İşçilerin yıllık ücretli izin hakkının dışında işin gereklerinden kaynaklanmayan ve kendi özel yaşamlarını ilgilendiren nedenler ile işe gelememeleri durumunda ücretli mazeret izin hakları da bulunmaktadır.
İşçilere verilen mazeret izinleri daha önce ücretsiz iken, 4 Nisan 2015 tarihli ve 6645 sayılı yasada yapılan değişiklik sonucunda, 4857 sayılı İş Kanunu’nun Ek-2’nci maddesi ile ücretli hale getirilmiştir. Buna göre, işçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli mazeret izni, verilir. Ayrıca, işçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilir.
4857 sayılı Kanunda ücretli hale getirilen mazeret izinleri iş günü olarak değil, gün olarak düzenlendiğinden hafta ve genel tatil günleri ile çakışması halinde, tatil günleri mazeret izin günlerinden düşülmez. Örneğin, cuma günü eşi vefat eden işçiye verilen üç günlük mazeret izninin bir gününün tatil gününe (pazar) rastlaması durumunda, hafta tatili günü mazeret izin gününü uzatmaz. Mazeret izin süresi pazartesi günü sona erer.
İşçinin mazeret iznini kullanılabilmesi için mazeretini belgelemesi ve işverene ibraz etmesi gerekir. Örneğin evlilik halinde evlenme belgesini, vefat halinde ise ölüm belgesini işverene ibraz etmelidir.
Diğer taraftan, mazeret izinleri olaya bağlı bir hak olup, kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir. Nitekim Yargıtay, “Mazeret izinleri kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir. Kullanılmadığı taktirde yıllık ücretli izin gibi ücrete dönüşmez. Kaldı ki dosyada davacının açıkça bu izni kullanmayacağına dair beyanı mevcut olup nikah izin ücreti talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır” demek suretiyle ücretli mazeret izinlerinin kullanılmadıkları taktirde yıllık ücretli izne dönüşmeyeceğine hükmetmiştir[1].
Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunu’nda açıklık olmamakla birlikte, yıllık izin süresine rastlayan evlenme, ölüm, doğum, doğal afetler, seminer ve diğer nedenlerle işçiye verilmesi gereken diğer izinler de yıllık ücretli izin günlerinden sayılmamalıdır. Bu izinlerin ücretli ya da ücretsiz olmasının bir önemi de yoktur[2]. Peki, işçi yıllık ücretli izin hakkını kullanırken eşinin vefat etmesi halinde, mazeret iznini talep edilebilir mi? Mazeret izin hakkı olayın gerçekleşmesine bağlı bir hak olması nedeniyle işçi yıllık izinde iken de ölüm mazeret izni talebinde bulunabilir ve bu izin yılık ücretli izne mahsup edilemez. Zira yıllık ücretli izin ile ücretli mazeret izinleri iç içe geçmez ve yıllık izne mahsup edilemez. 4857 sayılı Kanuna göre de, “işveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez (m.56/4).
Sonuç olarak, 4857 sayılı Kanun’un Ek 2’nci maddesinde ücretli mazeret izinleri, iş günü olarak değil, gün olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle işçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli mazeret izni verilir. Ücretli mazeret izinlerinin hafta ve genel tatil günlerine rastlaması halinde, tatil günleri mazeret izin günlerinden düşülmez. Ayrıca mazeret izin günleri kural olarak doğduğu anda kullanılması gerekir ve işverenin bu talebi geri çevirme hakkı bulunmamaktadır. Mazeret izinlerinin kullanılması gereken tarihler belli olduğu için bu sürelerde kullanılmayan izinler daha sonra kullanılmak üzere talep edilemez.
[1] Y9HD.9.3.2016 T., E.2014/30441, K.2016/5377 Legalbank.
[2] İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 5. Baskı, İstanbul 2023, s.429 vd
1962 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesinde doğdu. İlk ve Ortaokulu Sivas’ta, Liseyi Tokat’ta bitirdi. 1986 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Özel Hukuk Anabilim Dalında Tezli Yüksek Lisans yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda uzun yıllar sırasıyla Bölge Müdür Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra bu görevinden 2016 yılı mayıs ayında emekli oldu.
İnciroğlu Danışmanlık, Denetim ve Eğitim Hizmetleri şirketinin kurucusu olan İNCİROĞLU, özel sektöre yönelik iş hukuku, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve yabancı çalışma hukuku alanlarında danışmanlık, denetim ve eğitim hizmetleri vermektedir.
Muhtelif dergi ve gazetelerde iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği hukuku ve sendikalar ve toplu iş sözleşmesi hukuku ile ilgili makaleleri, çeşitli üniversitelerde, kongre ve konferanslarda sunduğu bildirileri ve yayımlanmış yedi adet kitabı bulunan İNCİROĞLU, evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayımlanan Kitapları
Sorulu-Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 4. Baskı, İstanbul 2019, Legal Yayıncılık.
Güncel Yargıtay Kararları Işığında Açıklamalı Yeni İş Kanunu, İstanbul 2006, Legal Yayıncılık.
İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşverenin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları, 2. Baskı, İstanbul 2008 Legal Yayıncılık.
Çalışma Hayatında Esnek Çalışma Uygulamaları, 2. Baskı, İstanbul 2020, Legal Yayıncılık.
Sorulu-Cevaplı İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı Uygulaması, İstanbul 2014 Legal Yayıncılık.
Kamu İşvereninin İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından Sorumluluğu, 2. Baskı, Ankara 2016 Adalet Yayınevi
500 Soruda İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı, Güncellenmiş 3. Baskı, Ankara 2019 Seçkin Yayınları