Tahkim anlaşmaları çoğu istihdam/iş, ticari ve tüketici sözleşmesinde [employment, business, and consumer contracts] yaygındır. Tahkim anlaşması, anlaşmazlıkları ele almanın uygun maliyetli ve proaktif bir yoludur. Bu süreç, dava ile ilişkili maliyetler ve baş ağrıları olmadan gizlidir.
Hukukçular, sözleşmelerde tahkim anlaşmaları taslağı hazırlamaktan sorumludur. Bu kılavuz, müşteriler için tahkim anlaşmaları taslağı hazırlarken dâhil edilmesi gereken ilgili maddeleri, avantaj ve dezavantajlar ile pratik ipuçlarının öğrenilmesine yardımcı olacaktır.
- Tahkim sözleşmesi nedir?
Black Law Sözlüğü tahkimi, “tarafsız üçüncü bir kişinin (hakem) her iki tarafa da dinlenme fırsatı veren bir duruşma sonrasında karar verdiği bir uyuşmazlık çözüm süreci” olarak tanımlıyor.
Bir tahkim anlaşması esasen bir anlaşmazlık ortaya çıkarsa tarafların bunu tahkim yoluyla çözeceğini belirtir. Taraflar konuyu mahkemede yargılamak yerine tahkime götürmeyi kabul edeceklerdir.
“(18c) Tarafların bir veya daha fazla anlaşmazlığı tahkim yoluyla çözmeyi kabul ettikleri bir anlaşma. Bir tahkim anlaşması, bir sözleşmedeki bir maddeden veya bağımsız bir anlaşmadan oluşabilir ve taraflar arasında bir anlaşmazlık çıkmadan önce (anlaşmazlık öncesi tahkim anlaşması) veya taraflar arasında bir anlaşmazlık çıktıktan sonra (anlaşmazlık sonrası tahkim anlaşması veya sunum anlaşması) yapılabilir.” [Black’s Law Dictionary, 12th ed. 2024]
- Tahkim anlaşmasındaki temel hükümler
Her tahkimin kendine özgü madde bileşenleri vardır. Bunun genel bir başlangıç noktası olduğu ve tahkim anlaşmasının tarafların ihtiyaçları ön planda tutularak bütünsel bir yaklaşım kullanılarak hazırlanması gerektiği unutulmamalıdır. Tahkime ihtiyaç duyulması halinde tarafları korumak için ayrı ayrı maddeler hazırlanır.
- Tahkim için açık niyet [explicit intention to arbitrate]: Sözleşmeye dâhil olan taraflar, bir anlaşmazlık olması durumunda tahkime gitmeyi kabul ettiklerini açıkça belirtmelidir. Taraflar, tahkim kararının mahkemeye nihai bir karar olarak sunulması konusunda anlaşabilirler. Bu adım, taraflardan biri tahkimcinin kararına uymamaya karar verirse uygulanabilirliğe yardımcı olabilir.
- Tahkim kapsamı [arbitration scope]: Tarafların tahkime tabi olacak uyuşmazlığın kapsamını tam olarak tanımlamaları gerekir. Anlaşma, tarafların hangi konuların tahkime tabi olduğunu anlamaları için kapsamı tanımlamalıdır. Bu dilin mümkün olduğunca çok özel olması gerekir.
- Uygulanacak yasalar [governing laws]: Tahkim işlemlerine hangi yasaların uygulanacağı açıkça belirtilmelidir. Bu, sözleşmeden farklı olmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye hangi yasanın hükmettiği açıkça belirtilmelidir.
- Tahkimi düzenleyen usul kuralları [procedural rules governing the arbitration]: Anlaşma, tahkimi düzenleyen usul kurallarını[1] Ayrıca, düzenleyici kurum da belirlenmeli ve American Arbitration Association (Amerikan Tahkim Derneği), International Chamber of Commerce (Uluslararası Ticaret Odası) veya diğerleri seçilebilmelidir[2].
- Mekân [venue]: Tahkim anlaşmasına tahkimin “yerini” dâhil etmek çok önemlidir. Mekân, tahkimin yeri anlamına gelmez, ancak işlemlere ilişkin yargı yetkisine atıfta bulunur. Bir yer seçilirken, tahkime uygun bir yer düşünülmelidir çünkü bu, hükmün uygulanabilirliğine yardımcı olacaktır.
- Hakemlerin seçimi [selection of arbitrators]: Hakem seçilirken birkaç önemli şey göz önünde bulundurulmalıdır. Maliyetleri makul tutmak için tek bir hakem seçilebilir. Daha karmaşık davalar için birden fazla hakem seçmek istenebilir. Bu durumlarda, taraflar üç hakemden oluşan bir heyet seçer. Her taraf kendi hakemini seçer ve iki hakem üçüncüyü seçer. Anlaşmada hakemin sektöre özgü bilgiye veya hukuki deneyime sahip olması gerekip gerekmediği belirtilmelidir.
- Tahkim masrafları [arbitration costs]: Anlaşma, her bir tarafın tahkim masrafları için ne kadar ödemesi gerektiğini belirtmelidir. Anlaşmada masrafların tamamen şeffaf olması istenirse, finansal anlaşmazlıklar ortaya çıkmaz. Sadece hakemin ücretleri değil, aynı zamanda yöneticinin ücretleri ile yasal ücretler de hesaba katılmak istenecektir.
- Zaman sınırlamaları [time limits]: Bir anlaşmazlık ortaya çıktığında, tahkim ne zaman başlayacak? Anlaşma, çözülemeyen bir anlaşmazlığın ardından tahkimin başlaması gereken belirli zaman dilimini listelemelidir.
- Gizlilik hükmü [confidentiality clause]: Tahkim gizlidir. Anlaşmaya, belgelerin, işlemlerin ve nihai kararın gizli tutulması gerektiğini belirten bir hüküm eklenmelidir. Bu hüküm, özel bilgileri gizli tutmak isteyen işletmeler için özellikle önemlidir.
- Kesinlik maddesi [finality clause]: Anlaşma, tahkimin nihai olduğunu ve temyize tabi olmadığını belirten bir madde sağlamalı ve her iki tarafın da hakemin kararını kabul edeceğini belirtmelidir.
- Tahkimin dezavantajları
Tahkim anlaşmalarının bazı dezavantajları nelerdir? İşte tahkim anlaşmalarının dört dezavantajı:
- Temyiz süreciyle ilgili başvuru yolunun olmaması [no recourse through the appeal process]: Tahkim anlaşmaları kesindir ve itiraz edilemez. Sonucun adil olmadığı düşünülüyorsa, tahkim anlaşması kararların kesin olmasını emreder. Bu, hatalar meydana gelmesi durumunda bir dezavantajdır.
- Uygulanabilirlik sorunları [enforceability problems]: Tahkim anlaşmaları bağlayıcı olsa da, bazen uygulanabilirliği zordur. Örneğin, hükümleri uluslararası olarak uygulama girişimleri sırasında uygulanabilirlik sorunları ortaya çıkabilir.
- Jüri sürecinin olmaması [no jury process]: Tahkim anlaşmaları tarafların jüri duruşması talep etmesine izin vermez. Bazı karmaşık anlaşmazlıklarda, bazı taraflar bunu bir dezavantaj olarak görebilir.
- Hakem ikilemi [arbitrator bias]: Şirketler ve bireyler aynı hakeme yönelebilirler. Bu, karşı tarafça içsel bir ikilem olarak algılanabilir.
- Tahkim anlaşmasının hazırlanmasına ilişkin pratik ipuçları
Tahkim anlaşması hazırlanırken akılda bulundurulması gereken üç ipucu:
- Açık sözlü kelimeler kullanılması: Her iki tarafın da anlayabileceği basit bir dil kullanılmalı ve tahkim anlaşmasında belirsiz ifadelerden kaçınılmalıdır.
- Tahkimin resmi dilinin seçilmesi: Tahkim sırasında kullanılması planlanan dil belirtilmelidir.
- Kapsam konusunda net olunması: Tahkim anlaşmasının kapsamı tanımlanırken belirsizlikten kaçınmaya çalışılmalıdır.
[1] <https://www.adr.org/active-rules>.
[2]<https://www.adr.org/>;<https://iccwbo.org/dispute-resolution/dispute-resolution-services/arbitration/>.
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.