Anayasa Mahkemesi Kararı ve Kapsam Dışı Çalışanların Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanıp Yararlanamayacakları

GİRİŞ

  Anayasa Mahkemesi 20.03.2025 t, ve 18821 başvuru no.lu kararı ile,[1] toplu iş sözleşmesi ile kapsam dışı bırakılan çalışanların sözleşmeden yararlandırılmamalarının sendika hakkına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle yeniden yargılama yapılmasına karar vermiştir. Dava dosyasını inceleyemediğimizden, değerlendirmemiz, AYM kararında yer alan ilk derece mahkemesi ve BAM kararları özetlerine göre yapılmıştır.

  I-SENDİKA

Anayasa’nın 51’inci maddesinde:

Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

denilmiştir.

Anayasa’nın bu hükmü gereğince sendikanın tanımı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde şu şekilde yapılmıştır:

İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için  en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluştur.

  Gerek Anayasa’nın 51 ve gerekse 6356 sayılı Kanun’un 2/1-ğ maddeleri hükümlerinden anlaşıldığı gibi, işçi ve işveren sendikaları, üyelerinin ekonomik ve sosyal hak ve ilişkilerini korumak ve geliştirmek için kurulurlar. Bu nedenlerle sendikaların kuruluş ve çalışmalarını düzenleyen 6356 sayılı Kanun’un 1’inci maddesinde Bu Kanun’un amacının; işçi ve işveren sendikaları ile konfederasyonların kuruluşu, yönetimi, işleyişi, denetlenmesi, çalışma ve örgütlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını belirlemek üzere toplu iş sözleşmesi yapmalarına, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözmelerine, grev ve lokavta başvurmalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek, olduğu belirtilmiştir.

II-TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ

Anayasa’nın 51’nci maddesinde işçilere ve işverenlere sendika kurma ve üye olma hakkı tanındıktan sonra, 53’ncü maddesi ile de toplu iş sözleşmesi yapma hakkı tanınmıştır. Bu hak, maddede:

İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.

şeklinde ifade edilmiştir.

Maddenin son fıkrasında ise:

Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.

denilmiştir.

Buna dayanılarak yürürlüğe konulan 6356 sayılı Kanun’un 2/1-h maddesinde toplu iş sözleşmesi:

İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşme.

şeklinde tanımlanmıştır.

III-TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ ÖZERKLİĞİ

Toplu iş sözleşmesinin tarafları işçi sendikası ile işveren sendikası ya da sendika üyesi olmayan işverendir. Kanun, sendika üyesi olmayan işvereni TİS’de taraf olarak kabul etmiş, fakat işçiyi, sendika üyesi olsa da  taraf olarak kabul etmemiştir.  TİS’in tarafları imzaladıkları  sözleşme ile yalnız kendilerini değil, üçüncü kişileri de bağlayacak hükümler koyabilmektedirler. Yani, TİS’in yürürlüğe girmesiyle sadece bunu imzalayan taraflar değil, taraf olmayan sendika üyesi işçiler ile yine eğer diğer taraf işveren sendikası ise taraf olmayan işverenler de TİS hükümleri ile bağlı hale gelmekte ve uymak zorunda kalmaktadırlar. TİS hükümleri kanun hükümleri gibi uyulması zorunlu olan hükümlerdir. TİS ile emredici hükümler de konulabilir. İşte taraflara tanınan özgürce sözleşme düzenleyebilme yetkisine “toplu iş sözleşmesi özerkliği” denilmektedir.

Yargıtay:

Toplu iş sözleşmesi özerkliğinin bir sonucu olarak taraflar, üyelerinin çalışma ilişkilerini düzenleyen, bu ilişkilere doğrudan ve zorunlu olarak uygulanan hukuk kuralları yaratabilme erkine sahip olduklarını, tarafların  toplu iş sözleşmeleri ile çalışma ilişkilerini düzenleyen genel ve objektif nitelikte (normatif) kurallar koyabileceğini, kanunların “mutlak emredici” sınırları çerçevesinde üyelerin iş ilişkilerini kanundaki hükümlerden ayrı ve fakat aynı hukuki değerde düzenleyebileceklerini, bu nedenlerle  TİS de yer alan alt işveren uygulamasına gidilemeyeceğine ilişkin sözleşme hükmünün geçerli olduğunu, çünkü asıl olanın işverenin kendi  işlerini kendi işçileri ile yapması olduğunu, bu hüküm istisnanın uygulamasını yasakladığından geçerli olduğuna,

hükmetmiştir.[2]

Yargıtay başka bir kararında:

TİS de ücret ve ikramiyelerin ödenme tarihlerinin belirlenmesi durumunda, işverenin temerrüde düşürülmesine gerek olmadığına ve faizlerin de bu tarihlerden itibaren işlemeye başlayacağına,

hükmetmiştir.[3]

Ayrıca, özellikle değişen ekonomik koşullar gereği, taraflar sözleşmeyi yeni koşullara uydurmak amacıyla hükümlerini değiştirebilirler. Bu  değişiklik taraflarca imzalanan bir protokol ile yapılmaktadır. Ancak, protokol hükümleri ileriye yönelik olup geriye yönelik uygulanamaz.[4]

TİS özerkliği çerçevesinde TİS ile işçi aleyhine hükümler de getirilebilir. TİS’den yararlanan işçinin, yürürlüğe giren yeni toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince ücretinin yeniden belirlenmesi hukuka aykırı bir durum oluşturmaz.[5]

IV-TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİ VE SINIRLARI

Biraz önce anlatıldığı gibi, sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkı Anayasa tarafından tanınan haklardır. Ancak bu hakların, Anayasa’nın 14’ncü, TBK’nın 27’nci maddeleri ve 6356 sayılı Kanun ile getirilen sınırlara uyularak kullanılması gerekir. TBK’nın 26’ncı maddesinde, sözleşmelerin içeriğinin kanunda belirtilen sınırlar içinde özgürce belirlenebileceği öngörülmüştür. Bu hükme göre toplu iş sözleşmelerinin içeriği de özgürce belirlenebilecektir. Bu hükümler dikkate alınarak, 6356 sayılı Kanun’un 33’ncü maddesinde TİS içeriğinde hangi konulara yer verileceği belirtilmiştir. Buna göre toplu iş sözleşmesi:

-İş sözleşmesinin yapılması,

-İş sözleşmesinin içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri,

-Tarafların hak ve borçlarını,

-Sözleşmenin uygulaması ve denetimini,

-Uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları,

düzenleyen hükümleri içerebilir.

Toplu iş sözleşmesinin içeriğine, yukarıda belirtilen Anayasa ve TBK hükümlerinden başka, yargı kararları ile de sınırlamalar getirilebilir. Nitekim, Yargıtay eski bir kararında, ücretlerden spor kesintisi adı altında yapılan bir uygulamanın, sendikanın üyelerine sadece haklar sağlayabileceği, borç yükleyemeyeceği gerekçesiyle TİS’de yer alan bu düzenlemenin hükümsüz olduğuna ve bu konuyu düzenleyen maddenin iptalinin istenebileceğine, hükmetmiştir.[6]

V-BEYAZ YAKALI-MAVİ YAKALI AYIRIMI

İş mevzuatımızda, iş kanunları kapsamında çalışanlar arasında beyaz yakalı ve mavi yakalı adı altında bir ayırım yoktur. Bugün beyaz yakalı olarak adlandırılanlar genellikle işyerlerinin muhasebe ve insan kaynakları gibi birimlerinde büro elemanı olarak çalışanlardır. Bunlar işyerinde çalışmaları sırasında iş elbisesi yerine normal günlük kıyafetlerini kullandıklarından gerek halk arasında ve gerekse işçiler arasında ilk zamanlarda “memur” olarak adlandırılmışlardı.  Bunların dışında olup da beden gücü ile çalışanlar ise mavi yakalı olarak adlandırılmaktadırlar. Ancak, yargı kararlarının hemen hepsinde beyaz yaka-mavi yaka kavramları kullanıldığından hukuki bir nitelik kazandığını söyleyebiliriz.

VI-KAPSAM DIŞI PERSONEL

1-Tanımı

Toplu iş sözleşmesi ile getirilen hak ve menfaatlerden yararlanmaları kanun ya da sözleşme ile engellenen çalışanlara kapsam dışı personel denilir.

2-Kanun Hükmü ile Kapsam Dışı Bırakılanlar

6356 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesinde TİS’ten yararlanamayacak olanlar yani kapsam dışı bırakılanlar belirtilmiştir. Bunlar:

-İşveren vekilleri,

-TİS görüşmelerine işvereni temsilen katılanlar,

-Grev sırasında zorunlu çalışanlar dışında olup da, greve katılmayan sendika üyesi işçiler,

dir.

3-Toplu İş Sözleşmesi ile Kapsam Dışı Bırakılanlar

Kanun tarafından kapsam dışı bırakılan bu sayılanlar dışında, işçi sendikası ve işveren sendikası ya da sendika üyesi olmayan işverenin anlaşmaları ile sözleşmeye konulan bir hükümle, bazı çalışanlar kapsam dışı bırakılabilmektedirler.

Ancak, kamu oyunda sanki sadece beyaz yakalı diye adlandırılan büro çalışanlarının kapsam dışı bırakıldığı ya da bırakılabileceği algısı yaygındır. Oysa, kapsam dışı personel ayırımının ölçüsü, az da olsa işveren adına diğer çalışanlara emir ve talimat verme yetkisinin olup olmaması ve iş ilişkilerinde işverene yakınlığıdır. Örneğin, işyerinin muhasebe ve insan kaynakları birimlerinde çalışanlar her gün işverenle iç içe olduklarından, işyeri sırlarını bildiklerinden ve hatta işe alma ve işten çıkarmada etkili olduklarından, kapsam dışı bırakılmaktadırlar. Bunların dışında mavi yakalı olarak adlandırılan, usta başılar ve vardiya amirleri de işveren adına emir ve talimat verme yetkileri olduğundan kapsam dışı bırakılmaktadırlar. Hatta gerek beyaz yakalı ve gerekse mavi yakalı olsun, bunların hepsi değil, belli sayıda bir kısmı da kapsam dışı bırakılabilir. Nitekim Yargıtay kararına konu olan bir uyuşmazlıkta kapsam dışı bırakılanların sayısı belirlenmiştir:

Uzmanlar (en fazla 135 kişiye kadar), şefler (en fazla 200 kişiye kadar), Genel Müdürlük Özel Kalem Personeli, Yönetici Asistanları, (en fazla 10 kişiye kadar), bilgi işlem programcıları (en fazla 15 kişiye kadar), bu toplu iş sözleşmesinin kapsamı dışındadır…Kapsamdışı personele işveren dilediği şekilde uygulama yapma hakkına sahiptir, şeklinde kurala yer verilmiştir.[7]

Yürürlük tarihleri eski ve yeni olan toplu iş sözleşmelerinden örnekler vererek bu konuyu biraz daha açıklığa kavuşturalım. Ağaç İş Sendikası ile Starwood Orman Ürünleri Sanayi A.Ş. arasında imzalanan ve 05.10.2006-04.10.2008 arası yürürlükte olan TİS m.3/C’de:

Genel Müdür ve Yardımcıları, Müdürler, Müdür Muavinleri, Şefler, Mühendisler, Müşavirler, Ünite Amirleri, Kısım Amirleri, İdare Amirleri, Muhasebe, Ticarethane Genel Müdür Sekreterleri, ve Vardiya Amirleri,

kapsam dışı bırakılmışlardır.

Türk Metal Sendikası ile MESS arasında imzalanan ve 2012-2014 arası yürürlükte olan Grup TİS m.6/b’de:

Bu sözleşme; Ek 1 numaralı listede unvan ve adresleri yazılı işyerleri ile bu yerlerde çalışan işçileri kapsar. Ancak, müdürler, müdür yardımcıları, şefler, şef yardımcıları, mühendisler, büro personeli, müdür yardımcısı durumundaki amirler, ustabaşılar (formenler) ve teknik ressamlar,

sözleşmenin kapsamı dışında bırakılmışlardır.

Ağaç İş Sendikası ile Starwood Orman Ürünleri A.Ş. arasında imzalanan ve yürürlük süresi 01.04.2020-31.03.2023 arası olan TİS m.3/C’de, eski sözleşmede olduğu gibi:

Genel Müdür ve Yardımcıları, Müdürler, Müdür Muavinleri, Şefler, Mühendisler, Müşavirler, Ünite Amirleri, Kısım Amirleri, İdare Amirleri, Muhasebe, Ticarethane, Genel Müdür Sekreterleri ve Vardiya Amirleri,

kapsam dışı bırakılmışladır.

Sözleşmelerin bu hükümlerinden anlaşılacağı gibi, kapsam dışı bırakılmada beyaz yakalı- mavi yakalı ayırımı yapılmamıştır. Ayrıca, işyerleri farklı iş kollarında olmalarına rağmen, kapsam dışı bırakılanların nitelikleri de aynıdır.

Bu nedenlerle, kapsam dışı uygulaması, çalışanların bir kısmının TİS’ ten yararlanmasını engellemek amacı ile değil, çalışma barışının sağlanmasına yardımcı olması bakımından yapılmaktadır. Örneğin, grev uygulamasında sendika üyesi olsa da işçilerin tamamının greve katılma zorunluğu yoktur. Greve katılmayanların ürettiği ürünlerin pazarlanması ve satılmasına da yasal engel yoktur. Böyle bir durumda kapsam dışı çalışanların tamamının ya da bir kısmının greve katılması halinde, her şeyden önce çalışanların ücret ve prim ödemelerinde aksamalar olacak ve çalışma barışı bozulacaktır.

Şunu da belirtelim ki, işverenler kendileri adına hareket eden bu çalışanları mağdur etmemekte, hatta kapsam içi çalışanlardan daha üstün haklar sağlamaktadırlar.

Toplu iş sözleşmelerinde yer alan kapsam dışı personel ile ilgili düzenlemeler de, sözleşmenin diğer hükümleri ve kanun hükümleri gibi iptal edilmedikçe, uyulması zorunlu hükümlerdir.

VII-KAPSAM DIŞI PERSONELİN TİS KARŞISINDAKİ DURUMU

Şu hususu tekrarlamakta yarar görüyoruz. TİS’lerde yer alan kapsam dışı personel ile ilgili hükümler Anayasa ve yasalar tarafından konulan sınırları aşmadıkça, toplu iş sözleşmesi özerkliği gereği, geçerli ve uyulması zorunludur.  Örneğin; 6356 m.39/7 gereği, işveren adına TİS görüşmelerine katılanlar sendika üyesi olsalar da TİS’ten yararlanamazlar. Bu hüküm yürürlükte kaldığı sürece, TİS görüşmelerine işvereni temsilen katılan hiçbir çalışan, sendikaya üye olduğunu ileri sürerek sözleşmeden yararlandırılmasını isteyemez.  Bunların TİS’ten yararlanabilmeleri için maddenin bu fıkrasının yürürlükten kaldırılması gerekir.

Kapsam dışı personel de TİS karşısında aynı konumdadır. Ayrıca Any. M.53/son’da, toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları ve yararlanacakların kanunla düzenleneceği, öngörülmüştür. Bu hükme dayanılarak yürürlüğe konulan 6356 sayılı Kanun gereği, taraflarca TİS kapsamı belirlenmekte ve bazı çalışanlar tarafların anlaşmasıyla kapsam dışı bırakılmaktadırlar. Dolayısı ile, TİS’in bu hükmü yürürlükte kaldığı sürece, kapsam dışı olanlar sendika üyesi olduklarını ileri sürerek TİS’ten yararlanmayı isteyemezler. Aksi düşünülürse, TİS görüşmelerinde işvereni temsil edenler ve greve katılmayanlar da (m.39/7,8)  sözleşmeden yararlanmayı isteyebilirler. Ancak sözleşmeye, sendika üyelerine ya da kapsam dışı çalışanlara, diğerlerine göre daha fazla hak sağlandığında, bunlardan kapsam dışı çalışanlar veya üyelerinde yararlanacağı hükmü konulmuşsa, bu hükmün uygulanması gerekir. Böyle bir hükmün bulunduğu TİS’den kaynaklanan bir uyuşmazlıkta, kapsam dışı çalışanlara uygulanan hakların kapsam içi çalışanlara da uygulanması istenmiş Yargıtay:

Kapsam dışı personele sözü edilen dönemde ücret artışı yapılıp yapılmadığı belirlenmeli ve sendika üyesi işçilerle kapsamdışı çalışan işçilerin ücretleri ve diğer parasal hakları bir değerlendirmeye tabi tutularak, toplu iş sözleşmesinin 4. ve 8. maddeleri çerçevesinde işveren uygulamasının sendikal örgütlenme özgürlüğüne müdahale anlamını taşıyıp taşımadığı noktasında bir karar verilmelidir.[8]

 hükmünü vermiştir.

İster kapsam içi ister kapsam dışı çalışan olsun, TİS’de, bir tarafa sağlanacak üstün hak ve menfaatlerin diğer tarafa da uygulanacağına dair bir düzenleme yapılmamışsa, bu hak ve menfaatlerden yararlanma olanağı yoktur.

Yargıtay, kapsam dışı olan bir çalışanın tekniker olarak kapsam içine geçtikten sonra, artık kapsam dışı personel yönetmeliğine göre teknik uzmanın aldığı ücretin kendisine ödenmesini isteyemeyeceği ve :

Kapsam içi olarak TİS’den yararlanan bir işçinin aynı zamanda kapsam dışı ve sözleşmeli personel statüsündeki hakların da kendisine uygulanmasını talep etmesi mümkün,

olmadığına karar vermiştir.[9]

Yine başka bir uyuşmazlıkta:

Davacı sendikaya üye olup Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmak istediğini belirttiğine göre, Toplu İş Sözleşmesi gereği belirlenen yeni ücretini kabul etmiş olup, hem Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki sosyal hakları ve hem de kapsam dışı işçilere ödenen günlük brüt ücreti talep etmesi mümkün değildir.[10]

hükmünü vermiştir.

VIII-ANAYASA MAHKEMESİ KARARINA KONU OLAN OLAY

1-Olayın Kısa Özeti

AYM kararından anlaşıldığı kadarı ile başvurucu, çalıştığı işyerinde uygulanan TİS hükmü gereği, kapsam dışı bırakılan personel arasında yer almaktadır. Bu gibi çalışanların  sendikaya üye olmalarında yasal bir engel olmadığından, TİS tarafı olan sendikanın da üyesidir. 2007 yılından itibaren enflasyon artışı verilmediğini ileri sürerek, TİS’ten kaynaklı alacakları ve diğer işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir (AYM kararı, III/m.8).

Yerel mahkeme: Davacının kapsam dışı personel olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca toplu iş sözleşmesi zamlarının kapsam dışı personele yapılmamasının işverenin eşit işlem borcuna aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle davayı ret etmiş (III/m.10), bu kararın BAM tarafından kaldırılmasından sonra verilen 2’nci kararda; eşit davranma borcuna aykırılık iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu BAM tarafından esastan ret edilmiştir (III/m.11).

Bu özetlerden, davada “işverenin eşit davranma borcuna aykırı” davrandığı gerekçesiyle ücret ve diğer alacakların tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır. Böyle bir olayda eşit davranma borcuna aykırılık zaten ileri sürülemez. Zira, eşit davranma borcuna aykırılık, aynı konumda, aynı nitelikte, aynı deneyimde olan çalışanlar arasında söz konusu edilebilir.

2-Anayasa Mahkemesi Tarafından Yapılan İnceleme ve Gerekçe

a-Bakanlık Görüşü

Kararda Bakanlık görüşü şöyle belirtilmiştir: Başvurucunun 6356 sayılı Kanun’un 39.maddesindeki açık düzenlemeye rağmen kanuna aykırı şekilde kapsam dışı personel olarak nitelendirilerek TİS’ten yararlandırılmadığını, kimi personelin bu haktan yararlandırıldığını, derece mahkemeleri tarafından ret kararı verildiğini, adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi ve sendika hakkının ihlal edildiği, ileri sürülmüştür (AYM kararı, V/A-m28).

b-Anayasa Mahkemesi Kararının Gerekçesi

AYM gerekçesi: Anayasa’nın anılan hükmü işçilerin bir kısmının TİS kapsamı dışında bırakılmasına izin vermemektedir…hem Anayasal olarak hem de 6356 sayılı Kanun’a göre işveren adına hareket eden, diğer bir deyişle işveren vekili sıfatı taşıyan ya da işvereni temsilen TİS görüşmelerine katılanlar haricinde hangi ölçü kabul edilirse edilsin beyaz yakalı işçilerin TİS’ten yararlandırılmamaları sendika hakkına aykırılık teşkil edecektir (V/B-2-b,33,39,41). Oysa Anayasanın 53.maddesi kapsamındaki tüm işçilerin TİS yapma hakkı  olduğu  düzenlenmiştir. Dolayısıyla Anayasal bir hak olan TİS’ten yararlanmama gibi ciddi bir sonuç doğuran hukuki yorumun somut olayın koşulları dikkate alınarak çalışanın işveren vekili olarak görev yaptığı ya da işveren adına TİS görüşmelerine katıldığı şeklinde yapılacak tespitlere dayanması gerektiği açıktır (V/b,42)… İstinaf mahkemesinin de yönlendirmesiyle ilk derece mahkemesi davalı işyerinde kapsam dışı personel arasında bir eşitsizlik yaratılmadığını ve hiçbirinin TİS’ten yararlandırılmadığını belirtmekle yetinmiş, daha ileri bir değerlendirmede bulunmamıştır…başvurucunun sırf beyaz yakalı olması ve diğer beyaz yakalılar gibi kapsam dışı tutulduğunun anlaşılması nedeniyle TİS’e bağlı alacaklara hak kazanmadığı şeklindeki değerlendirmenin, somut olaylara uygun düşmeyen ilgisiz bir gerekçe olmuştur (V/b-m.43), gerekçesiyle yeniden yargılama yapılmasına karar verilmiştir.

IX-DEĞERENDİRME

1-Anayasa Mahkemesi Kararının Gerekçesi

Öncelikle belirtelim ki, 6356 sayılı Kanun’un 39’ncu maddesinde, TİS’ten yararlanamayacaklar arasında sadece işveren vekilleri ve işvereni temsilen TİS görüşmelerine katılanlar değil, sendika üyesi olduğu halde greve katılmayan işçiler de belirtilmiştir. Bu işçiler de grev sonunda imzalanacak TİS’ten yararlanamazlar. Gerekçede “tüm işçilerin TİS yapma hakkı olduğu” şeklindeki ifadenin de bir yazım hatası olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, işçilerin TİS  yapma hakkı yoktur. Bu hak işçiler tarafından kurulan sendikaya verilmiştir. TİS’de sendika üyelerine uygulanacak ücret ve diğer hakların kapsam dışı çalışanlara, veya kapsam dışı çalışanlara uygulanacak  hakların sendika üyelerine uygulanacağına dair bir düzenleme olmadıkça böyle bir istekte bulunulamaz.

2-TİS’de Yer Alan Kapsam Dışı Düzenlemesinin Geçerliliği

Yukarıda belirtildiği gibi, “toplu iş sözleşmesi özerkliği” çerçevesi içinde taraflar, TİS’de her türlü düzenlemeyi yapabilirler. Bu düzenlemelerin yasalara aykırılığı ileri sürülüp iptal edilmedikçe uyulması zorunludur. Aksi durumda, sözleşme ve giderek hukuki güvenirlik zedelenmiş olur. Bu bakımdan, kapsam dışı personel uygulaması ile ilgili düzenlemeler de aynı konumda olup, iptal edilmedikçe uyulması zorunlu hükümlerdendir. Nasıl ki, muvazaalı asıl işveren-alt işveren ilişkisinde, muvazaanın varlığı tespit edilmedikçe, alt işveren işçisi TİS’ten yararlanamazsa, kapsam dışı personelin durumu da aynıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de  iptaline karar verdiği bir kanun maddesi ile ilgili kararının 8-9 ay sonra yürürlüğe gireceğine hükmettiğinde, bu süre içinde o maddeye uyulmak zorunluğu vardır. Karara konu olayda zaten iptal isteğinde bulunulmadığından, asıl olan yürürlükte olan bu düzenlemeye uyulmasının sağlanmasıdır. Tersi düşünüldüğünde, işveren vekilleri, işveren adına TİS görüşmelerine katılanlar ve greve katılmayan işçilerde aynı gerekçelerle TİS’ten yararlandırılmalarını isteyebilirler.

3-Hizmet Sözleşmesine Aykırılıktan Dolayı Ücret Zammı İstenebilir

Davada, 2007 yılından itibaren ücretlere enflasyon artışı uygulanmadığı ileri sürüldüğüne göre (AYM kararı, III/m.8), taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde, ücretlere enflasyon artışı kadar zam yapılacağının kabul edildiği fakat, yapılmadığı kanısına varılmaktadır. Bu durumda, TİS’den yararlanma değil, bu artışlardan kaynaklanan ücret ve diğer hakların tahsili istenebilir. Biraz yukarıda özetlerini verdiğimiz Yargıtay kararlarında görüldüğü gibi, tam tersine sendika üyesi çalışanlar, kasam dışı çalışanlara uygulanan hakların kendilerine uygulanmasını istemişler fakat, istekler ret edilmiştir.

X-SONUÇ

  TİS’de yer alan kapsam dışı çalışanlar ile ilgili düzenleme, işyerinde çalışma barışını koruma ve devam ettirme amacıyla tarafların anlaşmasıyla yapıldığından ve Anayasa, TBK ve 6356 sayılı Yasa hükümlerine uygun olduğundan, Anayasa Mahkemesi kararını isabetli bulmuyoruz.

********

[1] – Resmi Gazete Tarihi: 22.09.2025, Sayı:33025.

[2] – Y 9HD, 31.05.2016 t, E:2016/16706-K:2016/12873, Legal İSGHD, C.14, Sayı 53, s.310.

[3] – Y 9HD, 23.06.2009 t, E:2009/5001-K:2009/17850, Legal İSGHD, Sayı 23, s.1155.

[4] – Y 22HD, 08.04.2019 t, E:2019/1586-K:2019/7909, Legal İSGHD, C.16, Sayı 63, s.1188.

[5] – Y 22HD, 17.04.2017 t, E:2017/19479-K:2017/8788, Legal İSGHD, C.14, Sayı 56, s.2081.

[6] – Y 9HD, 04.04.2001 t, E:2001/5641-K:2001/5576, İşveren Dergisi, Aralık 2001, s.15.

[7] – Y 9HD, 29.04.2014 t, E:2014/9341-K:2014/13737, www.legalbank.net, ET:29.09.2025.

[8] – Bkz. Dip Not 5.

[9] – Y 9HD, 22.12.2008 t, E:2008/41477-K:2008/34330, Legal İSGHD, Sayı 22, s.813-814.

[10] -Y 22HD, 11.09.2018 t, E:2018/7497-K:2018/18361, Legal İSGHD, C.15, Sayı 60, s.1657.

Bursa’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimlerimi Bursa’da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Serbest avukat olarak İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik alanında çalışmaktayım. Bu konulardaki makalelerim dışında, “Açıklamalı İçtihatlı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu” ve Prof. Dr. H. Yunus Taş ile birlikte yazdığımız “İş Mahkemelerinin Görevi ve Yargılama Usulü” isimli kitaplarım yayınlanmıştır.