Birleşik Krallık ‘Mal Satışı Yasası’ ve Günümüzdeki Önemi

Giriş

1979 tarihli Mal Satışı Yasası (Sale of Goods Act[1]), Birleşik Krallık’ta malların satışını ve satın alınmasını düzenleyen önemli bir mevzuat olup; uygulanmasından bu yana, değişen ticari ortama uyum sağlamak ve alıcılar ile satıcıların çıkarlarını daha iyi dengelemek için çeşitli değişikliklere uğramıştır.

Ancak, 2015 tarihli Tüketici Hakları Yasası’nın (Consumer Rights Act[2]) yürürlüğe girmesiyle, Mal Satışı Yasası’nın tüketici sözleşmelerine ilişkin uygulamasının çoğu değiştirilmiştir. Tüketici Hakları Yasası artık bireysel tüketicilerin işletmelerden mal (veya hizmet) satın almasını içeren çoğu işlemi düzenlemektedir.

Değişime rağmen Mal Satışı Yasası, Tüketici Hakları Yasası kapsamı dışındaki alanlarda hâlâ kritik bir rol oynamaktadır. İşletmeden işletmeye (business to business) işlemlere uygulanmaya devam etmekte ve bu da onu ticari ortamlarda oldukça alakalı hale getirmektedir.

  1. Mal Satışı Yasası’nın Temelleri

Peki, mal satışı nedir? Mal Satışı Yasası, mal satışını, ‘satıcının mallardaki mülkiyeti, fiyat denilen bir para karşılığında alıcıya devrettiği veya devretmeyi kabul ettiği bir sözleşme’ (a contract by which the seller transfers or agrees to transfer the property in goods to the buyer for a money consideration, called the price) olarak tanımlar.

Mal Satışı Yasası’nın temel bir ayrımı, yalnızca somut, taşınabilir öğeler olarak tanımlanan mallara uygulanmasıdır. Maddi olmayan varlıkları içeren hizmetlere veya işlemlere uzanmaz. Maddi olmayan bir varlığa örnek olarak bir patentin veya alan adının mülkiyeti verilebilir.

Benzer şekilde, taksitli satın alma sözleşmelerini içeren sözleşmeler (ki, ayrı bir yasal çerçevedir) Mal Satışı Yasası kapsamının dışındadır. Taksitli satın alma sözleşmeleri öncelikle 1964 tarihli Taksitli Satın Alma Yasası (Hire Purchase Act[3]) ile düzenlenmiştir.

Ürünlerin açıklamalarına uyması, tatmin edici kalitede olması ve amaca uygun olması gibi temel ilkeleri belirleyerek Mal Satışı Yasası, somut ürünlerle ilgili işletmeden işletmeye dönük işlemlerde bir kıstas olmaya devam etmektedir.

  1. [2015 tarihli] Tüketici Hakları Yasası İle Etkileşim

Tüketici Hakları Yasası’nın tanıtımı, Birleşik Krallık’taki tüketici koruma yasalarında dönüştürücü bir değişime işaret etmiştir. Tüketici Hakları Yasası, Mal Satışı Yasası’nın bazı bölümleri, 1982 tarihli Mal ve Hizmet Tedariki Yasası ile 1999 tarihli Tüketici Sözleşmelerinde Haksız Şartlar Yönetmeliği (Supply of Goods and Services Act, and Unfair Terms in Consumer Contracts Regulations[4]) dâhil olmak üzere çeşitli tüketici mevzuatını birleştirmiştir. Ayrıca, özellikle tüketici sözleşmelerine göre uyarlanmış yeni hükümler de getirmiştir.

Tüketici Hakları Yasası artık çoğu tüketici işlemini düzenlerken; Mal Satışı Yasası, Tüketici Hakları Yasası’nın yürürlüğe girdiği 01 Ekim 2015 tarihinden önce oluşturulan sözleşmeler için geçerliliğini korumaktadır. Örneğin, 30 Eylül 2015 tarihinde veya öncesinde yapılan mal satışı için bir tüketici sözleşmesi hâlâ Mal Satışı Yasası kapsamına girecektir.

Bu ayrım, Tüketici Hakları Yasası’ndan önceki işlemleri içeren yasal anlaşmazlıklar için kritik öneme sahiptir. Bu durumlarda, mahkemeler daha yeni Tüketici Hakları Yasası’ndan ziyade Mal Satışı Yasası hükümlerine güvenir.

  1. İşletmeden İşletmeye İşlemler

Yukarıda da değinildiği gibi Mal Satışı Yasası, işletmeden işletmeye satış ve satın alımlarında oldukça önemli bir yere sahiptir.

İşletmeden işletmeye işlemlerde Mal Satışı Yasası’nın farkında olmanız gereken temel yönleri şunlardır:

3.1. Zımni şartlar

Herhangi bir sözleşme iki tür koşul içerecektir: (1) açık koşullar ve (2) zımni koşullar (express terms and implied terms). Açık koşullar, tarafların yazılı olarak veya (sözlü sözleşmeler durumunda) birbirleriyle konuşarak elde ettikleri koşullardır.

Zımni şartlar ise, sözlü veya yazılı olmayan ancak yine de genel hukuk veya ilgili mevzuat uyarınca geçerli olan şartlardır.

Mal Satışı Yasası, bu tür ilgili mevzuatın bir örneğidir. Mal Satışı Yasası kapsamındaki malların satışı için herhangi bir sözleşmede otomatik olarak ima edilecek belirli hükümler içerir ki; bunlara şunlar dâhildir:

  • Sahiplik (title): Satıcı, sattığı mallara yasal olarak sahip olmalı ve alıcının net bir sahiplik almasını sağlamalıdır. Bu koşul satıcı tarafından ihlal edilirse, alıcı sözleşmeyi feshetme ve uğradığı kayıp için tazminat (zarar) talep etme hakkına sahiptir. Satıcıdan mal alan meşru bir alıcının, mallara ilişkin uygun bir sahiplik olmadan malların sahipliğini yine de kusurlu satıcıdan alabileceği bazı yasal senaryolar vardır ve biz burada bunlarla ilgilenmiyoruz.
  • Açıklama (description): Satılan malların açıklamalarına uyması gerekir ki; bu, özellikle imalat gibi sektörlerde önemli bir koşuldur.
  • Tatmin edici kalite ve amaca uygunluk (satisfactory quality and fitness for purpose): Mallar, makul bir kişinin tatmin edici olarak göreceği standardı karşılamalı ve alıcının satıcıya açıkladığı herhangi bir özel amaç için uygun olmalıdır. Bu, özellikle uzmanlaşmış ekipman veya malzemeler satın alan endüstriler için geçerlidir.

3.2. Zımni şartları hariç tutma esnekliği

Satıcının mallardaki satıcının sahipliğine ilişkin zımni terimi hariç tutması mümkün değildir. Sahipliğe ilişkin zımni terimi hariç tutma girişimi geçersiz sayılır. Bu nedenle, bir satıcı sahip olmadığı malları satarsa, her zaman alıcıya karşı sorumlu olacaktır.

Açıklama ve/veya tatmin edici kalite ve amaca uygunluk ile ilgili zımni şartlar, böyle bir hariç tutmaya güvenmenin adil veya makul olmayacağı gösterilmediği sürece sözleşmede hariç tutulabilir. Bu, Mal Satışı Yasası’nda belirtilmiş olup şöyle der: “Bir mal satış sözleşmesi durumunda, bu sözleşmenin veya yukarıdaki 13, 14 veya 15. maddelerin tüm veya herhangi bir hükmünden muaf tutan herhangi bir diğer sözleşmenin herhangi bir hükmü (…) hükme güvenilmesine izin vermenin adil veya makul olmayacağının gösterilmesi halinde uygulanabilir değildir.”

Bunun ‘adil veya makul’ olup olmayacağı, satıcının ve alıcının pazarlık pozisyonlarının gücü, alıcının zımni şartın hariç tutulduğunu bilip bilmediği vb. gibi çeşitli faktörlere bağlı olacaktır.

Bu sınırlamaların, belirli sorumluluk türlerinin hariç tutulması veya önlenmesine ilişkin yasal sınırlamalardan ayrı ve bunlara ek olduğunu belirtmek önemlidir.

Hariç tutma maddeleri, tarafların eşit pazarlık gücüne sahip olduğu işletmeden işletmeye sözleşmelerinde yaygındır. Bu tür maddeler açıkça taslak haline getirilmeli ve bazı durumlarda makul olma testine tabi olarak hariç tutma maddelerine izin veren 1977 tarihli Haksız Sözleşme Şartları Yasası’na (Unfair Contract Terms Act[5]) uymalıdır.

Bu nedenle, Mal Satışı Yasası’nda ima edilen şartların ihlali nedeniyle sorumluluğunu sınırlamaya çalışan bir taraf, aynı zamanda Haksız Sözleşme Şartları Yasası’nı da dikkate almalıdır.

3.3. Riskin satıcıdan alıcıya aktarılması

Mal Satışı Yasası, malların kaybolması veya imha edilmesi riskinin hangi tarafa ait olduğunun belirlenmesine ilişkin kuralları belirler.

Genel kural, malların mülkiyeti alıcıya devredilene kadar satıcının riskinde kalmasıdır. Mülkiyet alıcıya devredildikten sonra, malların riski alıcıya geçer (ve alıcıya teslim edilip edilmediği önemli değildir).

Bu genel kuralın 3 istisnası vardır:

  • Taraflar sözleşmelerinde aksi şekilde anlaşırlar. Alıcılar ve satıcılar, mülkiyetin alıcıya (veya başka bir düzenlemeye) geçmesinden ziyade riskin daha erken bir zamanda devredileceğini belirtmekte serbesttirler. Örneğin, dağıtım düzenlemelerinde, bir alıcının malları üreticinin deposundan alması ancak mallar için faturayı henüz tam olarak ödememesi durumunda riskin geçmesi yaygındır.
  • Teslimatın alıcı veya satıcının kusurundan dolayı gecikmesi halinde, kusurlu taraf, gecikme olmasaydı meydana gelmeyecek olan zararın riskini üstlenir.
  • Satıcı, malları satıldığı yerden farklı bir yere teslim etmeyi kabul ederse, sözleşmede aksi belirtilmediği takdirde, malların nakliye sırasında uğrayacağı doğal bozulmalardan alıcı sorumlu olacaktır.

3.4. Sözleşmenin ihlali ve çözüm yolları

Mal Satışı Yasası, ihlallerin önemli finansal ve operasyonel etkileri olabileceği işletmeden işletmeye bağlamlarında kritik öneme sahip olabilecek ihlaller için sağlam çözümler sunar. Bunlardan bazıları aşağıda listelenmiştir:

  • Malları reddetme hakkı (right to reject goods): Teslim edilen mallar sözleşmeye uymuyorsa (örneğin tatmin edici kalitede değilse veya açıklamayla uyuşmuyorsa), alıcı malları reddetme ve sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir. Alternatif olarak, alıcı malları kabul edebilir ve fiyat indirimi veya tazminat talep edebilir.
  • Teslim edilmeyen veya geç teslim edilen mallar için doğan zararlar (damages for non-delivery or late delivery): Satıcı malları teslim etmezse veya geç teslim ederse, alıcı bunun sonucunda uğranılan herhangi bir kayıp için tazminat talep edebilir. Bu, alternatif tedarik kaynaklarına başvurmak zorunda kalmaktan veya üretim gecikmelerinden kaynaklanan kayıpları içerebilir.
  • Belirli performans (specific performance): Malların benzersiz veya belirli bir değere sahip olduğu belirli durumlarda, alıcı, satıcının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmesini zorunlu kılan belirli performans için bir mahkeme kararı arayabilir.

Sonuç

Tüketici Hakları Yasası, tüketici işlemleri için Mal Satışı Yasası’nın yerini büyük ölçüde almış olsa da, Mal Satışı Yasası’nın işletmeden işletmeye sözleşmelerindeki önemi göz ardı edilemez. Anılan yasanın ilkeleri, malların satışı ve satın alınmasının temel yönlerini yönetmeye devam ederek hem alıcılara hem de satıcılara yasal korumalar sunmaktadır.

[1] <https://www.legislation.gov.uk/ukpga/1979/54>

[2] <https://www.legislation.gov.uk/ukpga/2015/15/contents>

[3] <https://www.legislation.gov.uk/ukpga/1964/53>

[4]<https://www.legislation.gov.uk/ukpga/1982/29>; <https://www.legislation.gov.uk/uksi/1999/2083/made>

[5] <https://www.legislation.gov.uk/ukpga/1977/50>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.