ESG Konseptindeki ‘Kurumsal Yönetişim’ Unsurunun Dâhili Şirket Avukatları İçin Önemi

Birçok şirket son beş ila on yıldır çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (environmental, social, and governance-ESG) programları uyguladı. Bu üç bileşenden hiçbiri şirket içi avukatlar için “kurumsal yönetişim” kadar önemli değildir. Bu bağlamda, kurumsal yönetişim; yönetim kurulu, yönetim yapısı, hesap verebilirlik, etik, yasal uyum ve şeffaflık gibi konular dâhil olmak üzere bir şirketin nasıl kontrol edildiği ve yönetildiği anlamına gelir.

Öncelikle dışarıya odaklanan çevresel ve sosyal faktörlerin aksine, kurumsal yönetişim çoğunlukla bir şirketin kararlarının nasıl alındığını ve şirketin günlük işlerini nasıl yürüttüğünü etkileyen şirketin iç süreçlerini içerir.

Şirket içi avukatlar için ESG’deki “G”yi (kurumsal yönetişim) anlamak ve bu konuda yol almak, şunları içerdiği için işlerinin önemli bir parçasıdır:

  • Yasal yükümlülüklere uyumun sağlanması,
  • Şirketin etik standartlarını teşvik etmek ve
  • Genel olarak kurumsal yönetişim.

Bugün, ESG’nin şirket içi hukuk müşavirleri için önemini ele alan makaleler dizisinin üçüncü ve son bölümünde, kurumsal yönetişimin neden bu kadar önemli olduğunu ele alacağız ve şirket içi hukuk müşavirlerine ESG bağlamında kurumsal yönetişimin temel yönleri ve kurumsal yönetişim ilkelerinin şirketin yasal ve iş stratejisine en iyi şekilde nasıl entegre edileceği konusunda bir rehber sunacağız.

  1. Kurumsal Yönetişim

Bir şirketin kurumsal yönetim yapısı şunları belirler:

  • Kararlar nasıl alınır?
  • Kim sorumludur?
  • Riskler nasıl yönetilir?

Şirket içi avukatlar için, şirketin yönetim yapısının en iyi uygulamalarla uyumlu olmasını ve ESG hedeflerini desteklemesini sağlamak çok önemlidir. Yönetim kurulu, şirket yönetiminin gözetiminden ve yasal ve etik standartlara uymasını sağlamaktan sorumlu olan kurumsal yönetişimin merkezi bir unsurudur. Şirket içi avukatlar, yönetim kurulunun etkili bir denetim sağlamak için donanımlı olmasını sağlamak için çalışır. Aynı şekilde, yönetim kurulunun yönetim sorunlarını ele almak için doğru komitelere sahip olmasını sağlamak da önemlidir. Bunlara genellikle denetim komitesi, risk komitesi ve yönetim komiteleri dâhildir.

Yönetim kurulundan üst düzey yöneticilerin sorumluluğu gelir. Şirket içi avukatlar, yanlışları yakalamak ve gerekirse uygunsuz (veya hatta yasadışı) faaliyetlerin kapsamlı bir soruşturmasını yürütmek için doğru politikaların ve süreçlerin yerinde olduğundan emin olmak için yönetim kurulu ve şirketin diğer bölümleriyle veya onların yönlendirmesiyle çalışırlar; şirket içi avukatın müvekkilinin şirket olduğunu ve herhangi bir yönetici veya birey olmadığını kabul ederler. Aynı şekilde, şirketin uzun vadeli yönetim hedefleri ile uyumlu yönetici tazminat yapıları konusunda tavsiyelerde bulunurlar. Bu, yönetici maaşını belirli ESG hedeflerine bağlamayı bile içerebilir.

Son olarak, kurumsal yönetişim temel olarak kurumsal davranışları yöneten çok çeşitli yasa ve düzenlemelere uyumu sağlamakla ilgilidir. Şirket içi avukatlar için, kurumsal yönetişimi çevreleyen gelişen düzenleyici manzaraya ayak uydurmak kaçınılmazdır. Daha zor olan kısım, yargı bölgesine göre değişen dünya çapındaki farklı kurumsal yönetim yasalarını kavramaktır.

Örneğin, Sarbanes-Oxley Yasası, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) halka açık şirketler için sıkı finansal şeffaflık ve hesap verebilirlik önlemlerini zorunlu kılar. ABD dâhil olmak üzere birçok ülkede, şirketlerin uyması gereken rüşvet karşıtı yasalar ve yaptırım programları vardır. Bazı şirketlerin artık daha geniş ESG bildirim/raporlama yükümlülüklerinin bir parçası olarak yönetim yapılarını ve uygulamalarını kamuya ifşa etmeleri gerekmektedir (örneğin, Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi).

Halka açık şirketler için bu tür açıklamalar genellikle yıllık raporlarda, vekâletname beyanlarında ve zorunlu sürdürülebilirlik raporlarında yer alır. Benzer şekilde, şirketlerin çıkar çatışmalarını nasıl ele aldıklarını, ihbarcı politikalarının nasıl uygulandığını ve yönetici maaşının uzun vadeli yönetim hedefleriyle nasıl uyumlu olduğunu açıklamaları gerekebilir. Bu açıklamaların hem yasalara uygun olmasını hem de şirketin yönetim felsefesini yansıtmasını sağlamak, şirket içi hukuk departmanının önemli bir sorumluluğudur.

  1. Etik ve Dürüstlük

Şirket içi avukatlar, doğrudan olmasa bile yasal uyum ofisi ile el ele çalışarak, genellikle şirketin davranış kurallarını geliştirme ve uygulama görevini üstlenirler. Şirket içi avukatlar, yönetim kurulu ve C-Suite’in (üst düzey yöneticiler) yönlendirmesiyle, şirketin yönetim politikalarını ve çalışan davranışına ilişkin beklentilerini özetleyen kapsamlı bir davranış kurallarını geliştirmeye (ve düzenli olarak güncellemeye) yardımcı olmalıdır. Kural, yukarıdakilerden çıkar çatışmaları, rüşvetle mücadele, yolsuzluk ve adil iş uygulamaları gibi önemli konuları ele almalıdır.

Örneğin, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve diğer paydaşlar arasındaki çıkar çatışmalarını yönetme politikaları iyi yönetişim için çok önemlidir. Çıkar çatışmaları ile ilgili kurumsal yönetişim başarısızlıkları önemli yasal ve itibar risklerine yol açabilir, bu nedenle şeffaf ve uyumlu bir şekilde çatışmaları tanımlayan ve ele alan prosedürler temel unsurlardır. Dahası, şirket içi avukatlar da bu politikaların kuruluş genelinde etkili bir şekilde iletilmesini ve tutarlı bir şekilde uygulanmasını sağlamaktan sorumludur. Çalışanlara ve yönetime etik kurumsal yönetişimin önemi konusunda eğitim vermek ve etik olmayan davranışların nasıl bildirileceği konusunda net rehberlik sağlamak için eğitim programları uygulanmalıdır.

Şirket içi avukatlar, ABD Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (Foreign Corrupt Practices Act) ve Birleşik Krallık Rüşvet Yasası (Bribery Act) gibi yasalara uyan sağlam yolsuzluk karşıtı politikalar geliştirmeli ve uygulamalıdır. Politikalar, özellikle üçüncü taraflar, ortak girişimler veya hükümet yetkilileriyle uğraşırken yolsuzluk risklerini belirlemek ve azaltmak için net prosedürler içermelidir. Şirket içi avukatlar, şirketin düzenli denetimler ve izleme programları gibi yolsuzluk faaliyetlerini önlemek ve tespit etmek için güçlü iç kontrollere sahip olmasını sağlamaya yardımcı olur.

Şirketlerin, çalışanların misilleme korkusu olmadan etik olmayan veya yasadışı davranışları bildirmelerine olanak tanıyan etkili bir ihbarcı programına ihtiyacı vardır. İhbarcı programları yalnızca iyi kurumsal yönetişimin bir yönü değil, aynı zamanda çeşitli düzenleyici çerçeveler altında yasal bir gerekliliktir. Güçlü bir ihbarcı politikası şeffaflığı artırır ve yönetim başarısızlıklarının patlamadan önce önlenmesine yardımcı olur. Şirket içi avukatlar, ihbarcı programının kolayca erişilebilir, gizli ve etik davranışı teşvik eden bir kültür tarafından desteklendiğinden emin olmalıdır.

Kurumsal yönetişim ayrıca hissedarların şirketin karar alma süreçlerinde, özellikle de yönetim meselelerinde uygun bir sese sahip olmasını sağlamayı içerir. Şirket içi avukatlar, yönetim kurulu seçimleri, yönetici maaşları ve ESG stratejisi gibi yönetim meseleleri hakkında tartışmalara katılma fırsatları sağlayarak şirketin hissedar katılımına yönelik yaklaşımı konusunda tavsiyelerde bulunmalıdır. Dahası, şirket içi avukatlar hissedar aktivizmine yanıt vermeye ve onu yönetmeye hazır olmalıdır. Bu, potansiyel olarak yıkıcı olsa da hissedarların çıkarlarını şirketin uzun vadeli kurumsal yönetişim hedefleri ile dengelemeyi gerektiren bu tür faaliyetlerle ilişkili yasal ve stratejik zorlukların üstesinden gelmeyi gerektirir.

  1. Kurumsal Yönetişim Başarısının Ölçülmesi

ESG çağında, kurumsal yönetişim performansı giderek daha fazla belirli ESG ile ilgili ölçütler kullanılarak ölçülmektedir ve şirket içi avukatlar, şirketin yatırımcı ve düzenleyici beklentilerini karşıladığından emin olmak için bu ölçütlerin farkında olmalıdır. Yaygın kurumsal yönetişim ölçütleri arasında yönetim kurulu kompozisyonu, denetim komitesi denetimi, yönetici hesap verebilirliği ve hissedar hakları yer alır. Şirket içi avukatlar, bu ölçütlerin doğru bir şekilde takip edilmesini ve raporlanmasını sağlamak için yönetimle birlikte çalışmalıdır.

Birçok yatırımcı için, yönetim kurulunun çeşitliliği ve bağımsızlığı yatırım kararları açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, birçok şirket kurumsal yönetişim uygulamalarını üçüncü taraf denetimlerine veya değerlendirmelerine tabi tutar. Bu denetimlere şirket içi avukatlar dâhil edilmeli ve kurumsal yönetişim uygulamalarının iyi belgelenmiş, şeffaf ve ESG standartlarıyla uyumlu olduğundan emin olunmalıdır.

  1. Riskler

Son olarak, kurumsal yönetişimin bu kadar önemli olmasının bir diğer nedeni de kötü kurumsal yönetişim uygulamalarının şirketi hissedar davaları, düzenleyici soruşturmalar ve itibar kaybı gibi önemli yasal risklere maruz bırakabilmesidir. Şirket içi avukatlar, şirketi yasal ve finansal sonuçlardan korumak için kurumsal yönetişim risklerini belirleme ve azaltma konusunda proaktif olmalıdır.

Kötü kurumsal yönetişimin en önemli risklerinden biri hissedar davalarıdır. Hissedarlar, özellikle karar alma süreçlerinde şeffaflık veya hesap verebilirlik eksikliği varsa, şirketi kurumsal yönetişim standartlarını karşılamadığı için dava edebilirler. Şirket içi avukatlar, şirketin kurumsal yönetişim uygulamalarının yasal olarak sağlam olduğundan ve kurumsal yönetişim başarısızlıklarını önlemek için sağlam iç kontrollerin mevcut olduğundan emin olmaya yardımcı olabilir.

Şirket içi avukatlar için ESG’deki “G”, şirketin kurumsal yönetişim uygulamalarının uzun vadeli sürdürülebilirliğini, hesap verebilirliğini ve etik standartlarını desteklemesini sağlamakla ilgilidir. Yasal uyum, etik, risk yönetimi ve hissedar katılımına yönelik proaktif bir yaklaşım gerektirir. İyi kurumsal yönetişim uygulamalarını şirketin yasal ve iş stratejisine entegre ederek, şirket içi avukatlar daha güçlü, daha dayanıklı bir organizasyon oluşturmaya yardımcı olabilir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.