Bazen görünüşte incelikli poliçe ifade farklılıkları mahkemenin temel poliçe maddelerinin analizini önemli ölçüde etkileyebilir. İfade inceliklerinin önemi bazen ifadeyi farklı poliçelerdeki eşdeğer hükümlerle karşılaştırarak en iyi şekilde görülebilir. Bu, aşırı bir sigortacının temel teminat anlaşmazlığının tahkimini zorlamaya çalıştığı son davalarda da böyleydi. Aşağıda tartışıldığı üzere, mahkeme anlaşmazlıktaki belirli tahkim (arbitration) hükmünün dilinin temel teminat davasında yer alan taraflara veya anlaşmazlığa uygulanmadığını tespit etmiştir[1].
1. Arka Plan
2018 yılında, Orion HealthCare ve Constellation Healthcare Technologies unvanlı iki ilişkili kuruluş iflas ilan etmiş ve iflasa konu iki mülk müşterek olarak yönetilmiştir. İflaslarla bağlantılı olarak birkaç karşıt dava açılmıştır. Diğer eylemlerin yanı sıra, iflas mütevelli heyeti, Constellation’ın yöneticilerine ve çalışanlarına karşı çeşitli emanet görevlerinin ihlal edildiğini iddia eden bir karşıt dava açmıştır.
İlgili zamanda, Constellation, birincil sigorta katmanı ve takip formu fazlalık sigortası katmanından oluşan bir yönetici ve çalışan sigorta programı (program of directors & officers insurance) sürdürdü. Constellation yöneticileri ve memurları, mütevelli heyetinin kendilerine karşı açtığı davayı yönetici ve çalışan sigortacılarına sunmuşlardır. Fazlalık sigortacısı (excess insurer), davacı şikâyetinin yalnızca geçmiş eylem tarihinden önce gerçekleştiği iddia edilen haksız eylemleri iddia ettiği iddiasına dayanarak eylem için teminatı reddetmiştir.
Mart 2021’de, hasım yargılamasındaki taraflar mahkeme emriyle arabuluculuğa ve sigortacılar da arabuluculuk oturumlarına katılmıştır. Arabuluculuk sonucunda, mütevelli, birincil yönetici ve çalışan sigortacısı ve müdürler ve yöneticiler bir anlaşmaya varmıştır. Fazla sigortacı bu anlaşmanın bir tarafı olmasa da, anlaşmada müdürlerin ve yöneticilerin fazla poliçe kapsamındaki haklarını mütevelliye devrettiği bir hüküm yer alıyordu.
Aralık 2021’de, mütevelli heyeti, esasen Constellation yöneticilerinin ve çalışanlarının fazlalık poliçesi kapsamında sigortaya hak kazandığını iddia ederek, fazlalık sigortacısına karşı bir muhalif dava açmıştır. Fazlalık sigortacısı, davayı durdurma ve tahkime zorlama talebinde bulunmuştur. Mütevelli heyeti, tahkim talebinde bulunurken birincil poliçedeki tahkim hükmüne güvenmiştir. (Fazlalık sigortacısının poliçesinin kendi tahkim hükmü vardı, ancak çıkarıldığı haliyle poliçe, fazlalık poliçesinin tahkim hükmünü sildi ve bunun yerine birincil poliçedeki tahkim hükmünü benimsedi.)
İflas mahkemesi hâkimi, fazlalık sigortacısının tahkim zorunluluğu talebini reddetmiş ve tahkim hükmünün, mütevelli heyetinin fazlalık sigortacısına karşı açtığı davada yer alan taraflara veya anlaşmazlıklara uygulanmadığını tespit etmiştir. Fazlalık sigortacı, iflas hâkiminin kararına karşı bölge mahkemesine itiraz etmiştir.
2. İlgili Politika Dili
Fazlalık sigortacısının tahkime başvurmak için güvendiği birincil poliçedeki tahkim hükmü, “Sigortacı ile poliçe sahibi arasında (between the insurer and the policyholder) bu poliçenin herhangi bir yönüyle ilgili olarak altı ay içinde aralarındaki anlaşmayla çözülemeyen bir anlaşmazlık, karşılıklı olarak kararlaştırılan bir arabulucuya (mediator) havale edilecektir. Anlaşmazlık arabuluculuktan (mediation) sonra çözülemezse, Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde (London Court of International Arbitration) tahkim yoluyla çözülecektir.” hükmünü içerir.
3. “5 Eylül 2024” Tarihli Görüş
New York Doğu Bölgesi Yargıcı Gary Brown, 5 Eylül 2024 tarihli ayrıntılı bir görüşte, iflas mahkemesinin kararını onaylayarak, fazlalık sigortacısının dayanmaya çalıştığı tahkim hükmünün, mütevelli heyetinin fazlalık sigortacısına karşı açtığı davadaki taraflara veya anlaşmazlıklara uygulanmadığını belirtmiştir.
Bölge mahkemesi, iflas mahkemesinin kararını incelerken, öncelikle fazlalık sigortacısının kendi temel poliçe formundaki tahkim hükmünü açıkça sildiğini ve birincil poliçenin daha kısıtlayıcı olan tahkim hükmünü açıkça benimsediğini tespit etmiştir.
İlçe mahkemesi daha sonra birincil poliçenin hükmünü inceledi ve hükmün “açıkça hükmün ‘sigortacı’ ile ‘poliçe sahibi’ arasındaki anlaşmazlıklarla sınırlı olması niyetini gösterdiğini” gözlemlemiş ve ayrıca sigortacı ve poliçe sahibi terimlerinin poliçelerde açıkça tanımlandığını belirtmiştir. Mahkeme, terimlerin sırasıyla fazlalık sigortacı ve Constellation Healthcare anlamına gelecek şekilde yorumlanabileceğini ifade etmiş ve hükmün açıkça fazlalık sigortacı ile Constellation arasındaki anlaşmazlıklarla sınırlı olduğunu söylemiştir.
Buradaki kapsam anlaşmazlığı, yöneticilerin ve çalışanların atandığı kişi olarak mütevelli ile fazla sigortacı arasındaydı. Mahkemenin tespitine göre, anlaşmazlık sigortacı ile sigortalılar arasındaydı, sigortacı ile poliçe sahibi (Constellation) arasında değildi ve bu nedenle anlaşmazlık “Tahkim Hükümleri kapsamının dışında” kalıyordu. Mahkemenin “açık ve net” olduğunu söylediği hüküm, sigortacı ile sigortalılar arasında tahkimi zorunlu kılmadığından, “taraflar arasında söz konusu iddiaları tahkime götürmek için geçerli bir anlaşma yoktur.”
4. Tartışma
En azından, mahkemenin buradaki kararı, küçük bir ifade farkının çok önemli olabileceği gerçeğinin altını çizmektedir. Tahkim hükmünün, sigortacı ile sigortalılar arasındaki anlaşmazlıklar yerine sigortacı ile poliçe sahibi arasındaki anlaşmazlıkların tahkimini gerektirmesi burada kritik öneme sahiptir.
Söz konusu özel ifadenin önemi, birincil poliçedeki tahkim hükmü ile ek poliçe baz formundaki tahkim hükmü arasındaki ifade farklılıklarının karşılaştırılmasıyla da vurgulanmaktadır. (Yukarıda belirtildiği üzere, ek sigortacı temel formundaki tahkim hükmünü açıkça silmiş ve birincil poliçenin ifadesini açıkça benimsemiştir.)
Birincil poliçenin tahkim hükmü, sigortacı ile poliçe sahibi arasındaki anlaşmazlıklara atıfta bulunuyordu. Buna karşın, fazlalık sigortacısının temel formundaki tahkim hükmü, “Bu Poliçe kapsamında ortaya çıkabilecek, ister bu Poliçenin feshedilmesinden önce ister sonra ortaya çıksın, Zarar tutarının veya Poliçenin oluşturulması veya geçerliliğinin belirlenmesi dâhil olmak üzere tüm anlaşmazlıklar veya ihtilaflar, bu maddede belirtilen alternatif uyuşmazlık çözüm sürecine (dispute resolution process) tabi olacaktır.” hükmünü içeriyordu.
Fazlalık poliçesinin hükmünün kısıtlanmamış dili (“Herhangi bir ve tüm uyuşmazlıklar”), yalnızca “sigortacı ile poliçe sahibi arasındaki” uyuşmazlıklara atıfta bulunan birincil poliçenin tahkim hükmünün daha kısıtlayıcı dilinden önemli ölçüde farklıdır. Bu fark, fazla sigortacının tahkime zorlama talebiyle bağlantılı olarak sonucu belirleyici nitelikteydi.
Bu dava, tüm teminat anlaşmazlıklarının tahkime sunulması için çabalamaya kararlı sigortacılara yönelik bir tür uygulama tavsiyesi niteliğindedir. Sigortacı, sigortalı kişileri ilgilendiren teminat anlaşmazlıkları ile poliçe sahiplerini ilgilendiren teminat anlaşmazlıkları arasında bir ayrım yapmak istemiyorsa, tüm anlaşmazlıkların tahkime sunulmasını isteyen sigortacı, birincil poliçede bulunan daha kısıtlayıcı dil yerine, sigortacının temel formunu yansıtan bir dil kullanmak isteyecektir.
Tüm teminat anlaşmazlıklarının tahkime götürülmesini gerektiren zorunlu tahkim hükümlerini hiçbir zaman gerçekten sevmediğimi söyleyeceğim. Her zaman daha iyi yaklaşımın, poliçe kapsamında sigortalıların tek tercihine göre (at the sole choice of the insureds under the policy) tahkim sağlanması olduğunu düşündüm. Benim görüşüme göre sigortalılar istemiyorlarsa tahkime gitmek zorunda olmamalılar, çünkü bazen bir dava, aptalca bir teminat pozisyonuna takılıp kalmış bir sigortacıya etkili bir şekilde ulaşabilen tek araçtır. Öte yandan, tahkim daha verimli olabilir, bu nedenle sigortalılara tahkime gitme seçeneği vermek uygundur.
[1] Mahkemenin New York yasasını uyguladığı karara ulaşmak için <https://www.dandodiary.com/wp-content/uploads/sites/893/2024/09/Orion-Healthcare-decision-1.pdf>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.