Uygulamada gerek cezaların yetersiz kalması gerekse işçi ve işverenlerin ihtiyaçları nedeniyle Kanuna aykırı da olsa hafta tatili çalışmalarının ülkemizde yaygın bir uygulama alanı bulduğu bilinen bir gerçektir. Oysa haftanın 6 iş günü çalışan işçinin 7 nci gün dinlendirilmesi esastır. Bu durum iş sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Kanuna aykırı olmasına rağmen işçinin normal haftalık 45 saatlik iş süresini tamamladıktan sonra hafta tatili gününde de çalıştırması halinde, işçiye hafta tatili ücreti dışında %50 artırımlı ücret ödenmelidir.
Başka bir deyişle, işçinin kendisine bir iş karşılığı olmaksızın ödenen bir gündelik hafta tatili ücretine ek olarak ödenmesi gereken %50 artırımlı bir buçuk gündelikle birlikte, toplam iki buçuk gündelik tutarında ücret ödenmesi gerekir. Çünkü, Kanun haftalık iş süresini aşan bu çalışmaları “fazla çalışma” kabul ettiğinden, ücretinin de %50 artırımlı ödenmesi gerekmektedir. Örneğin, günlük ücreti 300 TL olan işçi hafta tatili günü çalıştırılmışsa, 300+300+150= 750 TL ücrete hak kazanacaktır. Aynı işçi, hafta tatili günü 7,5 saatten fazla çalıştırılmışsa, aşan kısım için ayrıca fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Örneğin haftanın yedi günü günde 9 saat çalışan işçi hafta tatili günü 7,5 saatten fazla çalıştırıldığı için 750 TL zamlı ücretin dışında ayrıca, 1,5 saat fazla çalışma ücretine de hak kazanabilecektir.
Öte yandan hafta tatilinde çalıştığının ispat külfeti işçiye [1] ; hafta içinde bir gün izin verildiğinin veya ücretinin ödendiğinin ispat külfeti işverene aittir [2].
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinden birinin hafta tatili gününe rastlaması halinde, işçiye, bir günlük ücretin mi yoksa hem hafta tatili ücretinin hem de genel tatil günü ücretinin mi ödenmesi gerekeceği konusunda İş Kanunu’nda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden birinin “hafta tatiline” (örneğin Pazar gününe) “rastlaması” (geçişmesi, tedahül etmesi) halinde “sadece bir tatil günü ücretinin” verilmesi gerektiğini kabul etmiştir. Yargıtay’ın konuyla ilgili kararında, “Hafta tatili ve genel tatil günlerinin çakıştığı günlerde hafta tatili hesabı yapılmalıdır. Bilirkişi raporu bu açıdan denetime elverişli değildir. Örneğin, 19 Mayıs 2013 bayram tatili Pazar günü ile çakışmaktadır. Mahkemece bu konuda da denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmelidir”[3]. Aynı şekilde, ulusal bayram ve tatil günlerinden birinin çalışılmayan cumartesi gününe rastlaması halinde de “bunun tamamen bir takvim rastlantısı olduğu” kabul edilmiş; ayrıca bir ücret ödenmesine gerek görülmemiştir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil gününe rastlayan hafta tatili veya çalışılmayan Cumartesi günü işyerine giderek “çalışan işçiye”, haftalık 45 saatlik normal iş süresinin üstünde yapılan bu çalışması “fazla çalışma” sayılarak ücreti %50 artırımlı ödenmesi gerekir. Bir başka deyişle, hafta tatili (Pazar) çalışmalarında olduğu gibi, işçi rastlantılı (geçişmeli) bu günlerde çalışması karşılığı bir günlük tatil ücretine ek olarak bir buçuk günlük “hafta tatilinde çalışma ücreti” ile birlikte toplam iki buçuk günlük ücrete hak kazanır.
Sonuç olarak, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden birinin “hafta tatiline” (örneğin Pazar gününe) “rastlaması” halinde, “sadece bir tatil günü ücretinin” verilmesi gerekir. Bir başka deyişle, hafta tatili (Pazar) çalışmalarında olduğu gibi, işçi rastlantılı (geçişmeli) bu günlerde çalışması karşılığı bir günlük tatil ücretine ek olarak bir buçuk günlük “hafta tatilinde çalışma ücreti” ile birlikte toplam iki buçuk günlük ücrete hak kazanır. Örneğin günlük ücreti 300 TL olan işçi, pazar gününe rastlayan 19 Mayıs genel tatil gününde çalıştırılmışsa, 300+300+150= 750 TL ücrete hak kazanacaktır.
[1] Y9HD.29.6.2015 T., E.2014/10479, K.2015/23366; GÜNAY, İlhan, İş Kanunu 2, m.41, s.1708; Y9HD.08.06.2020, E.2017/15673, K.2020/4921 Legalbank
[2] Y9HD.25.5.2015 T., E.2015/1187, K.2015/18710; GÜNAY, İlhan, İş Kanunu 2, m 41, s.1710; Y9HD.08.06.2020, E.2017/15673, K.2020/4921 Legalbank
[3]Y9HD.16.06.2020 T., E.2017/15912, K.2020/5760 Legalbank
1962 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesinde doğdu. İlk ve Ortaokulu Sivas’ta, Liseyi Tokat’ta bitirdi. 1986 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Özel Hukuk Anabilim Dalında Tezli Yüksek Lisans yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda uzun yıllar sırasıyla Bölge Müdür Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra bu görevinden 2016 yılı mayıs ayında emekli oldu.
İnciroğlu Danışmanlık, Denetim ve Eğitim Hizmetleri şirketinin kurucusu olan İNCİROĞLU, özel sektöre yönelik iş hukuku, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve yabancı çalışma hukuku alanlarında danışmanlık, denetim ve eğitim hizmetleri vermektedir.
Muhtelif dergi ve gazetelerde iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği hukuku ve sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku ile ilgili makaleleri, çeşitli üniversitelerde, kongre ve konferanslarda sunduğu bildirileri ve yayımlanmış yedi adet kitabı bulunan İNCİROĞLU, evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayımlanan Kitapları
Sorulu-Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 4. Baskı, İstanbul 2019, Legal Yayıncılık.
Güncel Yargıtay Kararları Işığında Açıklamalı Yeni İş Kanunu, İstanbul 2006, Legal Yayıncılık.
İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşverenin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları, 2. Baskı, İstanbul 2008 Legal Yayıncılık.
Çalışma Hayatında Esnek Çalışma Uygulamaları, 2. Baskı, İstanbul 2020, Legal Yayıncılık.
Sorulu-Cevaplı İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı Uygulaması, İstanbul 2014 Legal Yayıncılık.
Kamu İşvereninin İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından Sorumluluğu, 2. Baskı, Ankara 2016 Adalet Yayınevi
500 Soruda İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı, Güncellenmiş 3. Baskı, Ankara 2019 Seçkin Yayınları