Giriş
Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası[1] [EU Artificial Intelligence Act] 01 Ağustos 2024 tarihinden beri yürürlüktedir. Bu yeni yasa şirketler için ne anlama geliyor ve şu anda hangi eylemlere ihtiyaç vardır?
Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası, yapay zekâ için dünyanın ilk kapsamlı yasal çerçevesidir. Sorumlu yapay zekâ kullanımı için net kurallar belirlemekte ve bireysel haklar için güçlü korumalar sağlamaktadır. Bu yasa, Avrupa Birliği’nde yapay zekâ geliştiren veya kullanan her ölçekteki kuruluş için geçerlidir. Ayrıca, sistemleri Avrupa Birliği sınırları içinde kullanılıyorsa, Avrupa Birliği dışındaki şirketler için de geçerlidir. Uygulama aşamalı olarak gerçekleştirilecektir. Temel yükümlülükler 02 Ağustos 2025 tarihinde yürürlüğe girmiş olup tam uyum 02 Ağustos 2027 tarihine kadar sağlanacaktır.
Artık şirketlerin yasanın kendilerini nasıl etkileyeceğini değerlendirip harekete geçmeye hazırlanma zamanıdır.
- Dört Risk Kategorisi
Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası, risk temelli bir yaklaşım benimsemektedir ki; bu da yüksek riskli yapay zekâ uygulamalarına, düşük riskli olanlara kıyasla daha katı şartlar uygulandığı anlamına gelir. Bu amaçla, söz konusu Yasa dört risk kategorisi arasında ayrım yapmaktadır:
1.1. Kabul Edilemez Risk [unacceptable risk]
Kabul edilemez risk taşıyan yapay zekâ uygulamaları 02 Şubat 2025 tarihinden itibaren yasaklanmıştır. Bunlar arasında gerçek zamanlı yüz tanıma ve sosyal puanlama gibi davranış manipülasyonu sistemleri de yer almaktadır. Bireyleri izlemek için tasarlanmış ve anti-demokratik amaçlarla kullanılabilecek yapay zekâ sistemleri de bu kategoriye dâhildir.
1.2. Yüksek Risk [high risk]
Bir kişinin sağlığını, güvenliğini veya temel haklarını etkileyebilecek yapay zekâ sistemleri yüksek riskli olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sistemler sıkı yükümlülüklere tabidir ve kuruluşların risk azaltma önlemleri alması gerekir. Örnek olarak sağlık veya ulaşım gibi kritik altyapılarda kullanılan yapay zekâ verilebilir. Bireylerin profillerini çıkaran yapay zekâ da bu kategoriye girer. Bu, başvuranları otomatik olarak filtreleyen işe alım araçlarını veya finans sektöründe kredibiliteyi değerlendiren sistemleri içerebilir.
1.3. Genel Amaçlı Yapay Zekâ [general-purpose artificial intelligence]
Bu kategori, “ChatGPT” veya “Midjourney” gibi üretken yapay zekâyı içermektedir. Bu tür uygulamalar şeffaflık yükümlülüklerine tabidir. Geliştiriciler ve dağıtımcılar, “deep fake” (derin yanılsama) içerikleri bu şekilde etiketlemek ve kamuoyunu ilgilendiren konularda bilgi sağlayan bir metnin yapay zekâ tarafından oluşturulduğunu açıklamak zorundadır. Üreticilerin ayrıca, bu yapay zekânın yasa dışı içerik üretimi için kullanılamayacağından emin olmaları gerekir.
1.4. Doğrudan İnsan Etkileşimi İçin Yapay Zekâ [artificial intelligence for direct human interaction]
Bu kategorideki popüler uygulamalar arasında sohbet robotları ve sanal asistanlar yer almaktadır. Burada şu kural geçerlidir: Sağlayıcılar, nihai kullanıcılara bir yapay zekâ ile etkileşim kurduklarını ve bir insanla etkileşim kurmadıklarını açıklamak zorundadır. Yapay zekâ aynı zamanda Yüksek Riskli veya Genel Amaçlı kategorisine giriyorsa, bu yükümlülüklerin de yerine getirilmesi gerekir.
- Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası’nın Yüksek Riskli Yapay Zekâ Sistemlerine İlişkin Koşulları Nelerdir?
Prensip olarak, tüm yapay zekâ sistemleri dokümantasyon ve şeffaflık yükümlülüklerine tabidir. Ancak, Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası, yüksek riskli yapay zekâ sistemlerinin özellikle katı koşulları karşılamasını şart koşmaktadır:
- Sağlık, güvenlik ve temel haklara ilişkin risk değerlendirmesi [risk assessment regarding health, safety and fundamental rights];
- Kapsamlı teknik dokümantasyon ve kalite yönetim sistemi [comprehensive technical documentation and a quality management system];
- Kullanılan verilerin denetimi, vaka kaydı, zorunlu insan gözetimi ve veri doğruluğu ve güvenliği yükümlülükleri [oversight of data used, event logging, mandatory human oversight and requirements for data accuracy and security];
- Kullanıcılar ve/veya veri sahipleri için şeffaflık [transparency for users and/or data subjects],
- Uygunluk beyanı, CE işareti[2] ve Avrupa Birliği veritabanına tescil [a declaration of conformity, CE marking and registration in an EU database].
- Şirketler Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasasına Nasıl Uyabilir?
Şirketler için ilk adım, hangi yapay zekâ sistemlerini kullandıklarını belirlemektir. Ardından, bu sistemlerin risk düzeyine göre sınıflandırılması gerekir. Her kategori belirli yasal yükümlülüklerle birlikte gelir.
Yapay Zekâ Yasası’nın 4. maddesi uyarınca, şirketler iş gücünde yeterli yapay zekâ yetkinliğine sahip olmalarını sağlamakla yükümlüdür. Bu, yapay zekâ kullanımına sorumlu bir yaklaşımı teşvik etmek ve riskler hakkında bilgi vermek için elektronik öğrenme (e-öğrenme) ve farkındalık eğitimleri sunmayı içerir. Ayrıca, şirketlerin bir yapay zekâ politikası yayınlaması ve yönergeleri açıkça iletmeleri gereklidir.
Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası’na uyum tek seferlik bir görev olmayıp, sürekli gözetim gerektirir. Bu nedenle, şirketlerin bu süreci yönetmek ve izlemek üzere bir Yapay Zekâ uyum görevlisi atamaları önerilmektedir. Uyumsuzluk durumunda cezalar oldukça ağırdır: 750 bin avro ila 35 milyon avro veya küresel yıllık cironun yüzde 7’si arasında ceza.
- Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası Neden Önemlidir?
“ChatGPT”nin lansmanı hem küresel bir heyecan hem de endişe yaratmıştır. Birçok kişi potansiyelini keşfetmeye hevesliyken, diğerleri riskler konusunda hızla uyarılarda bulunmuştur. Bunu, önde gelen yapay zekâ girişimcilerinin geliştirmeyi durdurmaları ve net kurallar koymaları yönündeki kamuoyu çağrısı da dâhil olmak üzere düzenleme çağrıları izlemiştir.
Aralık 2023’te, 37 saat süren müzakerelerin ardından, Yapay Zekâ Yasası üzerinde geçici bir anlaşmaya varılmıştır. Avrupa Birliği Komiseri Thierry Breton bunu “tarihi” bir adım olarak nitelendirmiştir. Nihai metin 12 Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmış ve 01 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- İş Dünyasından Yöneltilen Eleştiri
Avrupa Birliği, yapay zekâ düzenlemesinde öncü olmaktan gurur duysa da, iş dünyası güçlü endişelerini dile getirmiştir. Haziran 2023’te, Siemens, Airbus ve ARM firmalarının üst düzey yöneticileri (CEO) de dâhil olmak üzere 100’den fazla üst düzey Avrupalı yönetici, önerilen yasanın çok ileri gittiği konusunda uyarıda bulunan bir açık mektup imzalamıştır.
Başlıca itirazları, üretken yapay zekânın katı bir şekilde düzenlenmesiydi. Şirketlerin sadece şeffaflık kurallarına uymak için bile uyum departmanlarına ihtiyaç duyacağından endişe ediyorlardı. Maliyet ve çabanın, Avrupa’nın rekabet gücüne zarar verebileceğini ve inovasyonu yurt dışına itebileceğini savunuyorlardı. Deloitte firmasının 500 yöneticiyle yaptığı yakın tarihli bir anket bu görüşü desteklemekte olup katılımcıların yarısından fazlası, düzenlemelerin yapay zekâ inovasyonunu engellediğini söylemiştir.
Bu endişeler haklı olabilir. Avrupa Birliği, başkalarının da aynı yolu izlemesini umsa da, şimdi tam tersi olabilir. Donald Trump’ın göreve döndükten sonraki ilk adımlarından biri, Joe Biden’ın daha önceki yapay zekâ düzenlemesini iptal etmek olmuştur. Yeni “Yıldız Geçidi” projesi, düzenleyici sınırlamalar olmaksızın yapay zekâ geliştirmeye 500 milyon dolar yatırım yapmayı hedeflemektedir.
Sonuç
Bazı yapay zekâ uzmanları, Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası’nı bir yük olarak değil, bir fırsat olarak görmektedir. Anılan yasa, müşteriler ve iş ortakları arasında yapay zekâya olan güveni artırarak Almanya ve Avrupa’ya rekabet avantajı sağlayabilir. Uyum sağlayan şirketler, sosyal sorumluluklarını ciddiye aldıklarını göstererek itibarlarını artırmaktadır. Basitçe söylemek gerekirse, yapay zekâya etik bir yaklaşım, sürdürülebilir inovasyonu teşvik etmek ve kötüye kullanımı önlemek için olmazsa olmazdır.
Yapay zekâ yolculuğunun henüz başındayız. Kimse bunun nereye varacağını tam olarak söyleyemez. Bu nedenle Avrupa Birliği, yasaya esneklik kazandırmıştır. Bu yasa, teknolojiyle birlikte gelişecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu, şirketler için dijital süreçlere ve yapay zekâ uyumu için merkezi bir platforma yatırım yapmanın şimdi değerli olduğu anlamına gelir. Kurulum ne kadar çevik olursa, bundan sonra olacaklarla o kadar iyi başa çıkılabilir.
[1] < https://artificialintelligenceact.eu/ > [metne, çeviren tarafından iliştirilmiştir].
[2] Çevirenin Notu: “CE işareti” (Fransızca “Conformite Europeenne” -Avrupa Uygunluğu- ifadesinin kısaltması), bir ürünün tüketici güvenliğini sağlayan Avrupa Birliği sağlık, güvenlik ve çevre koşullarını karşıladığını onaylar.
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.


