Kıdem ve İhbar Tazminatları Hesabına Esas Alınacak Ücretin Tespiti

Kıdem ve İhbar tazminatı, işçi-işveren ilişkilerini düzenleyen yürürlükteki  kanunlardan 4857 s.lı İş Kanunu, 854 s.lı Deniz İş Kanunu ve 5953 s.lı Basın İş Kanunu’nda yer almışken,  6098 s.lı Türk Borçlar Kanunu’nda sadece ihbar tazminatına yer verilmiştir. Bu kanunlarda her iki tazminatın hesaplanmasına esas alınacak ücretin tespiti farklı düzenlenmiş olduğundan uygulamada karışıklıklar olmakta ve çözüm için genel olarak yargıya başvurulmakta, dolayısı ile haklı olan tarafın hakkına kavuşması uzun süre almaktadır.

  Aşağıda, yukarıda belirtilen kanunlardaki düzenlemeler dikkate alınarak kıdem ve ihbar tazminatlarına esas ücretin tespiti açıklanmaya çalışılacaktır.

I-İŞ KANUNUNA TABİ ÇALIŞANLARIN TAZMİNAT HESABINA ESAS ALINACAK ÜCRET

  Bu kanuna tabi çalışanların kıdem tazminatı hesabına esas alınacak ücretin tespiti 1475 s.lı İK’nın yürürlükte olan 14’ncü maddesinde belirtilmiştir. Buna göre:

  Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinde yapılır. Parça başı, akort, götürü veya  yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur.

  Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.

  denilmiş ve ayrıca bu ücrete ek olarak, işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerin de göz önünde tutulacağı, öngörülmüştür.

  İhbar tazminatı hesabına esas alınacak ücretin tespiti ise, 4857 s.lı K.nun 17/son maddesinde belirtilerek:

  Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para ve para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur.

  denilerek kıdem tazminatına esas alınacak ücretin tespiti ile eşitlik sağlanmıştır.

  İK m.32’de belirtilen ücret temel ücret ya da kök ücrettir. Buna genel olarak çıplak ücret denilmektedir. İşte para ve para ile ölçülmesi mümkün ödemeler bu ücrete eklenecektir.

   Temel ücrete eklenecek olan yardım ve ödemelerde sınırlama yoktur. Uygulamada en çok görülen ödemelerin başında yemek ve yol yardımı gelmektedir. Kentlerin büyümesi sonucu çalışanın oturduğu yer ile çalıştığı işyeri arasındaki uzaklık bu yardımları öne çıkarmıştır. Bunların dışında ikramiye, yakacak yardımı, öğrenim yardımı, bayram harçlığı, gıda yardımı gibi ödemeler de bir çok işveren tarafından  yapılmaktadır. Ayrıca özel sağlık sigortası yardımı ve hayat sigortası prim ödemeleri de temel ücrete eklenecektir. Toplu iş sözleşmelerinde  ise evlenme yardımı, doğum yardımı, çocuk yardımı, izin harçlığı, ölüm yardımı ve askerlik yardımı, giyecek yardımı  gibi daha farklı yardımlar yer almaktadır.

  Bu tür ödemelerin temel ücrete nasıl yansıtılacağı daha doğrusu nasıl ekleneceği ve hangi ödemelerin eklenip hangilerinin eklenmeyeceği sık sık tartışma konusu olmaktadır. Bu konu 1936 yılında yürürlüğe giren 3008 s.lı ilk İş Kanunu döneminde de tartışılmış ve sonuçta 1957 tarihli Yargıtay İBK’da:

  İşçinin gıda, mesken, sağlık, yakacak ve aydınlatma gibi zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak kifayette olmak üzere iş karşılığında para veya ayın olarak yapılan arızi olmayan her türlü ödemelerin ve bu arada hususi surette iyi olan bir hizmetin karşılığı olarak ödenen primlerin veya bu mahiyetteki yıllık ikramiyelerin İş Kanunu’nun 13 üncü maddesine göre hükmedilecek kıdem tazminatının hesabına esas olan ücret mefhumuna dahil bulunduğuna … karar verildi.[1]

  hükmü verilerek çözüme kavuşturulmuştur.

  1-Temel Ücrete Eklenecek Ödemelerde Aranacak Özellikler

  Yukarıda yer verilen YİBK’dan da anlaşıldığı gibi, çalışana yapılan ödeme ve yardımların temel ücrete eklenebilmesi için:

  -Para ya da para ile değerlendirilebilir olması,

  -Arızi olmayıp devamlılık göstermesi,

  -İşçinin kişisel daha doğrusu zorunlu ihtiyaçlarının giderilmesi için ödenmesi,

  gerekir.

  Yapılan ödemenin devamlılık göstermesi demek, sık aralıklarla ödenmesi değil, yılda bir kere de olsa devamlı olarak her yıl ödenmesi demektir.  Örneğin, her yıl bir aylık ücret tutarı ikramiye ödenmesi, her yıl bayram harçlığı ödenmesi devamlı yapılan ödemelerdir. Bu ödemeler temel ücrete eklenecektir. Ancak, işyerinde hiç ikramiye ya da bayram harçlığı ödemesi yokken işverenin kendiliğinden bu ödemeleri yapması devamlılık göstermeyeceğinden temel ücrete eklenmez. Fakat, işveren bu tür ödemeleri sık sık ya da her yıl yapıyorsa artık bu ödemeler işyeri uygulaması haline geleceğinden ücrete eklenir.

  Ayrıca, yapılan yardım ve ödemenin işyerinde kullanılmak üzere değil, işçinin kişisel yani zorunlu ihtiyaçlarını karşılama amacı ile yapılması gerekir. Yoksa, işyerinde kullanılmak üzere verilen iş elbisesi, iş ayakkabısı, havlu, sabun gibi  yardım ve ödemeler temel ücrete yansıtılmaz.[2] Bunların dışında, çalışma karşılığı ödenen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti gibi ödemeler de temel ücrete eklenmez.

  2-Yardım ve Ödemelerin Temel Ücrete Eklenme Yöntemi

  Bu yardım ve ödemeler İş Kanunu’nun 32’nci maddesinde belirtilen ve işçinin işten ayrıldığı tarihteki son günlük ücretine eklenecektir. Bu ücret temel ücrettir. Buna genel olarak uygulamada çıplak ücret ve yukarıda belirtilen yardım ve ödemelerin eklenmesiyle bulunan ücrete de giydirilmiş ücret denilmektedir. Bu ücrete eklenecek olan ödeme ve yardımların miktarı, düzenli yapılıp yapılmadığı ya da  ödeme süreleri dikkate alınarak hesaplanacaktır. Ödeme veya yardım yılda 1 kere yapılıyorsa son 1 yıl içinde yapılan ödeme veya yardım 365’e bölünerek temel ücrete yansıtılacak günlük miktarı bulunacaktır. Ya da ödemede düzenlilik yoksa yani prim veya harcırah gibi her ay veya  1 yıl içinde değişik miktarlarda ödeme yapılıyorsa bunların toplamı 365’e bölünerek temel ücrete yansıtılacak günlük miktarı bulunacaktır. Ramazan ve Kurban bayramlarında ödenen bayram harçlıkları da 365’e bölünecektir. Ödemeler düzenli ise örneğin her ay 900.00 TL yakacak parası ödeniyorsa son ödenen miktar 30’a bölünecektir. Üç ayda bir, bir aylık ücret tutarı ikramiye ödeniyorsa, son ikramiye miktarı 90’a bölünecektir. Kısaca, burada dikkat edilecek husus, ödemenin dönemsel yapılıp yapılmadığıdır. Dönemsel ödemelerde (bir ay, üç ay gibi) ödeme tutarı dönem süresine bölünecek, dönemsel olmayan ödemelerde ise 365’e bölünecektir. [3] Aylık ödenen ya da sağlanan yemek ve yol parası miktarları ise çalışılan günlere bölünecektir. Örneğin, haftada 6 gün çalışılan işyerinde 26’ya bölünecektir.

  Bir örnekle durumu biraz daha açıklığa kavuşturalım:

  Günlük temel ücret……………             800.00

  İkramiye 800 x 30/90 gün …    266.66

  Yemek yardımı 600/26 gün        23.07

  Yol yardımı 550/26 gün ..           21.15

  Yakacak parası 6000/365          16.44

  Prim ödemesi 12000/365           32.87

  Bayram parası 4000/365            10.96

  İzin harçlığı 2000/365 ….             5.48

  Toplam……………………….. 1176.63 TL.

  Burada görüldüğü gibi, kıdem ve ihbar tazminatı hesabına esas alınacak günlük giydirilmiş ücret 1176.63 TL bulunmuştur. Kanunda her yıl 30 günlük kıdem tazminatı ödeneceği öngörüldüğünden bu miktar 30’la çarpılarak bir yıl için ödenecek kıdem tazminatı miktarı bulunacaktır. Örneğin, bir yıllık kıdem tazminatı: 1176.63 x 30 gün = 35.298.90 TL dir. Çalışma süresi 5 yıl ise kıdem tazminatı: 35.298.90 x 5 yıl = 176.494.50 TL dir.

  İhbar öneli süresi 8 hafta ise, ihbar tazminatı: 8 x 7 gün  x 1176.63 = 65.891.28 TL dir.

  3-TIR ya da Ağır Araç Şoförlerinin Durumu

  Tır ya da ağır araç  şoförü olarak çalışanlara yapılan ücret ödemesi farklı olduğundan bu konuyu ayrı bir başlık altında değerlendirmeyi uygun gördük. Genel olarak bu gibi çalışanlara asgari ücret + prim veya harcırah şeklinde ya da doğrudan sefer başına ödeme yapılmaktadır. Ayrıca prim ya da harcırah tutarı, sefer yapılan yerin uzaklığına göre değişmektedir. Yurt dışı seferlerde ücret dışındaki harcırah ya da primler dolar olarak da ödenmektedir. Böylesi ağır işte çalışanların asgari ücret ile çalışmaları hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, Yargıtay da bunlara ödenen sefer primlerinin esas ücrete dahil olduğunu kabul etmiştir.[4] Bu durumda böyle bir çalışanın temel ücreti asgari ücret + sefer primidir. Gerçi kıdem ve ihbar tazminatı hesabında sefer primi zaten temel ücrete eklenecekse de, bu iki ödemenin toplamının temel ücret sayılması fazla çalışma, hafta tatili ve bayram tatili gibi çalışma karşılıklarının hesabında önem kazanmaktadır. Ancak, bazı durumlarda sefer priminin içinde  sınır geçişlerinde ödenmesi gereken vergi ya da oto park ücretleri gibi giderlerin de yer alması durumunda bunların ayrılmasından sonra kalan miktar ücrete eklenecektir.[5] Diyelim ki, bir tır şoförüne yaptığı seferlere karşılık bir ay 24.000.00 TL, bir ay 30.000.00 TL ve diğer aylarda da değişik miktarlarda sefer primi ödenmiş ve bunların yıllık toplamı 292.091.25 TL ise, tazminat hesabına esas ücret:

  Günlük asgari ücret ……………………..          666.75

  Sefer primleri 292.091.25 /365 gün      800.25

  Toplam ……………………………………….   1467.00 TL.

  Bir yıllık kıdem tazminatı: 30 gün x 1467.00 = 44.010.00 TL dir.

  Çalışma süresi 5 yıl ise, Kıdem tazminatı: 5 yıl x 44.010.00 = 220.050.00 TL dir.

  İhbar tazminatı : 8 hafta x 7 gün x 1467.00 = 82.152.00 TL dir.

  Hesaplanan kıdem tazminatı tutarının, işten çıkış tarihindeki kıdem tazminatı tavan miktarı ile karşılaştırması yapılacaktır. Tavanı aşıyorsa, tavan miktarına göre hesaplama yapılacaktır.

II-DENİZ İŞ KANUNU KAPSAMINDA ÇALIŞANLARIN TAZMİNAT HESABINA ESAS ALINACAK ÜCRET

  854 s.lı Deniz İş Kanunu m.16’da düzenlenen bildirim süreleri, İK m.17’deki sürelerle aynıdır. Bu maddenin (D) bendinde, bildirim şartına uymayan tarafın, maddede belirtilen önellere uygun ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğu ve 20/12 maddesinde; 16’ncı maddenin (D) bendinde sözü geçen tazminat ile bu maddede yer alan kıdem tazminatına esas alınacak ücretin hesabında, 29’ncu maddenin 1’nci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten gemi adamına sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerinde göz önünde tutulacağı, öngörülmüştür. DİK’da yer alan bu düzenleme İş Kanunu’nda yer alan düzenleme ile aynı olduğundan, yukarıda İK başlığı altında verilen bilgilere göre yapılan hesaplamalar Bu Kanun için de geçerli olduğundan, tekrarlamaya gerek görülmemiştir.

III-BASIN İŞ KANUNU KAPSAMINDA ÇALIŞANLARIN TAZMİNAT HESABINA ESAS ALINACAK ÜCRET

  Basın İş Kanunu’nda kıdem tazminatı düzenlemesine 6’ncı maddede yer verilmiştir.  Gazetecinin kıdem tazminatına hak kazanması için aranan 5 yıllık kıdem süresi (m.6/1) ve hesaplamada 6 aydan az sürelerin dikkate alınmayacağı (m.6/7-2.cümle) hükümleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden, kıdem süresinin hesabı İK ve DİK’daki gibi yapılacaktır. Bu maddede, gazeteciye, her hizmet yılı ve artan süre için son aylığı esas alınarak kıdem tazminatı ödeneceği öngörülmüştür. Maddede tazminat hesabına esas alınacak son aylık ücrete, para ve para ile ölçülebilen ödemelerin ekleneceğine ilişkin bir ifade olmadığından  tazminat hesabı, gazetecinin son aylık çıplak ücretine göre hesaplanacaktır. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.[6] Örneğin, gazetecinin çalışma süresi 3 yıl ve son aylık ücreti 35.000.00 TL ise, kıdem tazminatı: 3 yıl x 35.000.00 = 105.000.00 TL dir.

  Gazetecinin işine işveren tarafından son verilmesi durumunda, çalışma süresi 5 yıldan az ise ihbar süresi 1 ay, 5 yıl ve daha fazla ise 3 aydır. Yukarıdaki örnekte çalışa süresi 3 yıl yani 5 yıldan az olduğundan ihbar tazminatı: 1 ay x 35.000.00 = 35.000.00 TL dir.

IV-TÜRK BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA ÇALIŞANLARIN TAZMİNAT HESABINA ESAS ALINACAK ÜCRET

  TBK’da kıdem tazminatı ile ilgili düzenleme yoktur. Kanun’un 432’nci maddesinde fesih bildirim süreleri belirtilmiştir. Buna göre fesih bildirim süresi:

  -Çalışma süresi 1 yıla kadar olan işçi için 2 hafta,

  -Çalışma süresi 1 yıldan 5 yıla kadar olan işçi için 4 hafta,

  -Çalışma süresi 5 yıldan fazla olan işçi için 6 haftadır.

  Maddede işverenin, fesih süresine ait ücreti peşin vererek iş sözleşmesini fesih edebileceği belirtilmişse de, BİK’da olduğu gibi, para ve para ile ölçülebilecek yardım ve ödemelerin ücrete ekleneceğine dair  bir ifade yoktur.

  V-SONUÇ

  Özellikle İş Kanunu kapsamında çalışanların kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplanmasında sorunlar çıkmakta ve dolayısı ile bu uyuşmazlıklar yargıya taşınmaktadır. Bu nedenle, temel ücrete eklenecek yardım ve ödemelerde bulunması gereken özellikler iyi tespit edildiğinde, çok fazla sorun çıkmayacak ve çıksa da çözümü kolay olacaktır. Bu bakımdan, aşağıdaki özellikleri taşıyan her türlü yardım ve ödemeler kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplanmasına esas alınacak temel ücrete eklenecektir:

  -Para ve para ile değerlendirilebilmelidir.

  -Devamlılık arz etmesi gerekir.

   Çalışanın işyerinde kullanması için değil, kişisel ve zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması için ödenmesi gerekir.

[1] – YİBK, 15.05.1957 t, E:1956/13-K:1957/10, R.G: 14.08.1957/9681.

[2] – Y 9 HD, 09.03.2021 t, E:2020/2597-K2021/5846, LEGAL İSGHD, C.18, Sayı 70, s.779.

[3] –  Y 9 HD, 04.04.2016 t, E:2014/36962-K:2016/8135, LEGAL İSGHD, C.14, Sayı 53, s.384. Y 9 HD, 03.11.2021 t, E:2021/11159-K:2021/15307, LEGAL İSGHD, C.18, Sayı 72, s.1685.

[4] – Y 9 HD, 27.01.2014 t, 2013/18261-K:2014/1037, LEGAL İSGHD, C.11, Sayı 41, s.111.

[5] – Y 9 HD, 09.02.2022 t, E:2022/565-K:2022/1559, LEGAL İSGHD, C.19, Sayı 73, s.380.

[6] – Y 9 HD, 20.09.2021 t, E:2021/8069-K:2021/12312, www.legalbank.net, ET:12.04.2022. Y 9HD, 24.06.2015 t, E:2014/9025-K:2015/2285, İstanbul Barosu Der. 2018/1, s.411.

Bursa’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimlerimi Bursa’da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Serbest avukat olarak İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik alanında çalışmaktayım. Bu konulardaki makalelerim dışında, “Açıklamalı İçtihatlı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu” ve Prof. Dr. H. Yunus Taş ile birlikte yazdığımız “İş Mahkemelerinin Görevi ve Yargılama Usulü” isimli kitaplarım yayınlanmıştır.