ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu Tarafından “İklim ile İlgili Zayıflatılmış Kamuyu Aydınlatma Kurallarının Kabul Edilmesi” Üzerine

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (United States Securities and Exchange Commission-SEC), Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyon raporlamasını zorunlu tutacak, ancak Kapsam 3 emisyon raporlamasını zorunlu tutmayacaktır.

Halka açık şirketlerin sera gazı (greenhouse gas-GHG) emisyonlarını ve iklim riski ile ilgili diğer ayrıntıları kamuya açıklamasını gerektiren kuralların önerilmesinden iki yıl sonra SEC, geçtiğimiz günlerde orijinal tasarının küçültülmüş bir sürümünü kabul etmiştir.

İkiye karşı üç oyla kabul edilen yeni kural, kapsam dâhilindeki kuruluşların iklimle ilgili riskler, stratejiler ve yönetimle ilgili çeşitli ayrıntıları ve bazı şirketler için önemli Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonları hakkındaki bilgileri kamuya açıklamasını gerektirecektir. Özellikle, nihai kural Kapsam 3 emisyonlarını kamuya açıklama zorunluluğunu ortadan kaldırmış ve birçok şirket türünü emisyon raporlama zorunluluğundan muaf tutmuştur.

SEC Başkanı Gary Gensler yapılan toplantıda, tasarının Mart 2022’de önerilmesinden bu yana binlerce, yani yaklaşık 24 bin kamuoyu görüşü/yorumu aldığını ve bunun büyük miktarda siyasi tepkinin kaynağı olduğunu söylemiştir. Anılan kurumun 6 Mart’taki (2024) toplantıdan sadece bir hafta önce kamuya açık bir uyarı yayınlamasıyla, oylamanın başlangıçta Ekim ayında yapılması bekleniyordu, ardından Nisan ayına ertelendi.

Çarşamba günü kabul edilen kurallara (rules[1]) göre, “önemli” (material) Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını rapor etme yükümlülüklerine tabi olarak, başka şekilde muaf tutulmadıkları varsayılarak, kamu yatırımcılarının elindeki hisse senedinin değerine göre belirlenen dosyalama kategorileri olan büyük hızlandırılmış yükümlüler ile hızlandırılmış yükümlüler (large accelerated filers and accelerated filers) vardır.

İklim danışmanlığı firması ‘EcoAct North America’ firmasının CEO’su William Theisen şunları söyledi: “SEC’in çığır açan kararı, ABD’de kote edilen şirketlere iklim ile ilgili riskleri, emisyonları ve çevre stratejilerini kamuyu aydınlatma zorunluluğu getiren kurumsal şeffaflığa yönelik tarihi bir adımdır. Bu önemli bir dönüm noktasına işaret etse de, zorunlu Kapsam 3 emisyon raporlamasının ihmal edilmesi bir hayal kırıklığıdır, zira iklim bulmacasındaki bu kritik bileşen gönüllü olmaya devam etmektedir.”

Kapsam 3 emisyonlarının veya dolaylı üst ve alt sera gazı emisyonlarının, şirketlerin karbon etkisinin %95’ini oluşturduğu tahmin edilmektedir[2].

Pek çok gözlemci, SEC’in oylamayı 2024’e erteleme planının, her ikisi de Kapsam 3 sera gazı emisyon raporlaması gerektiren Avrupa Birliği ve Kaliforniya eyaletindeki yeni kurallara uyum sağlamasına olanak sağlayacağını tahmin etmişti. (yeni Kaliforniya eyalet yasası[3], bu yazının yazıldığı an itibarıyla yürürlükte olmasına rağmen, o zamandan bu yana bir davayla sarsıldı.)

Nihai kuralların geçen yıl beklendiği göz önüne alındığında ve ABD ve ötesinde ortaya çıkan diğer düzenlemeler ışığında, iklim raporlama yükümlülüklerinden etkilenen şirketlerin çoğu, bunlara hazırlanmak için aylar, yıllar harcadı; ancak bunların ne kadar hazırlıklı oldukları kuruluşa göre değişiyor. Bir ESG (çevresel, toplumsal ve kurumsal yönetişim) yazılım sağlayıcısı olan Workiva tarafından yapılan bir anket[4], ankete katılan kuruluşlardaki yöneticilerin yaklaşık üçte ikisinin yeni düzenleyici yükümlülüklere uyum sağlama konusunda endişe duyduğunu ortaya çıkarmıştır.

Kurumsal yönetişim yazılım sağlayıcısı Diligent’in baş hukuk sorumlusu Nithya Das, “Tasarının Kapsam 3 emisyonları gibi belirli yönlerini küçültme kararı, kuruluşların iklim stratejilerini nasıl uygulamayı planladıkları açısından çok az şey ifade etmelidir” dedi ve ekledi: “Ayrıca, ihraççıların senaryo analizi ve karbonun dâhili maliyeti de dâhil olmak üzere iklim ile ilgili belirli süreçlerinin olup olmadığını kamuya açıklama zorunluluğu, olgun iklim programlarına sahip kuruluşların muhtemelen daha rekabetçi olacağı anlamına geliyor.”

Ancak iş grupları nihai kurallara uyumu daha kolay bulabilirken, çevre grupları SEC’in orijinal tasarısını küçültme kararını eleştirdi.

‘Stop the Money Pipeline’ firmasından yapılan açıklamada, “İklim risklerinin kamuya açıklanmasına ilişkin bu sulandırılmış kural, uluslararası normlardan ve en iyi uygulamalardan bir sapmadır. Çin ve Avrupa Birliği’ndekiler de dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki düzenleyici otoriteler, düzenleyici çerçevelerini iklim riski ile ilgili sıkı açıklamalar içerecek şekilde geliştirirken, SEC’in önerdiği kural gecikiyor ve ABD’nin küresel pazardaki konumunu tehlikeye atıyor.” deniyor.

‘Stop the Money Pipeline’nin eş direktörü Jackie Fielder ise, şirketlerin önemlilik değerlendirmelerine güvenmenin kuralın etkinliğini azaltacağını ve yatırımcıları yatırımlarıyla ilgili iklim riskleri ve finansal sonuçlar konusunda karanlıkta bırakacağını ifade etmiştir.

Kural, şirketlerin Kapsam 3 emisyonlarını raporlama zorunluluğunun kaldırılmasının yanı sıra, bildirimlerin durumu ve içeriğine bağlı olarak bildirimlerin yapılması için daha fazla süre de sağlıyor. Orijinal tasarıdaki diğer değişiklikler şunları içerir:

  • İklimle ilgili risklerin, yönetim kurulunun gözetiminin ve risk yönetiminin kamuya açıklanması yükümlülükleri de dâhil olmak üzere bazı nihai kurallar için daha az kuralcı bir yaklaşımın benimsenmesi;
  • Örneğin iklimle ilgili risklerin etkilerine ilişkin kamuyu aydınlatma açıklamaları, senaryo analizinin kullanımı ve sürdürülen dâhili karbon fiyatı dâhil olmak üzere, önemliliğe dayalı olarak iklimle ilgili belirli açıklamaların sağlanmasına yönelik yükümlülüklerin nitelendirilmesi;
  • Yönetim kurulu üyelerinin iklim uzmanlığını tanımlama zorunluluğunun ortadan kaldırılması;
  • Kayda alınanlarının tümünün Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını kamuya açıklama zorunluluğunun ortadan kaldırılması ve bunun yerine bu tür açıklamaların yalnızca büyük hızlandırılmış yükümlüler (large accelerated filers) ve hızlandırılmış yükümlüler (accelerated filers) için aşamalı olarak ve yalnızca bu emisyonlar önemli olduğunda açıklamanın gecikmeli olarak sağlanması;
  • Daha küçük raporlama şirketlerinin (smaller reporting companies) ve gelişmekte olan büyüme şirketlerinin (emerging growth companies) Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyon açıklama zorunluluğundan muaf tutulması;
  • Büyük hızlandırılmış yükümlüler için makul güvence aşamasını uzatarak ve hızlandırılmış yükümlüler için yalnızca sınırlı güvence gerektirerek, hızlandırılmış yükümlüler ile büyük hızlandırılmış yükümlüler için Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını kapsayan güvence koşulunun değiştirilmesi;
  • Şiddetli hava olaylarının ve diğer doğal koşulların ve geçiş faaliyetlerinin, kayda aldıranın konsolide finansal tablolarının her bir kalemi üzerindeki etkisini kamuya açıklama zorunluluğunun kaldırılması,

Finansal tabloların notlarında, aktifleştirilmiş giderler, giderleştirilen harcamalar (capitalized costs, expenditures expensed), şiddetli hava olayları ve diğer doğal koşullar sonucunda ortaya çıkan masraflar ve zararlar (charges and losses) üzerindeki finansal tablo etkilerinin kamuya zorunlu olarak açıklanmasına odaklanılması.

[1] <https://www.sec.gov/files/rules/final/2024/33-11275.pdf>

[2] <https://www.pwc.com/gx/en/issues/climate/scope-three-challenge.html#:~:text=Scope%203%20emissions%20are%20both,reporting%20them%2C%20seem%20devilishly%20complicated.>

[3] <https://www.corporatecomplianceinsights.com/california-climate-law-court-challenge/>

[4] <https://www.workiva.com/resources/integrated-reporting-executive-benchmark#:~:text=Integrated%20reporting%20unleashes%20opportunity.,integrate%20financial%20and%20ESG%20data.>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.