Dijital ekonomi, Amazon, Google, Facebook (Meta), Apple ve Microsoft gibi giderek daha baskın hale gelen teknoloji şirketlerinin Standard Oil ve AT&T’yi anımsatan özel tekeller hakkındaki endişeleri yeniden canlandırması ile antitröst[1] düzenlemesini ön plana çıkarmıştır. Yine de dijital dünyada antitröst ilkelerinin uygulanması, geleneksel, dijital olmayan pazarlardakinden çok daha karmaşıktır. Teknoloji devlerini düzenlemek, özellikle yapay zekânın ortaya çıkması ışığında, dünya çapında birincil hale gelmiştir. Ancak, bu şirketler büyük ölçüde Amerikalı olduğundan, denetim sorumluluğu genellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yetersiz olarak algılanmaktadır.
Sorun, antitröst müdahalesinin umumiyetle olaydan sonra gelmesi ve hem açıkça tanımlanmış bir pazardaki tekelin hem de tüketicilere zarar veren rekabeti engelleyici davranışların tanımlanmasını gerektirmesidir. Ancak, hızla hareket eden dijital pazarların tanımlanması zor olabilir ve açıkça rekabeti engelleyici davranışlar içermeden yoğunlaşma eğilimindedir[2]. Buna ek olarak, teknoloji devleri genellikle ücretsiz hizmetler veya giderek daha gelişmiş ürünler sunar ve bu da tüketicilere zarar vermeyi zorlaştırır[3].
Avrupa bu sorunu, şirketlerin ciro ve kullanıcı sayısı gibi büyüklüklerine göre belirli eşiklere ulaşan şirketlere yükümlülükler ve yasaklar getiren yeni bir yasa olan Dijital Piyasalar Yasası[4] (Digital Markets Act) ile ele almıştır. Bu şirketler, kritik dijital hizmetlerin “koruyucuları/bekçileri”[5] (gatekeepers) olarak tanımlanmakta ve bugüne kadar Dijital Piyasalar Yasası kapsamındaki bekçiler arasında Amazon, Google, Facebook (Meta), Microsoft, Apple, ByteDance ve Booking yer almaktadır. Bu bekçilere yönelik yasaklar arasında, Amazon ve Google Search gibi platformların kendi ürünlerine rakiplerinin ürünlerine göre öncelik verme uygulamasına atıfta bulunan “kendi kendini tercih etme” (self-preferencing) yer almaktadır. Dijital Piyasalar Yasası yükümlülükleri, birlikte çalışabilirlikten veri taşınabilirliğine kadar uzansa da, bu çözümler genellikle şirketlere yalnızca bir antitröst soruşturması ve tekelci davranış bulgusundan sonra uygulanmaktadır[6]. Dijital Piyasalar Yasası, dijital piyasalarda rekabet edilebilirliği ve adaleti sağlamak için Avrupa’daki rekabet hukukunu (Dijital Piyasalar Yasası çerçevesi) tamamlamaktadır.
2021 yılından beri, Birleşik Devletler benzer bir düzenleyici çerçeve[7] benimsemiş olacak bir dizi antitröst yasası aracılığıyla Dijital Piyasalar Yasası’nın bir sürümünü sunmayı düşünmüştür[8]. Yeni bir makalede, Dijital Piyasalar Yasası’nın ideolojik kökleri ve çerçevesi incelenerek tarihsel, karşılaştırmalı bir analiz yürütülerek bu önerinin uygulanabilirliği değerlendirilmiştir.
Analize Dijital Piyasalar Yasası’nın temel özelliklerinin tanımıyla başlanmış ve bunlar şu şekilde belirlenmiştir:
Hükümetin ekonomiyi düzenlemedeki artan gücünü yansıtan Dijital Piyasalar Yasası yaklaşımı;
Dijital Piyasalar Yasası’nın biçimsellikle karakterize edilen hukuki çerçevesi;
Dijital Piyasalar Yasası’nın büyük firmaları düzenleme kapsamı;
Dijital Piyasalar Yasası’nın amacı, adilliği ve rekabet edilebilirliğinin sağlanması.
Sonra, üç büyük Avrupa ekonomi politikası okulu incelenerek Dijital Piyasalar Yasası’nın temel özelliklerinin kökenleri araştırılmıştır: Tarihsel Okul, Avusturya Ekonomi Okulu ve Ordoliberalizm[9]. Bu analiz, tüm Dijital Piyasalar Yasası’nın temel özelliklerinin ordoliberalizmde nasıl bulunabileceğini ortaya koyuyor. Ordoliberalizm, 1930’larda Almanya’da ortaya çıkmış ve yalnızca bir düşünce okulundan çok felsefi bir kavramdır. Adı, ekonomik düzene odaklanan bir düşünme biçimini yansıtan düzen anlamına gelen Latince “ordo” kelimesinden gelmektedir. Ordoliberaller, ekonomik düzeni sağlamak için devletin yasal bir çerçeve (Dijital Piyasalar Yasası yasal çerçevesi ve yaklaşımı) aracılığıyla garanti altına alması gereken oyun kuralları kavramını geliştirdiler. Ordoliberalizm, farklı dallarda ve en az üç nesil bilim insanı arasında evrimleşen dinamik bir felsefi kavram olarak gelişmiştir.
Ordoliberaller, ekonomik özgürlüğün temeli olarak rekabeti sağlamak için sıkı düzenlemeler[10] (Dijital Piyasalar Yasası’nın düzenlenmiş şirketler kapsamı) dâhil olmak üzere tekellerin önlenmesi gerektiğine inanıyordu. Rekabet, büyük işletmeleri güçsüzleştirmek ve insan ve ekonomik özgürlüğü korumak[11] için gerekli bir araçtı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hem Alman hem de Avrupa rekabet yasalarını etkileyerek önemli bir etki kazanan bir ordoliberal kol, sosyal piyasa ekonomisi kavramını[12] ortaya koymuş olup; bu kavram, Dijital Piyasalar Yasası’nın piyasalarda adaleti ve rekabet edilebilirliği sağlama amacını tanımlamada bilhassa önemlidir.
Söz konusu makalede, daha sonra ABD entelektüel çerçevesinde Dijital Piyasalar Yasası’nın çekirdek özellikleri ve ordoliberal ideoloji araştırılmıştır. ABD’ye ilişkin tarihsel analiz, ordoliberalizmden önemli ölçüde farklı olan, neoklasik ekonomide derinden kök salmış rekabet ve piyasa düzenlemesi hakkında bir düşünme biçimini ortaya koyuyor. 19. yüzyılın sonunda, Alfred Marshall ve John B. Clark da dâhil olmak üzere neoklasik iktisatçılar, daha sağlam matematik kullanarak Ricardo gibi klasik iktisatçıların tümdengelimli teorilerinin soyutlamasını ele aldılar[13]. Neoklasik iktisatçılar, Harvard ve hatta daha da fazlası Chicago ve Chicago sonrası antitröst okulları gibi büyük ABD antitröst okullarını etkileyerek fayda ve tüketici tabanlı karar alma kavramını vurguladılar. Bu okullar, bugün hâlâ geçerli olan pazar tanımı, yapısalcılık ve tüketici refah standardı gibi rekabeti değerlendirmek için analitik araçlar geliştirdiler. Başka bir deyişle, ABD’de rekabet, ekonomik düzende düşünme gibi etik veya felsefi terimlerden ziyade öncelikle ekonomik terimlerle değerlendirilir. ABD Yüksek Mahkemesi rekabetin etik bir yorumunu özellikle reddetmiş olup; Birleşik Devletler, medeni hukuk temelli bir Avrupa sistemiyle tezat oluşturan bir gelenek hukuku sistemine dayanmaktadır. Başka bir deyişle, rekabet ve büyük şirketleri düzenleme konusunda farklı düşünme biçimleri farklı yasal ve ekonomik geleneklerden kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak, Avrupa Dijital Piyasalar Yasası tipi bir mevzuat ABD çerçevesine pek uygun değildir ve benzer bir ordoliberal ideolojiden destek görmeyecektir.
Yargıç Louis Brandeis’in Büyük Kötüdür kavramı düşünüldüğünde bile -ki bu kavram 20. yüzyılın başlarındaki İlerici Dönemde ABD’deki antitröst uygulamalarını önemli ölçüde etkilemiş ve daha yakın zamanda Neo-Brandeis hareketine ilham vermiştir- Dijital Piyasalar Yasası’nın temelini oluşturan ordoliberal ilkeler bulunamıyor. Hem Brandeis hem de Neo-Brandeis’çiler ekonomik düzen düşüncesi veya tekeller ve kısmi tekeller de dâhil olmak üzere farklı ekonomik sistemleri ve piyasa biçimlerini açıklamak için benzer bir şema geliştirmemişlerdir. Ayrıca, Neo-Brandeis’çiler genellikle tüketicilerin rekabet hukukunun uygulanmasını yönlendirmesi gerektiği fikrini reddederken[14], ordoliberaller şirketleri tüketici çıkarlarına duyarlı hale getirmek için tasarlanmış bir piyasa düzeni kavramını geliştirdiler[15]. Başka bir deyişle, oyunun kurallarının ordoliberal kavramı tüketici tercihlerine hizmet etmeyi amaçlıyordu ve biçimsel olarak uygulanıyordu.
Bu nedenle, Birleşik Devletler, Avrupa entelektüel ve yasal geleneğinde derinden kök salmış ve Dijital Piyasalar Yasası’nın temelini oluşturan rekabeti uygulama konusunda aynı ekonomik düzen ve biçimsel yaklaşımdan yoksundur. Sonuç olarak, teknoloji devlerini düzenlemeye yönelik Dijital Piyasalar Yasası tipi bir yaklaşım, ABD yasal ve ekonomik geleneğiyle tutarsızdır. Ancak, Birleşik Devletler farklı Avrupa yaklaşımlarından ve deneyimlerinden önemli dersler çıkarabilir. Avrupa, rekabet hukukunun uygulanmasını çerçevesine uygun şekilde ilerlettiği gibi, Birleşik Devletler de aynısını yapmalıdır. (Mezkûr makalede) ABD’nin, bilgisayar bilimi ve gelişmiş algoritmalardan gelen anlama kapasitelerini entegre ederek[16] bilgisayar odaklı bir ekonomide rekabeti değerlendirmek için ekonomik analitik araçlarını modernize etmesi önerilmektedir.
[1] Çevirenin Notu: Antitröst, tek bir ana firmanın büyük hissedarı olduğu, aynı tip ürünleri üreten kardeş şirketlerin ya da birbirleri ile sermaye ve ortak bağı bulunmayan fakat aynı tip ürünleri üreten birkaç firmanın, aralarındaki ticari rekabeti önleyerek, karlarını artırmak amacıyla resmen birleşmesi ya da gayrı resmi olarak ortak hareket etmesini engellemeye yönelik her türlü politik veya ekonomik girişime denir (…).
[2] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4616175>.
[3] <https://www.yalelawjournal.org/pdf/e.710.Khan.805_zuvfyyeh.pdf>.
[4] <https://commission.europa.eu/strategy-and-policy/priorities-2019-2024/europe-fit-digital-age/digital-markets-act-ensuring-fair-and-open-digital-markets_en>.
[5] <https://digital-markets-act.ec.europa.eu/gatekeepers_en>.
[6] <https://www.promarket.org/2024/04/10/driving-innovation-with-antitrust/>.
[7] <https://www.uschamber.com/antitrust/striking-similarities-dma-american-innovation-act>.
[8] <https://crsreports.congress.gov/product/pdf/R/R46875/2>.
[9] <https://global.oup.com/academic/product/conservative-liberalism-ordo-liberalism-and-the-state-9780198854289?cc=tr&lang=en&>.
[10] <https://competitionpolicyinternational.com/assets/0d358061e11f2708ad9d62634c6c40ad/Eucken%20(Nov.%202006).pdf>.
[11] <https://www.amazon.it/Birth-Austerity-Ordoliberalism-Contemporary-Neoliberalism/dp/1786601109>.
[12] <https://core-prod.cambridgecore.org/core/books/abs/rebuilding-germany/social-market-economy-and-competition/BB3132ABDFECB2B0CBAE377D3BCF68A0>.
[13] <https://southerncalifornialawreview.com/wp-content/uploads/2023/04/Hovenkamp_Final.pdf>.
[14] <https://academic.oup.com/jeclap/article/9/3/131/4915966?login=false>.
[15] <https://www.elgaronline.com/display/edcoll/9781848448841/9781848448841.00008.xml>.
[16] <https://www.promarket.org/2023/06/13/can-computational-tools-revitalize-antitrust-enforcement/>.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.