluşumunun borç büyüklüğü, alacaklı dağılımı, alacaklı türü, piyasa likiditesi ve alacaklılar arasındaki önceki etkileşimlerin geçmişi dâhil olmak üzere çeşitli temel faktörlerden etkilendiği öngörülmektedir. Özellikle, alacaklı koalisyonlarının daha büyük alacaklı sınıfları, dağılmış mülkiyet yapıları veya likit olmayan borç içeren durumlarda ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Bu senaryolarda, mezkûr koalisyonlar alacaklıların koordinasyon başarısızlıklarının üstesinden gelmelerine, işlem maliyetlerini azaltmalarına ve borçluya veya rakip alacaklı gruplarına karşı müzakere pozisyonlarını geliştirmelerine yardımcı olur. Buna ek olarak, alacaklılar arasındaki geçmiş yeniden yapılandırma etkileşimlerinden gelen aşinalık, güven ve işbirliğinin kurulması daha kolay olduğundan koalisyon oluşumunu teşvik eder. Tersine, bankalar büyük miktarda borç tuttuğunda alacaklı koalisyonları daha az çekicidir, çünkü düzenleyici kısıtlamalar genellikle bu alacaklıları uzun müzakerelere katılmak yerine temerrüde düşen alacaklarını hızlı bir şekilde (genellikle indirimli olarak) satmaya teşvik eder.
- Deneysel Kanıt: Alacaklı Koalisyonları Önemli midir?
Bahsi geçen çalışma, koalisyon davranışı ve sonuçları hakkında deneye dayalı kanıt sağlayarak teorik tahminlerin ötesine geçiyor. Mahkeme dosyalarından (özellikle ABD “Bölüm 11” davalarında alacaklı hisselerini ve koalisyon üyeliklerini ayrıntılı olarak açıklayan Kural 2019 açıklamaları) elde edilen yeni verilerden yararlanılarak yapılan bu çalışma, koalisyon dinamiklerine ilişkin anlama kapasiteleri sunmaktadır.
Elde edilen bulgular, koalisyon oluşumunun daha önce tanımlanan teorik itici güçlerle yakından uyumlu olduğunu doğruluyor. Dahası, söz konusu çalışmada, koalisyonlar kamuya duyurulduğunda tahvil fiyatlarının yükselme eğiliminde olduğu ve bunun da koalisyonlar söz konusu olduğunda piyasaların daha iyi toparlanma beklediğini yansıttığı belgeleniyor. Daha da önemlisi, deneysel bulgular, koalisyonların sadece kendi üyeleri için değil, genellikle koalisyon duyurularını takiben alacaklı sınıfları genelinde tahviller için önemli pozitif getirilerle gösterildiği gibi, şirketin tamamı için toparlanmaları artırdığını ortaya koyuyor.
Ancak alacaklı koalisyonları yalnızca işbirliği yapan varlıklar değildir; aynı zamanda stratejik aktörlerdir ve genellikle iflas işlemlerini hem kolaylaştırabilen hem de karmaşıklaştırabilen karmaşık müzakerelere girerler. Anılan çalışmada, alacaklı tahsilatlarında sınıf içi eşitlik kurallarını değiştiren çığır açıcı 2017 tarihli Peabody mahkeme kararının[2] ardından koalisyon davranışının nasıl evrildiği vurgulanmaktadır.
Bu karar alacaklı koalisyonu teşviklerini yeniden şekillendirmiştir. Peabody’den sonra koalisyonlar boyut ve etki olarak büyümüş ve sınıf tahsilatları iyileşmiştir. Ancak, olumsuz tarafı da belirgindi: daha büyük koalisyonlar alacaklı anlaşmazlıklarını körüklemiş, dava çözüm sürelerini uzatmış ve dava risklerini artırmıştır. Alacaklı çatışmalarının bu şekilde tırmanması -bazen ‘alacaklıların birbirine zorbalığı’ (creditor-on-creditor violence[3]) olarak da adlandırılır- koalisyonların iki ucu keskin doğasını vurgular ki; alacaklı koordinasyonunu artırırken ve üyeler için sonuçları iyileştirirken, aynı zamanda verimsizliklere yol açabilir ve yeniden yapılandırma sürecini uzatabilirler.
- Politika ve Pratik Sonuçlar
Alacaklı koalisyonlarının artan etkisi göz önüne alındığında, iflas hukuku ve kurumsal yeniden yapılandırma üzerindeki etkileri göz ardı edilemez. Bir yandan, koalisyonlar alacaklı koordinasyonunu iyileştirerek ve tahsilatları artırarak net faydalar sağlar. Ayrıca baskın paydaşlara karşı bir denge sağlayabilir, daha küçük veya dağınık alacaklıların müzakerelerde kolektif bir sese sahip olmasını sağlayabilir. Öte yandan, bu koalisyonların varlığı yeni riskler getirir. Uzun süreli dava ve stratejik direnme davranışı potansiyeli iflas sürecini karmaşıklaştırabilir.
Politika yapıcılar için, alacaklı koalisyon katılımında yer alan vazgeçişleri (trade-offs) anlamak çok önemlidir. Düzenleyici müdahaleler alacaklı koordinasyonunu teşvik etmek için koalisyon oluşumunu teşvik etmeli mi yoksa stratejik istismarı ve uzun süreli iflas gecikmelerini önlemek için bariyerler mi koymalıdır? Benzer şekilde, uygulayıcılar için, modern “Bölüm 11” davalarında gezinmek, alacaklı koalisyonlarının hem stratejik faydalarını hem de potansiyel tuzaklarını hesaba katan ince ayrımlı bir yaklaşım gerektirir.
Sonuç
Alacaklı koalisyonları iflas işlemlerinde giderek daha baskın bir güç haline geldikçe, finansal sonuçları şekillendirmedeki rolleri büyümeye devam etmektedir. Bu çalışmada, koalisyon oluşumunun alacaklı özellikleri, piyasa koşulları ve yasal çerçeveler tarafından yönlendirildiğini gösteren türünün ilk örneği sistematik bir analiz sunulmaktadır. Koalisyonlar kurtarmaları artırabilir ve koordinasyonu iyileştirebilirken, artan dava ve yeniden yapılandırma gecikmeleri de dâhil olmak üzere yeni karmaşıklıklar da getirir. Yatırımcılar, yeniden yapılandırma profesyonelleri ve düzenleyici otoriteler için, alacaklı koalisyonlarının ekonomisini ve stratejilerini anlamak, günümüzün iflas ortamında gezinmek için olmazsa olmazdır.
[1] [İflasta yeniden yapılanma] <https://www.uscourts.gov/court-programs/bankruptcy/bankruptcy-basics/chapter-11-bankruptcy-basics>.
[2] <https://casetext.com/case/in-re-peabody-energy-corp-2>.
[3] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. <https://www.hbs.edu/faculty/Pages/item.aspx?num=65920>.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.