Yeni bir şirkete yatırımcı veya erken yatırımcı olarak katıldığınızda, işleri resmileştirmek için bir ortaklık anlaşması imzalanması gerekir. Ortaklık anlaşması (subscription agreement), satın alınan hisse senedi sayısı, hisse başına fiyat ve şirket büyüdükçe yatırım getirisi gibi ayrıntıların yanı sıra yasal olarak bağlayıcı gizlilik sözleşmeleri ve maddelerini de içerir.
Ortaklık anlaşması, hem şirketin hem de yatırımcıların yeni bir şey inşa ederken birlikte çalışmasına yardımcı olan kritik bir araçtır.
1. Ortaklık Anlaşması
Ortaklık anlaşması, bir yatırımcı ile halka kapalı bir şirket, özel bir şirket veya bir girişim arasında yatırımcının şirkette belirli miktarda hisse veya menkul kıymet satın almayı kabul ettiği bir sözleşmedir. Bu anlaşmalar genellikle özel tahsislerde kullanılır ve şirketlerin karmaşık halka arz sürecinden geçmeden sermaye toplamasına olanak tanır.
En önemlisi, ortaklık anlaşmaları, her iki tarafın rollerini ve sorumluluklarını açıkça belirterek, sermayenin hukuken bağlayıcı bir şekilde ve çıkar çatışması olmadan toplanmasını sağlamaya yardımcı olur.
2. Ortaklık Anlaşmasının Temel Bileşenleri
Ortaklık anlaşmasının temel bileşenleri şunlardır:
- Yatırımcı bilgileri (investor information): Anlaşmada yatırımcının adı, adresi, iletişim bilgileri ve diğer ilgili bilgiler yer alır.
- Yatırım terimleri (investment terms): Bu bölüm yatırımın ayrıntılarını açıklar. Yatırımcının satın aldığı menkul kıymetlerin türü (hisse senetleri gibi), hisse başına fiyat, satın alınan toplam hisse senedi sayısı ve yatırımcının şirkete koyduğu toplam para miktarını içerir.
- Beyanlar ve garantiler (representations and warranties): Hem şirket hem de yatırımcı anlaşmada belirli vaatlerde bulunur. Örneğin, şirket hisseleri ihraç etme konusunda yasal hakka sahip olduğunu vaat edebilir ve yatırımcı ABD menkul kıymetler yasaları uyarınca “akredite yatırımcı” olarak nitelendirildiğini vaat edebilir.
- Taahhütler/Antlaşmalar (commitments/covenants): Anlaşmaya göre hem şirket hem de yatırımcının yerine getirmesi gereken yükümlülükleri vardır. Örneğin, şirket belirli eylemleri taahhüt edebilir ve yatırımcı belirli şartları kabul edebilir.
- Risk açıklaması (risk disclosure): Ek olarak, anlaşma, yasa gereği yatırım ile ilişkili riskleri açıklar. Bu, yatırımcının olası olumsuzlukların farkında olmasını sağlar.
- Tamamlanma koşulları (conditions for completion): Bu bölümde, işlemin tamamlanabilmesi için karşılanması gereken koşullar listelenir.
- Tazminat hükmü (indemnification clause): Bu madde, tarafların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, her iki tarafı da koruyarak, ortaya çıkan zarar ve ziyanı karşılar.
- Fesih (termination): Ortaklık anlaşması, taraflardan birinin anlaşmayı ne zaman ve nasıl sonlandırabileceğini açıklar. Bu, belirli koşullar karşılanmazsa veya şirketin işinde önemli değişiklikler olursa gerçekleşebilir.
- Anlaşmazlıkların çözümü (dispute resolution): Anlaşmada, bir anlaşmazlık çıkması durumunda, anlaşmanın çözümüne ilişkin adımlar da belirtilir ki; böylece her iki taraf da anlaşmazlıkları nasıl ele alacağını bilir.
3. Ortaklık Anlaşmalarına İlişkin Düzenlemeler
Ortaklık anlaşmaları, özellikle Yönetmelik D’nin 506(b) ve 506(c) Kuralları uyarınca Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (Securities and Exchange Commission-SEC) tarafından belirlenen kurallara uymaktadır. Bu kuralların basit bir dökümü şöyledir:
- Kural 506(b): Şirketler, SEC tarafından kayda alınmadan, özel tahsis yoluyla sınırsız sermaye toplayabilirler. Şirketler ihracın reklamını yapamaz veya halka açık bir şekilde tanıtamaz; ihracın özel olarak, çoğunlukla mevcut yatırımcılardan oluşan bir ağ vasıtasıyla yapılması gerekir. Katılım için akredite yatırımcıların (finansal uzmanlığa ve kaynaklara sahip olanlar) sayısında bir sınırlama yoktur. Ayrıca, belirli finansal bilgi şartlarını karşılayan akredite olmayan 35 yatırımcıya kadar katılım sağlanabilecek ancak bu yatırımcıların halka arzlarda sağlananlara benzer ayrıntılı bilgiye sahip olmaları gerekir.
- Kural 506(c): JOBS (Jumpstart Our Business Startups-İşletme Girişimlerine Hızlı Başlangıç) Yasası ile tanıtılan Kural 506(c), şirketlerin ihraçlarını kamuya açık bir şekilde duyurmalarına olanak tanır. Kural 506(c) arzındaki tüm yatırımcıların akredite olması gerekir. Kural 506(b)’de olduğu gibi, toplanabilecek sermaye miktarında bir sınırlama yoktur. Şirketler, paylaşılan bilgilerin doğru ve eksiksiz olmasını sağlamalıdır.
- SEC v. Ralston Purina Co., 346 ABD 119 (1953): Bu çığır açıcı davada, ABD Yüksek Mahkemesi, özel tahsis muafiyetinin kullanılabilirliğinin, arz yapanların kayda alınmanın ifşa edeceği türden bilgilere erişip erişemeyeceğine bağlı olduğuna karar vermiştir. Dava, Düzenleme D’nin kurulmasından önce gerçekleşmiş olsa da, kayda alınmadan muafiyetlerin, bilinçli yatırım kararları almak için yeterli bilgiye sahip olmayan yatırımcıları korumak için tasarlandığı ilkesi için bir emsal oluşturmuştur. Bu dava, ihraç edenin teklifi akredite ve deneyimli yatırımcılarla sınırlamadığı bir Kural 506(b) ihlalini içeriyordu. Dokuzuncu Daire Temyiz Mahkemesi, ihraç edenin akredite olmayan yatırımcıların deneyimliliğini yeterince doğrulamadığını ve gerekli kamuyu aydınlatma belgelerini sağlamadığını belirtmiştir[1].
4. Ortaklık Anlaşmasının Avantajları
- Sınırlı sorumluluk (limited liability): Yatırımcılar genellikle sınırlı ortak olurlar, yani şirketin borçlarından veya yükümlülüklerinden kişisel olarak sorumlu olmazlar.
- Tek seferlik yatırım (one-time investment): Sürekli katkılar gerektirebilen risk sermayesinin aksine, bir ortaklık anlaşması genellikle tek seferlik, toptan bir yatırım içerir.
- Erken yatırım potansiyeli (early investment potential): Yatırımcılar erken yatırım yapabilir ve şirket büyüdükçe yatırımlarında önemli bir büyüme görebilirler.
- Etki (influence): Yatırımcılar, özellikle daha küçük veya yeni kurulan şirketlerde, şirket yönetimine tavsiyelerde bulunma ve onları etkileme fırsatına sahip olabilirler.
5. Ortaklık Anlaşması ile Satın Alma Anlaşması Arasındaki Farklar
Şirket hisseleri bağlamında ortaklık anlaşması ile satın alma anlaşması arasındaki temel fark, sermaye işleminin niteliği ve zamanlamasıdır.
- Ortaklık anlaşması: Ortaklık anlaşması, esasen bir şirketin mevcut hisseleri devretmek yerine yeni, daha önce çıkarılmamış hisseler çıkaracağı bir sözleşmedir. Bu tür bir anlaşma, şirket organize edilmeden önce veya sonra yapılabilir. Ortak, şirketin sermayesine katkıda bulunan bu hisseler için ödeme yapmayı taahhüt eder. Bu işlem, menkul kıymetler düzenlemeleri kapsamında genellikle bir “yatırım sözleşmesi” (investment contract) olarak kabul edilir.
- Satın alma anlaşması (purchase agreement): Buna karşılık, bir satın alma anlaşması genellikle mevcut hisselerin mülkiyetinin bir taraftan diğerine devredilmesiyle ilgilidir. Bir ortaklık satın alma ve satış anlaşması bağlamında, bu, ayrılan ortak veya kooperatifin kendisi tarafından bir üyelik hakkının yeniden satışını içerir.
Sonuç
Büyük yatırımcıları çekemeyen startup gibi şirketler, genellikle ilk aşamalarında özel yatırımcılardan sermaye toplamak için ortaklık anlaşmaları kullanır. Bu, şirketin yeterli fon almasını ve yatırımcının kârı elde etmekten faydalanmasını sağlar. Bu anlaşmalar hem yatırımcının hem de şirketin çıkarlarını korur, onlara netlik sağlar ve bilinçli kararlar alınmasına yardımcı olur.
[1] <https://casetext.com/case/se-c-v-ralston-purina-co>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.