

Bir şirketin yöneticilerinin, mevzuatta düzenlenmiş veya genel hukuk kurallarından türetilmiş görevleri vardır. Birleşik Krallık’ta yöneticilerin görevlerine ilişkin mevzuatın temel kaynağı 2006 tarihli Şirketler Yasası’dır. Bu yazıda, Birleşik Krallık Şirketler Yasası’na (Companies Act) göre yöneticilerin görevleri üzerinde durulacaktır.
1. Temel Görevler
1.1. Yöneticilerin yetkileri dâhilinde hareket etme görevi [madde 171 (duty to act within powers)]
2006 tarihli Şirketler Yasası’nın 171. maddesi uyarınca, bir şirketin yöneticisi şunları yapmalıdır:
- Şirket tüzüğüne (company’s constitution) uygun hareket etmek [madde 171(a)].
- Yetkileri yalnızca kendilerine verilen amaçlar doğrultusunda kullanmak [madde 171(b)].
1.1.1. Madde 171(a)
Bu maddenin amaçları doğrultusunda, “tüzük” geniş bir şekilde tanımlanmış olup; yalnızca şirketin esas sözleşmesini (company’s articles of association) değil, aynı zamanda belirli kararları ve hissedar kararlarını (certain resolutions and shareholder decisions) da içermektedir.
Yöneticiler, şirketin yetkileri dışında veya başka bir şekilde yasal olarak yapamayacağı bir şeyi yapmasına neden olduklarında, örneğin şirketin hukuka aykırı kâr dağıtımları yapmasına veya yönetim kurulu tarafından yetkilendirilmemiş bir işlem yapmasına (unlawful distributions or entering into a transaction) neden olduklarında, 171. maddedeki görevi ihlal etmiş olurlar.
1.1.2. Madde 171(b)
Şirketler Yasası’nın 171(b) no.lu maddesi kapsamındaki görev, yaygın olarak “uygun amaç” kuralı (proper purpose rule) olarak bilinir. Yüksek Mahkeme, “Eclairs Group Ltd ve Glengary Overseas Ltd v JKX Oil & Gas plc [2015] UKSC 71” davasında, kuralın aşırı güçten ziyade gücün kötüye kullanımı ile ilgili olduğunu vurgulayarak kuralı yeniden teyit etmiştir, yani kurallar bir yöneticinin yetkisi kapsamında olan ancak uygunsuz bir nedenle yapılan eylemler ile ilgilidir. Bu nedenle, kuralların ihlal edilip edilmediğine ilişkin test özneldir.
Uygun amaç testinin öznel niteliği, yönetim kurulu kararlarının kötü niyet belirtisi olmasa bile itiraza açık olduğu anlamına gelir.
Yöneticilerin 171(b) no.lu maddedeki görevi ihlal etmelerine ilişkin örnekler şunlardır:
- Fonların kötüye kullanılması veya yanlış yerlere uygulanması.
- İşletme müdürlerinin ticari olmayan şartlarda borç hesapları açmaları.
- Genel kurul toplantısının sonucunu kontrol etme veya etkileme yetkilerini kullanma.
1.2. Yöneticilerin şirketin başarısını teşvik etme görevi [madde 172 (duty to promote the success of the company)]
Şirketler Yasası’nın 172. maddesi, bir yöneticinin, iyi niyetle, şirketin hissedarlarının tamamı yararına şirketin başarısını en çok teşvik edeceğini düşündüğü şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtir. Yönetici bunu yaparken şunları dikkate almalıdır:
- Herhangi bir kararın uzun vadedeki olası sonuçları.
- Şirket çalışanlarının çıkarları.
- Şirketin tedarikçiler, müşteriler ve diğer kişilerle olan ticari ilişkilerini geliştirme ihtiyacı.
- Şirketin faaliyetlerinin toplum ve çevre üzerindeki etkisi.
- Şirketin yüksek iş ahlakı standartlarına haiz bir üne sahip olmasının arzu edilirliği.
- Şirket hissedarları arasında adil davranma yükümlülüğü.
Şirketin amaçlarının hissedarlarının yararına olmayan amaçlardan oluşması veya bunları içermesi durumunda, yöneticiler, iyi niyetle, bu amaçlara ulaşmanın en olası yolunun bu olduğunu düşündükleri şekilde hareket etmelidirler.
Mezkûr Yasa’nın 172. maddesindeki bu görev, yöneticilerin belirli durumlarda şirket alacaklılarının çıkarlarını göz önünde bulundurmasını veya bu doğrultuda hareket etmesini gerektiren her türlü yasa veya hukuk kuralına da tabidir.
1.3. Yöneticilerin bağımsız yargı kullanma görevi [madde 173 (duty to exercise independent judgment)]
Şirketler Yasası’nın 173. maddesi, yöneticilerin yetkilerini başkalarının iradesine tabi kılmadan bağımsız bir şekilde kullanmaları gerektiği ilkesini vazetmiştir. Örneğin bir yönetici şunları yapamaz:
- Konuyla ilgili olarak kendi bağımsız yargılarını devreye sokmadan, bir hissedarın, başka bir yöneticinin veya başka bir şahsın isteklerine saygı göstermek.
- Yönetim kurulu toplantılarında herhangi bir şekilde oy kullanmaları için, bu şekilde oy kullanmanın aksi takdirde yöneticinin şirkete karşı olan görevlerini ihlal etmeyeceği durumlarda bile, üçüncü bir kişi (örneğin, kendilerinin atadığı hissedarla) ile anlaşmak.
1.4. Yöneticilerin makul özen, beceri ve titizliği gösterme görevi [madde 174 (duty to exercise reasonable care, skill and diligence)]
Şirketler Yasası’nın 174. maddesi uyarınca, bir yönetici, makul derecede özenli bir kişinin göstereceği özeni, beceriyi ve titizliği her iki konuda da göstermelidir:
- Yöneticinin şirket ile ilgili olarak yürüttüğü işlevleri yerine getiren bir kişiden makul olarak beklenebilecek genel bilgi, beceri ve deneyim (nesnel test).
- Yöneticinin gerçekte sahip olduğu genel bilgi, beceri ve deneyim (öznel test).
Yani, en azından bir yöneticinin nesnel testte belirtilen bilgi, beceri ve deneyimi göstermesi gerekir, ancak bir yöneticinin uzmanlık bilgisi, becerisi veya deneyimi varsa, daha yüksek öznel standart karşılanmalıdır. Testi uygularken, belirli yöneticinin işlevlerine, özel sorumluluklarına ve şirketin koşullarına dikkat edilmelidir.
“Wright v Chappell [2024] EWHC 1417 (Ch)” davasında[1] bir şirketin iki yöneticisinin (diğer şeylerin yanı sıra) aşağıdakileri yapmayarak 174. madde kapsamındaki görevi ihlal ettiği kabul edilmiştir:
- Hukuki danışmanlık almak.
- Bir yönetim kurulu toplantısına çağırmak, önerilen bir eylem tarzının bir şirketin ve alacaklılarının çıkarları doğrultusunda olmasının nedenlerini ele almak ve kaydetmek ve
- Yönetim kurulu toplantılarına katılmak.
1.5. Yöneticilerin çıkar çatışmalarından kaçınma görevi [madde 175 (duty to avoid conflicts of interest)]
Şirketler Yasası’nın 175. maddesi uyarınca, bir yönetici, şirketin çıkarlarıyla çatışan veya çatışabilecek doğrudan veya dolaylı bir çıkarı olduğu veya olabileceği durumlardan kaçınmalıdır. Bu, özellikle herhangi bir mülkün, bilginin veya fırsatın kullanılması ve şirketin mülkten, bilgiden veya fırsattan (property, information or opportunity) yararlanıp yararlanamayacağı için geçerlidir.
Çıkar çatışmalarından kaçınma yükümlülüğü, bir kişinin yönetici olmaktan çıkmasından sonra bile, yönetici olduğu sırada haberdar olduğu herhangi bir mülkün, bilginin kullanımı veya herhangi bir fırsatın değerlendirilmesi açısından geçerliliğini sürdürecektir.
Şirketler Yasası’nın 175. maddesinin uygulanması, birden fazla kurulda görev alan yöneticiler için sorunlu olabilir. Yönetim kurulunun başka bir yöneticilik için yetkilendirmesi, söz konusu çatışmayı kapsayacak kadar geniş olmayabilir ve bir yönetici, örneğin gizlilik nedenleriyle, ortaya çıktıklarında şirkete ayrıntıları açıklayamayabilir. Bu gibi durumlarda, yöneticiler bağımsız hukuki danışmanlık almalıdır.
1.6. Yöneticilerin üçüncü kişilerden menfaat kabul etmeme yükümlülüğü [madde 176 (duty not to accept benefits from third parties)]
Şirketler Yasası’nın 176. maddesi uyarınca, yöneticiler, yönetici olmaları veya yönetici olarak bir şey yapmaları veya yapmamaları nedeniyle üçüncü bir taraftan sağlanan hiçbir menfaati kabul edemezler.
Şirketler, yöneticilerin belirli bir değerin altında menfaat kabul etmeleri durumunda şirkete karşı görevlerini ihlal etmeyeceklerini tüzüklerinde belirtmek isteyebilirler; örneğin, belirli düzeyde kurumsal misafirperverliğin kabul edilmesinin bir yöneticinin 176. maddeyi ihlal etmesine yol açmamasını sağlamak gibi.
Görev, bir kişinin yöneticilik görevi sona erdikten sonra, yöneticilik görevi sona ermeden önce yaptığı veya yapmayı ihmal ettiği şeyler ile ilgili olarak geçerliliğini sürdürür.
1.7. Yöneticilerin şirketle önerilen işlem veya düzenlemeye ilişkin çıkarlarını beyan etme yükümlülüğü [madde 177 (duty to declare interest in proposed transaction or arrangement with the company)]
Şirketler Yasası’nın 177(1) no.lu maddesi uyarınca, yöneticilerin şirketle önerilen bir işlem veya düzenlemede doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir çıkarı varsa, diğer yöneticilere bu çıkarın niteliğini ve kapsamını bildirmeleri gerekir.
Yalnızca tam ve samimi/dürüst bir açıklama, 177. maddedeki görevin amacına uygundur (diğer yöneticilerin şirket adına önerilen işlem veya düzenlemeye girip girmemeye ve gireceklerse hangi şartlarda gireceklerine karar vermelerine olanak sağlamak).
2. Yöneticilerin Alacaklıların Çıkarlarını Gözetme Görevi [creditor duty]
2.1. Genel olarak
Şirketler Yasası’nın 172. maddesindeki şirketin başarısını, şirket ortaklarının bir bütün olarak yararına teşvik etme görevi, yöneticilerin belirli durumlarda “şirketin alacaklılarının çıkarlarını göz önünde bulundurmasını veya bu çıkarlar doğrultusunda hareket etmesini” (to consider or act in the interests of creditors of the company) gerektiren herhangi bir yasa veya hukuk kuralına açıkça tabidir [madde 172(3)]. Bu yasa veya hukuk kurallarının örnekleri şunlardır:
- 1986 tarihli İflas Yasası’ndaki haksız ticaret hükümleri.
- “Alacaklıların çıkarlarını gözetme görevi”.
“Alacaklıların çıkarlarını gözetme görevi” terimi, mahkeme tarafından “BTI 2014 LLC v Sequana SA and others” davasında[2], 2006 tarihli Şirketler Yasası yürürlüğe girmeden önce mevcut olan ve bir yöneticinin iyi niyetle hareket etme görevini yerine getirmesi için:
- Belirli durumlarda, özellikle şirket iflas ettiğinde veya iflasın eşiğinde/sınırında olduğunda:
- Bu çıkarlar şirketin alacaklılarının çıkarlarını bir bütün olarak içerir ve
- Yöneticiler bu çıkarları göz önünde bulundurmalı ve bunlara gereken önemi vermeli, gerekirse öncelik sırasına koymalıdır.
- Bir noktadan sonra, muhtemelen iflas tasfiyesi veya iflas idaresi kaçınılmaz hale geldiğinde ise, alacaklıların çıkarları ön plana çıkar.
Sequana mahkemesi heyetinin çoğunluğu “iflas eşiğinde/sınırında” (borderline insolvency) ifadesinin ne anlama geldiğini tartıştılar ki; onların görüşü şuydu:
- Şirket iflas etmemiş olsa da iflasın eşiğindedir [bu, “yakın iflas” (imminent insolvency) olarak da bilinir]; başka bir deyişle, yöneticiler bir iflasın hemen köşede olduğunu ve gerçekleşeceğini bilir veya bilmelidir veya
- İflas idaresine girme veya tasfiye olasılığı [an insolvent administration or liquidation is probable] vardır.
Alacaklı yükümlülüğünün ihlal edildiğinin ileri sürülebileceği senaryolar şunlardır:
- Başarısız olması durumunda şirketin varlıklarının alacaklılara kaptırılmasına yol açacak, özellikle yüksek riskli bir işlemi üstlenmek.
- Şirketin ticari faaliyetlerine devam etmesine izin vermek, alacaklılara olan açığı artırmak ve muhtemel bir resmi iflas durumunda getirilerini azaltmak.
- Aşırı yönetici maaşları.
- Yöneticilere, ilişkili taraflara veya grup şirketlerine yapılan varlık transferleri veya krediler.
2.2. Alacaklı görevinin ihlalinin [breach of the creditor duty] sonuçları
Ana sonuç, tasfiye memurlarının mahkemeden yöneticilerin davranışlarını incelemesini ve potansiyel olarak görev ihlalleri nedeniyle şirketin varlıklarına geri ödeme yapmalarını emretmesini talep edebilmeleridir. Yöneticiler görev yapmaktan diskalifiye edilebilir.
Ayrıca mahkeme, yöneticilerin ilgili işlemleri yapma yetkisine sahip olmadıklarını beyan ederek, işlemleri iptal edebilir.
2.3. Yöneticilik görevini kimler üstlenir?
Yöneticilerin görevleri, yönetici olarak atanan ve atanmadıkları halde yöneticilik görevini üstlenen [“gölge yöneticiler” (shadow directors) gibi] tüm kişilere aittir.
2006 tarihli Şirketler Yasası, yönetici ve yönetici olmayan yöneticiler arasında herhangi bir fark gözetmez.
2.4. Yöneticilerin şirkete karşı olan görevleri [duties to the company]
Başlangıç pozisyonu, Şirketler Yasası’na göre yöneticilerin görevlerinin, yöneticiler tarafından şirkete karşı borçlu olunduğudur. Ancak, hissedarlar şirket adına türev davalar açabilirler.
Tasfiye memurları, alacaklılar ve hissedarlar, 1986 tarihli İflas Yasası’nın (Insolvency Act) 212. maddesi uyarınca mahkemenin yöneticilerin davranışlarını incelemesini ve görevlerini ihlal etmeleri nedeniyle şirket varlıklarına geri ödeme veya katkı yapmalarını emretmesini talep edebilirler.
3. Yöneticilerin Görev Süresi [duration of duties]
Genel olarak, yöneticilerin görevleri yönetici olduklarında başlar ve yöneticinin görevi sona erdiğinde hitam olur. Ancak, çıkar çatışmalarından kaçınma görevi, bir yöneticinin yönetici olduğu sırada farkına vardığı herhangi bir mülkün, bilginin veya fırsatın kullanılmasıyla ilgili olarak geçerli olmaya devam edecektir.
Ayrıca, yönetim kurulu üyelerinin görevden ayrılmalarından önce yaptıkları veya yapmadıkları işler bakımından üçüncü kişilerden menfaat kabul etmeme yükümlülüğü devam edecektir.
[1] <https://www.bailii.org/ew/cases/EWHC/Ch/2024/1417.html>
[2] <https://www.supremecourt.uk/cases/docs/uksc-2019-0046-judgment.pdf>
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.
