Politikadan Altyapıya ‘Açık Finans’ın İnşası

Finans giderek daha fazla veriye bağımlı hale geldikçe, bazı yargı alanları yenilik, rekabet gücü ve büyüme için verilerin değerini en üst düzeye çıkarmanın yollarını araştırmaktadır. Son on yılda, Açık Bankacılık ve Açık Finans’ın (open banking and open finance) uygulanması, veri depolarını ortadan kaldırarak, tüketicileri verilerinin kontrolü yoluyla güçlendirerek ve ‘FinTech’ler, ‘BigTech’ler ve ‘TechFin’ler[1] gibi piyasalara yeni oyuncuların katılımıyla rekabeti teşvik ederek finans aktarımı için önemli bir strateji olarak ortaya çıkmaktadır. Temel olarak Açık Bankacılık girişimleri, müşterilerin finansal verilerinin bankalar ve üçüncü taraflar arasında paylaşılması için onay alınmasını gerektirirken; Açık Finans, bankaların yanı sıra diğer finansal hizmet sağlayıcılarını da kapsamaktadır. Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, Avustralya, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Hong Kong, Hindistan, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri dâhil olmak üzere pek çok büyük bölgede Açık Bankacılık ve Açık Finans’ın inşası, finansal hizmetler üzerinde önemli bir etki yaratmaya başlamaktadır. Bu yetki alanlarındaki Açık Finans yönetişim çerçevelerinin karşılaştırmalı bir analizine dayanan bu makalede, finans ve veri düzenlemelerinin karmaşık etkileşimi eleştirel bir şekilde incelenmekte ve Açık Finans’ın politikadan altyapıya nasıl geçiş yaptığına dair anlama kapasiteleri sunulmaktadır.

Farklı yetki alanları, şu ana kadar ana uygulama yaklaşımları olarak zorunlu koşullar, işbirlikçi düzenlemeler ve gönüllü girişimlerle birlikte Açık Finans için çeşitli kurumsal yönetişim çerçevelerini takip etmektedir. Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Avustralya tarafından benimsenen zorunlu çerçeve kapsamında, finansal kurumların müşteri verilerini uygulama programlama arayüzleri (application programming interfaces) aracılığıyla yetkili üçüncü taraflarla paylaşmasını gerektiren ve kullanıcı dijital kimliği için ilgili standartları belirleyen bir dizi düzenleyici kural getirilmiştir. Brezilya ve Birleşik Arap Emirlikleri, zorunlu bir rejimi veri altyapısının etkinleştirilmesiyle birleştirmektedir. Karşılaştırıldığında, Singapur ve Hong Kong, veri paylaşım altyapısının geliştirilmesiyle desteklenen, ancak yasal zorunluluklar olmadan finansal verilerin uygulama programlama arayüzleri vasıtasıyla nasıl kullanıma sunulacağı konusunda aktif olarak düzenleyici rehberlik sağlamıştır. Çin henüz Açık Finans için bir kurumsal yönetişim çerçevesi oluşturmamıştır. Aksine, hükümet bir üretim faktörü olarak verilere daha fazla önem vermekte ve ulusal bir veri altyapısı oluşturma planı gibi Açık Finans unsurlarını içeren daha geniş veri stratejilerini uygulamaya çalışmaktadır. Benzer bir şekilde Hindistan’da, Dijital Kamu Altyapısı stratejisinin önemli bir bileşeni olarak, finansal piyasalara yeni girenler için eşit şartlar oluşturan veri toplamaya odaklanan bir çerçeve geliştirilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Açık Finans, sektör öncülüğünde gönüllü bir girişim olarak başlamış ve yakın zamanda kapsam dâhilindeki kuruluşların (bankalar gibi) finansal verileri tüketicilere ve yetkili üçüncü taraflara sunmasını gerektiren zorunlu kurallara dönüşmüştür. Bu, ABD’nin zorunlu Açık Finans düzenlemesine geçişini hızlandıracaktır. Aşağıdaki tabloda, farklı yetki alanlarında Açık Finans yönetişimine yönelik ana çerçeve tasarımlarının karşılaştırmalı bir analizi sunulmaktadır.

Açık Finans, verilerin etkin kullanımını kolaylaştırmak ve finans sektöründe yenilik ve rekabeti teşvik etmek için finansal kurumlar, üçüncü taraf hizmet sağlayıcılar, tüketiciler ve düzenleyici otoritelerden oluşan bir ekosistem oluşturmayı amaçlamaktadır. Açık Finans’ın farklı yetki alanları arasında uygulanmasına ve yönetilmesine yönelik tek bir yaklaşım yoktur. Açık Finans yönetişimi bağlamında, finansal düzenlemeler, veri koruma yasaları ve teknik standartlar arasındaki etkileşim giderek daha karmaşık hale gelmektedir. Finansal yenilik, veri güvenliği ve müşteri koruma gibi farklı hedeflere ulaşmayı amaçlayan bu yasa ve düzenlemeler her zaman uyumlu olmadığından Açık Finans yönetimini oluştururken yeni zorluklar da beraberinde getirir. Bunlardan birincisi, finansal kurumlar ile üçüncü taraflar arasındaki veri paylaşımını düzenleyen kuralların birden fazla otorite tarafından uygulandığı göz önüne alındığında, hem yetki alanları içerisinde hem de yetki alanları arasında düzenleyici parçalanma sorunu (issue of regulatory fragmentation) bulunmaktadır. Açık Finans, genel veri düzenlemesiyle etkileşim halindedir ancak ayrı ayrı gelişmektedir ve dolayısıyla finansal ve veri politikası hedefleri arasındaki ödünleşimlerin karmaşıklığı ortaya çıkmaktadır. Finansal düzenleme ve veri yönetişimine ek olarak, yüksek derecede teknik standardizasyon ve uygulanabilir bir veri paylaşım mimarisi de dâhil olmak üzere piyasa altyapısı, Açık Finans’ın oluşturulmasında merkezi bir rol oynamaktadır. Ancak şu anda Açık Finans ekosistemindeki farklı katılımcılar arasında müşteri verilerinin paylaşılmasına ilişkin altyapıda önemli bir parçalanma mevcuttur. Bazı bölgelerde, ortak teknik standartların olmayışı ve küçük piyasa oyuncularının uygulama programlama arayüzü geliştirmesinin ekonomik maliyeti, Açık Finans yönetimi açısından ciddi zorluklara yol açmaktadır.

İkincisi, pek çok yargı bölgesi, mahremiyetin korunması ve siber güvenlikle ilgili meşru sorunları ele almak veya kolluk kuvvetleri ve düzenleyici gözetim için ve ayrıca yakın zamanda ulusal güvenlik veya insan haklarıyla ilgili endişelerin bir sonucu olarak veri erişimini sağlamak için veri yerelleştirme kurallarının uygulanmasını güçlendirmiştir. Bunlar, hassas, önemli veya ulusal güvenlik ile ilgili olduğu düşünülen belirli verilerin yerel sunucularda saklanmasını veya verilerin sınır ötesi aktarımının kısıtlanmasını şart koşmaktadırlar. Ancak müşteri verilerinin serbest akışı ve paylaşımı, özellikle büyüyen sınır ötesi finansal faaliyetler bağlamında Açık Finans’ın benimsenmesi açısından temel önemdedir. Bu nedenle veri yerelleştirmesine yönelik genel eğilim, Açık Finans yönetişimi için karmaşık bir sorun teşkil etmektedir. Son olarak, veri paylaşım çerçevelerinde karşılıklılığın olmayışı, Açık Finans katılımcıları arasında asimetriye yol açabilir. Açık Finans, müşteri verilerine erişimi ve bu verilerin paylaşımını artırarak, finansal hizmetlere yerleşik ve yeni girenler arasındaki rekabeti teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Eşit şartlar yaratmaya yönelik bu orijinal niyete rağmen, veri ve veri paylaşım mekanizmalarındaki asimetrinin, birkaç büyük oyuncunun elindeki piyasa yoğunlaşması sorununu daha da kötüleştirmesi ve dolayısıyla Açık Finans ekosisteminde rekabetin nasıl geliştiğini olumsuz etkilemesi muhtemeldir.

Pek çok önemli yargı alanındaki düzenleyici deneyimlerin karşılaştırmalı bir analizine dayanan bu çalışmada, Açık Finans’ı başarılı bir şekilde oluşturmak için finansal düzenlemeler, veri koruma yasaları, teknik standartlar ve diğer altyapıların karmaşık etkileşimini ele almanın çeşitli yolları vurgulanmaktadır. Açık Finans hizmetlerinin çok disiplinli yapısı, politika tutarlılığını ve teknik olarak birlikte çalışabilirliği sağlamak için düzenleyici otoriteler ve sektör arasında koordinasyonu gerektirir. Geniş veri yönetimi stratejilerinin Açık Finans’a yönelik çok özel düzenlemelerle birleşimi daha etkili olacaktır. Finansal ve veri düzenleyici rejimlerin kesiştiği durumlarda, Açık Finans yönetişiminin kesişen sorunları üzerinde işbirliği yapmak ve düzenleyici eylemlerde tutarlılığı artırmak için bir forum oluşturmayı ve/veya genel rehberlik sağlamayı düşünmek de faydalı olacaktır. Ayrıca, asgari düzeyde uygulama programlama arayüzü standardizasyonu ve güven çerçevesi gibi destekleyici altyapının geliştirilmesi, yetki alanları ve katılımcılar arasındaki ayrı veri ekosistemlerini birbirine bağlamak için gerekli olacaktır. Açık Finans’ın bir sonraki aşaması, çoğu durumda başlangıçta enerji, telekomünikasyon, ulaştırma ve sağlık gibi düzenlenmiş sektörlere odaklanarak diğer sektörleri kapsamlı bir Açık Veri rejimine bütünleştirmek için bankacılık ve finansal hizmetlerin ötesine geçecektir. Açık Finans’ı politikadan altyapıya, dijital kimlik, izin yönetimi ve veri paylaşımını mümkün kılan diğer mekanizmalar da dâhil olmak üzere altyapıya taşımak, yeniliği ve daha geniş sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için yeni bir dijital kamu altyapısı seviyesi olarak verilerle hareket etmek kritik önem taşımaktadır.

[1] Çevirenin Notu: Geliştiricilerin aktif olarak finansal sisteme soktuğu dijital teknolojiler dünyaya bazı yeni kavramlar kazandırmıştır: önce ‘fintech’ sonra ‘techfin’. Aralarındaki farkın ne olduğunu ve gerçekten var olup olmadığını saptamaya çalışalım. Aslında aralarında bir fark vardır ki, iki açıdan bulunabilir: hizmetin niteliği, görevler. FinTech hem finansal teknolojilerin kendisi hem de finans sektörünün bir segmentidir. Buna, yalnızca dijital teknolojileri kullanarak finansal hizmetler sağlayan şirketler ve girişimler olan ‘fintech’ler dâhildir. Örneğin, çoğu banka tarafından sunulan çevrimiçi veya mobil bankacılık hizmetleri. Fintech hizmetleri sunan İngiliz bankaları arasında Barclays, HSBC, Lloyds Bank, The Royal Bank of Scotland ve daha birçokları yer alır. Ancak, Birleşik Krallık’ta yalnızca dijital bankalar da vardır (Aldermore, Atom, Monese, Monzo, Redwood, Revolut, Starling, Tandem ve Thinkmoney gibi 46 fintech şirketi kadar). Bunların muadilleri Avrupa’nın geri kalanında popülerdir: Bunq (Hollanda), Fidor ve N26 (Almanya), Hello Bank (Belçika) ve Openbank (İspanya). Tüm çevrimiçi bankaların ve neo-bankaların yarısının uygun lisansa sahip olmadıkları için finansal kuruluş olmadıklarını belirtmekte fayda vardır. Geleneksel bankalarla ortaklık içinde çalışırlar, hatta bazıları onların bağlı/yan kuruluşlarıdır.

Diğer taraftan, 2018 yılının ortalarında iş insanları bir tersine çevirme buldular: TechFin. Komik olan şu ki, bu ‘teknolojik finans’ anlamına gelmiyor (yani böyle bir kavram yok). Bu kısaltma, Bilgi Teknolojisi (BT) sektörünün yalnızca küçük bir bölümünü kapsamaktadır. ‘Techfin’ler, ana teknoloji tabanlı ürünlerine ek olarak finansal hizmetler sunan teknolojik şirketlerdir. Bu durumda, finansal ürünler teknolojik olarak gelişmiştir ve bu da onları kullanıcılar için daha kullanışlı hale getirir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Google, Amazon, Apple ve Facebook gibi şirketler ve Çin’de Alibaba ve Tencent artık “techfin” olarak kabul edilmektedir. Bunlara fintech’ler veya dijital bankalar gibi finansal şirketler denemez çünkü geleneksel bankaların desteği olmadan faaliyet gösterirler ve birincil faaliyetleri finansla ilgili değildir. Bu şekilde, BT şirketi olarak başlayan ve daha sonra bir finansal hizmet başlatmaya karar veren şirketler techfin olarak kabul edilebilir. Fintech’ler ile techfin’lerin üstlendiği görevler arasındaki fark da açıkça görülür: Fintech’ler finans sektörünün hâlihazırda var olan araçlarını mükemmelleştirmeye çalışırken, techfin’ler geleneksel finansal hizmetlere alternatif yaratmak için en yeni teknolojileri kullanmaya çalışır. [Kaynak: <https://polygant.net/blog/the-difference-between-fintech-and-techfin/>]. Büyük Teknoloji (bigtech) ise, kendi sektörlerindeki en baskın ve en büyük teknoloji şirketlerini ifade eden bir terimdir. Ürünleri ve hizmetleri küresel olarak kullanılır ve işletmeler ve bireyler tarafından yoğun bir şekilde güvenilir hale gelmiştir ki, bu da gizlilik, güvenlik ve Antitröst endişelerini, etkileri ve operasyonları ve katı düzenlemelerin dikkate alınması gerekip gerekmediği konusunda gündeme getirir. Sık sık BigTech olarak listelenen birkaç büyük şirket vardır. Bunlar sıklıkla bir araya getirilir ve kısaltmalar kullanılarak anılır. “Dörtlü” olarak bilinen bir grup şirket ve “Dört Atlı” veya “GAFA”, hepsi Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulmuştur ve ana merkezleri buradadır. Google: Holding şirketi Alphabet Inc.’in bir bağlı kuruluşu olan Google LLC, arama motoru, çevrimiçi reklamcılık teknolojileri, bulut bilişim, yazılım ve donanım dâhil olmak üzere internet ile ilgili hizmetler ve ürünler konusunda uzmanlaşmış bir Amerikan çok uluslu teknoloji şirketidir. 1998 yılında Larry Page ve Sergey Brin tarafından kurulan Google, dünyanın en büyük arama motorudur. 1 milyardan fazla kişi ürünlerini ve hizmetlerini kullanmaktadır. Amazon: Dünyanın en büyük e-ticaret pazaryeri olan Amazon.com Inc., 1994 yılında Jeff Bezos tarafından kitaplar için bir çevrimiçi pazaryeri olarak başlatılmış ancak kısa sürede elektronik, video oyunları, yazılım, giyim, mobilya, yiyecek, oyuncak ve mücevher gibi diğer ürünleri de satacak şekilde genişlemiştir. Facebook: Mark Zuckerberg tarafından 2004 yılında kurulan sosyal ağ sitesi Facebook, kayıtlı kullanıcıların profil oluşturmasını; aile, arkadaş ve meslektaşlarıyla bağlantı kurmasını; mesaj göndermesini; fotoğraf ve video yüklemesini sağlar. Apple: 1976 yılında Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne tarafından kurulan Apple, yazılım, donanım, hizmetler, dijital uygulamalar ve aksesuarlar dâhil olmak üzere bir dizi ürün tasarlıyor ve satıyor. [Kaynak: <https://www.techtarget.com/whatis/definition/Big-Tech>].

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.