ABD Uygulamasında ‘Mücbir Sebep’

Giriş

Mücbir sebep maddesi (force-majeure clause), tarafların öngöremediği veya kontrol edemediği bir olay veya etki sonucunda, özellikle ifanın imkânsız veya uygulanamaz hale gelmesi halinde, zarar riskinin giderilmesine dönük sözleşmesel bir hükümdür.

Sözleşme hukukundaki bu kavram, doğal afet veya hükümet kapanması gibi kontrolü dışında bir şey olduğunda tarafın görevlerinden kaçmasına olanak tanır. Mücbir sebep kavramı federal hukukta belirtilmemiştir. Bunun yerine, mahkemelerin sözleşmenin diline ve yasal yargı yetkisine bağlı olarak yorumladığı genel hukuka dayanmaktadır.

1. Mücbir Sebebin Hukuki Yorumu

Mücbir sebep maddeleri sıkı bir şekilde yorumlanır ki; bu, maddenin doğal afet, savaş veya pandemi gibi mücbir sebep olarak kabul edilen olayları sözleşmede veya anlaşmada özel olarak listelemesi gerektiği anlamına gelir. “Kel Kim Corp. v. Central Markets, Inc. (131 AD2d 947 (NY App. Div. 1987)”[1] davasında, New York Temyiz Mahkemesi mücbir sebep maddelerinin dar bir şekilde yorumlanması gerektiğine ve yalnızca sözleşmede açıkça belirtilen olayları kapsaması gerektiğine karar vermiştir.

Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, olayın aynı zamanda beklenmeyen, kaçınılmaz ve ilgili tarafların kontrolü dışında olması gerektiğidir ve olayın bu ölçütlere uyduğunu ispat yükümlülüğü, olayı iddia eden tarafa aittir (Bd. of Supervisors v. McMahon, 219 Cal. App. 3d 286, 300, 268 Cal. Rptr. 219, 226 (Ct. App. 1990)[2].

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Tekdüzen Ticaret Kanunu (Uniform Commercial Code), madde 2-615 uyarınca mücbir sebep maddesi için geçerlidir ki; burada ani ve öngörülemeyen bir olayın teslimatı (ifayı) imkânsız hale getirmesi durumunda satıcının malları zamanında teslim etmekten muaf tutulabileceği öngörülmektedir.

2. Mücbir Sebep Maddelerinin Temel Unsurları

Mücbir sebep maddeleri genellikle aşağıdaki kısımları içerir:

  • Mücbir sebep hallerinin listesi ve bu hallerden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde taraflardan birinin veya her ikisinin ifadan muaf tutulacağına dair ifade (a list of force majeure events, and language excusing one or both parties from performance if any of those events occur).
  • Mücbir sebep halinin meydana gelmesi halinde etkilenen tarafın yükümlülükleri; diğer tarafa bildirimde bulunma ve zararları azaltma yükümlülüğü gibi (the impacted party’s obligations if a force majeure event occurs, such as notifying the other party and a duty to mitigate damages).
  • Mücbir sebep halinin devam etmesiyle ortaya çıkan fesih hakları gibi etkilenmeyen tarafın başvurabileceği haklar (the non-impacted party’s remedies, such as termination rights triggered by the duration of the force majeure event).

2.1. Mücbir sebep olaylarının tanımı

Anlaşma veya sözleşmenin mücbir sebep maddesinde, mücbir sebep olarak kabul edilecek tüm belirli olayları sıralayan maddenin tanımı sağlanır. Yukarıda belirtildiği gibi, olaylar öngörülemeyen ve tarafların kontrolü dışında olmalıdır. Yaygın örnekler arasında deprem, sel veya kasırga gibi doğal afetler, terör eylemleri, grevler, yeni yasalar veya emirler gibi hükümet eylemleri ve diğer önemli kesintiler yer alır.

Bu belirli olayların listesi sözleşmeye bağlı olarak değişebilir. Yine de, önemli olan bu olayların beklenmedik olmasıdır ve bu da sözleşmenin başlangıçta planlandığı gibi yürütülmesini imkânsız hale getirir. “Seaboard Lumber Co. v. United States (41 Fed. Cl. 401)”[3] davasında, ABD Federal İddialar Mahkemesi, ekonomik gerilemenin öngörülemez olmaması nedeniyle mücbir sebep maddesinin performansı mazur göstermediğine karar vermiştir.

2.2. Tarafların yükümlülükleri

Mücbir sebep durumunda, sözleşme genellikle hangi eylemlerin yapılacağını belirler. En yaygın yükümlülüklerden biri, olaydan etkilenen tarafın diğer tarafı mümkün olan en kısa sürede bir “bildirim” (notice) yoluyla bilgilendirmesidir ki, buna genellikle “Mücbir Sebep Bildirimi” (Force Majeure Notice) denir.

Sözleşme ayrıca, mücbir sebebin varlığını iddia eden tarafın diğerine resmi bildirimde bulunması için gereken zaman çerçevesini de belirtir ve bu, her iki tarafın da durumdan haberdar olmasını ve bunun sözleşmesel ilişkilerini nasıl etkileyeceğini ele almaya başlamasını sağlar.

2.3. Performansa etkisi

Mücbir sebep, performansı etkileyecektir ve aşağıdaki şekillerde ele alınabilir:

  • Gecikme (delay): Öngörülemeyen olay nedeniyle yükümlülükler yerine getirilebilir ancak gecikmeli bir aşamadadır. Olay geçer geçmez yeniden başlaması beklenir.
  • Askıya Alma (suspension): Benzer şekilde, sözleşme faaliyetin bir süreliğine askıya alınmasına izin verebilir. Ancak fark, olayın niteliğine bağlı olarak daha uzun veya belirsiz bir süreye uygulanabilmesidir.
  • Fesih (termination): Mücbir sebep olayının ciddi ve uzun süreli olması halinde, sözleşme feshedilebilir ki; bu da tarafların, olayın sözleşmeye devam etmeyi imkânsız veya uygulanamaz hale getirmesi nedeniyle yükümlülüklerinden tamamen kurtulmaları anlamına gelir.

3. Mücbir Sebebin Ortadan Kalkması

Bir sözleşmede mücbir sebep maddesi yoksa veya böyle bir madde belirli bir olayı kapsamıyorsa, taraflar sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirememelerini mazur göstermek için başka yasal doktrinlere bakmalıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nde mücbir sebep kanunen otomatik olarak varsayılmaz, bu nedenle uygulanamazlık, hükümet düzenlemesiyle engelleme ve amacın engellenmesi (impracticability, prevention by governmental regulation, and frustration of purpose) gibi alternatif savunmaları anlamak önemlidir.

3.1. Uygulanamazlık

Uygulanamazlık savunması, beklenmeyen bir olayın bir tarafın sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmesini neredeyse imkânsız hale getirmesi durumunda kullanılır. Sözleşmelerin Yeniden Düzenlenmesi (İkinci) § 261’e göre, bu savunma, bir olayın meydana gelmesi veya gelmemesi sözleşmenin oluşturulduğu temel bir varsayımsa geçerlidir. Mahkemeler genellikle olayın öngörülemez ve etkilenen tarafın kontrolü dışında olmasını gerektirir. Örneğin, Kovid-19 salgını sırasında, bir hükümet kararnamesi tüm spor salonlarının kapatılmasını gerektiriyorsa, bir spor salonu hükümet düzenlemelerinin performansı engellediği durumları kapsayan Yeniden Düzenlenmesi § 264 kapsamında uygulanamazlık savunmasını kullanabilir.

3.2. Amacın engellenmesi

Amacın engellenmesi doktrini, öngörülemeyen bir olayın sözleşmenin varlığının özünü baltalaması durumunda uygulanır. Sözleşmelerin Yeniden Düzenlenmesi (İkinci) § 265 uyarınca, engellenme o kadar önemli olmalıdır ki, taraflardan biri için sözleşmenin değerini etkili bir şekilde yok etmelidir.

Sonuç

Mücbir sebep maddesi, sözleşmelerde hayati öneme sahiptir, çünkü bir tarafın kontrolü dışında gerçekleşen öngörülemeyen olaylardan doğan sorumluluktan korur; bu tür olaylardan dolayı gerçekten zarar gören tarafın, sözleşmeyi yerine getirmemesi nedeniyle cezalandırılmamasını sağlar.

Ancak, madde açıkça tanımlanmalı ve uygun şekilde kullanılmalı, kötüye kullanımı önlemek için bir Mücbir Sebep olayının ne olduğunu belirtmelidir. Bu, adaleti ve açıklığı garanti altına alarak, beklenmeyen durumlar ortaya çıktığında her iki tarafın da haklarını ve sorumluluklarını anlamalarını sağlar.

[1] <https://casetext.com/case/kel-kim-corporation-v-central-markets-inc-1>

[2] <https://casetext.com/case/shoemaker-v-county-of-los-angeles>

[3] <https://casetext.com/case/seaboard-lumber-company-v-us>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.