Kurumsal yönetişimin karmaşık dünyasında yeni bir mekanizma ortaya çıkmıştır: yönetim kurulu gözlemcileri (board observers). Yönetim kurulu üyelerinin geleneksel oy hakkı olmadan faaliyet gösteren bu kişiler, iddialı startup’lar ile onların risk sermayesi destekçileri (startups and their venture capital backers) arasındaki boşluğu doldurmada, yönetim kurulu üyeliğinin formaliteleri ve doğrudan sorumlulukları olmadan yatırımcı çıkarlarını temsil etmede önemli hale geldiler.
Yönetim kurulu gözlemcileri, yönetim kurulu üyeliğine ilişkin sorumluluk olmaksızın yönetim kurulu toplantılarına katılma ayrıcalığına sahiptirler. Toplantılara katılırlar ancak oy haklarına veya yöneticilerin temel sorumluluklarına sahip değildirler. Tipik olarak belirli bir hissedar veya hissedar grubu adına atanan yönetim kurulu gözlemcileri, yönetim kurulunun faaliyetlerini ve kararlarını izleyerek bu yatırımcıların çıkarlarını temsil ederler. Yönetim kurulu gözlemcileri tartışmaları gözlemleyebilir, sorular sorabilir ve toplantı sırasında deneyimlerini ve uzmanlıklarını paylaşarak katkı sağlayabilirler ancak kararlara katılma veya yönetim kurulu kararlarını doğrudan etkileme yetkileri yoktur.
Resmi bir kontrol veya kontrol etme pozisyonuna sahip olmadan etkili olmak çok tesirli ve faydalı olabilir. Yatırımlarını korumaya büyük ilgi duyan yatırımcılar, yönetim kurulu gözlemcilerini kısmen, yönetim kurulu üyeliğinin hukuki yükünü üstlenmeden, portföy şirketlerinin işlerine daha samimi bir şekilde dâhil olmak istedikleri için kullanmaktadırlar. Bu rol, bu ihtiyaçları etkili bir şekilde karşılayarak şirket stratejisine ve yönetimine rehberlik edecek gizli ama etkili bir yol sunar. Özellikle risk sermayedarlarının startup’lara dâhil olduğu durumlarda değerli olan yönetim kurulu gözlemcileri, yatırımcı kontrolü ile girişimcilik özgürlüğü arasında bir dengenin korunmasına yardımcı olur ki; bu, bilhassa her stratejik anlamanın şirketin gidişatını önemli ölçüde etkileyebileceği durumlarda önemlidir.
Ulusal Risk Sermayesi Birliği (National Venture Capital Association[1]) tarafından yürütülen Ocak 2024 anketi gibi son araştırmalarda, yönetim kurulu gözlemcilerinin yeni kurulan şirketler ve teknoloji şirketleri tarafından yaygın şekilde benimsendiği vurgulanmaktadır. Ankete katılan yatırım kuruluşlarının ve risk sermayedarlarının %82’si (yüzde 82) bu mekanizmayı kullanırken, yönetim kurulu gözlemcileri yönetim kurulu şeffaflığının artırılmasına, şirketler için dava risklerinin azaltılmasına ve antitröst ve düzenleyici hususların yönlendirilmesine yardımcı olmuştur.
Yönetim kurulu gözlemcilerinin rolü, yasal yönetim kurulu sorumlulukları yerine sözleşmeye dayalı olarak tanımlanması nedeniyle benzersizdir. Bu düzenleme, yönetim kurulu gözlemcilerinin tipik olarak yönetim kurulu üyeliği ile ilişkili doğrudan temsil görevlerini atlatmasına olanak tanır; ancak onları potansiyel çıkar çatışmalarından veya ABD Adalet Bakanlığı ile Federal Ticaret Komisyonu (Department of Justice and Federal Trade Commission) gibi düzenleyici kurumların incelemesinden tamamen korumaz. Bu özellikle antitröst yasalarına ve yabancı yatırım düzenlemelerine duyarlı alanlar için geçerlidir.
“OpenAI” ve “Microsoft” arasındaki ortaklık, yönetim kurulu gözlemcilerinin antitröst düzenlemelerine bağlı kalarak stratejik uyumlaşmayı nasıl kolaylaştırabileceğinin önemli bir örneği olarak hizmet etmektedir. Microsoft’un ‘OpenAI’nin yönetim kurulunda oy hakkı olmayan bir gözlemci koltuğu sağlama kararı, teknoloji devinin antitröst yasaları kapsamında doğrudan yönetim kurulu pozisyonunun ihlal edebileceği sınırları aşmadan ‘OpenAI’nin yönetimine ilişkin değerli bilgiler edinmesine olanak tanıyan stratejik bir hamleydi. Bu düzenleme, yönetim kurulu gözlemcisinin stratejik bir varlık olarak rolünü öne çıkarmakta ve şirketlerin antitröst yasalarına uyarken ortaklıklara ve işbirlikçi girişimlere katılmasına olanak tanımaktadır.
Ayrıca, yönetim kurulu gözlemcileri Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Yabancı Yatırımlar Komitesi’nin (Committee on Foreign Investment in the United States[2]) düzenlemelerine uygunluğun yönetilmesinde hayati öneme sahiptir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yabancı Yatırımlar Komitesi, ulusal güvenliği etkileyebilecek yabancı yatırımları incelemekte olup; yönetim kurulu gözlemcisi yaklaşımı, yabancı yatırımcıların bir yönetim kurulu gözlemcisi atamasına olanak tanıyarak bu tür yatırımların ABD çıkarlarından ödün vermeden ilerlemesine yardımcı olmuştur. Yabancı yatırımcıların şirket operasyonları hakkında gözlemsel ancak kontrolsüz bir içyüzünü anlamaya sahip olmalarına izin vererek, yönetim kurulu gözlemcileri yabancı yatırımcılara kamuya açık olmayan bilgiler sağlayabilir ve yabancı sermaye ve uzmanlık ihtiyacını ulusal güvenlik sorunlarıyla dengelemeye yardımcı olabilir. Bunun farkına varan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yabancı Yatırımlar Komitesi, son yıllarda bu tür durumlarda yönetim kurulu gözlemcilerinin kullanımını sınırlayarak bu potansiyel boşluğu kapatmaya çalışmıştır.
Ayrıca yönetim kurulu gözlemcileri, özellikle emeklilik planlarından yatırımları yöneten risk sermayesi şirketleri ile özel sermaye şirketleri için Çalışanların Emeklilik Geliri Güvenliği Yasası’na (Employee Retirement Income Security Act[3]) uygunluğun sağlanmasına yardımcı olur. Bu gözetim, Çalışanların Emeklilik Geliri Güvenliği Yasası kapsamında doğrudan yönetim kurulu katılımı nedeniyle ortaya çıkabilecek güvene dayalı sorumlulukların en aza indirilmesine de yardımcı olur. Yönetim kurulu gözlemcileri, yatırım kararlarının Çalışanların Emeklilik Geliri Güvenliği Yasası’nın sıkı koşullarıyla uyumlu olmasını sağlayan bir gözetim katmanı sağlar, emeklilik planı varlıklarını korurken, bu yatırımların doğrudan güvene dayalı sorumluluk alanına girmeden proaktif yönetimine olanak tanır.
Menkul kıymetler düzenlemesine odaklanan ancak yine de yönetim kurulu gözlemcilerinin kurumsal yönetişim yönleri ile ilgili olan “Obasi Inv. Ltd. v. Tibet Pharms Inc” davasındaki[4] ABD temyiz mahkemesi kararı, davalarda yönetim kurulu gözlemcilerinin koruyucu yararlarına örnek teşkil etmektedir. Mahkeme, yönetim kurulu gözlemcilerinin, oy kullanmama statüleri ve sınırlı katılımları nedeniyle, menkul kıymet yasaları kapsamında geleneksel yönetim kurulu üyeleri ile aynı yasal sorumlulukları taşımadıklarına karar vermiştir. Bu karar, yönetim kurulu gözlemcisi mekanizmasının kullanılmasının, gözlemci ve onları atayan ticari kuruluşlar için hukuki riskleri nasıl azalttığının altını çizmektedir. Aynı zamanda şirketlere, yatırımcılarını resmi yönetim kurulu pozisyonlarıyla ilişkili artan yükümlülüklere maruz bırakmadan kurumsal yönetişim konusunda onlarla etkileşim kurma esnekliği sağlar.
Kurumsal yönetişim geliştikçe ve yönetim kurulu gözlemcilerinin rolü genişledikçe, yönetim kurulu gözlemcilerinin etkisinin, potansiyel çıkar çatışmalarının ve kurumsal şeffaflık ve hesap verebilirlik üzerindeki etkisinin etik sonuçlarının kapsamlı bir şekilde incelenmesine yönelik artan bir ihtiyaç vardır. Örneğin OpenAI ve Microsoft ilişkisinde, Microsoft tarafından atanan yönetim kurulu gözlemcisi ‘OpenAI’nin toplantılarına katılabilir ve bu bilgileri ‘Microsoft’a iletebilir. Bu, özellikle yönetim kurulu gözlemcisinin atanmasının ardından Microsoft’un OpenAI’nin rakiplerinden biri olan Inflection’ın baş bilim adamını (Süleyman) ve ekibini de işe alması nedeniyle zorlu durumlara yol açabilir. Yönetim kurulu gözlemcilerine olan güvenin artması, yönetime yapıcı katılımlarını desteklemek ve etkilerinin kurumsal yönetişimin bütünlüğünü zayıflatmak yerine artırmasını sağlamak için daha sağlam yönergelere ve düzenleyici çerçevelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Yönetim kurulu gözlemcilerinin yükselişi, kurumsal yönetişimde bir paradigma değişikliğine işaret ediyor ki; bu da yatırımcı etkisinin ve şirket denetiminin nasıl yönetildiğine dair daha derin bir evrimin göstergesidir. Yönetim kurulu gözlemcileri, stratejik gözetimi operasyonel içyüzünü anlama ile harmanlayarak, geleneksel kurumsal yönetişim modellerini yeniden değerlendiren incelikli bir bakış açısı sağlar. Startup’lar ve risk sermayesi bu değişen ortamda yol alırken, yönetim kurulu gözlemcilerinin saydamlığı, stratejik uyumu ve verimliliği ön planda tutan ve kurumsal yönetişim inovasyonunda yeni bir çağın habercisi olan kurumsal yönetişim modellerini desteklemeye başlaması gerekmektedir.
[1] <https://nvca.org/>
[2] <https://home.treasury.gov/policy-issues/international/the-committee-on-foreign-investment-in-the-united-states-cfius>
[3] <https://www.dol.gov/general/topic/health-plans/erisa#:~:text=The%20Employee%20Retirement%20Income%20Security,for%20individuals%20in%20these%20plans.>
[4] <https://caselaw.findlaw.com/court/us-3rd-circuit/2011312.html>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.